Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/628 E. 2023/665 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/628 Esas
KARAR NO : 2023/665

DAVA : 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 09/12/2022
KARAR TARİHİ : 04/10/2023

İstanbul 45.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 01/06/2023 tarih, 2022/631 Esas ve 2023/119 Karar sayılı görevsizlik kararı uyarınca Mahkememize tevzi edilen ve yukarıdaki esasa kaydı yapılan, Mahkememizde görülmekte olan 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; icra takibinin yapıldığı yer veya kendi yerleşim yeri Mahkemesinde menfi tespit davası açılması gerektiğini, işbu davanın da yargı çevresi müvekkili bankanın yerleşim yeri sebebiyle İstanbul Adliyesi olduğundan Mahkemenin yetkili olduğunu, Yargıtay yerleşik içtihadı ve istinaf mahkemelerinin süreklilik kazanan kararları uyarınca işbu davada görevli Mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunun ortaya konduğunu, öncelikle icra müdürlüğü tarafından müvekkili bankaya 25/04/2022 tarihli 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ edilmesi üzerine müvekkili tarafından yasal süresi içinde usulüne uygun olarak alacağın tamamına ilişkin cevap sunulduğunu, buna rağmen daha sonrasında 29/09/2022 tarihli 2. haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, müvekkili bankanın, bu yazıya da süresi içinde cevap verdiğini, müvekkili bankaca, tebliğ edilen birinci haciz ihbarnamesine ilişkin itiraz/cevapların icra dosyasına sunulmuş olmasına rağmen ikinci haciz ihbarnamesinin müvekkili bankaya tebliğ edildiğini ve bunun üzerine müvekkili bankaca yine yasal süresi içerisinde, usulüne uygun olarak alacağın tamamına yönelik itiraz dilekçesinin icra dosyasına sunulduğunu, müvekkili bankanın, davalının başlattığı icra takibi dosyasındaki borçluyla herhangi bir irtibatı dahi bulunmadığından usulüne uygun itiraz dilekçelerinin sunulmuş olmasına rağmen icra müdürlüğünün ihmali nedeniyle itiraz dilekçelerinin gönderilmediği gibi üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğ edildiğinden cebri icra tehdidi altında kalan müvekkilinin genel hükümlere göre on beş gün olan hak düşürücü sürede menfi tespit davası açması gerektiğini beyanla müvekkili bankanın borçlu olmadığının tespitine,… Banka Alacakları İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından, müvekkili bankaya gönderilen 89/3 ve tüm haciz ihbarnamelerinin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 19/12/2022 tarihli dilekçesi ile; HMK 124.maddesi gereğince davalı tarafın ”… Bankası A.Ş.” olarak düzeltilmesi talebinde bulunduğu, Mahkemenin 23/12/2022 tarihli ara kararı ile; ”1-…Bankası A.Ş.’nin UYAP’ta davalı olarak kaydının yapılmasına,…,3-Tebliğ işlemi yapıldıktan sonra davalı …’in UYAP kaydının silinmesine” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; müvekkili banka, ilgili haciz ihbarnamelerinin gönderilmesinde hatalı olmayıp işbu davanın ikame edilmesine de sebebiyet vermediğini, İhbarnamenin davacıya ihbar edilmesi üzerine süresi içerisinde herhangi bir cevap verilmediğini, akabinde 89/2 haciz ihbarnamesininde gönderilmesinin talep edildikten sonra 89/2’nin tebliğ edildiğini ve süresi içerisinde cevap verilmediğini, herhangi bir cevap olmaması üzerine 89/3 haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, ilgili icra dosyasında talep tarihlerinden önce dosyaya giren davacı tarafından yapılmış herhangi bir itiraz bulunmadığını, ihbarnamelerin gönderilmesi yönünden müvekkili bankanın herhangi bir kusuru bulunmadığını beyanla davanın reddine, işbu davanın ikame edilmesinde veya haciz ihbarnamelerinin gönderilmesinde müvekkili bankaya atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığından aleyhlerine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, üçüncü şahıs tarafından açılan menfi tespit davasıdır.
… Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı UYAP üzerinden dosyamız arasına celbedilmiş ve icra dosyası incelendiğinde; alacaklının … Bankası A.Ş., borçlunun …olduğu, alacaklı/davalının, dava dışı borçlu aleyhine toplam 19.240,77-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle icra takibinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacı, … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyasında üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğ edilen 3.Kişidir. Davalı ise aynı takip dosyasında alacaklıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olaya gelindiğinde; taraflar arasındaki davanın 3.(üçüncü) kişi konumunda bulunan davacı tarafından İİK’nun 89/3 maddesine dayalı olarak açılmış menfi tespit davası olduğu anlaşılmaktadır. İİK.’nun 89.maddesinde düzenlenen haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarının ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Keza taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık takip hukukundan kaynaklanmaktadır. Zira, 01/06/2023 tarihli ön inceleme duruşma tutanağında taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun; ”Haciz ihbarnamelerinden kaynaklanan menfi tespite ilişkin olduğu” şeklinde tespit edildiği, işbu tespite taraf vekillerinin herhangi bir itirazda bulunmadığı, yine takip dosyasında yer alan alacağın dayanağının … numaralı Tüketici Kredisi, … numaralı Ek Hesap şeklinde olduğu anlaşılmıştır.
İİK’nun 89.maddesine göre haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleridir. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 12/04/2016 tarih, 2016/3568 Esas ve 2016/6425 Karar, 26/02/2016 tarih, 2015/15365 Esas ve 2016/3253 Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44.Hukuk Dairesinin 06/01/2022 tarih, 2022/35 Esas ve 2022/16 Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesinin 03/02/2022 tarih, 2021/2171 Esas ve 2022/168 Karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40.Hukuk Dairesinin 24/09/2020 tarih, 2020/72 Esas ve 2020/3866 Karar sayılı ilamları) Eldeki davada da, davacının dava dilekçesindeki beyanlarından ve tüm dosya kapsamından, dosya tarafları arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı, davanın mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde de olmadığı, uyuşmazlığın takip hukukundan kaynaklandığı, bu nedenlerle uyuşmazlığın çözüm yerinin “Asliye Hukuk Mahkemesi” olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla; HMK’nun 114. maddesi gereğince görev dava şartı olduğundan ve aynı yasanın 115. maddesi gereğince dava şartlarının varlığı ileri sürülmese de yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılması gerektiğinden Mahkememizce HMK’nun 114/1-(c) ve 115/2. maddeleri gereğince görevsizlik kararı verilerek davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden, karar verildiği anda kesin ise kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-Mahkememiz ile İstanbul 45.Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından, mahkememizce verilen karar HMK 21/ç maddesi gereği istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde mercii tayini için HMK 22/2.maddesi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
4-Kararın istinaf yoluna başvurularak kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize müracaatı halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul 45.Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
5-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
6-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 5235 Sayılı Kanunun geçici 2.maddesine göre Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 ve 29525 sayılı Resmi Gazetede ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde karar verildi. 04/10/2023

Katip
¸

Hakim
¸