Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1380 E. 2019/560 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2014/1380
KARAR NO: 2019/560

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 28/10/2014
KARAR TARİHİ: 26/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … arasında 26.06.2014tarihli sözleşme yapma ve prim tahsil etme yetkisini haiz sigorta aracılık sözleşmesi akdedildiğini, yapılan görüşmeler sonucunda, davalı kooperatifin müvekkiline gönderdiği 22.08.2014 tarihli e-mailde’müvekkilinin yıl sonuna kadar (31.12.2014) aylık 1.500.000 TL – 2.000,000 TL arasında prim üretimi yapması ve tanzim edeceği her çekici poliçesine karşılık, aynı müşteriye minimum 50 TL tutarında ferdi kaza poliçesi tanzim etmesi hallerinde çekici araçlar bakımından araçların bulunduğu basamağa göre belli oranlarda indirim içeren trafik sigorta poliçesi tanzim etme yetkisi verildiğini, müvekkilinin anılan yazışma doğrultusunda daha önce tanzim ettiği poliçeye ilaveten toplamda; 291 adet trafik ve 41 adette ferdi kaza sigorta poliçesi düzenlediğini, tanzim edilen trafik sigorta poliçelerinden dolayı 66,046,12 TL, ferdi kaza sigorta poliçelerinden dolayı da 326,47 TL müvekkili lehine komisyon tahakkuk etmesine rağmen davalı tarafça bu bedellerin müvekkiline ödenmediğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ntin …E. sayılı dosyası İle davalı hakkında ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, itiraza karşılık iptal davası açıldığını, müvekkilinin davalı tarafın 22.08.2014 tarihli e-mailindeki taahhüdüne istinaden ayrıca 225 adet trafik sigorta poliçesi teklifi İle 375 adet ferdi kaza sigorta poliçesine İlişkin teklifi davalının sistemine yüklediğini, tekliflerin davalı tarafından onaylanmasını beklerken, davalı tarafından 09.09.2014 tarihlî e-mail ile trafik ürünü çekici kullanım tarzı için fiyatlarda değişiklik yapıldığının bildirildiğini, gelen e-mail üzerine müvekkilinin müşterilerin yeni taleplerini iletmek üzere davalı yetkilileri ile görüşme halinde iken, 13.09.2014 tarihinde sabah 09.00 sıralarında müvekkilinin .ekranının hiçbir yasal ve etik gerekçeye dayanmadan karartılmış olduğunu, ekranının kapalı olması sebebiyle müşteri ve İtibar kaybına uğradığım, davalının gönderdiği 18.09.2014 tarihli yazıyla aracılık sözleşmesinin ilgili maddeleri uyarınca 16.09.2014 tarihi itibariyle sözleşmesinin feshedildiğini ve vekaletnameden azledildiğini bildirdiğini, fesih bildiriminin haksız olduğunu belirterek; davalının sistemine girilen 225 adet trafik sigorta poliçesi (çekiciler için) teklifinden kaynaklanan komisyon alacağı olarak şimdilik 55.008,55 TL sözleşme feshedilmiş olsa idi müvekkilinin 31.12.2014 tarihine kadar düzenleyeceği poliçelerden kaynaklanacak komisyon alacağı olarak tespit edilecek meblağa artırılmak üzere şimdilik 40.000,00 TL, sözleşmenin feshinden önce davalının sistemine girilen 375 adet ferdi kaza sigorta poliçesi teklifinden kaynaklanan komisyon alacağı olarak şimdilik 3.040,87 TL müvekkilinin sözleşmesi feshedilmemiş olsa idi 31.12.2014 tarihine kadar düzenlenecek poliçelerden doğacak komisyon alacağı olarak tespit edilecek meblağa artırılmak üzere şimdilik 1.950,58 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL de manevi tazminata sözleşme fesih tarihi olan 16.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, dava masraflarıyla vekalet ücretinin davalı üzerine yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aylık 1.500.000,00-2.000.000,00 TL aralığında prim üretmesine ve her çekici poliçesine istinaden 50 TL değerinde ferdi kaza poliçesi tanzim edilmesine karşın bazı özel indirimler uygulandığını, davacının 1,5 ayda taahhüdünü gerçekleştiremediğini, 481.221,05 TL (komisyon dahil) üretim gerçekleştirdiğini, buna rağmen indirimli fiyatlardan yararlandınldığım, ayrıca tanzim edilen her çekici poliçesine istinaden 50 TL değerinde ferdi kaza poliçesi de kesilmediğini, zira 291 adet çekici trafik sigorta poliçesi tanzim edilmesine karşın yalnızca 41 adet ferdi kaza sigorta poliçesi tanzim edilebildiğini, davacıyla çalışmaya devam edilseydi dahi davacının bir aydan fazla bir sürede yaptığı üretim belli olmasına karşın ortalama bir aylık sürede bu üretimi üçe hatta dörde katlamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının farklı sigorta şirketlerine ait ferdi kaza sigorta poliçesinin tanzim ettiğinin tespit edildiğini, davacının 66.372,59 TL tutarındaki primlerinin ödenmediği iddialarının gerçeği yansıtmadığını, 20.000-TL’lik komisyonun bank|- hesabına yatırıldığını, kalan tutarın da gerek akdedilen acentelik sözleşmesi gerekse kanondan kaynaklı bir hakla dondurulduğunu, dondurulan bu bedelle ilgili İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E. sayılı dosya ile açılan İcra takibine itiraz davasının devam ettiğini, taahhütlerine uymayan davacı acente ile ilgili standart tarifeye geçilmesinin müvekkili şirketin yetkisinde olduğunu,e-mail adresine blok konulduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, bahse konu sorunun tüm acentelerle ilgili yaşanan sistemsel bir sonın olduğunu, ortaklık sözleşmelerinin imzalatılmadığrnı ve şirkete ulaştırıl madiğini, sigorta poliçesi tanzim ettirmek isteyen tüm müşterilerin öncelikle kooperatif ortaklık sözleşmesini imzalayarak kooperatife üye olmaları gerektiğini, poliçelerin de müvekkili şirkete ulaştınlmadığını,davacının sözleşmeye aykırı olarak Mardin ili dışında da zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçeleri kestiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini iddia ve talep etmiştir. karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca gösteriler deliller toplanmış, tazminatın varlığı ve miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti 04/05/2016 tarihli raporunda ” a) Taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği, b) Davacının müsbet ve menfi zarar kapsamında oluşan maddi zararlarının tazmin edilmesi gerektiği, c) Davacının manevi tazminat talebinin yerinde olmadığı, d) Davacının hesaplanan dava tarihînden itibaren ticari avans faizi uygulanabileceği, e) Davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarı olarak şu hesaplama yapılmıştır. Trafik Sigorta Poliçelerinden ötürü tahakkuk eden tutar 65.745,52 TL ki bu tutar için davacı tarafından daha Önce İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibinde bulunmuştur. Davacının bu alacağından başka Trafik Sigorta Poliçelerinden ötürü tahakkuk eden davacı komisyonu =55.008.55, 31.12.2014 tarihine kadar olması gereken komisyon = 18.336,00, Ferdi Kaza Sigorta Poliçelerinden kaynaklanan komisyon = 3.040.87, 31.12.2014 tarihine kadar olması gereken komisyon = 1.013.62, 77.309,04 TL olarak hesaplanmıştır. ” görüşü bildirilmiştir.
Tarafların itirazları üzerine bilirkişiden ek rapor alınmış, 03/11/2016 tarihli ek raporda”rapor içerisinde belirttiğimiz üzere, davacı tarafından icra takibine konu ettiği alacağı hariç olarak sözleşmenin sonuna kadar olması gereken komisyon alacağı, sözleşme sonuna kadar tahakkuk edecek komisyon miktarı 50.992,00 TL, ferdi kaza sigorta prim alacağı 3.040,87 TL, ferdi kaza sigorta teklif yazısına göre olması gereken 1.013,62 TL, toplam 55.046,49 TL olarak hesaplanmıştır” görüşü bildirilmiştir.
Davacı prim alacağının belirlendiği, davacının dava konusunun kar kaybı alacağı yönünden bilirkişi heyetinden alınan 12/10/2017 tarihli ek raporda “Davalı … şirketince davacının acenteliği hiçbir neden gösterilmeden 13.09.2014 tarihinde ekranı kapatılmış ve 15.09.2014 tarihinde de fesih edilmiş olmasından dolayı Davacı … Acentesinin TBK’nuna göre tazminata hak kazanacağı, davacının davalı … şirketinden talep edebileceği tazminat tutarının 614.106,05 TL olduğu,” görüşü bildirilmiştir.
Mahkememizce yeni bilirkişi heyetinden tazminat alacağının somutlaştırılması için rapor alınmış, 09/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda “davacı acenta ile sigorta şirketi (kooperatif) arasında yapılan acentelik sözleşmesinin “feshi”nin değerlendirilmesinde fesihten önceki ve sonraki olay ve taraf beyanlarının büyük önem taşıdığı, acentelik sözleşmesinin feshinden önce ve feshinden sonra beyanlarının ve işlemlerini yukarıda yapılan incelemede (değerlendirme), fesihnamede gösterilen acentelik sözleşmesi hükümlerine aykırılığın oluşmadığı, davacının acenteye karşı haklı sebeple sözleşmenin feshedildiğinin ileri sürülemeyeceğini, sigortacılık kanununu madde 3 fıkra 4’de yukarıda edğerlendirmelere göre olayda uygulanmasının mümkün olmadığı, sayın mahkemeniz tarafından acentelik sözleşmesinin haksız olarak fesih edildiğinin ve buna göre davacının uğramış olduğu zararların talep edilebileceğinin kabulü halinde; dava dosyası içerisinde ve eki klasör içerisinde yer alan tüm belgeler üzerinde yapılan incelemeler neticesinde davacı tarafından edilebilecek tutarın 687.939,09 TL olduğu” görüşü bildirilmiştir.
Davacı vekili 06/03/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını arttırmış, harç tamamlanarak dilekçe davalı taraflara tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle TBK 112. Md. Kapsamında oluşan müspet zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 26/06/2014 tarihinde “… ortaklarına sözleşme yapma ve prim tahsil etme yetkisini haiz sigorta aracılık sözleşmesi imzalandığı, 22.08.2014 tarihinde davalı … şirketi tarafından trafik kaza poliçeleri ve ferdi kaza sigorta poliçeleri yönünde e-posta ile taahhütte bulunulduğu, 16.09.2014 tarihinde davalı … şirketi tarafından sözleşmenin feshedildiği hususları sabit olup nizalı değildir.
Bu sigorta aracılık sözleşmesinden doğan fesihten önce hakedilmiş komisyon alacaklarının tahsili için başlatılan icra takibine sigrota şirketince itiraz edilmesi sonucunda davacı tarafından mahkememizde açılan 2014/1381 Esas sayılı iitirazın iptali davasında mahkeme tarafından yapılan gerekçede “Acente, kooperatife ortak olmayanlarla sigorta sözleşmesi yapmıştır. Sigortacılık Kanunu Madde 3 Fıkra 4’e göre … olaydaki durum maddenin 4. Fıkrasına göre yer alan şartları yerine getirmemiş bir kooperatifin, temsilci aracısı vasıtasıyla ortak olmayanlarla sigorta sözleşmesi yapmış olmasıdır. Bunun sonucu da yukarıda gösterilen cezai yaptırımdır. … Sigorta sözleşmelerinin geçerli olup olmadığı kooperatif hukuki meselesidir. … Bu nedenle acentenin yetkisini aşarak veya yetkisiz olarak yaptığı sigorta sözleşmesinde, eğer sigorta sözleşmesinin karşı tarafı yani sigorta ettiren bu durumu bilmiyorsa… TTK acentelik hükümlerine göre çözülmesi gerekir. Olayda acentenin yaptığı sözleşmelerinin primlerinin Kooperatif tarafından tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Böylece Kooperatif bu sözleşmeleri kabul etmiştir. Kooperatif bu durumu tespit eder etmez poliçeleri iptal ederek sigortalılara primleri iade etme imkanı varken bunu yapmamıştır. Poliçeler iptal edilmeyerek primler davalının uhdesinde tutulmuştur. Üye olmayan kişilerden tahsil edilen sigorta primleri, sigorta sözleşmeleri ve bu sözleşmelerden doğan prim alacaklarının tahsili bu nedenle geçerlidir” hükmü gerekçesi kurularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karar Yargıtay 11. HD’nin 06/12/2017 tarih ve 2016/7885 Esas-2017/6940 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir.
Somut eldeki davada sigorta aracılık sözleşmesinin haksız feshedilmesinden kaynaklı müspet zarar yeni sözleşme gereği gibi ve vaktinde ifa edilmiş olsaydı elde edilmesi gereken kar yani komsiyon bedeli talep edilmektedir. Müspet zararın tespitinden önce halledilmesi gereken husus sözleşmenin haklı olarak fesih edilip edilmediği hususudur. Mahkememizce aldırılan tüm bilirkişi raporlarında ve özellikle yukarıda gerekçesi özellikle belirtilen mahkememizin … Esas sayılı dosyasında açıklandığı üzere sözleşmenin 16/09/2014 tarihinde yapılmış olan fesih bildirimi haksız fesihtir. Çünkü Kooperatif tarafından hazırlanan 15/09/2014 tarihli fesihnamede sözleşmenin madde 4, 8 son paragraf ve 36. Md. Hükümlerine göre feshedildiği belirtilmiştir. 4 Md’ye göre acentenin yetki alanı dışına çıkarak sözleşme yaptığı belirtilmiş ise de acentenin fesih tarihinden önce yaptığı faaliyet alanı dışındaki poliçelerde şirket onayının alındığı, primlerin şirket payına geçirilmiş olduğu ve mahkememizin kesinleşen … Esas sayılı ilamında açıklanmış olduğu üzere Kooperatif tarafından poliçelerin iptal edilmeyerek primlerin sigorta ettirenlere iade edilmemiş olduğu gözetildiğinde madde 4 hükmüne dayanılamayacağı ve bu nedenle fesih talep edilemeyeceği, madde 8 son paragraf’a göre şirket aracısının şirket zararından sorumlu olduğu belirtilmiş ise de primler şirket hesabına geçirildiğinden şirket zararının oluşmadığı, bu nedenle de fesih talep edilemeyeceği, 36. Maddeye göre ise Kooperatif, sigorta aracısının yetkilerini kaldırabilir hükmüne haiz ise de bu madde TTK 121/4 madde’ye aykırı olup bu nedenle de fesih talep edilemeyeceğinden yapılan fesih bildirimi geçersiz ve yapılan fesih, haksız fesihtir. Buna göre davacının BK 112 md kapsamında müspet zarar talep etme hakkı mevcut olup talep edilen kar kaybı yani sözleşmenin ifa edilmesi halinde elde edilmesi muhtemel komisyon alacakları bilirkişilerce hesaplanmış olup Trafik Sigorta poliçeleri ve ferdi kaza sigorta poliçelerinden kaynaklanan zarar 687.939,09 TL olup maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, manevi tazminat talebine gelince kişilik haklarının ihlal edildiği iddia edilmiş ise de bu konuya ilişkin somut delil ibraz edilmediğinden ispatlanamayan manevi tazminat talebi yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
A)Maddi tazminat talebi yönünden davacı yararına 687.939,09 TL maddi tazminatın 100.000 TL’si yönünden dava tarihi olan 28/10/2014 tarihinden 587.939,09 TL’si yönünden ıslah tarihi olan 06/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi yürütülmek suretiyle davalıdan tahsiline ,
B)Manevi tazminat davası yönünden açılan davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince 46.993,12 TL nispi harçtan peşin ve ıslah ile alınan 13.699,50 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 33.293,62 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 13.728,50 TL ( 25,20 TL başvurma harcı, 3.415,50 TL peşin harç, 10.284,00 ıslah harcı, 3,80 TL vekalet suret harcı ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı bilirkişi ücreti 4.500 TL, tebligat gideri 362,00 TL toplam 4.862,00 TL’nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.763,53 TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davalının yaptığı bilirkişi ücreti 2400 TL, tebligat gideri 148,00 TL toplam 2.548,00 TL’nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 51,60-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 41.467,56 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
8-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi’nin 10/3 maddesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy çokluğuyla verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
Üye …
(Karşı oy)
Üye …
Katip …

KARŞI OY
Davacı taraf, davalı kooperatif ile Sigorta Aracılık Sözleşmesi yaptıklarını, bu sözleşme ile kooperatif üyeleri ile sigorta sözleşmesi yapma ve sigorta prim tahsilatı yapma hakkının kendilerine verildiğini ancak davacı tarafın haksız olarak sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle sözleşmenin feshinden önce davalının sistemine girişi yapılan 225 adet trafik sigorta poliçesi komisyon alacağının, sözleşmenin feshinden önce davalının sistemine girilen 375 adet ferdi kaza sigortası poliçesi komisyon alacağının ve sözleşme feshedilmemiş olsaydı sözleşmenin bitim tarihi olan 31.12.2014 tarihine kadar düzenleyeceği poliçelerden kaynaklanan komisyon alacağının tarafına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. 25 adet trafik sigorta poliçesi komisyon alacağı ile 75 adet ferdi kaza sigortası poliçesi komisyon alacağının hesaplamasının da sözleşmede yazılı olan 0,17 ve 0,25 oranlarında yapılmasını talep etmiştir.
Davalı taraf, davacının yapılan sözleşmeye göre taahhüdünü yerine getiremediğini ve bir ay içinde istenilen sayıda poliçe düzenleyemediğini, farklı sigorta şirketlerine ait poliçeler düzenlemek suretiyle rekabet yasağına aykırı davrandığını, kendisine başvuran kişilerin öncelikle kooperatife üyelik kaydını yapması gerekirken üyelik kaydını yapmadan poliçe düzenlediğini, poliçeleri her ayın ilk haftası kendilerine ulaştırması gerekirken süresi içinde ulaştırmadığını ve Mardin ili sınırları dışında poliçe keşide etmemesi gerekirken yetki sınırlarını aşarak Mardin ili sınırları dışında da poliçe keşide ettiğini bu nedenlerle de sözleşmeyi haklı olarak feshettiklerini belirtmiştir.

BİLİRKİŞİ RAPORUNDAKİ HESAPLAMALARA İLİŞKİN KARŞI OYUMUZ:
Sayın mahkemenin hükme esas aldığı 04.05.2016 ve 31.10.2016 tarihli bilirkişi raporlarındaki hesaplama hem sözleşmeye hem de davacının talebine aykırıdır. Taraflar arasında yapılan sözleşmenin 23’üncü maddesinde (sayfa 8) sigorta aracılarına sözleşme ekinde kararlaştırılmış oranlarda ve belirlenen tarihlerde komisyon verileceği yazılıdır.
Sözleşme ekinde yer alan komisyon oranlarına bakıldığında “ferdi kaza” olarak belirlenen altı tane sigorta türü bulunduğu ve bunların komisyon oranlarının 0,10 ile 0,25 arasında değiştiği görülmektedir. “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk” olarak belirlenen trafik sigortası komisyonu oranı ise 0,17 olarak belirlenmiştir. Bunların haricinde “Mimoza Genişletilmiş Trafik” sigortası adı altında ikinci bir trafik sigortası da bulunmaktadır. Bunun komisyon oranı da 0,17’dir. Sayın mahkemenin hükme esas aldığı 04.05.2016 ve 31.10.2016 tarihli bilirkişi raporlarında bu sigorta türleri için komisyon oranları 15,30 olarak alınmış ve hesaplama bu oran üzerinden yapılmıştır. Yapılan bu hatalı hesaplamalara oran yönünden tarafların itirazı olmamıştır. 6100 sayılı HMK m. 281/II ve III’e göre; “Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir. Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir.” Bu madde hükmüne göre taraflar bilirkişi raporundaki hatalı hesaplamaya itiraz etmemiş olsalar da mahkeme kendiliğinden bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için yeniden rapor alınması yoluna gitmek zorundadır. Bilirkişi raporundaki eksiklik ya da hata giderildikten sonra tarafların hatalı rapora göre ya da düzeltilmiş raporu göre taleplerini sürdürmeleri kendi tasarruflarında olan bir durum olup mahkeme delilleri eksiksiz şekilde toplamak ve yargılamayı eksiksiz şekilde yapmak adına bilirkişi raporunu denetlemekle ve hatalı raporun düzeltilmesini istemekle yükümlüdür. Bu gerekçelerle bilirkişi raporlarındaki hatalı hesaplamalara dayanılarak hükmedilen davacı talepleri yönünden çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

SÖZLEŞMENİN HAKSIZ FESHİ TESPİTİNE İLİŞKİN KARŞI OYUMUZ:
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin 4’üncü maddesine göre davacının faaliyet sahası Mardin ili sınırları olarak gösterilmiştir. Davalı taraf, davacının Mardin ili sınırları dışında da poliçe düzenlediğini ve bu şekilde faaliyet alanı dışına çıktığını bu nedenle de sözleşmeyi feshettiğini belirtmektedir. Davacı taraf mahkememizde görülen bir başka dosya olan … Esas sayılı dosyasında komisyon alacağına ilişkin olarak davalı kooperetif aleyhine dava açmış ve bu davada Mardin ili sınırları dışındaki kişilerle ilgili olarak düzenlenmiş olan poliçelerin komisyonlarının tarafına ödenmesini talep etmiştir. Mahkememizce yargılaması yapılan … Esas sayılı davanın gerekçesinde;
“Davamıza konu olayda, yer alan bir kooperatif şirket (davalı), ile davacı şirket arasında 26.06.2014 tarihli sözleşme yapma ve prim tahsil etme yetkisini haiz Sigorta Aracılık Sözleşmesi akdedilmiştir. Bu sözleşmede sigorta aracısının yetkisinin sınırları ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş özellikle 2. maddesinde, “aracının kooperatife ortak kazandırması ve kooperatif ortağı bu kişilerle sigorta sözleşmesi yapması suretiyle faaliyete göstermesi” gereği, 4. maddede, sigorta aracısının çalışma belgesi “Mardin il sınırları içinde” olarak tespit edilmiştir. Davalı kooperatif şirket, bir “kapalı kooperatif olarak” faaliyet göstermektedir. Kanun hükümlerine göre, aracı şirketin yetkilerini sınırlayarak düzenlenmiştir. Aracı şirketin, sözleşme ile verilen yetkilerini aşarak, kendisine verilen görevleri ihlal ettiğini, ileri sürerek, …Noterliğinin 16.09.2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtamamesi ile aracılık sözleşmesi feshedilmiştir. (…) Acente, Kooperatife ortak olmayanlarla sigorta sözleşmesi yapmıştır. Sigortacılık Kanunu m.3 fık.4’e göre, kooperatiflerin üyeleri dışındaki kişilerle sigorta sözleşmesi yapabilmesi, hem bu hususun ana sözleşmede yazılması hem de Hazine Müsteşarlığından izin alınması şartına bağlıdır. Bu şartlara uyulmamasının hukuki sonucu bir cezai yaptırımdır. Sigortacılık K. m.34(l)’e göre: “Bu Kanunun 3 üncü maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları kapsamında belirlenecek esaslara aykırı davrananlar ile 5’inci maddesine aykırı olarak ruhsatsız faaliyet gösterenlerin işyerleri Bakanın talebi üzerine valiliklerce bir yılı geçmemek üzere geçici olarak kapatılacağı gibi ilan ve reklamları da durdurulur ya da toplatılır.” Olaydaki durum, maddenin (4) fıkrasında yer alan şartları yerine getirmemiş bir kooperatifin, temsilci aracısı vasıtasıyla, ortak olmayanlarla sigorta sözleşmesi yapmış olmasıdır. Bunun sonucu da yukarda gösterilen cezai yaptırımdır. Bu durumun acente veya aracılık sözleşmesine etkisi, aracılık sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayanmış olduğudur. Acentelik sözleşmesinin feshi tarihine kadar, aracı firma tarafindan yapılan sigorta sözleşmelerinin geçerli olup olmadığı kooperatif hukuku meselesidir; Sigortacılık Kanunu bu konuya karışmaz. Başka bir ifade ile yapılan sigorta sözleşmesinin geçerli olup olmadığında Sigortacılık Kanununun herhangi bir rolü yoktur. Bu nedenle, acentenin yetkisini aşarak veya yetkisiz olarak yaptığı sigorta sözleşmelerinde, eğer sigorta sözleşmesinin karşı tarafı yani sigorta ettiren bu durumu bilmiyorsa, sözleşme yapılırken kendisine bu konuda bilgi verilmemişse, geçerlilik konusu TTK acentelik hükümlerine göre çözülmesi gerekir. Olayda, acentenin yaptığı sözleşmelerin primlerinin Kooperatif tarafından tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Böylece Kooperatif bu sözleşmeleri kabul etmiştir. Kooperatif bu durumu tespit eder etmez poliçeleri iptal ederek sigortalılara primleri iade etme imkânı varken (kaldı ki bir kısım poliçelerde bunu yapmıştır) bunu yapmamıştır. Poliçeler iptal edilmeyerek primler davalının uhdesinde tutulmuştur. Sigortalının satın aldığı poliçedeki riskin gerçekleşmesi durumunda davalının “Bu primlerin, “kamu düzenine ilişkin emredici kurallara aykırı” olarak tahsil edildiği ve zararın teminat kapsamı dışında olduğu” yönünde getireceği bir savunma da hakkaniyet kurallarına göre pek de mümkün görünmemektedir. Üye yapılmayan kişilerden tahsil edilen sigorta primleri, sigorta sözleşmeleri ve bu sözleşmelerden doğan prim alacaklarının tahsili bu nedenle geçerlidir. Bu nedenle davacının aracılık sözleşmesinin feshi tarihine kadar, tahsil edilen primlere ait komisyonlara hak kazanmış olduğu…” denilmek suretiyle fesih tarihine kadar Mardin ili sınırları dışında bulunan kişilerle yapılan sigorta poliçelerinden kaynaklanan komisyon alacaklarının ödenmesine karar vermiştir. Bu kararla davacının Mardin ili sınırları dışında bulunan kişilerle sigorta poliçesi düzenlediği dolayısıyla da taraflar arasındaki sözleşmenin 4’üncü maddesine göre yetki sınırlarını aştığı ve davalının sözleşmeyi feshetmesinde haklı olduğu tespit edilmiştir.
Sayın mahkeme davacının Mardin ili sınırları dışında bulunan kişilerle ilgili düzenlenen poliçeleri kabul etmesi ve bu poliçelere ilişkin prim tahsilatı yapmasının davacının yetki aşımını kabul anlamına geldiğini, bu nedenle de bu durumun haklı fesih gerekçesi yapılamayacağını kabul ederek davacının fesih tarihinden sonraki döneme ilişkin taleplerinin de kabulüne karar vermiştir.
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin 4’üncü maddesinin ikinci cümlesine göre; “Faaliyet sahası sigorta aracısının talebi doğrultusunda ve ancak kooperatifin kabulü ve yazılı izni ile genişletilebilir” hükmünü içermektedir. Dava konusu olayda davacının faaliyet sahasının genişletilmesi için davalıya yönelik talebi bulunmamaktadır. Davalı kooperatifin kabulü ve yazılı izninin birlikte bulunması da yine sözleşmenin 4’üncü maddesinin emredici hükmüdür. Davalı kooperatifin davacı tarafın faaliyet sahasını genişletmesine yazılı izin verdiğine ilişkin bir belge de bulunmamaktadır.
Davacının yetki sınırlarını aşarak yaptığı sigorta poliçelerinin bir kısmı davalı tarafından iade edilmiş bir kısmı ise kabul edilmiştir. Poliçelerin bir kısmının kabul edilmesini davacının yetki sahasının genişletilmesine örtülü onay vermek olarak değil davalı adına yapılan sigorta poliçelerinin iptali durumunda davalının müşteriler nezdinde ve piyasada kaybolacak ticari itibarının korunması adına zorunlu olarak yapılmış işlem olarak bakılması gerekir. Davalı kooperatif davacının yarattığı yetki aşımına dayalı fiili durum nedeniyle poliçeleri reddedip davacı hakkında haklı fesih yoluna gitmek ile müşteriler nezdinde ve piyasada itibar kaybı arasında bir ikileme düşürülmüştür. Bu durumda davalı kooperatifin müşteriler nezdinde ve piyasada itibarını korumak için poliçeleri zorunlu olarak kabul edip davacının yarattığı bu fiili duruma karşı yetki aşımı nedeniyle sözleşmeyi fesih hakkını kullanması sözleşmeye ve 6102 sayılı TTK m. 121’de belirtilen haklı sebeple fesih hakkına uygundur.
Davacının Mardin ili sınırları dışında bulunan kişilerle sigorta poliçesi yaparak taraflar arasındaki sözleşmenin yetki sınırlarını belirleyen 4’üncü maddesini ihlal ettiği mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile tespit edilmiştir. Davalı kooperatif sayın mahkemenin tespitinin aksine sözleşmeyi fesihte haklı olup, bu nedenle de sözleşmenin fesihinden sonra sözleşmenin olağan sona erme tarihine kadar yoksun kaldığı komisyon alacağı tazminat miktarını davacı talep edemeyecektir. Bu gerekçelerle davacının sözleşmenin fesih tarihinden sözleşme feshedilmemiş olsaydı sözleşmenin bitim tarihi olan 31.12.2014 tarihine kadar düzenleyeceği olası poliçelerden kaynaklanan komisyon alacağının davacıya ödenmesine ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

SONUÇ:
1-Bilirkişi raporlarındaki hatalı hesaplamalar nedeniyle hükmedilen davacı alacak miktarına ilişkin,
2- Davacının sözleşmenin fesih tarihinden sözleşme feshedilmemiş olsaydı sözleşmenin bitim tarihi olan 31.12.2014 tarihine kadar düzenleyeceği olası poliçelerden kaynaklanan komisyon alacağının davacıya ödenmesine ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

Üye