Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/300 E. 2020/88 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/300
KARAR NO : 2020/88

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 04/10/2013
KARAR TARİHİ : 30/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dairesini davalının eşine satttığını, dairenin içerisine fiziki olarak oturmanın süresi müteahhitin geç teslim etmesinden uzadığı için davalı alacaklıya müvekkil kira bedeli karşılığı takip alacaklısına 3.500,00 TL bedelli, miktar kısımları kapatılmayan senet verildiğini, senet ödeme gününden 45 gün sonra alacaklı görünen şahsın oğlu’na senede mahsuben ödeme …kanalı ile gönderilmiş alacaklıdan senet istendiğini, alacaklının faks yoluyla senedin iptal edildiğini belirtir faks çektiğini, davalı alacaklı takibe konu senet üzerinde tahrifat yapmakla icra takibinde bulunduğunu, 3.500 TL’lik bedelli senedi üzerinde tahrifat yaparak 503.500,00 TL haline getirildiğini, müvekkilin alacaklıya borçlu olmadığını, takibe itiraz yapılarak durdurulduğunu, takibe konu kambiyo senedinin bilirkişi marifeti ile incelenerek aslında 3.500 TL bedelli bir senet olduğu açıkta bulunan kısmına sonradan 5 ve 0 rakamının yazılması ile 503.500,00 TL bedelin sonradan elde edilmiş olduğunun tespitine, müvekkilin davalıya borçlu olmadığının tespitine, dava konusu kambiyo nedeninin iptaline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; davacı aleyhine keşidecisi olduğu senetten dolayı icra takibi başlattığını, davacının takibe itiraz ettiğini, davanın dayanağı senet olması nedeniyle senede karşı senetle ispatla kuralı olduğunu, davacının dilekçesinde belirttiği hususların bu dosya ile alakasının bulunmadığı, davacı tarafın bu iddiaları haksız ve hukuka aykırı olarak davayla hiç ilgisi olmayan, borçtan kurtulmak için ileri sürülen iddialar olduğunu, ileri sürülen bu iddiaların borçtan kurtulmaya yönelik olduğunu, İcra Hukuk Mahkemesinde açtığı davada icra takibinin durdurulması talep ettiğinden dolayı icra dosyasını, icra dairesine indiremediğini, davacının bu sürede tüm taşınmazlarını ve araçlarını sattığını, davacının davasının reddine, haksız ve kötü niyetli borçlu/davacının %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, İstanbul … Ağır Ceza Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı… Soruşturma sayılı dosyası, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası,, …Tapu Sicil Müdürlüğünden yazı cevabı, … Müdürlüğünden yazı cevabı, … Müdürlüğünden yazı cevabı celp edilmiş, … Ankara ATM’ye yazılan talimatta verdiği ifadesinde ” Davacı…daha önceki yılllarda ortaklık yapmıştık, birlikte iş makinası ortaklığı yaptık ayrıca kendisinin sanayide kaynak atölyesi var, davalı … sarıya da uzaktan akrabab olduğu için tanırım ikisini ben tanıştırdım, Yaşar ile birlikte ortak bir dairemiz vardı, … müşteri oldu, tapuda devrettik, bedeline aldık, daire henüz tamamlanmıştı, müteahhit daireyi tamamlamadığında kira bedeli vereceğini bildirmiktiş, yazılı sözleşme yapmıştık, müeahhit vaad ettiği tarihte bitiremedi, bizde taahhüdümüz gereği kira bedelini …ya ödedik, son ödeme ile ilgili olarak ortağım maddi durumu olmadığından 3.500 TL senet yazıldı, senedi … doldurmuştu, davacı … benim ortağım olarak sadece imza attı, sonradan rakamı büyültmüş, yazıda o şekilde yazıp takibe konu etmiş, ben bu olayı biliyorum, ortağımın başkaca büyük borcu olmadığını biliyorum, sonradan 3500 TL olan borcu ödedi, tarafların başkaca borcu da yoktur” beyanda bulunmuştur.
Takibe konu senette yer alan 3.500 ve önündeki 50 rakamının aynı kişi ve aynı kalemli ve aynı tarihte yazılıp yazılmadığının, davalının eli ürünü olup olmadığının belirlenmesi açısından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti dosyaya sunduğu 25/03/2016 tarihli raporda ” İnceleme konusu 503.500 TL meblağlı senedin meblağ bölümlerindeki “#503.500#” ve #Bes yüz üç bin beş yüz#” ibarelerinden “5 ve O” rakamları ve “Beş yüz” ibarelerinin mevcut yerlerine sonradan yazılıp yazılmadığı, bahse konu ibarelerin aynı tarihte ve aynı kalemle yazılıp yazılmadığı hususları sorulmuştur. Bir belgede ilave yazılmak suretiyle tahrifat yapıldığının kesin olarak beyan edilebilmesi için mürekkep renk tonu, kalem kalibresi, fulaj izi veya kaligrafi farklılıkları veya belirgin konum bozuklukları ya da silme veya sürşarj emarelerinin tespiti gereklidir. Bu itibarla, bahse konu senet sorulan husus doğrultusunda yukarıda sayılan emarelerin mevcut olup olmadığı yönünden, Belge inceleme Laboratuvarında mevcut doküman inceleme cihazları (…, stereo makroskop ve mikroskop) ile diğer teknik aletler yardımıyla incelenmiş ve yapılan incelemeler neticesinde; Tetkik konusu senedin meblağ bölümlerindeki “5 ve 0” rakamları ve “Beş yüz” ibareleri ile aynı bölümlerdeki diğer “#3.500#” ve #üç bin beş yüz#” ibarelerinin yazımında kullanılan kalemin mürekkep renk tonu hususiyeti yönünden farklılıklar tespit edilememiş, yapılan spektral analizlerde senet meblağının yazıyla ve rakamla ifade edildiği bölümlerde kullanılan mürekkeplerin absorbans, lumenisans yada renk kromatografisi değerleri veya raman yansımaları bakımından farklılıklar arz ettiğini gösterir enstrümantal değerler elde edilememiştir. Ayrıca, bahse konu “5 ve 0” rakamları ve “Beş yüz” ibareleri ile aynı bölümlerdeki diğer “#3.500#” ve #üç bin beş yüz#” ibareleri arasında fulaj izi ve kaligrafi farklılıkları, belirgin konum bozukluğu, silme veya sürşarj emareleri tespit edilememiştir. Ancak zikredilen bulguların tespit edilememiş olması, belgede tahrifat yapılmamış olduğu anlamına da gelmez. Zira; aynı şahıs tarafından, aynı kalemle, benzer zeminde, önceden planlanarak yapılan tahrifatlarda, yukarıda bahsi geçen bulguların belirlenmesi her zaman mümkün olmayabilmektedir. Yapılan incelemeler neticesinde yukarıda bahsedilen bulgular tespit edilemeyen fakat sonradan ilave edildiği iddia edilen el yazılarının iddia edildiği gibi sonradan ilave edilip edilmediği hususunun kesin olarak tespiti ancak mürekkep yaşı tayininin tespiti ile mümkün olabileceği değerlendirilmektedir. Mürekkep yaşı tayininin tespiti ise günümüz mevcut şartlarında fennen mümkün olamadığından, bahse konu el yazılarının aynı anda yazılıp yazılmadığı yönünde bir beyanda bulunmak mümkün olmamıştır. 2)İnceleme konusu senedin meblağ bölümlerindeki “503.500” ve “Beş yüz üç bin beş yüz” ibareli el yazıları ile … isimli şahsın mevcut mukayese el yazıları, Belge inceleme Laboratuvarında mevcut doküman inceleme cihazları (… stereo makroskop ve mikroskop) ile diğer teknik aletler yardımıyla karşılıklı olarak incelenmiş ve yapılan incelemeler neticesinde; inceleme konusu el yazıları ile … isimli şahsın mevcut mukayese el yazıları arasında; Ortak (mukabil) harf ve rakamların tersim ve teşekkül tarzları, Harf ve rakamların birbirlerine olan konumları, Yuvarlak harf/rakamların başlama ve bitim noktaları, Şahsa has itiyadi hususiyetler, Gibi kaligrafik ve karakteristik tanı unsurları yönünden uygunluklar bulunduğu belirlenmiştir. Belirlenen bulgulara atfen; inceleme konusu senedin meblağ bölümlerindeki “503.500” ve “Beş yüz üç bin beş yüz” ibareli el yazılarının, … isimli şahsın elinden çıkmış olması kuvvetle mümkün ve muhtemel olarak değerlendirilmiştir. ” görüşü bildirilmiştir.
Jandarma Kriminal Daire Başkanlığında ek rapor alınmıştır, 27/06/2016 tarihli raporda “Bir belgenin saklanma koşulu, ısı, ışık, nem gibi faktörler inceleme kriterlerini doğrudan etkilemekte olup, bu değişkenler mürekkep yaşı tayini ile ilgili net ve bilimsel sonuçlar ortaya konulmasını engellemektedir. Bu sebeple, mürekkep yaşının tayinine yönelik laboratuvarımızda inceleme yapılmamaktadır. Bu kapsamda, inceleme konusu senedin Türk Lirası hanesindeki “503.500” rakamlarının aynı anda ya da farklı zamanlarda yazılıp yazılmadığı hususunda bir tespitte bulunmak mümkün olamamıştır.” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, açılan dava, takipten sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davalı taraf, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında 23.06.2012 tanzim, 30.08.2012 vade tarihli 503.500 TL bedelli bonoyu tahsil etmek amacıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibi başlatmış ise de davacının …ile birlikte sahip oldukları taşınmazı davalının eşine sattıklarını ve müteahhitin geç teslimi nedeniyle kira bedeli olarak 3.500 TL bedelli senedi davalıya verdiklerini, davalının daha sonra senet üzerinde tahrifatta bulunarak 3.500 rakam ve yazılarının önüne 5 ve 0 rakam ve yazılarını eklemek suretiyle senedi tahrif ettiğini iddia etmektedir. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemelerinde senedin … tarafından doldurulması ve aynı kalem, aynı mürekkep ile yazılmış olması hususlarının tespit edildiği fakat mürekkep yaşının tespit edilemediği, aynı senetle ilgili olarak Kamu kurum ve kuruluşlarını aracı kullanarak dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik suçundan yapılan soruşturma sonucunda İstanbul … Ağır Ceza Mah’nin …Esas sayılı dosyasında ceza davasının yargılamasının yapıldığı, her ne kadar ceza mahkemesince verilen kararın hukuk mahkemesini bağlayıcılığı bulunmasa bile ceza dosyası kapsamında tespit edilen ve kesinleşen maddi vakalarla mahkememizin bağlı olduğu, ceza dosyası içerisinde davacı …’ın … ile birlikte 26/10/2007 tarihinde …’nın eşi …’ya taşınmaz sattıkları, tanık …’nun beyanının bu konuyu teyit ettiği, …’nın elden 503.500 TL parayı davacıya verdiğini beyan etmesine rağmen tarafların sosyo ekonomik durumları ve incelenen ticari defter kayıtlarına göre böyle yüksek bir meblağı verecek ticari ilişkinin mevcut olmadığı, 30/11/2018 tarihli kriminal raporda borç miktarının yazı ile yazıldığı kısımda “beşyüzüç” yazısının bitişik olmasına rağmen “… Beş yüz” kısmının ayrık yazılmış olduğu, farklılığın belirgin olduğunun belirtmiş olduğu tüm bu maddi vakalar gözönüne alındığında İstanbul … Ağır Ceza Mah’nin kararının kesinleştiği de gözetilerek davacının takibe konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine ve açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
Davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyasına dayanak 23/06/2012 düzenleme tarihli 30/08/2012 vade tarihli, 503.500,00 TL bedelli, senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 39.336,10-TL nispi karar harcından peşin alınan 9.834,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 29.502,05 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 45.842,30 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 10.160,15 TL’nin ( 24,30 TL başvurma harcı, 3,75-TL vekalet suret harcı, 9.834,05 TL Peşin Harç, 298,05 TL tebliğler ve posta masrafı) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …