Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/653 E. 2023/701 K. 13.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/653 Esas
KARAR NO : 2023/701

DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 02/10/2023
KARAR TARİHİ : 13/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan 2023/625 Esas sayılı dosyasının 13/10/2023 tarihli ara kararının (2) numaralı ara kararı üzerine tefrik edilerek yukarıda yazılı esas sayılı sırasına kaydedilen Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirketin 23.07.2014 tarihinde davalı banka ile 500.000,00-TL limitli genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, imza altına alınan kredi sözleşmesine ilişkin müvekkili davacılarca teminat olarak davalı bankaya 30.03.2016 tarihli 500.000,00-TL bono ve ayrıca diğer davacı … kullandırılacak krediye mahsus teminat olarak adına kayıtlı … ili, … ilçesi, … Mah., … pafta, 106 Ada, 41 Parselde bulunan fındık bahçesi ve çayır niteliğindeki taşınmazını kredi kullanacak olan müvekkili şirket lehine ipotek verdiğini, bunun üzerine davalı banka tarafından 07.08.2014 tarihinde müvekkili şirkete 100.000,00-TL kredi ödemesinin yapıldığını, müvekkili şirketin, davalı bankadan kullanmış olduğu kredi ödemesini piyasa koşulları nedeniyle geciktirmesi üzerine davalı bankanın, müvekkili şirket aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla kredi kullandırılırken müvekkili şirketten alınan 30.03.2016 tarihli bono, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe konulduğunu, ancak yine piyasa koşulları nedeniyle müvekkili şirketin takibe konu borcu ödeyemediğini, bunun üzerine davalı bankanın 2023 yılında …Satış İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasıyla müvekkili şirket ve ipotek borçlusu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, ödeme emirlerinin hem müvekkili şirkete hem de ipotek borçlusuna tebliğ edildiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin davalı banka tarafından kullandırılan 07/08/2014 tarihli, 100.000,00-TL’lik krediyi tahsil amacıyla, müvekkili şirket aleyhine başlatılan … İcra Müd. … Esas sayılı alacağının tamamının, müvekkili şirket tarafından 29.08.2023 tarihinde ödenerek infaz edildiğini, borcunu ödeyen müvekkili şirketin krediyi kullandıran bankanın ilgili şubesine müracaat ederek, mükerrer tahsilat yapılması amacıyla başlatılmış olan … Satış İcra Dairesi …Esas sayılı dosyanın kapatılmasını talep ettiğini, ancak banka yetkililerinin müvekkili şirketin yetkililerini bankanın avukatları ile görüşülmesi gerektiğini söyleyerek, müvekkili şirketin taleplerini reddettiklerini, bunun üzerine taraflarınca müvekkili şirket adına her iki icra dosyasına vekil olarak vekaletname sunulmuş ve her iki dosya taraflarınca incelenmiş, yapmış oldukları incelemeler neticesinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibin mükerrer takip olduğunun anlaşıldığını, davalı bankanın avukatlarıyla, müvekkili şirket adına yapmış oldukları şifahi görüşmelerinde netice elde edilememesi üzerine, taraflarınca arabuluculuk müessesine başvurulduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını, kambiyo senetlerine mahsus başlatılan icra takibinin borcunun da ödendiğini beyanla müvekkili şirketin ve ipotek borçlusu …’in davalı bankaya borçlu olmadıklarının tepsitine, …Satış İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı icra takibinin iptaline, müvekkiller aleyhine haksız bir şekilde icra takibinin, borç ödendiği halde devam ettirilmesi nedeniyle davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılarak haklı davalarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Taraf teşkili henüz sağlanmamıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, menfi tespit davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ”Dava Şartı olarak Arabuluculuk” başlıklı md.5/A-f.1: ”Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklindedir. 28/03/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanun’un 31. Maddesiyle bu fıkrada yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında” şeklinde değiştirilmiş ve yine 7445 sayılı Kanun’un Geçici 1.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ”Dava Şartı olarak Arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı Kanunun 3.maddesinin 1.fıkrasına eklenen Menfi Tespit ve İstirdat davaları hakkındaki hükmün, 01/09/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115/2 maddesi uyarınca, ”Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.”
Dosyanın ve dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; Eldeki davanın konusunun bir miktar para olan Menfi Tespit davası olduğu, 7445 sayılı Kanun’un 31. Maddesiyle 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin 1.fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında” şeklinde değiştirilerek dava türlerine ve konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun para olan menfi tespit davası olması şartı aranmış olduğu, söz konusu hükmün yürürlük tarihinin 01/09/2023 tarihi olarak belirlendiği ve eldeki davanın 02/10/2023 tarihinde açıldığı, eldeki davanın “dava şartı olarak arabuluculuk” kapsamında olduğu ve Mahkememizin 03/10/2023 tarihli dosya inceleme ara kararında; “Dava dilekçesinin ekinde sunulan arabuluculuk tutanağında davacı Fatma Şeremet’in taraf olarak yer almadığı anlaşılmakla, Davacı vekiline; davacı … tarafından eldeki dava açılmadan önce davalı bankaya karşı; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2. fıkrası gereğince arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağının ıslak imzalı aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini sunması için işbu tutanağın tebliğinden itibaren 1 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyaya sunulmaması halinde davanın usulden reddedileceğinin davacı vekiline ihtarına” karar verildiği, davacı vekiline dosya inceleme tutanağının 09/10/2023 tarihinde usulüne uygun tebliğ olduğu, davacı vekilinin 05/10/2023 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde ekinde yer alan arabuluculuk başvurusunda sehven ipotek borçlusu … adına başvurunun yapılmadığını, 05/10/2023 tarihinde … adına arabuluculuğa başvurulduğunu, başvuru formunun dilekçe ekinde sunulduğu, müvekkilinin hak kaybına uğramaması adına son tutanağın sunulması adına taraflarına 10 gün ek süre verilmesini talep ettiği, Mahkememiz 13/10/2023 tarihli ara kararı ile
“1-Davacı vekilinin, müvekkili … adına arabuluculuk son tutanağının sunulması için ek süre talebinin reddine,
2-Mahkememizin 03/10/2023 tarihli dosya inceleme tutanağı ile davacı vekilinin 05/10/2023 tarihli dilekçesi nazara alınarak; davacı … tarafından açılan davanın işbu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına…” karar verilerek Mahkememizin 2023/653 esas sayılı dosya numarasını almıştır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında; eldeki davanın arabuluculuk dava şartının arandığı davalardan olduğu, davacı tarafın, davacı … açısından eldeki davayı açmadan önce arabuluculuğa başvurmadığı, Mahkememizce tanzim edilen 03/10/2023 tarihli dosya inceleme tutanağı üzerine davacı açısından arabuluculuğa başvurduğu, bununla birlikte yukarıda yer alan yasal düzenlemeler ile dava şartı arabuluculuk sürecinin, 6100 sayılı HMKnun 115/2 maddesi çerçevesinde, gider avansı yatırılmasında veya gerekli hallerde teminat gösterilmesinde olduğu gibi tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği görülmektedir. Bir başka ifadeyle, dava şartı noksanlığının giderilmesi ve arabulucuya başvurulması için mahkemece davacıya süre verilmeyecektir. Bu nedenlerle Mahkememizce 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115/2 maddesi ile 6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2 hükmü gereğince davacı … tarafından açılan davanın dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Benzer mahiyette içtihat İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesinin 20/09/2023 tarih, 2023/1743 Esas ve 2023/1362 Karar sayılı ilamı)
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 269,85-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazine irad kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde karar verildi.13/10/2023

Katip
¸

Hakim
¸