Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/273 E. 2023/385 K. 29.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/121 Esas
KARAR NO : 2023/349

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 21/12/2009
KARAR TARİHİ : 17/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili tarafından davalı bankaya devrinden önce … AŞ nin … Şubesinin 88.449 USD nın 30.11.1999 tarihinde yatırıldığını, paranın vadesinin 30.12.2000 tarihinde dolduğunu, bankanın 21.12.1999 tarihinde … na devredildiğini ve davalı … (… Bank ) AŞ ile birleştirildiğini, müvekkilinin talimatı olmaksızın banka yetkililerince KKTC de paravan olarak kurdurulmuş olan … Ltd. Adlı banka hesabına aktarıldığını, daha sonra diğer …mevduatları ile birlikte … grubuna usulsüz kredi vermek suretiyle tüketildiğine, ve bu şekilde davalı banka tarafından müvekkilinin zarara uğpratıldığını, off-shore bankasına yapılan başvurunun ve yapılan icra takibinin soınuçsuz kaldığını belirterek bu paranın bankaya yatırıldığı tarihten itibaren yürütülecek faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; müvekkil banka ile … arasında bağıtlanan 09.08.2001 tarihli sözleşme uyarınca bankanın devir öncesi döneme ai,t yükmlükülerinin … tarafından üstlenildiğini, banka kayıtları ve talimatlar incelendiğinde davacının yüksek faiz getirisinden yararlanmak için imzalı talimatı ile parasının … Ltd’ne gönderilmesini istediğini, bankanın müşterisinin talimatını yerine getirdiğinden kusurunun bulunmadığını, B.K 31. mddesindeki 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiğini, davanın zamanında açılmadığını, müvekkili banka ile … farklı tüzel kişiliklere sahip olduklarından müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, işlemlerin hiçbir hileye başvurulmadan gerçekleştiğini, davacının müterafik kusurunun bulunduğunu, müvekkil banka ile davacı arasında kurulan havale ilişkisi çerçevesinde havale konusu miktar … Ltd ‘e ödendiğinden müvekkilinin sorumluluğunun hukuken sona erdiğini, aciz durumunun söz konusu olmadığını, davacının hesap cüzdanını aldıktan sonra hiçbir itirazda bulunmadığını, müvekkili bankanın gerekli özeni gösterdiğini,Ceza Mahkemesi kararının bu dosyada kanıt olarak kullanılamayacağını, ancak vadesiz hesaplara uygulanan faiz hesabının istenebileceğini belirterek davanın haksızlığını savunmuş ve reddine karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, davalı bankadaki hesapta bulunan paranın , yetkisiz ve talimatsız olarak off-shore hesaba aktarıldığı iddiasıyla, davalı bankadan tahsili istemine ilişkindir.
… Bank AŞ’nin ihbarı üzerine … vekili bu davanın konusunu oluşturan borç ve yükümlülüklerin … Bank AŞ ile bağıtlanan hisse devir sözleşmesine göre … yönetim kurulunun 08.02.2007 tarih ve 58 sayılı kararına istinaden … tarafından üstlenildiğini belirterek, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 107/10 maddesi gereğince borcu üstlenmiş ve müvekkili … adına hüküm kurulmasını istemiştir. Bu nedenle …’nin davalı sıfatı kabul edilmiştir.
… Tic AŞ tarafından dava sonucunda verilecek karardan etkilenecekleri iddiası ile müdahale talebinde bulunulmuş ise de davalı olarak … A.Ş nin halefi olan … Bank AŞ nin gösterildiği, doğrudan adı geçen şirket ile bir bağlantının bulunmadığı anlaşılmış ve müdahale isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 2009/821E-2011/422 K sayılı 22/11/2011 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne, toplam 89.930 -USD davacı alacağının asıl alacak tutarı olan 88.449, -USD’ne 01.01.2000 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince faiz yürütülerek davacı yararına davalı (… Bank adına borcu üstlenen) …’den tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş olup mahkememizin kararı adı geçen şirket vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesi Hukuk Başkanlığının 2012/8945 esas 2014/2078 karar sayılı kararı ile bozulmuştur. Bozma ilamında; “Kararı, davacı, davayı üstlenen … ve müdahale talebinde bulunan… A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davalı Banka’nın haksız eylemi nedeniyle davacı hesabında bulunan paranın …Ltd’ye gönderilmesi nedeniyle uğranılan zararın tahsiline ilişkin olup, …A.Ş. vekili, davacının davasının kabul edilmesi sonucunda paranın borcu üstlenen … tarafından ödenmesi halinde … A.Ş’ye el konulmadan önce bu bankanın hakim ortağı olması ve … ile sözleşme yapılması nedeniyle ödenecek para nedeniyle …’nin kendisine rücu edeceğini bildirerek müdahale talebinde bulunmuştur. Mahkemece, bu durumda… A.Ş’nin davalı yanında müdahale talebinde hukuki yararının mevcut olduğunun kabulüyle, müdahale talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, müdahale talebinin reddi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı, davayı üstlenen TMSF ve müdahele talebinde bulunan … A.Ş. vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle müdahele talep eden vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı, davayı üstlenen … ve müdahele talebinde bulunan …A.Ş. vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenler davacı ve müdahele talebinde bulunana iadesine, 07.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.” denilmektedir.
Bozma üzerine Mahkememizce yeniden yapılan yargılamada, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş dosyanın Mahkememizin 2015/253 Esasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizin 2015/253 E. 2015/814 K. Sayılı 25/12/2015 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne, toplam 89.930 USD tutarındaki davacı alacağının asıl alacak tutarı olan 88.449 USD 01/01/2000 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/A maddesi gereğince faiz yürütülerek davacı yararına davalı ( … Bank adına borcu üstlenen ) …’den tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 2016/7042 E. 2018/403 K. Sayılı kararı ile ” kararı, davalı … Bank A.Ş. vekili, fer’i müdahil … A.Ş. vekili ile borcu üstlenen … vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması ile davalının sorumluluğunun BK’nın 41, 55 ve TTK’nın 336’ıncı maddelerinden kaynaklanmasına, davacının zararını …Bankasından tahsil etme olanağının kalmadığının anlaşıldığı andan itibaren zamanaşımı süresinin başlamasının gerekmesine göre, davalı … Bank A.Ş. vekili, fer’i müdahil … A.Ş. vekili ile borcu üstlenen … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, banka hesabındaki paranın tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafın esasen haksız fiil hükümlerine dayanması karşısında, yatırdığı ana paraya yatırdığı tarihten itibaren istem gibi temerrüt faizine hükmetmek gerekirken mahkemece sanki taraflar arasında akdi ilişki varmışcasına ana paraya faiz eklenmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. ” yönündeki bozma kararı üzerine, davacı vekili, davalı banka vekili ile feri müdahiller … ve … A.Ş. vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş Yargıtay 11 Hukuk Dairesi 2018/2632 E-2022/7796 K sayılı 07/11/2022 tarihli kararı ile “…Tüm bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlığa gelindiğinde, davacı yanın 30.11.1999 tarihinde Bankaya yatırdığı parası banka yetkilileri tarafından KKTC’de kurulan paravan …Ltd. kıyı bankası hesabına aktarılmış, işbu dava ise 21.12.2009 tarihinde açılmış olmakla 10 yıllık zamanaşımı süresi dolan işbu davada zamanaşımı sebebiyle ret kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, karar düzeltme istemi yerinde görülmekle Dairemizin 18.01.2018 tarihli bozma ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın açıklanan bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.” yönündeki bozma kararı üzerine dosyanın Mahkememizin 2023/121 Esasına kaydının yapıldığı görülmüştür. Mahkememizce yeniden yapılan yargılamada, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 22/04/2022 tarihli ve 2021/7 Esas, 2022/2 Karar sayılı kararı ile neticeten mudilerin … alacaklarının tahsiline yönelik açtıkları davalarda zamanaşımının başlangıcının tespitinde off shore hesabına aktarma tarihinin esas alınması gerektiğine karar verilmiştir.
Yargıtay 11 Hukuk Dairesi 2018/2632 E-2022/7796 K sayılı 07/11/2022 tarihli bozma ilamında “… Özetle, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 22/04/2022 Tarihli ve 2021/7 Esas, 2022/2 Karar sayılı kararı gereğince, mudilerin off shore alacaklarının tahsiline yönelik açtıkları davalarda zamanaşımının başlangıcının tespitinde off shore hesabına aktarma tarihi esas alınarak, daha önceden temyiz incelemesinden geçmiş dosyalar bakımından içtihadı birleştirme kararının, usuli kazanılmış hakkın istisnalarından biri olduğu gözetilerek, zamanaşımına ilişen temyiz itirazları konusunda bir değerlendirme yapılması ve davalı tarafça zamanaşımı hususunda bir temyiz sebebi ileri sürülmemiş olsa dahi, feri müdahil tarafından temyiz nedeni olarak getirilmek kaydıyla davalı yönünden zamanaşımı incelemesinin yapılması, dava konusu olay bakımından ceza mahkemesince banka yöneticilerinin eyleminin dolandırıcılık olarak nitelendirildiği gözetilerek uzamış ceza zamanaşımı süresinin bu suça göre belirlenmesi ve uzamış ceza zamanaşımı süresinin 10 yıllık zamanaşımı süresinden kısa olması halinde her halükarda 10 yıllık zamanaşımı süresinin esas alınması, zamanaşımı durduran ve kesen sebeplerden davacı tarafça daha önce açılmış olan bir dava bulunması halinde zamanaşımı süresinin, o davanın kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıl olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlığa gelindiğinde, davacı yanın 30.11.1999 tarihinde Bankaya yatırdığı parası banka yetkilileri tarafından KKTC’de kurulan paravan …Ltd. kıyı bankası hesabına aktarılmış, işbu dava ise 21.12.2009 tarihinde açılmış olmakla 10 yıllık zamanaşımı süresi dolan işbu davada zamanaşımı sebebiyle ret kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, karar düzeltme istemi yerinde görülmekle Dairemizin 18.01.2018 tarihli bozma ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen kararın açıklanan bu nedenlerle bozulması gerekmiştir…” denilmektedir.
Dava konusu somut olayda, davacı yanın 30.11.1999 tarihinde Bankaya yatırdığı parası banka yetkilileri tarafından KKTC’de kurulan paravan …Ltd. kıyı bankası hesabına aktarılmış, işbu dava ise 21.12.2009 tarihinde açılmış olmakla 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla işbu davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, dava açılırken davacı taraftan peşin olarak alınan 101,30 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, eksik kalan 78,60 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan 365,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.17/05/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır