Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/97 E. 2023/606 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/97 Esas
KARAR NO : 2023/606

DAVA : Bankanın Taraf Olduğu Banka Teminat (Garanti) Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Alacak)
DAVA TARİHİ : 11/01/2022
KARAR TARİHİ : 20/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Bankanın Taraf Olduğu Banka Teminat (Garanti) Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; davacı müvekkilinin emekli olduğunu, maaşını … A.Ş. 3….Şubesi’nin … numaralı hesabına yattığını, davalı banka tarafından müvekkilinin emekli maaşının yattığı hesabına bloke konulduğunu, 01/01/2020 tarihinden başlamak üzere emekli maaşından kesintiler yapıldığını, müvekkilinin emekli maaşına bloke işleminin uygulanıp, kesinti yapılabilmesi için müvekkilinin açık izin veya muvafakatinin bulunmasının zorunlu olduğunu, müvekkilinin emekli maaşından kesinti yapılması için davalı bankaya izin veya muvafakat vermediğini, davalı bankanın yapmış olduğu bloke işleminin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, müvekkilinin emekli maaşına konulan blokelerin kaldırılarak davalı tarafından yapılan kesintilerin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, davacı müvekkiline ödenmesini, halen devam eden kesintilerin durdurulması için bankaya müzekkere yazılmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davadan önce karşılıklı ihtarnameler gönderildiğini ve müvekkil tarafından gönderilen… tarih ve … yevmiye numaralı, … 44. Noterliği ihtarnamesinde; Temel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi uyarınca davacının kefaleten borçları devam ettiğinden, maaşının tamamı değil yalnızca ¼’ünün kesilmekte olduğunun ve müvekkil banka alacaklarına tahsilat sayıldığının açıkça belirtildiğini, yapılan kesinti ve tahsilat işleminin bu sebeple ne kanuna ne de taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olmadığını, davacının, bankadan kullandığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödemesinin zorunlu olduğunu ve taksitlerin maaşından ödenmesini ihtirazi kayıtsız kabul edip, daha sonra dava açıp kesinti bedelini geri istemesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu ve iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığını beyan ederek açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
… 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin; 14/12/2022 tarih, …Esas ve … Karar sayılı görevsizlik kararı üzerinde dosyanın … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilen, … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin; 09/02/2023 tarih, … Esas ve… Karar sayılı gönderme kararı üzerine de Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi, Mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılmıştır.
Dava, davacının maaşından yapılan kesintilerin istirdatı ve maaşına konulan blokenin kaldırılmasına istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; … 13. Noterliği … Tarihli … Yevmiye Numaralı İhtarnamesine, … 44. Noterliği… Tarihli … Yevmiye Numaralı İhtarnamesine, Banka Kayıtlarına, Hesap Hareketlerine, tanığa, keşfe ve bilirkişi İncelemesine, yemine, sair her türlü yasal delillere delil olarak dayanmıştır.
13/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda “Davalı banka ile dava dışı kredi borçlusu … Tic. Ltd. Şti.arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden, adı geçen dava dışı şirkete taksitli ticari krediler kullandırıldığı ve söz konusu Genel Kredi Sözleşmesinde davacı …’ın, 1.000.000,00 TL tutarında geçerli kefaleti bulunduğu, dava dışı kredi borçlusuna kullandırılan … no.lu krediye ait 220.477,39-TL ile … no.lu krediye ait 70.662,74-TL anapara borç tutarlarının, 15.08.2019 tarihinde … ve… no.lu Tasfiye Hesaplarına (Takip Hesaplarına) intikal ettirildiği ve 11.01.2022 dava tarihi itibariyle…no.lu kredinin 200.605,97-TL ve… no.lu kredinin 70.662,74 TL anapara borç bakiyesi arz ettiği, böylece davalı bankanın dava dışı asıl kredi borçlusundan, dava tarihi itibariyle toplam 271.268,71 TL anapara alacak tutarı bulunduğu, davalı banka ile davacı arasında imzalanan kefalet sözleşmesi nedeniyle, hemen yukarıda dava tarihi itibariyle tespit edilen anapara borç tutarından, davacı …’ın sorumlu tutulabileceği, davacının, davalı banka nezdindeki …no.lu hesabına SSK Emekli Maaş Ödemesinin yapıldığı, davalı banka tarafından 01.02.2020-17.09.2020 tarihleri arasında maaşın 1/4’ünün altında düşük tutarlarda, ancak 17.09.2020 tarihinden 11.01.2022 dava tarihine kadar ise davacının hesabına alacak kaydedilen maaş tutarlarının 1/4’ü oranındaki (% 25 oranında) kısmının, davacının kefaletinin bulunduğu dava dışı … Ltd. Şti.’nin kanuni takip borcuna mahsup edildiği, davalı banka ile davacı arasında imzalanan 17.01.2017 tarihli Kefalet Sözleşmesi’nin 3.11. maddesinde, davalı bankaya, davacının hesaplarında mevcut bulunan tutarları takas ve mahsuba yetki verilmekle birlikte, emsal kararlarında Yargıtay, emeklilikten önce hesaplarından virman yapılmasına yetki verilmesinin, emekli maaşından kesinti yapılacağı anlamına gelmediği görüşünde olduğu, ayrıca dava dosyasında, emeklilik maaşından kesinti yapılması konusunda davacının muvafakati olduğuna dair bir belgeye de rastlanılmadığı, bu sebeple, ilk kesintinin yapıldığı 01.02.2020 tarihinden huzurdaki davanın açıldığı 11.01.2022 tarihine kadar yapılan kesintilerin davacı tarafından talep edilebileceği kanaati oluştuğu, davalının tacir olması sebebiyle 3095 Sayılı Kanunun 2/2. maddesi gereği, hesaptan yapılan kesinti tutarlarına T.C. Merkez Bankası Avans Faiz oranları üzerinden faiz hesaplandığında, davacı tarafından davalı bankadan 10.473,30 TL anapara ve 1.333,05 TL işlemiş faiz olmak üzere, toplam 11.806,35 TL talep edilebileceği” bildirilmiştir.
04/07/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda ise özetle davacının maaşından bir kısmın davalı banka nezdindeki … no.lu hesabına aktarıldıkları ve söz konusu hesaba aktarılan aşağıda yer alan tutarların ise dava dışı şirketin … no.lu takip hesabındaki anapara borcuna mahsup edildiği tespit edilmiştir. Bu miktarlar 20.01.2021 1.898,97, 17.02.2021 1.901,58, 25.03.2021 1.901,58, 19.04.2021 1.901,58 olmak üzere toplam 7.603,71’dir. Kök raporun 6’ncı sayfasında yer alan faiz hesaplama tablosundan da görüleceği üzere; her bir kesinti tutarı kesintinin yapıldığı tarih itibariyle kümülatif tutara dahil edilerek, kesinti tarihinden 11.01.2022 dava tarihine kadar faiz işletildiği bu sebeple, söz konusu faiz hesaplamasında bir hata bulunmadığı belirterek kök rapordaki görüşünün özünde bir değişiklik bulunmadığı” bildirilmiştir.
Dava, davacının maaşından yapılan kesintilerin istirdadı ve maaşına konulan blokenin kaldırılması istemine ilişkindir. Davalı bankaya yazılan müzekkere cevabı incelendiğinde; davacının emekli maaşından yapılan kesintinin davacının yetkilisi olduğu ….Ltd Şti ile davalı banka arasında yapılan ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesinden kaynaklı taraflar arasında akdedilen kefalet sözleşmesine dayandığı anlaşılmıştır. Davalı banka ile davacı arasında imzalanan 17.01.2017 tarihli Kefalet Sözleşmesi’nin 3.11. maddesinde, davalı bankaya, davacının hesaplarında mevcut bulunan tutarları takas ve mahsuba yetki verildiği ancak bu konuda yetki verilmesinin emekli maaşından kesinti yapılmasına imkan vermeyeceği belirtilmiştir. Anılan madde aynen şöyledir. “Kefil GKS’ler kapsamında Kredi Alan’a kullanıdırılmış ve/veya kullandırılacak nakdi ve gayrinakdi kredilerden doğmuş ve doğacak tüm borçlar ile Kredi Alan’ın her ne surette olursa olsun asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlarının, bu borçların faiz, temerrüt faizi, vergi, komisyon gibi ferileri ve tahsili için vekalet ücreti ile gerekli her türlü masrafları da dahil olmak üzere geri ödenmesine kredi alan ile beraber kefil olmayı kabul ve taahhüt eder.” Görüldüğü üzere emekli maaşı ilgili maddede yer almamaktadır. Bunun yanı sıra davacıya sözleşme haricinde imzalatılan bir muvafakatname de bulunmamaktadır. Bilindiği üzere, 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı yasanın 56. maddesi ile değişik 5510 sayılı yasanın 93. maddesinde “Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının Genel Sağlık Sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.” hükmü bulunmaktadır.
İİK’nun 83/a maddesindeki “İİK’nun 82 ve 83. maddelerinde yazılan mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir.” hükmüne karşın, 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 Sayılı Kanun’un 32. maddesi ile değişik 5510 Sayılı SGK’nun 93/1. maddesinde, “bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin taleplerin, borçlunun muvafakati yok ise, icra müdürü tarafından reddedileceği” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu hükmün İİK’nun 83/a maddesine göre daha özel düzenleme içerdiği ve takip hukukuna göre icra takibinin kesinleşmiş olması şartıyla haciz sırasında veya hacizden sonra 5510 Sayılı Yasa’nın 93. maddesi kapsamındaki gelir, aylık ve ödeneklerin haczine ilişkin verilen muvafakatin geçerli olacağı, bu durumda borçlunun haciz sırasında veya haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebileceği kabul edilmektedir. Davalı tarafından davacı hakkında takip başlatıldığı belirtilmiş ise de haciz sırasında ve sonrasında alınmış bir muvafakatname de bulunmamaktadır. Genel Kredi Sözleşmesinde ve Kefalet Sözleşmesinde hüküm bulunmadığı gibi sonradan alınan bir muvafakatname de yoktur. Emsal Yargıtay kararlarında hesaplarından virman yapılmasına yetki verilmesinin, emekli maaşından kesinti yapılacağı anlamına gelmediği belirtilmektedir. Davalı vekilinin dosyaya sunmuş olduğu Yargıtay kararlarında bireysel krediler ve emekli maaşı teminat gösterilerek alınan söz konusu olduğundan dosyamız kapsamında emsal olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Zira somut olayda davacı genel kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olması sebebiyle borçlu durumdadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2021/8931E. 2023/111 K. sayılı kararında “… davacının… firmasının … Bankası … Şubesi’nden kullandığı krediye müvekkilinin kefil olduğunu, ödenmeyen kredi borcundan müvekkilinin kefil olarak sorumlu olduğu gerekçesiyle emekli maaşlarının olduğu hesaba bloke konulduğu … Somut olayda davacı, davalı banka ile asıl borçlu arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış, aynı gün imza ettiği “…” başlığını taşıyan belgeyle de kredi borcu sebebiyle emekli maaş hesabından kesinti yapılmasına muvafakat etmiştir. Davacı tarafından verilen bu muvafakat, 2004 sayılı Kanun’un 83/a maddesi gereğince geçersiz olduğu gibi özel ve sonradan yürürlüğe giren yasa niteliğindeki 5510 sayılı Kanun’un 93 üncü maddesi uyarınca da davacının emekli maaş hesabından yapılan tüm kesintilerin iadesi gerekir.” denmektedir. Dosya kapsamında alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporuna göre ilk kesintinin yapıldığı 01.02.2020 tarihinden huzurdaki davanın açıldığı 11.01.2022 tarihine kadar yapılan kesintilerin davacı tarafından talep edilebileceği kanaati oluştuğu, davalının tacir olması sebebiyle 3095 Sayılı Kanunun 2/2. maddesi gereği, hesaptan yapılan kesinti tutarlarına T.C. Merkez Bankası Avans Faiz oranları üzerinden faiz hesaplandığında, davacı tarafından davalı bankadan 10.473,30 TL anapara ve 1.333,05 TL işlemiş faiz olmak üzere, toplam 11.806,35 TL talep edilebileceği belirtilmiştir. Tüm bu nedenlerle davanın kısmen kabulüne aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; 11.806,05 TL’nin davalıdan alınarak karar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının emekli maaşına konulan blokelerin kaldırılmasına, buna ilişkin davalı bankaya müzekkere yazılmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1017,82-TL nispi karar ve ilam harcından, davacı taraftan peşin olarak alınan 719,59-TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 298,23-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve (2) numaralı maddede mahsup edilen 719,59-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan, 80,70- TL başvurma harcı, 1.750,00.-TL bilirkişi raporu masrafı, 380,00-TL posta giderleri ve diğer giderler olmak üzere toplam 2.210,70-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve ret oranına göre; 1.138,21-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider/delil avansından artan avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yatırılan gider/delil avansından artan avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davalıya iadesine,
10-… Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk tarife bedelinin davadaki kabul ve ret oranına göre; 679,62-TL’sinin davalıdan, 640,38-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair taraf vekillerinin huzurunda, dava konusu miktar dikkate alındığında kesin olmak üzere karar verilmiştir. 20/09/2023

Katip Hakim
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır