Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1375 E. 2018/596 K. 25.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/1375 Esas
KARAR NO : 2018/596
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/10/2014
KARAR TARİHİ : 25/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın… Şubesi müşterisi … Şti.nin, kullandığı krediler ve grup şirketlerinin kullandığı kredilere müteselsil kefaleti nedeniyle müvekkil bankaya yaklaşık 1.700.000.-TL kredi borcu bulunduğunu, Bu kredi tesisinde, … Şti.nin, davacı …. nezdinde doğmuş alacaklarının, tahsilinde kredi borçlarına mahsup edilmek üzere … Şti. tarafından müvekkili bankaya temlik edildiğini, yapılan temlik sözleşmelerinin davalı ….ne gönderildiğini, davalı tarafından, … Şti.nin kendilerinden alacağı olduğunu, temlik sözleşmesi uyarınca ödemenin müvekkili bankaya yapılacağı ve alacakların ödeme tarihlerinin fatura bazında müvekkili bankaya bildirildiğini, davalı şirketin bu bildirimi üzerine müvekkili banka tarafından kredi kullandırırını yapıldığını, Dava konusu temlik sözleşmelerinden; 17.07.2014 tarihli, … Noterliği’nce … yevmiye sayılı temlik sözleşmesi ile … Şti.nin davalı şirketten toplam 7 adet fatura karşılığı 340.882,64 TL’lik alacağının, müvekkili bankaya temlik edildiğini, bu sözleşmenin aynı tarihte davalı şirkete ibraz edildiğini, davalı şirketin müvekkili bankaya hitaben düzenlediği yazıda, bu temlik sözleşmesini kayıtlarına işlediğini, … Şti. nin bu alacaaının bulunduğunu, alacak üzerinde herhangi bir kısıtlama, ödemeyi engelleyici kayıt olmadığını, temlik tutarının müvekkili banka hesaplarına 14.08.2014 ve 21.08.2014 tarihlerinde ödeneceğini acık ve kesin bir dille bildirdiğini, 18.07.2014 tarihli, … Noterliği’nin … yevmiye sayılı temlik sözleşmesi ile … Şti.nin davalı şirketten toplam 7 adet fatura karşılığı 296.771,71 TL.lık alacağının müvekkili bankaya temlik edildiğini, bu sözleşmenin aynı tarihte davalı şirkete ibraz edildiğini, davalı şirketin müvekkili bankaya hitaben, bu temlik sözleşmesini kayıtlarına islediğini,…Şti.nin bu alacağının bulunduğunu, alacak üzerinde herhangi bir kısıtlama, ödemeyi engelleyici kayıt olmadığını, temlik tutarının müvekkili banka hesaplarına 14.08.2014 ve 21.08.2014 tarihlerinde ödeneceğini bildirdiğini, 22.07.2014 tarihli, … Noterliği’nin … yevmiye sayılı temlik sözleşmesi ile … Şti.nin davalı şirketten toplam 11 adet fatura karşılığı 619.038,58.- TL’lik alacağının müvekkili bankaya temlik edildiğini, bu sözleşmenin de aynı tarihte davalı şirkete ibraz edildiğini, davalı şirketin bu temlik sözleşmesini kayıtlarına islediğini. … Sti. nin bu alacağının bulunduğunu, alacak üzerinde herhangi bir kısıtlama, ödemeyi engelleyici kayıt olmadığını, temlik tutarının müvekkili banka hesaplarına 14.08.2014 ve 21.08.2014 tarihlerinde ödeneceğini müvekkili bankaya bildirdiğini, Davalı şirket tarafından 21.08.2014 tarihinde ödeneceği ifade edilen fatura bedellerinin bu tarihte ödenmemesi üzerine, müvekkili banka tarafından davalı şirkete … Noterliği’nden 22.08.2014 tarihli, 29442 sayı ile ihtarname keşide edilerek, ödenmeyen toplam 1.135.959,41-TL temlik bedelinin ödenmesinin talep olunduğunu, Davalı şirketin … Noterliği’nin 27867 sayılı 05.09.2014 tarihli ihtarname cevabında, “….Şti.nin keşideci şirkete (davalı şirkete) karşı 01.08.2014 tarihinde muaccel olan 933.906,06.- TL borcu ile müvekkil şirketten olan temlik konusu alacağı yasal temelde takas/mahsup işlemine konu edildiğinden, 6098 sayılı TBK. 188/2 çerçevesinde mahsup işlemi sonucunda bakiye alacak tutarı 202.053,35 TL’nin” ödeneceğinin ifade edildiğini, 05.09.2014 tarihinde, gecikmeli olarak 202.053,35 TL müvekkil bankaya ödendiğini, … Şti. ile müvekkili banka arasında yapılan temlik sözleşmelerinin aynı gün davalı şirkete ibraz edildiğini, davalı şirketin 17.18. 22 Temmuz 2014 tarihli müvekkili bankaya hitaben yazdığı yazılarda; … Ltd, Şti.nin alacağını kabul ederek, temlik bedellerini kayıtsız şartsız müvekkil bankaya ödeyeceklerini ifade ettiğini, üstelik takas/mahsup haklarından hiç bahsetmediklerini, en azından bu haklarını saklı tutmadığını, davalı şirket TBK 188/2 maddesine dayanarak ödemeyi yapmayacağını bu yazıda müvekkiline bildirmesi gerektiğini, davalının bu açık yazılı irade beyanlarından sonra, beyan değiştirerek ve TBK 188/2 maddesine dayanarak, temlik bedelini takas/mahsup işlemine konu edildiğinden ödemeyeceğini ileri sürmesinin haklı bir dayanağı bulunmadığını, öte yandan, davalı şirket temliği öğrendiği tarihte,…Şti. lehine alacak doğduğunu ve muaccel olduğunu, bu nedenle, TBK’ nun 188/2 maddesinin uygulanmasının da mümkün olmadığını, Dava konusu yapılan 902.994,65 TL’nın 902.018,99 TL. sının, davalının ödemediği temlik bedeli olup, 975,66 TL.sının ise, 21.08.2014 tarihinde ödenmesi gereken 202.053,35 TL temlik bedelinin 05.09.2014 tarihinde ödenmesi nedeniyle işlemiş T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi oranından hesaplanmış temerrüt faizi olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, 902.018,99 TL. nın 21.08.2014 tarihinden itibaren, 975,66-TL nın dava tarihinden itibaren işleyecek T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı değişen oranlardaki avans faizi oranında temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı vekili tarihli cevap dilekçesinde özetle ; Dava dışı … Şirketi (Kısaca “…”) ile davalı müvekkili … Ltd. (Kısaca “…”) arasında geçmiş yıllardan bu yana devam eden bir Nakliye Sözleşmesinin mevcut olduğunu, dava dışı …’ın müvekkili …’nin ürünlerinin nakliyatını yapıp, fatura tutarlarını …’ye göndermekte olduğunu, faturaların tanzim ve ödeme vadelerinin farklı olduğunu, ödeme vadelerinin tanzim tarihinden en az 1 ay sonra olduğunu, faturalardan vadesi en erken olanının 14/08/2014 tarihli, diğerlerinin ise 21/08/2014 tarihli olduğunun temlik kapsamıyla dahi belli olduğunu, Davacı bankanın, … ile aralarında yaptıkları 17/7/2014, 18/7/2014 ve 21/7/2014 tarihli temlik sözleşmelerini, davalı … şirketine 17/7/2014, 18/07/2014 ve 22/07/2014 tarihlerinde bildirdiğini, davalı … şirketi ise, aynı tarihleri taşıyan davacı bankanın başlıklı kâğıdına bizzat banka tarafından yazılan cevap yazılarında, “… Şirketinin belirtilen tutarlarda fatura alacağının olduğunu, söz konusu alacak üzerinde herhangi bir haciz, rehin, temlik veya takyidat olmadığını, temlik sözleşmesi gereğince temlik tutarının vadesinde bankanın belirtilen hesabına ödeneceğini bildirmiştir.” gerek temlik bildirimi tarihinde, gerekse davalının buna ilişkin beyanı sırasında söz konusu alacak tutarlarının, muaccel (talep edilebilir, vadesi gelen) bîr alacak olmadığını, Bu beyan yazılarından sonraki dönemde, dava dışı … şirketinin Tırları ve diğer taşıma araçları 3.kişilerce haczedilip, bağlandığı için Nakliye Sözleşmesinde davalı …’ye karşı taahhüt ettiği taşıma işlerini … şirketinin yerine getiremediğini, temlik eden dava dışı … şirketinin, sözleşmede kararlaştırılan nakliye yükümlülüğünü yerine getirememesinden dolayı, davalı … şirketinin, bayilerine ve satış noktalarına ürünleri zamanında yetiştirebilmek için, başka nakliye firmalarından araç istemek zorunda kaldığını ve bu firmalara fazladan ödemeler yapmaya mecbur bırakıldığını, Dava dışı … şirketi ile davalı … arasındaki Nakliye Sözleşmesinin (5.3.3) nolu maddesi uyarınca, … şirketinin her hangi bir nedenle tasımavı yapamaması durumunda başka şirketlere tasıma yaptırılacağı ve nakliyeden doğacak fiyat farklarından dolayı dava dışı … şirketinin sorumlu olacağını, aynı sözleşme hükmüne göre, …’nin ve bayilerinin veya müşterilerinin bu nedenle uğrayacağı zararların da … şirketine fatura edileceği ve fatura tutarının herhangi bir ihtara gerek olmaksızın … cari hesabından doğrudan MAHSUP edileceğinin taraflarca kabul edildiğini, Bu çerçevede … şirketinin taşıma yükümlülüğünü yerine getirememesi nedeniyle davalı … şirketinin başka firmalara taşıttırdığı ürünlerin fatura farkı ödemeleri toplamının 01/08/2014 tarihi itibariyle 933.906,06 TL olduğundan, bu fiyat farkı dava dışı … şirketine fatura edilerek, taraflar arasındaki Nakliye Sözleşmesinin (5.3.3) nolu maddesi uyarınca … Cari hesabından MAHSUP edildiğini, Temlik alanın, temlik edenin talep edebileceğinden fazlasını talep edemeyeceğini, temlik eden tarafın imzaladığı ve bağlı bulunduğu sözleşme koşullarına temlik alanın da birebir tabi olduğunu, davacı tarafın mahsup hakkının saklı tutulmadığına dair iddiasının anlaşılamadığını, bunun gerekmediğini, mahsubun tek taraflı bir işlem olup, alacak ve borcu sonlandıracağını Nakliye Sözleşmesinin 5.3.3 nolu maddesinin çok açık olduğunu, mahsup işleminin doğrudan cari hesaptan yapılacağı ve ayrıca bildirime gerek olmadığının da açıkça maddede belirtildiğini, kaldı ki cari hesaptan mahsubun nasıl yapılacağının 6102 sayılı TTK’nın 89, 90, 94 ve 97 nci maddelerinde açıkça belirtildiğini, 97’nci maddede, cari hesap dönem sonunda kesilmedikçe tarafların alacaklı ve borçlu olamayacağının da açıkça belirtildiğini, alacak-borç mahsubu neticesinde kalan tutar 5/9/2014 tarihinde davacı şirkete ödendiğinden davalı müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, mahsup hakkının saklı tutulmadığına dair iddianın temelsiz ve gayrı hukuki olduğunu, Davalı …’nin beyan yazısının, bildirim tarihinde faturalara konu olan ve vadesi henüz gelmemiş bulunan (müeccel) temlik konusu alacak tutarları üzerinde bir haciz veya takyidat olmadığı ve vadesi geldiğinde alacağın var olması durumunda ödeneceği ile ilgili ve sınırlı olup, … bakımından kesinlikle bağımsız bir borç taahhüdü olmadığını, Davalı … şirketinin, temlik edene karşı ileri sürebileceği tüm savunma ve iddiaları, devralana karşı da ileri sürme hakkına sahip olduğunu, Temlik edenin borçludan talep edemeyeceği bir hak veya alacağı, ondan alacak temlik alanın talep etmeye hakkı olamayacağını, hukuka ve yasaya uygun mahsup işlemi neticesinde … şirketinin kalan alacağı, borcun vadesi geldiğinde, 202.053,35 TL olarak, Davacının banka hesabına ödendiğini belirterek, Dava ile doğrudan ilgisi bulunduğundan, davanın, dava dışı … Şirketine İHBARINA, Dava dışı … şirketinin cari hesabından 01.08.2014 tarihinde mahsubu neticesinde kalan alacak tutarı 202.053,035 TL, Davacı banka hesabına 5.9.2014 tarihinde havale yoluyla ödendiğinden, dava tarihi itibariyle, müvekkili şirketin ne dava dışı … firmasına ne de ondan alacak temlik alan davacı Bankaya hiçbir borcu bulunmadığından haksız ve yersiz açılan DAVANIN ESASTAN REDDİNE, Davalının davacıya her hangi bir borcu bulunmadığından faiz talebinin ve faiz türü ile oranına ilişkin taleplerin de ayrıca REDDİNE, fazlaya ilişkin tüm haklarının saklı tutulmasına, Tüm yargılama masrafları ile avukatlık ücretinin Davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir
3-Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu alacağın dayandığı temlik sözleşmelerinin davalıya ibrazı üzerine, davalı şirketin açıkça,…Şti. nezdinde bu alacağın bulunduğunu, alacak üzerinde herhangi bir kısıtlama, ödemeyi engelleyici kayıt olmadığını, temlik tutarının müvekkil banka hesaplarına 14.08.2014 ve 21.08.2014 tarihlerinde ödeneceğini açık ve kesin bir dille bildirdiğini, müvekkili banka tarafından, davalının bu beyanı üzerine temlik eden şirkete kredi kullandırımı yapıldığını, davalı şirketin bu yazılı bildiriminin, müvekkili bankaya hitaben yapılmış bir borç ikrarı ve ödeme taahhüdü niteliği taşıdığını, Temlik sözleşmesi ile davalı şirketin verdiği teyit yazılan incelendiğinde, temlik konusu alacak için iki ayrı vade tarihi belirlendiği, 14.08.2014 tarihli ilk ödeme, davalı şirketçe 1.974.354.12 TL olarak vade tarihinde eksiksiz yapıldığını, davalının ikinci ödeme tarihi olan 21.08.2014 tarihli ödemeleri yapmadığını ve bu ödemeyi 01.08.2014 tarihli fatura alacağı ile mahsup ettiğini ifade ettiğini, 01.08.2014 tarihinde doğan bir alacağın normal olarak ilk ödeme olan 14.08.2014 tarihli borç ödemesinden mahsubunun yapılması gerekirken, bunun yapılmadığını, davalının 01.08.2014 tarihinde faturalandırılarak muacceliyet kazandığını belirttiği alacağını, müvekkili bankaya temlik olunan 21.08.2014 tarihinde ödemeyle yükümlü olduğu tutardan mahsup ettiğini müvekkili bankaya 05.09.2014 tarihinde, müvekkili bankanın keşide ettiği ihtarnameye cevabında ilk defa açıkça bildirdiğini, bu şekilde dava dışı …. Ltd. Şti. ne süre kazandırmış, 04.09 2014 tarihinde de…Şti. nin iflas erteleme başvurusu ile tedbir kararı alındığını, Ayrıca, davalı şirket ile kredi borçlusu…şirketi arasındaki taşıma sözleşmesinin halen yürürlükte olup, davalı şirketin taşıma işlemlerini halen aynı firmaya yaptırmakta olduğunu, dolayısı ile davalı şirketin bu ticari ilişki nedeniyle, daha sonraki…Şti.ne yapacağı ödemelerden bu alacağını tahsil ve mahsup etme imkanı mevcut iken, bu yolu da seçmeyip müvekkili bankaya ödenmesi gereken temlik bedelinden kendi alacağını mahsup etmesinin iyi niyetli ^ bir davranış olmadığını, sonuç olarak, davalı şirket ile…Şti.nin müvekkili bankanın zararına danışıklı olarak birlikte hareket ettiklerini, Bunun dışında; Davalının takas mahsup işlemini müvekkili bankaya, taraflarınca temlik bedelinin ödenmesi için Noter vasıtasıyla yapılan ihtarname üzerine verdiği cevap yazısında bildirdiğini, üstelik bakiye temlik bedeli ile ilgili ödemeyi de gecikmeli olarak keşide ettikleri ihtarnameden sonra yaptığını, Nitekim, 21.08.2014 vade tarihli (dava konusu) alacakla ilgili ödeme konusunda davalı ile müvekkili banka arasında mutabakat sağlandığını, 22.08.2014 tarihinde davalı şirket yetkilileri ile mail yoluyla yapılan yazışmalardan anlaşılmakta olduğunu, Paranın hangi bankadan gönderileceği konusunda 22.08.2014 tarihinde davalı tarafından müvekkili bankaya bilgi verildikten sonra, aynı gün, müvekkil firmaya verilen bilgide aynen; “….Şirketimiz …’tan hizmet alamamaktadır. Bu nedenle…’a sözleşmeye uygun davranılması için ihtarname gönderilmiştir. Bu ihtara rağmen firmadan halen hizmet alınamamaktadır. Hizmetin aksadığı dönemde başka nakliye firmalanndan hizmet alınmış olup bu nedenle…’a ceza faturalan düzenlenmiştir. Bu faturaların ödemesi… tarafından yapılmadığından sözleşmede yer alan mahsup hakkımızı kullanmak mecburiyeti doğmuştur…” denildiğini, müvekkiline gönderilen bu yazıda, …Şti.ne düzenlenen ceza faturalarından bahsedilmekte, ancak yine de kesin bir rakamdan bahsedilmemesinin dikkat çekici olduğunu, oysa davalının davaya cevabından, 01.08.2014 tarihli fatura ile davalının toplam 933.906,06 TL alacağının çok önceki tarihte faturaya bağlanıp, kesinleştiğinin ifade edildiğini, olayların bu akışından yazışmanın yapıldığı 22.08.2014 tarihinde, davalının özenle müvekkilinden mahsup kararını ve miktarını gizlediği, ya da ortada düzenlenmiş ve temlik alacağından mahsup edilmesine karar verilmiş bir fatura olmadığının anlaşıldığını, Davalının, delil listesine eklediği fatura suretinde, muhtelif eksik yapılan ya da yapılmayan taşıma işleminden doğduğu iddia olunan alacağın, bir açıklama yapılmadan tek bir faturada, düzenlenmesinin de manidar olduğunu, Davalı vekilinin dosyaya ibraz ettiği, Nakliyat Sözleşmesinde, nakliyat firmasının yükümlülüklerini zamanında ve tam olarak yerine getirememesi halinde, davalının sözleşmeyi feshederek ya da etmeyerek, nakliye firmasının davalı firmaya verdiği teminat mektubunu nakde çevirerek zararını tazmin edebileceğinin kabul edildiğini, sözleşmede bu madde olmasına rağmen, davalı tarafın teminat mektuplarını nakde çevirmeyerek, alacaklı olduğunu iddia ettiği tutarı doğrudan müvekkil bankaya temlik olunan tutardan mahsup etmesinin de davalı firmanın kredi borçlusu … Şti. ile işbirliği içinde davrandığını açıkça gösterdiğini, Temlik sözleşmelerinin davalıya ibrazı üzerine, davalı şirketin yetkililerince imzalanmış teyit yazısı incelendiğinde, bu yazının sadece temlik sözleşmesinin kendisine ibraz edildiğini beyan eden bir yazı değil, bunun çok ötesinde davalı şirket tarafından doğmuş ve kesinleşmiş temlik konusu alacağın müvekkil bankaya ödeneceğinin açık taahhüdü olduğunu, dolayısı ile, davacının TBK 188/2 maddeyi yaptığı işleme gerekçe göstermesinin haklı bir dayanağının bulunmadığını, Davalı şirket ödeme taahhüdü niteliğinde bir teyit yazısı vermemiş olsa idi, müvekkili banka tarafından dava dışı… Şti. lehine kredi kullandırımı yapılmayacağının ortada olduğunu, davalı şirket ile müvekkili bankanın kredi borçlusu…Şti.nin müvekkili bankanın zararına, danışıklı olarak birlikte hareket ettikleri de dikkate alınarak, bu durumda davanın tazminat davası olarak değerlendirilerek, talep olunan alacak tutarının ‘tazminat’ olarak müvekkiline ödenmesine karara verilmesini talep etmiştir.
4-Davalı vekili 2. Cevap dilekçesinde özetle; Davaya cevap dilekçelerindeki hususları aynen tekrar ettiklerini, alacağın temlikine dair bildirimin alındığına ve o tarih itibariyle faturaların gerçek olduğuna ve vadesi henüz gelmemiş bir alacak bulunduğuna yönelik sıradan bir beyanı davacı tarafın bağımsız bir borç taahhüdü olarak nitelemesinin anlaşılamadığını, bankanın antetli kağıdına önceden banka tarafından yazılan matbu içerikli bir beyana müvekkili davalı şirketin ilgili departmanındaki çalışanlarca imza atıldığını, vadesi ileride gelecek olan bir fatura alacağı için teyit yazısının alındığı tarihte haciz yada rehin bulunmadığına dair beyanın bağımsız bir borç taahhüdü olarak yorumlanamayacağını, davalı … şirketinin, temlik edene karşı ileri sürebileceği tüm savunma ve iddiaları, devralana karşı da ileri sürme hakkına sahip olduğunu, mahsup hakkının da sözleşmedeki açık hükümden ve yasadan kaynaklandığını, temlik alanı da bağladığını, Kaldı ki teyit yazısı ile vade tarihi arasında alacağa haciz gelmesi, rehin uygulanması ve alacak ile borcun mahsubunun yapılmasına hiçbir yasal engel bulunmadığını, tacir olan davacı bankanın bunu bilmesi gerektiğini, müvekkili …’ nin dava dışı temlik eden firma ile danışıklı işlem yapması için hiçbir makul sebep bulunmadığını, davalı müvekkili şirket ile dava dışı temlik eden firma arasında yıllardan beri süregelen nakliye sözleşmelerinin mevcut olduğunu, son olarak sözleşmenin 01.03.2013-01.03.2015 dönemi için yenilendiğini, bunun davadan sonar imzalanmış bir sözleşme olmadığını, dava dışı firmanın ekonomik krize girip taşıma işini yerine getiremediği andan itibaren taşıma işinin sözleşmenin açık hükmüne istinaden başka firmalara yaptırılıp fiyat farkının temlik eden firmaya yansıtıldığını, bu kapsamda temlik eden firmanın müvekkili şirkete oluşan borç tutarının 4.278.425,58 TL’ye ulaştığını, yansıtma faturalarının tümünün müvekkili şirket kayıtlarında yer aldığını, Diğer taraftan, davalı yanın alacak temlik bildirimini aldığına dair beyanından sonar dava dışı şirkete kredi açtığına dair davacı beyanının gerçek olmadığını, bunun davacı yanın bizzat dosyaya sunduğu 07.03.2013 tarihli kredi sözleşmesinin tarihinden belli olduğunu, davacı tarafın kendi kusurunu müvekkili şirkete yüklemeye çalıştığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
5-Dava; davacı, dava dışı şirketten temlik aldığı fatura alacaklarının davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
6-Taraf vekillerince davaya ilişkin delilleri belge ve dayanakları ile birlikte dosyaya sunulmuştur.
7-Taraf iddialarının yerindeliğinin denetlenmesi açısından Mahkememizce verilen ara kararı gereğince dosya bilirkişiye tevdii edilmiş olup dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; Davalı yanın, temlik sözleşmelerine rağmen, temlik konusu alacak tutarından, temlik edenin sorumluluğunda olan bir kısım borçların mahsubundan sonra kalan borcu ödeme hakkının bulunduğu savunmasının hukuki niteleme ve takdirinin Mahkemeye ait olduğu, Bu yönde yapılacak değerlendirme sonucunda, Mahkemece davacıya ödenen temlik bedelleri dışındaki diğer temlik alacaklannın da ödenmesi gerektiği değerlendirmesi yapıldığı takdirde, davacının dava konusu temlik bedellerinin mahsup edileceği tutardan daha fazla alacağı bulunduğundan, dava tarihi itibarıyla 1.022.725,51 TL temlik bedeli daha talep etme hakkının bulunduğu, ancak dava dilekçesi ile tespitlerimizden daha az olmak üzere 902.018,99 TL asıl alacak talep ettiğinden talebiyle bağlı olduğu, Temlik sözleşmelerine göre davalının ödemeleri en geç 21.08.2014 tarihinde yapması gerekirken 202.053,35 TL’lik ödemeyi 05.09.2014 tarihinde yapmış olmakla istenebilecek avans faizi tutarının davacı talebiyle uyumlu olarak 975,66 TL şeklinde hesaplanmış olduğu, Davacı talebinin yerinde görülmesi halinde, temlik sözleşmeleri gereği ödemelerin en geç 21.08.2014 de yapılması gerektiğinden talep gibi 902.018,99 TL asıl alacağa, 21.08.2014 tarihinden itibaren avans faizi istenilmesinin mümkün olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
8-Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya sunulmuştur.
9-Taraf vekillerinin rapora beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi açısından dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, dosyaya sunulan ek raporda; 01.03.2017 tarihli kök raporda arz edilen görüş ve kanaatlerini yinelemişlerdir.
10-Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı …, dava dışı … Şti’ye Genel Kredi Kullandırmış, … Şti’nin davalı … Şti’den alacaklarını davacıya temlik etmiş, bu temlik bedellerini davalı ödemediğinden, temlik bedellerinin tahsilini talep etmiştir.
Dosya konusunda uzman mali müşavir ve bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyadaki belgeler, temlikname ve banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Temlik belgesi ve banka kayıtlarından davacının talep ettiği miktardan fazla temlik alacağına sahip olduğu anlaşıldığından 902.018,99TL’nin 21/08/2014 tarihinden işleyecek avans faizi ile 975,66TL’ye ise dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, taleple bağlı kalınarak 902.018,99 TL’nin 21.08.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, 975,66 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 61.683,56 TL nispi karar harcından peşin alınan 15.420,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 46.262,66 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 50.069,79 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 19.484,90 TL’nin ( 25,20 TL BVH, 3,80 TL VH, 15,420,90 TL Peşin Harç, 435,00 TL tebliğler, 3.600 bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …