Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1350 E. 2020/507 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/1350
KARAR NO:2020/507

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:16/10/2014
KARAR TARİHİ:17/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin verdiği dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalının …Şubesi ile dava dışı …. Şti. ile arasında akdedilmiş olan kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığını, davalının aynı zamanda kredi sözleşmesindeki krediyi teminat altına almak için … ,.. ada … Parselde … adına kayıtlı taşınmaz üzerinde ipotek tesis ettiğini, kredi borçlusu Tara Ltd. Şti. tarafından kredi borcunun ödenmemesi nedeni ile davalının …. Noterinin 17.09.2010 tarih … Y. no’lu ihtarnamesi ile borcun kat edildiğini, kat ihtarının tebliğini müteakip davacının 21.09.2010-10.04.2012 tarihleri arasında kefil sıfatı ile 351.960 TL ödendiğini, 11.04.2012 tarihinde yazılı olarak başvurarak kredi sözleşmesinin teminatı olarak gayrimenkul üzerine konulmuş olan ipoteğin davacıya temlikinin talep edildiğini, davalı bankadan bir cevap alınamadığını, … Noterinin 09.07.2013 tarih … Y. no’lu ihtarnamesi ile ipoteğin davacıya devrini, devir sağlanamadığı takdirde ödenen miktarın geri iadesi ve uğranılan zararların talep edileceğinin ihtar edildiğini, davalıca hiçbir işlem yapılmadığını, bu arada başka bir alacaklı tarafından …. İcra Müdürlüğünün … E. sayısı ile gayrimenkulün satıldığını, satışın kesinleştiğinin öğrenildiğini belirterek kredi borcunun kefil sıfatıyla davacı tarafından ödenmiş olması sebebiyle … ada 8 parselde … adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki ipoteğin tapuda davacı adına tescili mümkün olmadığından hakları saklı kalarak BK. m. 592/4 gereğince davalıya ödenen 351.960,00 TL’nin bankanın temerrüde düştüğü 11.04.2014 tarihi itibarıyla ticari reeskont faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesi ne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Taraflarca gösterilen delliller toplanmış, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, … İcra Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyası, … müzekkere cevabı, istirdat talebine konu alacağın ileri sürülüp sürülemeyeceği ve miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti dosyaya sunduğu 21/12/2016 tarihli raporda ” Davalı bankaca imzalanmış sözleşmeye istinaden dava dışı …Şti.’ne kullandırılan … Hesap nolu İhtiyaç kredisinin kapatılarak tasfiye edildiği, Ancak, dava dışı ….Şti ile davalı banka arasında imzalanmış olan Genel Kredi sözleşmesine istinaden Kredili Mevduat Hesabı ve gayrinakdi kredi kullanımdan dolayı dava tarihi itibariyle 5.952,85 TL kredi riski olduğu görülmüştür. Davaya konu ipotek, ipotek akit tablosundaki özel hükümler bölümünün 1.Madde uyarınca lehine ipotek verilmiş olan KMH ve gayrinakdi riskinden dolayı dava dışı …Şti.’in davalı bankaya bu sözleşmeye istinaden bankaya doğmuş veya doğacak hertürlü nakdi ve gayrinakdi borcunun söz konusu taşınmaz rehni ile teminat altına alınmış olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, lehine ipotek veren dava dışı …Şti.nin kredi riski devam ettiğinden davalı bankanın ipoteği fek etmemesinin mümkün olduğu ve davacının ipoteğin temliki ve alacak talebinin yerinde olmadığı, ” görüşü bildirilmiştir.
Yapılan itirazlar neticesinde yeniden bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınmış, Bilirkişi heyeti dosyaya sunduğu 04/01/2018 tarihli raporda ” Bilirkişi kurulumuzca BK m.592/3 ve 4. bendleri çerçevesinde davacı … Ltd. Ştrnin davalı … AŞ’nden 351.960 TL alacağı 11.04.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte talep edebileceği kanaatine varılmıştır.” görüşü bildirilmiştir.
Taraflarca yapılan itirazların incelenmesi için dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, Bilirkişi heyeti 08/10/2018 tarihli raporda ” Davalı bankanın muhtelif tarihli yazılarında, davacı tarafından ödenmediğini bildirdiği çek yaprağı iadesinden kaynaklanan gayri nakit kredi borcunun incelenmesi; Başlıkta belirtilen konu ile ilgili olarak; Dosyada davalı bankanın dava dışı …Ltd. Şti.’ne 03.05.2007 tarihli ve 2.000.000,- TL limitli vc müşterek borçlu ve müteselsil kefili davacının olduğu Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında kullandırdığı kredilere ilişkin kredi geri ödeme planları, kredi hesap ekstrcleri, çek yaprağı risk giriş kayıtları vb. belgeler ile kredi kat ihtarnamesi mevcut olmadığından, gerekli irdelemeler yapılamamış olup, davalı bankanın muhtelif tarihlerdeki beyanlarından ve 21.12.2016 tarihli ilk bilirkişi heyet raporundaki bilgilerin ışığında davacı kefilin dava dışı kredi borçlusuna ait olup ödemediği / depo etmediği bildirilen çek yaprağı iadesinden kaynaklanan gayri nakit kredi borcunun bidayette oluşmuş bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak dava dosyası içerisinde davacı tarafça dava dilekçesinde belirtilen “…. Notcrliği’nin 17.09.2010 tarih vc … Yevmiye no.lu kat İhtarnamesi” ile davalı banka tarafından Sayın Mahkemenize hitaben düzenlemiş olduğu 03.05.2018 tarihli beyan dilekçesinde, belirtilen ” ….Bankalarının 16.10.2010 tarihti ihtarnamesi ile kat edilerek borçlu ve kefile ihtarname keşide ederek nakit kredi borcu ile birlikle 5.730,00 TL çek yaprağı iadesinden kaynaklanan gayri nakdi kredi borcunun ödenmesi suretiyle depo edilmesini talep edildiği” belirlilen ihtarnamenin dava dosyasına sunulmamış olması sebebiyle “çek yaprağı iadesinden kaynaklanan gayri nakit kredi borcunun” davacıya ne zaman bildirildiği/tebliğ edildiği hususunda bir değerlendirme yapılamamıştır. Davacı yanın 17/05/2018 tanzim tarihli dilekçesi ve ona mukaddem, davalı yanın 03/05/2018 tarihli dilekçesi yönünden meselenin yüce Yargıtay 23. HD’nin 2015/6311 Esas – 2016/3588 K. Sayılı 13.06.2016 tarihli kararının gözetilmesi yüce Mahkemenin takdirindedir.
Ezcümle;yukarıda yer bulan nakısaların dosyada yer alması durumunda nihai kanaat arz edilmesi durumuna gelineceğini ön kanaat bildirimi zımnında takdim ediyoruz.” görüşü bildirilmiştir.
İtirazların değerlendirilmesi için Bilirkişi heyetinden 05/02/2019 tarihli ek rapor aldırılmış, alınan ek raporda “Sunulu belgeler kapsamında kalmak koşulu ile, nakıs belgelerin sayın Mahkemece ayrıca değerlendirilmesi kaydı ile, huzurdaki davacı yanın savlarının bu aşamada kabil-i kabul olduğu ve davacı yanın savları yüce yargı makamınca kabil-i kabul görüldüğü takdirde, davacının talebine göre, dava dilekçesinde yer bulan meblağın-davacının temerrüt ile dava dilekçesindeki ilgili anlatımı, bu alanda yasal gereği karşılamadığından- dava tarihinden itibaren işletilecek kısa vadeli avans faizi aynca ilave edilerek davacıya iadesi yönünde hüküm kurulabileceği; bu durumun davalının asıl borçludan olan haklarına -kaîdeten- halel getirmeyeceği ve fakat bu yönün huzurdaki davanın konusu olmadığı; b) Buna karşılık, delillerle doğrudan temas eden muhterem Mahkemenin yapacağı tetkikata göre, eğer davalı savunmalarını yerinde görecek olursa, davalı savunmaları yönünde hüküm kurmakta muhtar olduğu mütalaa edilmiştir.” görüşü bildirilmiştir.
Eksik hususların değerlendirilmesi ve itirazların incelenmesi için dosyada yeniden ek rapor alınmış Bilirkişi heyeti dosyaya sunduğu 20.06.2019 tarihli ek raporda ” Bilirkişiliğimiz kendisine intikal eden dosyada yer alan donelerin tümünü tetkik etmiştir. Kök Rapor ve 1. Ek Rapor’da yer bulan kanaatin Özü bu aşamada da korunmaktadır. Delil sözleşmesi ile ilgili esasların HMK 193/son hükmü gözetilmeksizin değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, huzurdaki davadaki talep ve savunma irdelenirken, Kök Rapor ve 1. Ek RaporMa yer bulan, işleyiş süreçleri ile ilgili anlatımların gözetilmesi kanısındayız. Tüm bunlara nazaran, salt gayrinakdi kredi riskinin devam etmesi olgusunun davanın reddi konusunda yeter sebep olduğu yüce Mahkemece benimsenecek olursa, sayın Mahkemenin davanın reddi seçeneği hususunda da yegane takdir makamı olduğu tartışmasızdır.” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava istirdat davasıdır.
Davalı banka ile dava dışı … Şti. Arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davacı …. Şti’nin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladıkları, ipotek resmi senedi incelendiğinde dava dışı asıl borçlunun genel kredi sözleşmesinden kaynaklı her türlü nakdi ve gayrinakdi borcunun teminatı olarak … tarafından … … Ada … Parselde kayıtlı taşınmaz için davalı Banka lehine 1. Derece ipotek tesis edildiği, kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle davalı bankanın …. Noterliği’nin 17/09/2010 tarihli … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği, ihtarnamede 292.987,87 TL nakdi kredi ve 5.730,00 TL gayrinakdi kredinin ödenmesinin talep edildiği, asıl borçlu, kefil ve kefillere ve ipotek borçlusu kefile ihtarnamenin tebliğ edildiği, davacı kefile 21/09/2010 tarihinde tebliğ edilen ihtarname gözönüne alındığında bu tarih itibariyle davacının nakdi ve gayrinakdi kredi borçlarından haberdar olduğu, dosyada bulunan 11/04/2012 tarihli yazılı belgeden anlaşılacağı üzere davacının hesabın kat edilmesinden sonra 21/09/2010-10/04/2012 tarihleri arasında 387.000 TL ödeme yaptıkları, ödeme tamamlandığı zaman ipoteğin fek edilmeyerek yapmış oldukları ödeme tutarı kadar ipoteğin temlik edilmesini talep ettikleri belgenin imzalanmış olduğu, ödemenin tamamlanmadığı hususunun davacı tarafın kabulünde bulunduğu anlaşılmıştır.
İpotekli taşınmaz malikinin 3. Şahsa olan borcu nedeniyle aynı taşınmaz üzerinde … yararına 2. Derece ipotek tesis edildiği, bu borcun tahsil edilmesi ve ipoteğin paraya çevrilmesi için …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, icra kanalıyla taşınmazın satılması nedeniyle davacının ödediği bedeli geri isteyerek bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Türk Borçlar Kanunu 592/3 md’ne göre “Alacaklı kefalet sırasında varolan veya asıl borçlu tarafından alacak için sonradan sağlanan rehinleri ve diğer güvenceleri de kefile teslim etmek veya bunların devri için gerekli işlemleri yapmak zorundadır…” hükmüne yer verilmiş ve yine aynı maddenin 4. Fıkrasında ” Alacaklı haklı bir sebep olmaksızın yükümlülüklerini yerine getirmez, ağır kusuruyla mevcut belgeleri veya rehinleri ya da sorumlu olduğu diğer güvenceleri elinden çıkarırsa kefil borcundan kurtulur. Bu durumda kefil ödediğinin geri verilmesi ve varsa ek zararının giderilmesini isteyebilir” hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümlere göre açılan somut istirdat davasında borcun ödenip ödenmediği, haklı bir sebep olmaksızın veya ağır kusuru ile davalı bankanın ipoteği devredip etmediği, ödenen bedelin geri iadesinin mümkün olup olmadığı hususları çözüme kavuşturulması gereken konulardır. Buna göre borcun ödenip ödenmediği hususu öncelikle ele alınacak olursa dosyadaki rapor düzenleyen her iki bankacı bilirkişinin belirttiği üzere incelenen banka kayıtı ve defterlerine göre davacı taraf dava dışı asıl borçluya kullandırılan ihtiyaç kredisinin tamamını ödeyerek kapatmış fakat kredili mevduat hesabından kalan borç ve gayrinakdi krediden kaynaklanan borç ödenmemiştir. 11/04/2012 tarihli belgeden davacının ödemeyi tamamlamadığından bilgisi olduğu ve Hesap kat ihtarnamesi davacıya tebliğ edilmiş olduğundan nakdi kredinin yanında gayrinakdi kredi borcunun varlığından davacının haberdar olduğu açıktır.
HMK 193 Md’ye göre “Taraflar yazılı olarak …. Belirli delillerle ispatı öngürülmeyen vakaıların da sadece belirli delil veya delillerle ispatı kabul edilebilirler” denilmektedir.
Genel Kredi Sözleşmesinin 40. Maddesinde “Müşteri, kefil veya kefiller banka ile aralarında çıkacak her türlü anlaşmazlıklarda Banka’nın defter, kayıt ve belgelerinin yegane, münhasır ve kesin delil olacağını ve bunlara hiçbir suretle itiraz etmeyeceklerini kabul ederler” hükmü bulunmaktadır.
Buna göre taraflar arasında yapılmış delil sözleşmesine göre banka kayıt, defter ve belgeleri kesin delil olup davacının buna itiraz etme hakkı bulunmamaktadır. Mahkememizce banka kayıt, defter ve tabloları üzerinde yaptırılan incelemeler sonucunda kredili mevduat hesabının ve gayrinakdi kredi borcunun ödenmemiş olduğu sabittir. Ayrıca davalı banka tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına 14/08/2014 tarihli cevabi yazısında ipoteğin devam ettiği, 08/08/2014 tarih itibariyle alacak tutarının 5.750 TL olduğu, kefil …. Şti’nin 351.960,00 TL ödeme yaptığı, bu tutar nispetinde dosyayı temlik alma ve rücu hakkı bulunduğunu, kefilin ve vekilinin iletişin bilgilerinin paylaşıldığının bildirildiği, yani davalı banka tarafından üzerine düşen yükümlülüklerin yerine getirildiği açıktır.
BK 592/4 Md’ne göre istirdat davası açabilmek için alacaklının haklı bir sebep olmaksızın hareket etmesi ve ya ağır kusurunun bulunması gereklidir. Somut davada hem incelenen banka kayıtlarına göre hem de …’in 04/03/2019 tarihli mahkememizce yazılan müzekkereye verdiği cevabi yanıtta dava tarihi itibariyle gayrinakdi riskin devam ettiği beyan edilmiş olmasına göre davalı alacaklı bankanın borç devam ederken ipoteğin devrini davacı tarafa yapması hukuken mümkün olmadığından, ağır kusuru bulunmayan, kasden zarar verici eylemlerde bulunmayan, üzerinde düşen bildirimleri yapmış olan ve borç ödenmediğinden ipoteğin temlik etmemek için haklı sebebi olan davalı banka hakkında açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40 TL maktu karar harcının peşin alınan 6.010,60 TL harçtan mahsubu ile artan 5.956,20 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 33.087,20 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 1.000,00 TL (bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/09/2020

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …