Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1418 E. 2020/643 K. 14.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/1418
KARAR NO:2020/643

DAVA:Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ:07/11/2014
KARAR TARİHİ:14/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … vekili verdiği dava dilekçesinde tasfiyesi tamamlanan … Ltd. Şti.’nin ortağı olduğunu, bu şirketin müflis … A.Ş. ile 2007 – 2008 yıllarında ticari ilişkisinin bulunduğunu, … Ltd. Şti.’nin müflis … A.Ş.’ye mal satışı yaptığını, bunun karşılığında da keşidecisi … Ltd. Şti. olan 05.12.2008 vade tarihli ve 15.000,00 Euro bedelli bono aldığını, … Ltd. Şti.’nin de bu bonoyu cirolayarak kendisine verdiğini, böylece müflis … A.Ş.’ye karşı alacaklı sıfatını kazandığını, dava konusu bononun tahsili için bonoyu 13.06.2008 tarihinde … A.Ş.’nin … Şubesine sunduğunu, 28.05.2010 tarihinde …’nın başkenti …’da ….’dan gönderilen yazıda senedin ödenmediğinin bildirildiğini, söz konusu bono bedelinin başka şekilde de bonoyu cirolayan … Ltd. Şti.’ne ödenmediğini, müflis … A.Ş.’nin iflas etmesi üzerine …. İflas Dairesinin … İflas sayılı dosyasında alacağını iflas masasına 34’üncü sırada kayıt ettirdiğini, ancak 03.10.2014 tarihli beyanı ile müflis … A.Ş. yetkililerinin alacağı kabul etmediklerini, aynı tarihte de davalı iflas idaresinin “işin hali muhakemeyi gerektirdiği gerekçesiyle” alacak kaydının reddine karar verdiğini, ret kararının 24.10.2014 tarihinde kendisine tebliğ edildiğini, 15.000,00 Euro karşılığı olan 44.208,00 TL’nin iflas masası sıra cetveline kaydının yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı müflis … A.Ş. İflas İdaresi davaya cevap dilekçesi vermeyerek 6100 sayılı HMK m.128’e göre dava konusu maddi vakıaları inkâr etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 235’e göre sıra cetveline kayıt kabul davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, …. İflas Dairesinin … İflas sayılı dosyasını, bono örneğini, fatura örneklerini, İflas Masası ret kararını, ticari defter ve kayıtları, keşif, tanık beyanları, yemin delilini ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı müflis … A.Ş. İflas İdaresi HMK m. 126’ya göre cevap ve delil dilekçesi sunmamıştır.
Dava 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 235’e göre sıra cetveline kayıt kabul davasıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 235’e göre; “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar.” Bu maddeye göre sıra cetveline itiraz için dava açılması 15 günlük hak düşürücü süreye bağlı olup davanın bu süre içinde açılıp açılmadığının tespiti gerekmektedir. Davacının sıra cetveline kayıt başvurusunun reddi kararı davacıya 24.10.2017 tarihinde yapılmış olup dava da 14 gün sonra 07.11.2017 tarihinde açılmıştır. Dolayısıyla 15 günlük hak düşürücü sürenin dolmadığı anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
Sıra cetveline itiraza konu olan bono … Ltd. Şti. tarafından düzenlenerek müflis … A.Ş.’ye verilmiş, bu şirket tarafından da cirolanarak davacının pay sahibi olduğu … Ltd. Şti.’ne verilmiş, bono bu şirket tarafından da cirolanarak davacıya verilmiştir. Bono bedelinin ödenmemesi üzerine davacı müflis … A.Ş. İflas İdaresinde sıra cetveline alacağını yazdırmak istemiş ancak talebi reddedilmiştir.
Davacının alacağının geçerli bir alacak olup olmadığının tespiti için davacının bonoyu aldığı ve paydaşı olduğu … Ltd. Şti. ile bonoyu bu şirkete veren müflis … A.Ş.’nin ticari defterlerinin incelenmesi için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Hazırlanan 28.12.2015 tarihli bilirkişi raporunda davacının bonoyu aldığı ve paydaşı olduğu … Ltd. Şti.’nin defterlerinden 2007 yılı yevmiye ve envanter defterinin kapanış onayının yapıldığı fakat diğer yıllara ait defterlerin kapanış onaylarının yapılmadığı, bu nedenle de 2008 ve 2009 yıllarına ait defterlerin usulüne uygun şekilde tutulmadığı, … Ltd. Şti.’nin defterlerinde bononun kaydının bulunduğu, bu bono için 13.05.2008 tarih ve 00129 sayılı makbuzun düzenlenmiş olduğu, müflis … A.Ş.’nin 2007, 2008 ve 2009 yıllarına ait ticari defterlerinin iflas idaresinde olmaması nedeniyle inceleme yapılamadığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi veren davalı iflas idaresi incelenemeyen defterlerin şirket merkezinde olduğunu ve orada incelenebileceğini bildirmesi üzerine dosya ek rapor için tekrar bilirkişiye verilmiştir. Hazırlanan 18.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda müflis … A.Ş.’nin kayıtlarında dava konusu bononun o tarihteki değeri olan 29.314,50 TL olarak ödendi olarak gözüktüğü, şirket kayıtlarının da usulüne uygun şekilde tutulmuş olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda bu tespitlerin yanında bono bedelinin ödenmemiş olması nedeniyle müflis … A.Ş.’nin bono bedelinden sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır.
Hazırlanan 18.06.2019 tarihli bilirkişi raporunun hukukçu bilirkişi tarafından hazırlandığı anlaşılmakla 6100 sayılı HMK m. 266’da ki; “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez.” hükmü uyarınca bu bilirkişi raporu hükme esas alınmamıştır.
Davacının … Ltd. Şti.’nin paydaşı olması ve bu şirket ile davacı arasında bono verilmesini gerektirecek ticari ilişki bulunup bulunmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Hazırlanan 16.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu bononun … Ltd. Şti.’nin kayıtlarında önce şüpheli alacaklar hesabına aktarıldığı, daha sonra davacıya devredildiği ve bu şekilde davacı lehinde şirket ortağı olarak alacak oluşturulduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizin 23.03.2020 tarihli ara kararı ile dosyanın yeniden aynı mali müşavir bilirkişiye verilerek müflis şirket defterlerinde alacak gözüken ve şüpheli alacaklar hesabına aktarılan dava konusu senedin Vergi Usul Kanun m. 323 kapsamında incelenerek; geçerli gider olarak kaydının yapılıp yapılmadığının tespitinin istenilmesine, bilançoda karşılık ayrılıp ayrılmadığının tespitinin istenilmesine, giderleştirme yapılıp yapılmadığını tespitinin istenilmesine, alacak niteliğini kaybedip kaybetmediğinin tespitinin istenilmesine, davacıya senedin devri karşılığında davacının müflis şirkete bir bedel ya da mal verip vermediğinin tespitinin istenilmesine, davacı senedin kendisine devri karşılığında bir bedel ya da mal devretmiş ise bedelin miktarı ya da malın miktarının ve türünün ne olduğunun tespitinin istenilmesine, ara kararda belirtilen her bir tespiti istenilen konu başlığının tek tek cevaplandırılmasının istenilmesine karar verilmiştir.
Hazırlanan 20.07.2020 tarihli son bilirkişi raporunda bono konusu alacak için giderleştirme yapılmadığı, karşılık ayrılmadığı fakat şüpheli alacaklar hesabına aktarıldığı, dava konusu bononun davacıya devri ile davacının şirkette bulunan öz kaynak alacağından bono bedelinin indirildiği, miktarının da 29.314,50 TL olduğu, şirket öz kaynağında bulunan tutardan bono bedeli indirildiği için de davacıya gözüken borcun şirket kaynaklarından karşılandığı tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda yapılan bu tespitler sonucunda dava konusu bononun davacının paydaşı olduğu … Ltd. Şti.’den olan öz kaynak alacağının karşılığı olarak verildiği dolayısıyla geçerli bir alacak olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu bononun müflis … A.Ş.’nin ticari kayıtlarında … Ltd. Şti.’ne ödendiği fakat … Ltd. Şti. kayıtlarında ise bono bedelinin ödenmediği gözükmektedir. Hangi şirketin ticari defter kayıtlarının esas alınacağı 6100 sayılı HMK m. 222’ye göre belirlenecektir.
6100 sayılı HMK m. 222/II’ye göre; “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” Hazırlanan 28.12.2015 tarihli bilirkişi raporunda davacının bonoyu aldığı ve paydaşı olduğu … Ltd. Şti.’nin defterlerinden 2007 yılı yevmiye ve envanter defterinin kapanış onayının yapıldığı fakat diğer yıllara ait defterlerin kapanış onaylarının yapılmadığı, bu nedenle de 2008 ve 2009 yıllarına ait defterlerin usulüne uygun şekilde tutulmadığı tespit edilmiştir. Hazırlanan 18.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda da müflis … A.Ş.’nin kayıtlarının usulüne uygun şekilde tutulmuş olduğu tespit edilmiştir. Hazırlanan bilirkişi raporlarındaki tespitler dikkate alındığında 6100 sayılı HMK m. 222/II hükmüne göre … Ltd. Şti.’nin kayıtlarının hükme esas alınamayacağı, müflis … A.Ş.’nin kayıtlarının hükme esas alınması gerektiği açıktır.
Sıra cetveline itiraza konu olan bono … Ltd. Şti. tarafından düzenlenerek müflis … A.Ş.’ye verilmiş, bu şirket tarafından da cirolanarak davacının pay sahibi olduğu … Ltd. Şti.’ne verilmiş, bu şirket tarafından da tekrar cirolanarak davacıya verilmiştir. Bono bedelinin ödenmemesi üzerine davacı müflis … A.Ş. İflas İdaresinde sıra cetveline alacağını yazdırmak istemiş ancak talebi reddedilmiştir.
Davacının … A.Ş.’nin … Şubesi aracılığı ile yaptığı yazışmalar bonoyu düzenleyen ve keşideci sıfatı taşıyan … Ltd. Şti. ile yapılan yazışmalar olup 28.05.2010 tarihinde …’nın başkenti …’da ….’dan gönderilen ve senedin ödenmesi talebinin reddedildiğini bildiren yazı son ciranta davacı ile keşideci arasındaki yazışma olup bonoyu bu şirketten ciro yoluyla alan müflis … A.Ş.’nin bono bedelini … Ltd. Şti.’ne ödediğine ilişkin kendi ticari kayıtlarını çürütür nitelikte yazılı belge olma niteliğini taşımamaktadır.
Bu gerekçelerle davacı taraf müflis … A.Ş.’nin defterlerindeki kayıtların aksini yani bono bedelinin ödenmediğini senet ya da kesin delillerle kanıtlayamadığından müflis … A.Ş.’nin kayıtlarına göre davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 54,40-TL maktu harcından, peşin alınan 25,20-TL harcın mahsubu ile eksik 29,20-TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/10/2020

Katip …

Hakim …