Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1439 E. 2020/963 K. 31.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/1439 Esas
KARAR NO:2020/963

DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:13/11/2014

…. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
… ESAS … KARAR SAYILI BİRLEŞEN DOSYASI

DAVA:Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti
DAVA TARİHİ:02/11/2015

…. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ İLE BİRLEŞEN
…. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
… ESAS … KARAR SAYILI BİRLEŞEN DOSYASI

DAVA: Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti
DAVA TARİHİ: 02/11/2015
KARAR TARİHİ: 31/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali, Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı şirket tarafından yapılan ihalesi yapılan … iKN’l“ Koruma j/e Güvenlik Hizmet Alımf işi müvekkil şirket tarafından atınmış ve taraflar arasında 07.09.2012 tarihinde sözleşme imzalanmıştır, 07.09,2012 tarihinde başlayan bu iş 31.10,2013 tarihinde sona ermiştir.Müvekkil şirketin bu ilişkiden kaynaklanan müvekkil şirkete alt 514.567,07 TL hak ediş alacağı 31.10.2013 tarihinde fatura edilmiş ve 31.10,2013 tarihli ihtar dilekçesi ile gönderilmiştir. Hak ediş alacağının ödenmemesi üzerine … Noterliğinin 10 Ocak 2014 tarih … yev. nolu ihtarnamesi İle davalı yeniden ihtar edilmiş ve işçi alacak davaları için uhdesine yüklü miktarda teminat olmasına rağmen hak edişi de “^elîhdeTurmasırün nüküRa^ykırı olduğu belirtilerek, bakiye hak ediş alacağının ihtarın tebliğini müteakip üç iş günü içerisinde SGK prim borçlarına mahsuben … Sosyal Güvenlik Kurumuna gönderilmesi İstenmiştir.Daha sonraki mahsuplar ile müvekkil şirketin bakiye hak ediş alacağı 13.11.2013 tarihi itibariyle 271,649,29 TL’ye inmiştir. Davalı şirketten temin edilmiş hesap ekstresl incelendiğinde, davalının 271.649,29 TL’yi 13*11.2013 tarihinden itibaren bugüne kadar hukuka aykırı biçimde uhdesinde tuttuğu sarihtirAyrıca bu esnada müvekkili şirketin işçileri tarafından, haksız olarak müvekkil şirket ve davalı şirket Bedaj aleyhine İşçilik alacakları davaları açılmıştır.Müvekkil şirketçe keşide edilen 10,01.2014 tarihli ihtarın davalı şirketçe nazara alınmaması, hali hazırda hala SGK prim borcu nedeni ile ödeme yapılmaması, bu nedenle uğranılan faiz zararı ve giritemeyen İhaleler nedeni ile kazanç kaybına sebep olunması üzerine davalı şirketin hukuk müşavirliğine 20.03,2014’te tekrar ihtar gönderilmiştir Bu ihtar ile bakiye kalan 271,649,29 TL’nin, aleyhe açılmış bulunan işçi alacakları nedeni ile kurumun uhdesinde tutulmakta İse ödeme yapılmamasının hukuka aykırı olduğu da belirtilmiş ve söz konusu miktarın tekrar SGK prim borcu nedeni İle ilgili … Sosyal Güvenlik Merkezine İletilmesi istenmiştir.Ayrıca 03.04.2014’te Sosyal Güvenlik Kurumu … tlçe Müdürlüğü’ne de yazı yazılarak davalı kurumca alıkonulan tutarın SGK prim borcu nedeni ile taraflarınca davalı kurumdan talep edilmesi istenmiştir.Sonuç olarak bu ve belirtmişmiş olduğumuz diğer nedenlerden dolayı takibin devamı için İş bu alacak davanın açılması zarureti hasıl olmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ;Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkil şirket tarafından ihalesi yapılan “Konıma ve Güvenlik Hizmet Alımı1′ ipi için davacı şirketle 07,09.2012 tarihinde sözleşme imzalandığını,31.10.2013 tarihinde işin bittiğini ve 514.567,07-TL hak ediş alacağı fatura edilerek talep edildiğini, ödenmeyince ihtarname gönderildiğini, işçi alacak davaları içitı muveltkıY şirket uhdesinde yüklü miktarda teminat olmasına rağmen hak edişi de elinde tutmasının hukuka j aykırı olduğunun belirtilerek bakiye hak edip alacaklarının SGK prim borçlarına mahsuben i SGK’na gönderilmesini istediklerini, daha sonraki mahsuplarla hak ediş alacaklarının \13.11.2013 tarihinde 271.649,29-TL.yc indiğini, bu hak edişin haksız olarak 13.11.2013 tarihinden beri ödenmediğini, kalan bu meblağın da SGK prim boreu nedeniyle … S U M,ne iletilmesinin 20.03.2014 tarihli ihtar ile istendiğini, müvekkil şirket tarafından bu ihtara cevap verilmeyince ….İcra Müdürlüğünün … E, sayılı dosyası ile bakiye 271.649,29 TL hak ediş alacağı ve 13.671,77-TL işlemiş faiz için icra takibi başlatıldığını, müvekkil şirket tarafından haksız yapılan itirazın iptali ile takibin devamı için huzurdaki davayı açtıklarını, açılabilecek işçi alacağı davalarının güvencesi için yeteri kadar ; teminat verildiğini, hak edişlerinin ödenmesi gerektiğini, hak edişlerin SGK’na ödenmiş | olması nedeniyle ilişiksiz belgesi alınamadığını, SGK. primleri ödenmedikçe işverenin hak edişleri Ödememe hakkının kamu idarelerine tanınmış olduğunu, müvekkil şirketin ise özel şirket olduğunu,müvekkil şirketin takas talebinin yerinde olmadığım, muaccel ve çekişmeli alacaklar bulunmadığını beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, müvekkil şirketin % 20Tdcn az olmamak üzere icra İnkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Açılmiş olan dava haksız ve yersiz olup reddi gerekmektedir. Şöyle ki Ayrıca icra inkar tazminatına hükmcdilcbilmcsi içiıı alacağın likit olması yani müvekkil şirket tarafından bilinebilir olması da gerekmektedir. Oysa davacının müvekkil şirketten alacağı olmamasına rağmen olsa idi dahi yargılama neticesinde alacak miktarı hcsaplanabileceğinden davacı tarafın alacağı olsa bile likit olmadığı ortadadır.Yargıtay b.Hukuk Dairesinin 2005/7304 Esas,2005/8567 Karar saydı 26.09.2005 tarihli kararında: l’İlKfnım 67,maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmcdilcbilmcsi için davaya konu alacağın “likit” olması başka bir deyişle gerçek miktarının belli ve belirlenmek için bütün unsurlarının borçlu tarafından bilinebilecek niıelikte bulunması, hakimin takdirine bağlı olmaması gerekir. Talep ve takibe konu edilen alacak miktarları belli ve muayyen olmayıp alacağın varlığı ve miktarlarının belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmcmcsi gerekir ” Şeklinde hüküm tesis edilmiştir.Haksız ve yersiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında özel güvenli ve koruma hizmeti ile ilgili sözleşme imzalandığını, buna göre teminat mektupları verildiğini, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığı halde teminat mektuplarını paraya çevirme girişiminde bulunduğu ileri sürerek kıdem tazminatı ödemeleri nedeniyle teminat mektuplarının paraya çevrilmemesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yerinde olmadığını, davacı şirket hakkında çalışanlar tarafından işçilik haklarından dolayı davalar açıldığını, müvekkilinin bu borçlardan müteselsil sorumlu olduğunu, 3.000.000,00 TL nin üzerinde ödeme riskinin bulunduğu belirterek davanın reddine karar verilmesini, aynı konuda açılmış …. ATM’ deki dava ile birleştirilmesi gerektiğini bildirmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasıyla birleşen ….ATM … esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında özel güvenlik ve koruma hizmeti ile ilgili sözleşme imzalandığını, buna göre teminat mektupları verildiğini, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığı halde teminat mektuplarını paraya çevirme girişiminde bulunduğu ileri sürerek kıdem tazminatı ödemeleri nedeniyle teminat mektuplarının paraya çevrilmemesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasıyla birleşen ….ATM … esas sayılı dosyasında Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yerinde olmadığını, davacı şirket hakkında çalışanlar tarafından işçilik haklarından dolayı davalar açıldığını, müvekkilinin bu borçlardan müteselsil sorumlu olduğunu, 3.000.000,00-TL nin üzerinde ödeme riskinin bulunduğu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK 67 mad.dayalı olarak davalının hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, ….İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı takip dosyasında 271.649,29 TL asıl alacak, 13.671,77 TL işlemiş faiz olmak üzere 285.321,06 TL toplam alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %11,75 avans faizi ile birlikte tahsili istemli ilamsız icra takibi yaptığı ve fakat davalının İİK 66 Mad.uyarınca itiraz ederek takibi durdurduğu saptanmıştır. Ayrıca itirazın iptali davasında İİK 67 mad.belirtilen ve hak düşürücü nitelikte olan 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Taraflarca gösterilen delliller toplanmış, takibe konu alacağın ileri sürülüp sürülemeyeceği ve miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti dosyaya sunduğu 19/09/2016 tarihli raporda ” Davalının, hakediş ve teminat mektubu bedelleri üzerinde hapis hakkının bulunmadığının kabul edilebilmesi için davacı tarafından, işçilerin herhangi bir işçilik alacağının bulunmadığının geçerli delillerle ispat edilmesi gerektiği, davacı tarafından işçilerin herhangi bir işçilik alacaklarının bulunmadığı yönünde somut bir delil sunulmadığı, bu durumda davalının hakediş ve teminat mektupları üzerindeki hapis hakkının bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği ” görüşü bildirilmiştir.
Davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi bakımından bilirkişi heyetinden aldırılan 12/09/2017 tarihli ek raporda ” Hapis hakkına konu tutar 271.649,29 TL’dir.Davalının bildirdiği 114 dava dosyasının toplam 4.982.250,25 TL olduğu listelenmiştir.Dolayısıyla bu tutar kabul edildiğinde riski aşan miktarda hapis kullanıldığı söylenemeyecektir.Davalının karşı karşıya kaldığını bildirdiği risk tutarına ilişkin sunmuş olduğu mahkeme dosyalarında toplam tutar daha fazladır,ancak yargılamaya tabi olduğundan takasa konu edilen tutara ilişkin Ödenmeme sebebi için davacının yargılamaya konu işçi alacaklarının muaccelliyet kesbetmediği iddiası mevcut ise de esasen 38. Madde kapsamında davacının sorumluluğu olan hususlarda işçilerin davalıya dava açmış olması halinde davalının ödemek durumunda kalacağı ve esasen davacının yükümlülüğünde olan bedeller ile ilgili davacının alacağına takas mahsup ileri sürmesi kök raporda belirttiğimiz şekilde değerlendirilmiştir.Sayın Mahkemece Davalı taraf riskine dair sunmuş olduğu mahkeme dosyası ve işçilerin davacı çalışanı olduğunun ayrıca araştırılmasına gerek görülmediği durumda iş bu defa davacının bu bedelleri ödediğini ispat etmesi ve dolayısıyla davalının riskinin olmadığını ispat etmesi gerekecek olup ,Sayın Mahkemenin takdir edeceği ispat yüküne göre davacının talebinin değerlendirmesinin nihai hukuki tavsifi yine Sayın Mahkemeye ait olacaktır.Kök raporda bu yöndeki kanaatimizi değiştirecek yeni bir husus da ileri sürülmemiş ve dosyaya belgesi sunulmamıştır ” görüşü bildirilmiştir.
Yapılan itirazların değerlendirilmesi için bilirkişi heyetinden aldırılan 09/07/2019 tarihli ikinci ek raporda ” Davalının, hakkediş ve teminat mektubu bedelleri üzerinde hapis hakkının bulunmadığının kabul edilebilmesi için davacı tararından/ yukarıda anılan sözleşme hükmü uyarınca, işçilerin herhangi bir işçilik alacağının bulunmadığının geçerli delillerle ispat edilmesi gerekir. Birçok işçinin davacı ve davalıya karşı, işçilik alacaklarını alamadıkları gerekçesiyle, davalar açmış olduğu, davacının kabulündedir. Yukarıda, ifade etmiş Olduğumuz üzere., açılan davaların davalı üzerinde yarattığı risk, hapis hakkı olarak kullanılan bedelin çok üstündedir. Bu durumda işçilerin işçilik alacaklarının bulunduğunun karine olarak kabul edilmesi gerekir. Bu karinenin geçerli delillerle yürütülmesi yükümlülüğü ise, davaların açılmış olduğunu ikrar eden, davacıdadır. Davacı tarafından işçilerin herhangi bir işçilik alacaklarının bulunmadığı yönünde somut bir delil sunulmamıştır. Bu durumda davalının hakkediş .ve teminat mektupları üzerindeki hapis hakkının bulunduğunun kabul edilmesi gerekir. Davacı tarafından her ne kadar işçilik alacaklarına ilişkin açılan davalar kesinleşmeden, teminat mektubunun nakde çevrilerek ödeme yapıldığı ileri sürülmüş ise de, işçilik alacaklarına ilişkin davalarda, yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın doğrudan icra kabiLi yeti bulunduğundan, gayrimenkülün aynına veya şahsi hale ilişkin bir karar olmamakla üst mahkemelerin denetiminden geçerek kesinleştikten sonra icra kabiliyeti kazanşbilen bir karar olmadığından, davalının temyiz süresini beklemeden ödeme yapmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan asıl dava, hakediş alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, birleşen davalar ise verilen teminat mektuplarının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Taraflar arasında Özel Güvenlik Personeli Hizmet alımı konusunda yapılan ihale neticesinde 07/09/2012 tarihinde sözleşme imzalanmış ve verilen hizmet nedeniyle hakediş faturaları düzenlenmiştir. Ayrıca birleşen davalara konu 28.06.2014 tarih 370205 sayılı 327.041,00 TL bedelli kesin teminat mektubu ve 30.12.2014 tarih 317518 sayılı 86.700,00 TL bedelli ve 28.04.2015 tarih 284765 sayılı 228.859,26 TL bedelli kesin teminat mektupları sözleşmenin teminatı kapsamında davalı tarafa verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince davacının yüklenici davalının işveren olduğu, Davacının çalıştırdığı işçiler nedeniyle işçilik alacaklarının tahsili için 114 adet dava açılmış olduğu, bu nedenle alacakların ödenebilmesi için davacının verdiği teminat mektuplarının 02.11.2015 tarihinde nakde çevrilmesinin talep edildiği, ayrıca hakediş faturası ve kapsamına herhangi bir itirazın bulunmadığı ve tarafların kabulünde olup uyuşmazlık konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Akdedilen sözleşme hükümleri incelendiğinde 11.4.1 Madde’de sözleşmenin ve taahhüdün yerine getirildiği ve idareye herhangi bir borcun bulunmadığı tespit edildikten sonra SGK kurumundan alınan ilişiksiz belgesinin idareye verilmesinden sonra kesin teminatların tamamının yükleniciye iade edileceği, 11.4.2 Madde’de yüklenicinin bu iş nedeniyle idareye ve SGK’ya borçlarının ödenmemesi halinde teminatın nakde çevrilerek borçlarına mahsup edileceği, teknik şartnamenin çalışanların sosyal ve özlük hakları ile ilgili kısımda 38 Madde’de personele ait özlük, yıllık, ücretli izin kıdeme ilişkin yürürlükte bulunan tüm sosyal ve mali yükümlülüklerin yükleniciye ait olduğu, idarenin hiçbir sorumluluğunun olmadığı hükümlerine yer verilmiş olup işçilik alacakları nedeniyle davaların açılmış olduğu, bu alacaklar nedeniyle ödeme yapılabilmesi için teminat mektuplarının nakde çevrilmek istendiği, sözleşme hükümlerine göre çalıştırılan işçilere ait işçilik alacaklarından davacı yüklenicinin sorumlu olduğu, MK 950. Madde göre borç ödeninceye kadar davalı-alacaklının hapis hakkının mevcut olduğu, açılmış olan davalar nedeniyle teminat mektuplarının ve hakediş alacağının toplamından daha fazla miktarda risk bulunduğu, davacı tarafın bu işçilik alacaklarının olmadığı yönünde somut bir belge ibraz edemeyip SGK’den ilişiksiz belgesinin de mevcut olmadığı, tüm bunlar birarada dikkate alındığında davalının hakediş ve teminat mektupları üzerinde hapis hakkı mevcut olup açılan hem asıl hem birleşen davaların reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) Mahkememizin 2014/1439 esas sayılı asıl davası yönünden açılan Davanın REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40 TL maktu karar harcının peşin ve tamamlama ile alınan 487,30 TL harçtan mahsubu ile artan 432,90 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 28.422,47 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 106,40 TL tebliğ masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B) Birleşen ….ATM … E.-… K.sayılı dava dosyası yönünden açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40 TL maktu karar harcının peşin ve tamamlama ile alınan 4.453,51 TL harçtan mahsubu ile artan 4.399,11 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 31.342,87 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
C) Birleşen … K.sayılı dava dosyası yönünden açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40 TL maktu karar harcının peşin ve tamamlama harcı ile alınan 4.236,89 TL harçtan mahsubu ile artan 4.182,49 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 30.539,15 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Dair, davalı-birleşen dosyalarda davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/12/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …