Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1474 E. 2020/836 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/1474
KARAR NO:2020/836

DAVA:Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılma, Şirketin Feshi
DAVA TARİHİ:20/11/2014
KARAR TARİHİ:26/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılma, Şirketin Feshi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekil dava dilekçesinde özetle; Davalı …. A.Ş.’nin 01.08.2003 tarihinde; Müvekki… %55 hisseye, … %15 hisseye, … %15 hisseye, … % 7,5 hisseye ve … % 7,5 hisseye sahip olacak şekilde; kurulduğunu, şirketin ilk olağan genel kurul toplantısında şirketin yönetimi ve dışarıya karşı temsili için …, … ve müvekkili temsilen … yönetim kurulu üyesi olarak seçildiklerini, Müvekkil … şirketleri ayrı yöneticiler tarafından yönetildiği ve şirketler arasındaki organizasyonu kolaylaştırmak İçin birleşme kararı aldıklarını, davalı şirket faaliyete başladıktan sonra aktif bir şekilde ticaret hayatında bulunmuşsa da 2008 yılında baş gösteren krizden sonra fiili olarak pasif duruma düştüğünü, davalı şirketin son olağan genel kurul toplantısının 2008 yılında yapıldığını ve bu tarihten bir genel kuru! toplantısı yapılmadığını, başka bir deyişle beş yıldan fazla bir süredir şirketin organlarının çalışmadığını, bugün davalı şirketin personeli bulunmadığını, muhasebe kayıtlarının davalı şirketin bağlı bulunduğu grup şirket tutulduğunu, Müvekkil…’ı temsilen … müteaddit defalarca şirketin genel kurulunun toplanması ve şirketin faaliyetlerine devam için şirketin ortakları ile iletişim kurulmaya çalışılmışsa maalesef şirket ortaklarının … bu taleplerine karşı sessiz kalmayı tercih ettiklerini, öte yandan şirketin mali kayıtların incelenmek istendiğinde kasıtlı olarak bilgi ve belgelere erişimin engellendiğini ve şirketin mali durumunun müvekkilden gizlenmeye çalışıldığını, üzerine müvekkil şirketin, fiilen pasif durumda davalı şirket üzerindeki hissesini ortaklara devretmek; bunun mümkün olmaması halinde şirketin tasfiyesini istediğini ve istinaden aynı şirketin ortaklarıyla iletişime geçildiğini, müvekkile karşı uzlaşma taraftan görünen şirketin ortaklarının bu yolla uzun süre müvekkil şirketi oyaladığını, bu mümkün olmadığı takdirde şirketin TTK. md 636 ve 643 gereği feshi ve tasfiyesinin gerektiğini, şirketin ortaklı olması ve şirketin ortakları kasıtlı ve hukuka aykırı davalı şirketi ve ortak olarak müvekkili zararlandırıcı işlemler yapıldığından, tasfiye memurunun ortaklar dışında tarafsız bir kişi seçilmesini, Şirket mal varlığının (Üçüncü şahıslardan ve ortaklardan olan alacak ve borçlarıyla birlikte) tespitini, Müvekkilinin devre esas gerçek pay değerinin (ayrılma akçesi) tespitini, bu tespitte; diğer ortakların müvekkil aleyhine edindiği kendi payını aşan tutarların da dikkate alınmasını, haklı sebepler oluştuğundan, bu tespitler doğrultusunda müvekkile (tespit sonucunda kesinleşmek kavdıyla şimdilik 100.00 TL olarak belirlenen) pay değerinin (ayrılma akçesinin) ödenerek ortaklıktan çıkma taleplerinin kabulüne. belirlenen değerlerle şirketin diğer ortaklan tarafından pay devralmamıyorsa (ayrılma akçesi ödenemiyorsa) şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesine, yargılama giderleri vc vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini etmiştir.
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Taraflarca gösteriler deliller toplanmış, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı cevabi yazısı, … Vergi Dairesi Müdürlüğü cevabi yazısı, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı cevabi yazısı, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı cevabi yazısı celp edilmiş, Ticaret sicil kayıtlarına göre davalı … A.Ş.’nin resen terkin edilmiş olması nedeniyle şirketin ihyası için davacı tarafa yetki ve süre verilmiş, …. ATM’nin … Esas – … Karar sayılı ilamı ile şirketin ihyasına karar verildiği anlaşılmıştır. Bu aşamadan sonra tasfiye memurunun belirtilmemiş olması nedeniyle yapılan itirazların değerlendirilmesi ve tasfiye memurunun atanması için davacıya yeniden yetki ve süre verilmiş, açılan davada …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….- K sayılı ilamı ile dosyayı ihya kararını veren …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderdiği ve …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …-… E-K sayılı ilamı ile şirketin tasfiyeye girmediği için tasfiye memuru atanmadığı, ihya nedeniyle şirkete tasfiye memurunun atanmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddedildiği anlaşılmıştır. Şirket sicil kayıtları tekrar incelendiğinde 09.10.2014 tarihinde TTK geçici 7. Madde’ye göre terkin işleminin yapıldığı görülmüştür.
Taraf teşkilinin sağlandığı anlaşıldıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti 19/07/2019 tarihli raporunda “Şirketin adresinde bulunamaması sebebiyle davalılardan…. A.Ş.’ne ait ticari defterlerinin incelenmesinin yapılamadığı, dolayısıyla şirketin mali durumuna ilişkin bir kanaate ulaşılamadığı; 2. Dava konusu şirketin anonim şirket olup davacının hukuki dayanak olarak gösterdiği hükümlerin ise limited şirkete ilişkin olduğu, anonim şirket pay sahibinin liırıİted şirketin aksine haklı sebeple çıkma davası açmasının mümkün olmadığı, HMK m.33 gereği hakimin hukuki nitelendirmeyi yapması gerektiği ve davacının İleri sürmüş olduğu iddiaların TTK m. 531 kapsamında haklı sebeple fesih davasının konusunu oluşturduğu; 3. Şirketin yönetim kurulunun görev süresinin sona erdiği, yenisinin seçilmediği, fiilen faaliyetlerine son verdiği ve pay sahiplerinin dahi şirkete son verilmesi yönünde irade ortaya koyduğu, bu sebeple TTK m. 531 gereği şirketin feshi için haklı sebeplerin gerçekleştiği, 4. Öte yandan izah edildiği üzere somut olayın şartlarına göre davacı pay sahibinin çıkarılmasının duruma uygun düşmediği; 5. TTK m. 531 gereği açılan haklı sebeple fesih davasının şirkete yöneltilmesi gerektiği, olayda yöneltilmiş olduğu, davacının payların devralınması talebi de bulunduğundan davalı ortaklara da husumet yöneltilebileceği” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava, TTK 531 Md.’ye göre haklı nedenle şirketin feshi istemine ilişkindir. Her ne kadar davacı taraf, haklı nedenlerle ortaklıktan çıkmayı öncelikli olarak talep etmiş ise de haklı nedenle ortaklıktan çıkma müesesesi anonim şirketlerde düzenlenmediğinden ortaklıktan çıkma talep edilen şirket ise anonim şirket olduğundan bu talep mahkememizce dikkate alınmadan dava haklı nedenle fesih davası olarak değerlendirilip incelenmiştir. Öncelikle davalı asil şirket ortaklarına karşı da dava yönetilmiş ise de açılan şirketin feshi davasının feshi talep edilen şirkete yöneltilmesi gerektiği, davalı şirket ortaklarının bu davada pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı, bu nedenle davalı asiller hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davalı şirket yönünden davanın esasına girilecek olursa açılan dava TTK 531 Madde kapsamında haklı nedenle fesih davası olduğu, davalı şirketin 09.10.2014 tarihinde TTK geçici 7. Maddeye göre resen terkin edildiği, gayrifaal durumda bulunduğu, şirket genel kurulunun en son 24.04.2008 tarihinde toplandığı, 3 yıl için görev süreleri belirlenen yönetim kurulu üyelerinin süresinin dolduğu, yenilerinin seçilmediği, şirketin zorunlu organlarının mevcut olmadığı, şirketin resen terkin hususu da gözetildiğinde kuruluş gayesinin gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı TTK. 531 Maddeye göre haklı sebeplerin mevcut olduğunun kabulünün gerekeceği, haklı sebeplerin varlığı nedeniyle davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar vermek gerektiği anlaşılmış olup davanın kabulüne hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davalılar …, …, …, … yönünden pasif husumet ehliyetleri bulunmadığından açılan davanın REDDİNE,
B)Davalı şirket yönünden açılan davanın KABULÜNE,
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı … A.Ş.’nin FESİH VE TASFİYESİNE,
Tasfiye Memuru olarak aylık 1.000,00 TL ücret mukabilinde SMM Bilirkişi …’ın atanmasına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 54,40 TL harcın, peşin alınan 25,20 TL harçtan mahsubu ile eksik 29,20 TL harcın davalı … A.Ş.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 54,20 TL (25,20 TL Başvurma Harcı, 25,20 TL Peşin Harç, 3,80 TL Vekalet Harcı) harcın davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı bilirkişi ücreti 1.400,00 TL, tebligat gideri 608,50 TL toplam 2.008,50 TL’nin davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …, …, … ve …’a verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı asiller vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/11/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …