Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/272 E. 2023/675 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/272 Esas
KARAR NO : 2023/675

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 26/04/2023
KARAR TARİHİ : 05/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerine … Bankası … Şubesi tarafından 11.5.2017 tarihinde …kapsamında kredi kullandırıldığını, kredi karşılığında müvekkiline ait 6 nolu bağımsız bölüme ipotek konulduğunu, müvekkilinin davalıya bankaya olan borçlarının % 80 ini 2019 yılına kadar aksaksız yaptığını, ancak, müvekkilinin ticari hayatının pandemi sebebi ile sekteye uğradığını, bu süreçte kredi borcuna ödeme yapamadığını ve mağdur olduğunu, müvekkil gibi, başkaca bir çok kredi borcu şahısların da ödeme güçlüğü çektiği için …kapsamında kullandırılmış krediler için yeniden yapılandırma imkanı tanındığını, borç yapılandırma kanunu çıktığını, kanun uyarınca ana para üzerinden yapılandırma imkanı tanındığını, müvekkilinin bundan istifade etmek için başvurduğunu, ancak davalı bankanın … şubesi görevlilerinin müvekkili kanundan istifade ettirmediklerini ve yüksek faizler çıkararak ödeme imkanını önlediklerini ve taşınmazını satışa çıkararak banka adına satın aldıklarını, müvekkilinin muaccel olan bir borcu olmamasına rağmen bu işlemden zarara uğradığını, bankaya ve CİMER’e başvurularının sonuçsuz kaldığını, davalı bankanın … şubesi görevlilerinin müvekkile türlü zorluklar çıkardıklarını ve müvekkilin kredi borcunu yeniden yapılandırmasını çeşitli bahanelerle önlediklerini ve müvekkilin …’daki dairesi ile aracını icra yolu ile satışa çıkardıklarını ve … 10. İcra Müdürlüğünün …esas ve … 3.icra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasından dairesini ve aracını ipotek alacaklısı davalı bankaya sattıklarını belirterek yapılandırma kanunu uyarınca, müvekkile ödeme imkanı tanımayan ve müvekkilin borcu muaccel olmadığı halde haksız ve hukuksuz işlemlerle müvekkilin taşınmazını satışa çıkararak, satın alan … Bankasının müvekkilinin uğradığı zarar ve ziyanların bilirkişi raporu ile nihai zararı belli olduğunda ek dava açmak-ıslah dilekçesi vermek üzere şimdilik 20.000,00-TL’sının satış tarihinden ticari faizi ile davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın hangi tarihli, hangi sayılı kanunun hangi maddesine dayanarak müvekkil bankanın kusurlu olduğunu iddia ettiğinin belirsiz olduğunu, davacı tarafın “borç yapılandırma kanunu” adı altında bir kanuna atıf yapmakta ise de müvekkil bankayı takip konusu alacağı yapılandırma sorumluluğu altına sokacak böyle bir kanun bulunmadığını, kastedilen 7326 sayılı Kanun olması halinde bu kanunda bankanın yapılandırma zorunluluğunu düzenleyen bir hüküm olmadığını, davacı tarafın bunun aksini iddia etmesi halinde talebinin hangi kanun maddesine dayandığını belirtmesi gerektiğini, davacının yapılandırmaya yönelik iddialarının gerçek dışı olduğunu belirterek haksız ve kötüniyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı tarafça uğranıldığı iddia edilen zararlara ilişkin tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce HMK’nın 33. maddesi uyarınca davayı aydınlatma ödevi gereği 10/05/2023 tarihli tensip zabtının 11. Maddesi ile “HMK’nın 31. maddesi ile 119/1-ğ. bendi uyarınca dava dilekçesindeki şimdilik 20.000,00 TL olarak talep edilen miktarın hangi davacı yönünden ne kadar talep edildiğini kalem kalem miktar olarak açıklaması ve dava dilekçesinde davacıların zararına yapılan işlemleri bilgileri ile tek tek belirtmek ve taşınmaz satışına ilişkin zararı açıklaması suretiyle açık bir şekilde talep sonucu olarak bildirmesi için davacılar vekiline iş bu tensip tutanağın tebliğinden itibaren 1 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde beyanda bulunulmaması halinde HMK’nın 119/2. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun davacılar vekiline ihtarına” şeklinde karar karar verildiği, davanın aydınlatılması ödevi Mahkemece yerine getirilmesi gerekirken davanın somutlaştırılması yükümü taraflara ait olup; bu bağlamda tensip zaptı davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ancak davacı vekilince tensip zaptı uyarınca sunulan beyan dilekçesinde, dava dilekçesinin yeterince açık olduğundan bahisle “bir açıklama yapma zarureti gerekmemektedir” ifadesine yer verilerek tensip zaptında açıkça belirtilen zarar kalemlerinin açıklanmasına ilişkin ara kararın ifa edilmediği tespit edilmiştir. Mevcut durumda dava dilekçesinde talep edilen miktarın hangi davacı yönünden ne kadar talep edildiğinin belirtilmemesi, davacıların zararına ve hukuka aykırı yapıldığı iddia edilen işlemlerin açıklanmaması, taşınmaz satışına ilişkin zararın açıklanmaması sebepleriyle davacı tarafça hangi işlemlerin dava konusu edildiği, ne kadar zararın oluştuğu, bu zararların oluşmasına sebebiyet veren vakıa ve delillerin neler olduğu anlaşılamamış olup; davacı tarafça “davacının uğradığı zarar ziyanların davalıdan tahsili” talep edilmiş olmakla “zarar ziyan” genel açıklaması dışında dayanılan vakıalar ile davalı tarafça gerçekleştirilen ve dava konusu edilen işlemler tespit edilememiştir. Dava konusu vakıalar ve işlemler tespit edilemediğinden taraflarca getirilme ve tasarruf ilkeleri gereğince uğranıldığı iddia edilen zarara dair delillerin toplanılması mümkün olmamıştır. Dosyada mevcut hal üzere dayanılan vakıalar ve deliller bildirilmediğinden bilirkişi incelemesi yaptırılamayacağı gibi dayanılan vakıalar ve deliller bildirilmemesinin davalı taraf açısından savunma hakkının tam anlamıyla ifasını mümkün kılmadığı ve bu durumun da delillerin dosyaya kazandırılmasını güçleştirdiği değerlendirilmiştir. Aksi bir ihtimalde dosyanın mevcut hali ile bilirkişi incelemesine tabi tutulması halinde bilirkişi tarafından celbi talep edilecek belge ve delillere davacı tarafça dayanılmadığından iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağının Mahkemece tatbiki sağlanamayacak ve bir vakıa hukuku olan 6100 sayılı HMK hükümlerinin açıkça aşılması sonucu doğacağı ve davayı somutlaştırma yükümünü verilen kesin süreye rağmen ifa etmeyen davacı tarafın HMK’nın 94/2 maddesi uyarınca kendisine tebliğ edilen ihtaratın sonucuna katlanması gerektiği kanaatiyle HMK’nın 119/1-Ğ ve HMK’nın 119/2 gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-HMK 119/1-Ğ, HMK 119/2 gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 269,85-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 341,55-TL harçtan mahsubu ile artan 71,70-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, HMK 333.mad. gereğince hüküm kesinleştiğinde artan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-… Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.600,00-TL arabuluculuk tarife bedelinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair davacı şirket temsilcisi ile davalı vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ nezninde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*