Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/183 E. 2021/413 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2013/183 Esas
KARAR NO:2021/413

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/06/2013
KARAR TARİHİ:20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;Müvekkili … firmasının …’da mukim medikal ekipmanların üretimi, geliştirilmesi ve pazarlaması ile uğraşan büyük ve saygın bir firma olduğunu, davalı şirketin ise müvekkili şirketin mallarını bir dönem Türkiye’de dağıtıp sattığım, taraflar arasındaki ticari ilişkinin davalının hukuki açıdan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle sona erdiğini,Davalının müvekkilinden aldığı mallar nedeniyle doğan borçlarını ödememeye başladığını, bu borçların ödenmesi için davalı hakkında …,İcra Müdürlüğü1 nün … E.sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe kısmen itiraz ettiğini, kısmen ödeme yaptığını, kısmen de takas ve mahsup beyanında bulunduğunu, icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinden de anlaşılacağı üzere taraflar arasındaki ilişkinin varlığı ve davacının alacaklı olduğu noktalarında uyuşmazlık bulunmadığını, davalının da kabul ettiği üzere müvekkilinden mal alan davalının müvekkiline borçlu olduğunu, davalı yanın kendi ticari defterlerinde 362.760,76 Euro borç göründüğünü kabul ettiğini,Davalının takas beyanının yasa ve usule aykırı olduğu gibi, takas beyanında ileri sürülen hususların gerçek olmadığını, davalının takasa konu olacak hiçbir alacağının bulunmadığım, taraflar arasında davalının iddiasının aksine bir münhasırlık bahşeden ticari ilişkinin olmadığını, hatta ticari ilişkinin sona erme nedenlerinden birinin de bu husus olduğunu, davalının münhasır nitelikte bir ticari ilişki talep ettiğini, müvekkilinin bunu kabul etmediğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin niteliği ve bu ilişkinin sona erme sürecinin hiçbir şekilde davalının kâr kaybı, portföy tazminatı, stok maliyeti, çalışanlara kıdem tazminatı ödemesi gibi müvekkili aleyhine tazminat veya alacak doğuran bir yapıda olmadığını,Diğer taraftan, davalının hiçbir hak ve alacağı olmamakla birlikte, bir an için alacak iddiaları haklı olsa bile bu alacakların zamanaşımına uğradığını, talep edilemeyeceğini iddia ederek ;Sonuçta, davalının itirazının iptali ile takibin devam rna, davarının %40’dan aşağı almamak üzere icra inkâr tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ise özetle;işitme ve denge test cihazları ile bunların sarf malzemelerini ve kontrol cihazlarını üreten davacı şirket ile müvekkili arasında yaklaşık 15 yıldan bu yana “Münhasır Distribütörlük”‘ anlaşması doğrultusunda sürdürülen alım satım ilişkisinde ilişkiyi sonlandıran davacının, müvekkilinden 552.714,71 Euro aiacaklj olduğunu iddia ettiğini, bu alacak iddiasının 362.760,76 Euro’luk kısmının müvekkilinin aldığı mallardan davacıya borçlu olduğu miktar olduğunu, bu miktar borcu kabul ettiğini, 189.953,95 Euroluk talebi ise reddettiğini,Müvekkilinin kabul ettiği 362.760,76 Eııro’luk hesap bakiyesinden de;201.957,44 Euro 2012 ve 2013 yılları kâr kaybı (müsbet zararı}73 943,40 Euro 6102 sayıh yasanın 122. maddesi hükmünce hesaplanan denkleştirme bedeli, 14.125.00-Euro satılamaz hale gelen emtia bedeli,14.317.00-Euro değersiz hale gelen kalibrasyon cihazı bedeli,3.000,00 Euro değersiz stokların bedeli,7.582,97 Euro çalışanlara ödenen ihbar tazminatı,Alacağım takas ederek bakiye 47.834,95 Euro mal bedelini ödediğini,Davacı ile müvekkili şirket arasında “Münhasır Distribütörlük” anlaşması kurulduğunu, bu anFaşmayı haksız şekilde sona erdiren davacının yukarıda açıklanan zararları iEe TTK 122. maddeye göre hesaplanan denkleştirme bedelini müvekkiline ödemekle yükümlü olduğunu,Taraflar arasındaki alım satım ilişkisinin 15 yıldan beri Münhasır Distribütörlük kuralları içersinde sürdürüldüğünü, müvekkilinin serbest piyasada davacının ürünFerrni sattığı gibi Sağlık Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kuruluşları, Üniversiteler ve Hastanelerin açtığı ihalelere katılarak kazandığı ihalelerde ekipmanları İthal edip bu ekipmanlann bakımını garanti ettiğini, garantisinin gereği kurumlara banka teminat mektubu verdiğini, gerekli yedek parça ve malzemeyi hazır bulundurduğunu, davacıdan yapılan ithalatın yarıdan fazlasının bu ihalelerde üstlenilen ekipmanlar olduğunu,Davacının 2011 ve 2012 yıllarını kapsayan ‘münhasır Distribütörlük1’ anlaşmasını en son 05.01.2011 tarihli yazısı ile müvekkiline ilettiğini ve anlaşmanın 2013 yılında da yenileneceğini belirttiğini, distribütörlük anlaşması devam etmekte iken davacının ilk defa 25.07.2011 tarihinde bu anlaşmayı ihlale tevessül ettiğini, … AŞ ile doğrudan alım satım ilişkisine girişerek müvekkiline %10 distribütörlük komisyonu teklif ettiğini, müvekkili ile en son mal alım satım tarihi olan 27.04.2012 tarihinden sonra da davacının … A Ş.’ye doğrudan satışlar yaparak anlaşmayı fiilen sona erdirdiğini,Davacının 2013 yılını da kapsayan münhasır distribütörlük sözleşmesini haksız feshetmesi nedeniyle müvekkilinin;a ) 2012 ve 2013 yıllarında elde edebileceği 201.957,44 Euro kârdan mahrum kaldığını, bunun hesabının geçmiş yılarda yapılan ve devamlı artış gösteren satışlar nazara alınarak hesaplandığını,b-} Müvekkilinin oluşturduğu 14.125,00 Euro değerindeki stokları satabilme imkanı ortadan kalktığı gibi 3 000,00 Euroluk stoklarının da değersiz hale geldiğini, keza münhasır distribütörlük gereği satın alınan 14.317,00 Euro değerindeki kalibrasyon cihazının da kullanılamaz hale geldiğini,c) Sözleşmenin feshi nedeniyle müvekkilinin çalışanlarının işine son vermek zorunda kaldığını ve 7.582,97 Euro ihbar tazminatı ödediğini,d-) Müvekkilinin yaklaşık 15 yıldan beri davacının münhasır distribütörü olarak, davacının Türkiye’de tanınmayan, hiç satılmayan emtiası için geniş bir Türkiye pazarı oluşturduğunu, müvekkiline atfedilecek hiçbir kusur yok iken sözleşmeyi sona erdiren davacının 6102 sayılı yasanın 122. maddesi hükmünce hesaplanan denkleştirme bedeli olarak 73.943,40 Euro ödemekle yükümlü olduğunu, esasen davacının da bu zararların bir kısmının varlığını kabul ettiğini, ancak miktarına itiraz ettiğini savunarak;Sonuçta, davanın reddine, yargılama giderleri İle ücreti vekâletin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK 67 Mad.dayalı olup davalının hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında 552.714,71 Euro asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek kamu bankalarının Euro mevduat hesabına uyguladıkları faizin fiili ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru karşılığı olan bedeli ile birlikte tahsili istemli ilamsız icra takibi yaptığı ve fakat davalının İİK 66 Mad.uyarınca itiraz ederek takibi durdurduğu saptanmıştır. Ayrıca itirazın iptali davasında İİK 67 mad.belirtilen ve hak düşürücü nitelikte olan 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış ticari satımdan kaynaklı alacağın varlığı ve miktarı açısından yaptırılan defter incelemesi sonucunda rapor alınmıştır.
Bilirkişi dosyaya sunduğu 14/05/2015 tarihli raporda “Davalı şirketin ticari defter kayıtlarına ve dayanağı fatura ve gümrük beyannamelerine göre takip tarihi itibariyle davacı şirkete 362.760J6 EUR borçlu olduğu, davacı şirketin dosyaya sunduğu hesap özetinde ise davalı şirketin borcunun 552.714,71 EUR olduğu, iki tarafın kayıtları arasında (552.714,71-362.760,76=) 189.953,95 EUR tutarında bir fark oluştuğu, davacı yanın sunduğu hesap özetinin sıhhatli bir incelemeye ve davalı yanın kayıtları ile mukayeseye elverişli şekilde düzenlenmemiş olması nedeniyle söz konusu farkın nereden kaynaklandığı hususunda bir tespit yapılamadığı,Davalı şirketin ticari defter kayıtlarının usulüne uygun tutulmuş ve sahibi lehine delil olma niteliğini haiz bulunması, bunun yanında davalı vekilinin 31.03,2014 havale tarihli dilekçesinde davacı yanın bir kısım faturalarına itiraz edilmiş olması nedeniyle, iki tarafın kayıtlan arasında oluşan 189.953,95 EUR tutarındaki farka İlişkin olarak» davalının kayıtlarında hangi faturaların yer almadığını fatura ve ihracat belgeleri ile davacı tarafın kanıtlaması gerektiği, aksi durumda davalı yanın kayıtlarındaki borç tutarının davacı yanın alacağı olarak kabul edilmesi gerekeceği»3)Davalı tarafça dosyaya sunulan belgelerin, davacı tarafça davalı … A.Ş/ye Türkiye’de münhasır distribütörlük verildiğini, davalı … A Ş.’nin tek yetkili Distribütör olarak kabul edildiğini kanıtlamakta olduğu, davalı yana verilen münhasır yetkili distribütörlüğün davacı tarafından feshinin haklı gerekçelere dayanmadığı, bu nedenie davalı şirketin;a-J 2012 yılından geriye 5 yılda elde ettiği net kâr tutarının ortalaması olan (212,042,28/5″) 42.408,45 EUR denkleştirme tazminatınıb-) 13.803,96 EUR 3 aylık ihbar süresine isabet eden net kâr tutarını talep hakkına sahip bulunduğu, davalının işbu alacaklarının davacıya olan bakiye borcundan takas-mahsubunu isteyeb ifeceği,c-) 14.125,00 Euro tutarındaki satılamaz hale gelen emtia ile 14.317,00 Euro değerindeki değersiz hale geJen kalibrasyon cihazına ve 3.000,00 Euro tutarındaki değersiz stoklarına ilişkin olarak yeterli açıklamaların yapılması ve kanıtlarının ortaya konulması, söz konusu satılamaz ve değersiz haie geldiği iddia edilen emtianın cins ve tutarları ile bunların envanter kayıtlarının dosyaya sunulması, ayrıca kalibrasyon cihazına ilişkin alış faturasının dosyaya ibrazı halinde bu konuda bir değerlendirme yapılarak davalı şirketin borcundan takas ve mahsubunun yapılmasının hakkaniyete uygun olacağı ” görüşü bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi bakımından dosya bilirkişi heyetine yeniden tevdi edilmiş aldırılan 23/06/2016 tarihli ek raporda ” 13/05/2015 tarihli kök bilirkişi kurulu raporunda arzedilen görüş ve kanaatimizi değiştirir nitelikte bir hususun söz konusu olmadığı, kök raporda arzedilen görüş ve kanaatin aynen devam ettiği,Davacı yanın kayıtlarında, davalının kayıtlanna göne oluşan 169.953,95 EUR tutarındaki fazlalığın dayanağının davacı tarafça kanıtianamadığı, davacı alacağının davalı kayıtlarında teyit edilen 362.760,76 EUR olarak değerlendirilmesi gerektiği,Davalı tarafça davalı yana verilen münhasır yetkili distribütörlüğün davacı tarafından feshinin hakir gerekçelere dayanmadığı, bu nedenle davalı şirketin; 2012 yılından geriye 5 yılda elde ettiği net kâr tutannın ortalaması olan (212 042,26/5“} 42.406,45 EUR denkleştirme tazminatını, 13 803,96 EUR 3 aylrk ihbar süresine İsabet eden net kâr tutarını, Değersiz hale gelen kalibrasyon cihazı bedeli 14.317,00 Euro’yu , talep hakkına sahip bulunduğu, davalının işbu afacaklannın davacıya olan bakiye borcundan takas-mâhsubunu isteyebileceği,14.125,00 Euro tutarındaki satılamaz hale gelen emtia he 3.000,00 Euro’luk değersiz stoklar İle ilgili olarak emtianın cins ve tutarlan ile bunlann envanter okunaklı kayıtlarının dosyaya sunulmamış olması nedeniyle bu konudaki davacı alacağının varlığı konusunda bir kanaate varılamadığı” görüşü bildirilmiştir.
Satılamaz emtia, stok ve kalibrasyon cihazı bedelleri yönünden dosya bilirkişi heyetine yeniden tevdi edilmiş aldırılan 27/04/2018 tarihli ek raporda “Dosyada bahsi geçen davalı tarafından satılamaz hale gelen emtiaların, sarf malzemelerinin ve kalibrasyon cihazının, belirtilen adreste iyi durumda kullanılmamış bir biçimde bulundukları ve bedellerinin Cihaz + Sarf malzemeler: 14516,05 Euro, Kalibrasyon cihazı: 14317,72 Euro , Toplam: 28833,77 Euro ” görüşü bildirilmiştir.
Davacı vekilinin talebi üzerine ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırabilmek için … Adli Makamlarına istinabe evrakları gönderilmiş, adli yardım talebinin içeriğinin çok kapsamlı olması nedeniyle yerine getirilemeyeceği bildirilmiş, yeniden yazılan tüm istinabe evrakları aynı nedenle geri çevrilmiş olup davacının ticari defterleri incelenememiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava, itirazın iptali davası olup davacı taraf, ….İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı takip dosyası ile taraflar arasındaki sözleşme gereğince faturaya dayalı 552.714,21 Euro alacağın tahsili için başlattığı icra takibinde davalı bu bedele itiraz etmiş, itiraz ederken 552.714,71 Euro borcun 362.760,76 Euro’sunu takas ettiği, 189.953,95 Euro ‘luk kısmına ise açıkça itiraz ettiğini beyan etmiş, 47.834,95 Euro’yu ise takip dosyasına ödemiştir. Öncelikle taraflar arasındaki sözleşmenin varlığı, münhasırlık sorunu ve sona erme süreci değerlendirilecek olursa taraflar arasında 01/07/1999 tarihinden itibaren başlamış distribütörlük sözleşmesi var olup bu ticari ilişki yaklaşık 15 yıl devam etmiştir.İşitme cihazları ve bunların sarf malzemelerinin alım-satımına ilişkin olan Distribütörlük sözleşmesi davalı tarafça dosyaya ibraz edilen ve tercümeleri de yaptırılmış olan davalının tek yetkili distribütör olarak atandığına ilişkin münhasırlık bahşeden 9 adet belgenin incelenmesi sonucunda davalının, davacı tarafın Türkiye’deki tek yetkili distribütörü olduğu, 05/01/2011 tarihli belgede 2011-2012 yıllarının tamamını kapsadığı ve 2013 yılında yenileceğinin belirtilmiş olduğu anlaşılmış, davacı tarafın dava dilekçesinde iddia ettiği, sözleşmenin sona erme sebebinin davalının münhasırlık talep edip davacının bunu kabul etmemesi iddiasının incelenen bu belgeler neticesinde geçersiz olduğu, incelenen e-postalarda da münhasırlık yetkisinin davacı tarafça kaldırılmak istendiği fakat davalı tarfın haklı gerekçelerle buna muvafakat etmediği, buna karşılık davacı tarafın haksız olarak sözleşmeyi sona erdirdiği anlaşılmıştır.
Açılan itirazın iptali davasında davalı taraf itirazını iki kısma ayırdığından açıkça itiraz edilen ve ayrıca takas-mahsup defi öne sürülen kısım olarak iki bölümde alacağın varlığı ve miktarı sorununun ele alınması gerekmekte olup davacı taraf icra takibiyle toplam 552.714,71 Euro alacağı olduğunu iddia etmekte davalı taraf ise kendi defterlerine göre 362.760,76 Euro borçlu olduğunu ve buna karşı da takas definde bulunduğunu beyan etmektedir.Mahkememizde ilk yaptırılan defter incelemesinde davacı taraf hesap özeti sunmuş, davalı taraf ise ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmiştir. Davalı tarafın ibraz ettiği ticari defter ve kayıtlar usulüne uygun tutulmuş olup kendi lehine delil teşkil edebilecek nitelikte olup 2007-2012 tarihleri arasında yapılan inceleme neticesinde davalı defterlerine göre davacının 362.760,76 Euro alacağı olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafın sunduğu hesap özetinin incelenmesinde her nekadar bağımsız denetçi tarafından onaylanmış ise de faturaların ve ödemelerin ayrı sütunlarda gösterilmeden bakiye tutarlara yer verildiği, bakiye tutar ile kalan tutarı arasında aritmetik ilişki olmadığı, fatura tarihleri yerine vade tarihlerinin yazıldığı yani denetime açık ve kıyaslamaya elverişli bir belge olmaması nedeniyle hesaplamaya esas alınmasının mümkün olmadığı, 2.inceleme gününden önce davacı tarafça fatura ve sipariş onay belgelerinin sunulduğu fakat 2.ek raporda açıklandığı üzere bu faturaların zaten davacı yararına alacak kaydedildiği, davalı defterlerinde gözüken 362.760,76 Euro dışında kalan ve itiraza uğrayan 189.953,95 Euro ‘ya ilişkin olmayıp taraf defterleri arasındaki bu farkın davacı tarafça ispat edilemediği, davacı tarafça son olarak yurtdışında bulunan ticari defterleri üzerinde inceleme talep etmesi nedeniyle istinabe yazıldığı fakat 4 yıllık süreç içerisinde tüm istinabe evraklarının bila iade edildiği, makul sürede yapılan tüm araştırma ve yazılan adli yazışmalara rağmen davacı defterlerinin incelenemediği, gelinen bu aşama itibariyle taraf defterleri arasında 189.953,95 Euro fark olup davacı tarafça aradaki farkın nereden kaynaklandığı hususunun ispat edilemediği ve buna ilişkin somut delil ibraz edilmediği, bu nedenle takibe açıkça itiraz edilen bu kısım yönünden davanın reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır.
Takibe itiraz edilen ve takas/mahsup defi öne sürülen 362.760,76 Euro yönünden dava incelenecek olursa davalı taraf takas defini 6 kısma ayırmış, TTK 121 mad’ye göre kar kaybını TTK 122 mad’ye göre denkleştirme tazminatını, satılamaz emtia bedelini, değersiz kalibrasyon cihaz bedelini, stok bedelini ve ödenen ihbar tazminatı bedelini davacının ödemesi gerektiği iddiasıyla itiraz etmiştir. TTK 121 mad.Acentelik Sözleşmesinin sona erme sebeplerini düzenlerken ” Belirsiz bir süre için yapılmış olan acentelik sözleşmesinin taraflardan her biri üç ay önceden ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir sözleşme belirli bir süre için yapılmış olsa bile haklı sebeplerden dolayı her zaman fesh olunabilir ”
(2) Belirli bir süre için yapılan bir acentelik sözleşmesinin süre dolduktan sonra uygulamaya devam edilmesi halinde sözleşme belirsiz süreli hale gelir.
( 4) Haklı bir sebep olmadan veya üç aylık ihbar süresine uymaksızın sözleşmeyi fesheden taraf, başlanmış işlerin tamamlanmaması sebebiyle diğer tarafın uğradığı zararı tazmin etmek zorundadır” hükmüne yer vermiş olup davalının talep ettiği kar kaybı bu hüküm kapsamında hesaplaması gerekmekte olup her ne kadar davalı taraf, TTK 122 Mad’deki denkleştirme tazminatına uygulanan ilkelerin bu hükme de uygulanmasını talep etmişler ise de bu hukuken mümkün olmadığından bu itiraz dikkate alınmadan TTK 121 mad.kapsamında bilirkişiler tarafından hesaplama yapılmış olup davacı taraftan en son mal alımı 07/05/2012 tarihli gümrük beyannamesi ile yapıldığından toplam mal alım bedeli üzerinden 3 aylık ihbar süresine isabet eden kar kaybı tutarının 13.803,96 Euro olduğu, fazlaya ilişkin talebin reddedilmesi gerektiği anlaşılmıştır.TTK 122 Mad’de ise Denkleştirme tazminatı hükme bağlanmış olup 122/2 mad’de “Tazminat acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz ” hükmünü içermekte ve buna uygun olarak bilirkişi heyetince hesaplanan denkleştirme tazminatının 42.408,45 Euro olduğu, fazlaya ilişkin istemin reddedilmesi gerektiği, satılamaz emtia bedeli ve kalibrasyon cihazları yönünden yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda takas definde ileri sürülen bedellerin talep edilebileceği fakat stok bedelleri ve ihbar tazminatı bedellerine ilişkin kısımların ispat edilememesi nedeniyle takas definde yer alamayacağı tüm bu nedenlerle takas/mahsup define uğrayan ve itiraz edilen kısım yönünden talebin kısmen kabulü ile 278.106,35 Euro asıl alacak yönünden itirazın iptaline karar vermek gerektiği, ayrıca dava konusu likit yani belirlenebilir olup davacı tarafça talep edilip davalı da haksız olduğundan kabul edilen asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itiraz bakımından
A)189.953,95 Euro bedele ilişkin yapılan itiraz yönünden açılan itirazın iptali davasının reddine,
B)Takas-Mahsup def’ine konu edilen 362.760,76 Euro bedele ilişkin yapılan itiraz yönünden açılan itirazın iptali davasının KISMEN KABULÜNE,
278.106,35 Euro asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek kamu bankalarının Euro mevduat hesabına uyguladıkları faizin fiili ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru karşılığı olan bedelin yürütülmek suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalıdan tahsiline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince 46.836,30-TL nispi harçtan peşin alınan 13.767,35-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 33.068,95-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 13.795,40-TL ( 24,30 TL BH, 13.767,35 TL PH, 3,75 TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı bilirkişi ücreti 5.200,00 TL, tebligat gideri 269,50 TL toplam 5.469,50 TL’nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.752,06-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 51.332,17-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 50.900,97-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/05/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …