Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/207 E. 2023/527 K. 07.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/207 Esas
KARAR NO : 2023/527

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2023
KARAR TARİHİ : 07/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili şirket … A.Ş. ile davalı … arasında … nolu Kurumsal hat abonelik sözleşmesi akdedildiğini, davalı ile akdedilmiş olan bu sözleşme kapsamında düzenlenmiş olan Şubat-Mart-Nisan 2021 dönemlerine ait 7.219,60 TL tutarlı faturalara ödeme yapılmadığını, belirterek müvekkili şirket adına yıllık % 48 sözleşme faizi ile birlikte alacağın fatura tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile beraber tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; sözleşmedeki yazı ve imzaların müvekkiline ait olmadığını, ayrıca davacı şirket tarafından dosyaya sunulan abonelik sözleşmesine ilişki evraklardan anlaşıldığı üzere abonelik sözleşmesi imzalanırken taraflarına resmi evrakların örnekleri ile kimliğin resmi verildiğini, oysa ki davacı şirketin gerçek bir şirket ile sözleşme imzalayıp imzalamadığını teyit etmesi ve karşı taraftan belgelerin onaylı örneklerini alması gerektiğini, davacı şirketin bilinçli tacir olarak hareket etmesi gerekirken üzerine düşen gerekli özen ve dikkat yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle ve kendi kusuruyla hem kendini zarara uğratmış hemde müvekkilini zarara uğrattığını, aynı kötü niyetli kişiler olduğunu düşündükleri şahısların, … Şirketi ile de yolsuz bir şekilde onlarca abonelik sözleşmesi yaparak müvekkilini zarara uğrattığını, bu konuya ilişkin … 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin …esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası ile … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma nolu dosyası ile şikayetlerinin devam ettiğini belirterek müvekkilin davacı şirkete borçlu olmadığının tespiti ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda hangi Mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle taraflar arasındaki ilişkinin vasıflandırılması gerekmektedir. Dava, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. TTK’nun 4/1. maddesi kapsamında uyuşmazlığın esası dikkate alındığında iş bu dava mutlak ticari dava niteliğinde değildir. Yine aynı maddenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na atıfla mutlak ticari dava konusu kabul ettiği davalardan da değildir. Şu haliyle eldeki davanın mutlak ticari dava olmadığı açıktır. Davaya konu somut olayda, … Ticaret Sicil Müdürlüğü ve … Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği cevabi yazısında davalının Müdürlüklerinde kaydı bulunmadığının bildirildiği, yine … Vergi Dairesi Başkanlığı’nın cevabi yazısından da anlaşılacağı üzerine Başkanlıkları yetki sınırları içinde davalının mükellefiyetinin bulunmadığı, İstanbul Vergi dairesine bağlı Beyazıt Vergi Dairesi Müdürlüğünde terk mükellefiyetinin olduğunun bildirildiği, bu hali ile davalının tacir olmadığı açıktır. Bu haliyle her iki tarafın tacir sıfatını haiz olmadığı bir davanın ticari dava sayılmasına hukuken olanak bulunmadığından, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olmakla resen dikkate alınırlar. İzah edilen nedenlerle, davanın, Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 mad. uyarınca davanın usulden REDDİNE,
HMK.nun 20. mad. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden, karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin taraflara İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, davacı vekilinin huzurunda, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.07/07/2023

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır