Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/198 Esas
KARAR NO : 2023/540
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2023
KARAR TARİHİ : 13/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili ile davalının 20/01/2021 tarihinde Eğitim, Organizasyon ve Danışmanlık Hizmetleri işi ile iştigal etmek üzere tabela adı … olan ve … adresinde faaliyette bulunmak üzere …&… Adi Ortaklığını (VD No:…) kurduğunu, adi ortaklık kurulmadan önce tarafların işlerin ne şekilde yürütüleceği ve kazancın ne şekilde paylaştırılacağı gibi konularda istişare ettiğini, fikir birliğine vardıklarında adi ortaklığı kurarak işe başladıklarını, adi ortaklık kurulduktan sonra planlanan işlerin yapılabilmesi adına her bir ortağın 60.000,00-TL sermaye konulması hususunda tarafların anlaştığını, işbu şifahi anlaşma neticesinde müvekkili …’ın adi ortaklığın hesabına 11.02.2021 tarihinde 40.000,00-TL, 11.03.2021 tarihinde 20.000,00-TL olmak üzere toplamda 60.000,00-TL gönderdiğini, bu arada müvekkilinin eşi … ile davalının eşi …’in, adi ortaklığa iş getirme konusunda yardımcı olacakları şifahi olarak anlaşılan hususlardan olduğunu, ancak adi ortaklığın banka hesabı dışında bir para alış verişi yapılmamasının da yine anlaşılan hususlardan olduğunu, kısa bir süre sonra davalı …’in fikir birliğine varılan tüm konuları es geçerek müvekkilini yok saydığını, müvekkilinin haberi olmadan muhasebeciyi değiştirdiğini, bu ve benzeri sebeplerle müvekkilinin karşı tarafa olan güvenini yitirdiğini, ilerleyen süreçlerde de yapılan işlerle ilgili davalıdan bilgi almakta zorlanmaya başladığını, bu sebeplerle adi ortaklığı sona erdirmeye karar verdiğini, adi ortaklık bitirilir iken ortaklığın bitmesinde karşı tarafın kusurlu olması nedeniyle kazanç hesaplaması ve yapılan masrafları hesaplamak adına bankaya başvurarak adi ortaklığa ait hesabın hesap hareketlerini talep etmiş ve bu hareketler incelendiğinde davalı …’in planlanan işlerin yapılabilmesi adına her bir ortağın yatırması gereken 60.000,00-Tl’yi yatırmadığını, gerek şifahi anlaşma, gerekse taraflar arasında akdedilen … 45.Noterliğinin … yevmiye nolu … Tarihli adi ortaklık sözleşmesinin 6.Maddesine rağmen davalı … bu anlaşmaya uymayarak müşterek imza gerekmesine rağmen, müvekkilinden habersiz, eşi …’in hesabına 11.03.2021 tarihinde 20.000,00-TL göndermiş ve şifahi anlaşma gereği adi ortaklığın hesabına gönderilmesi gereken 60.000,00-TL’nin de gönderilmediğini, ortaklığın bitirilmesi kararı sonrası davalının eşi … tarafından müvekkilinin sermaye ve kazanım zararına istinaden toplam 150.000,00-TL bedelli çekler ile zararın giderilmesi yönünde müvekkilin eşi …’a ödenmek üzere kabul ettiğini ancak düzenlenen çeklerin kendilerine teslim edilmediğini, adi ortaklığa ait hesap hareketleri incelendiğinde sadece … Kurumlarına verilen bir hizmetin olduğu ve bedelin tahsil edildiği görülmekte ise de müvekkilin harici araştırmalar neticesinde adi ortaklığın ünvanı kullanılarak üzerinden …’ye verilen hizmetin karşılığında yaklaşık 350.000,00-TL kazanç elde edildiğini ve bu kazancın davalı ve işe ait olan …A.Ş üzerinden faturalandırılarak kazancın müvekkilinden gizlendiğinin düşünüldüğünü beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL maddi zararın, gerçek zararın bilirkişi marifetiyle tespiti akabinde kısmi alacak ıslah ile artırılmak üzere arabuluculuk tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacının adi ortaklık için ödediği sermaye bedeli belirli olup bu konuda belirsiz alacak davacı açılmasında hukuki yarar bulunmadığını ve davanın bu yönünden usulden reddi gerektiğini, davacının talep etmiş olduğu SGK Prim borcu, Vergiler ve Faizleri ile muhasebe giderleri talepleri yönünden ise hukuki dava açmakta hukuki menfaatinin olmadığını, bu giderlerden hiçbirinin davacı tarafından ödenmediğini, davacının bu kalemleri talep etmekte hukuki yararının bulunmadığını, şifahi olarak tarafların 60.000,00-TL sermaye koyacakları konusunda anlaştıklarını belirtmiş ise de taraflar arasında bu yönde bir anlaşma bulunmadığını, müvekkili ve eşinin … markasına sahip olduğunu, tarafların ayrıca bir ofis tutarak bedel ödemediklerini müvekkilinin hali hazırda bulunan ofisini kullandıklarını, müvekkilinin muhasebeciyi değiştirmekteki nedeninin söz konusu muhasebecinin aynı zamanda müvekkili ve eşinin diğer şirketlerinin de işlerini takip ettiğini, aralarında sorun çıktığı için bu muhasebeci ile yollarının ayrıldığını, herhangi bir kötü niyetinin söz konusu olmadığını, davacının belirttiği üzere kötü niyetli olarak davacının bilgisi dışında müşterek hesaptan para çektiğinin asılsız olduğunu, tarafların imza izni olmadan ortak hesaptan para çekmesinin mümkün olmadığını, davacı bilerek ve isteyerek müvekkiline müşterek hesaptan para çekme yetkisini verdiğini, emek ve işlerin müvekkili tarafından yürütüleceği düşünüldüğünde bu işlemler için masraf gerekmekte olup her seferinde çift imzanın ticari hatayı sekteye uğratacağını, tek imza ile para çekme yetkisinin davacıya da tanımlandığını, davacının müvekkilini kötü niyetli göstermek için bu iddialarda bulunduğunu, davacıya 150.000,00-TL bedelli çeklerin teklif edilmesinin nedeni; davacının eşinin çalıştığı okulu bağlaması karşılığında istediği komisyonunda eklenmesinden kaynaklanmakta olduğunu, dava dışı … …, İzmir’de … …. okullarında çalışmakta olup; çalıştığı okulu bağlayarak iş getireceğini söylediğini, bu nedenle ayrılma durumunda bu okulu bağlayacağı için alacağı komisyonun da eklendiğini, ancak okulu da bağlayamadığını, kaldı ki çeklerin teslim edilmemesinden ziyade davacının zaten bu çekleri kabul etmediğini, müşterinin de çeki istediğini, bu noktada davacının, müvekkili ve dava dışı eşi hakkında başka kimseleri de zarara uğrattıkları iddiasının da yerinde olmadığını, iftira niteliği taşıdığını, …’in, müvekkilinin eşine ait çok önce kurulmuş ve uzun süredir bu alanda faaliyet gösteren bir firma olduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşmenin hiçbir şekilde müvekkilinin veya eşinin kendi şirket işlerine devam etmesine engel olmadığını, sözleşmede de bu yönde bir maddenin de bulunmadığını, …’in, faaliyetlerine devam eden bir şirket olup; şirketin yaptığı her işten pay istemenin müvekkilinin emek ve işlerine ortak çıkmak anlamına geleceğini, adi ortaklığın kuruluşu …’nin etkilerinin devam ettiği zamanlara denk gelmekte olup; müvekkilinin işinin okullar ile olması nedeni ile çok fazla faaliyet gösteremediğini, müvekkili ve eşinin çok yer ile görüşmelere gittiğini, tanıtım seyahatleri yaptığını ancak sadece … ile iş yapılabildiğini, başkaca bir iş yapılamadığını, zaten sonrasında da adi ortaklığın sonlandırıldığını, bu iş nedeni ile de masrafların yapıldığını, harcamalarda bulunulduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte hesaplama yapılacak ise tüm zaruri giderler ile yapılan giderlerin de hesaplamaya katılması gerektiğini beyanla davanın öncelikle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR /
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, tarafların nüfus kayıt örnekleri UYAP üzerinden çıkartılarak dosyamız arasına alınmış, taraflar hakkında esnaf-tacir araştırması yapılmış, dava dışı … Hizmetleri A.Ş’nin İTO kaydı dosyamız arasına alınmıştır.
… Ticaret Sicil Müdürlüğünün … tarih ve …sayılı cevabi yazısında …’in gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunamadığının bildirildiği tespit edilmiştir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğünün …Tarih ve … sayılı cevabi yazısında … hakkında yapılan bilgisayar kayıtları ve tarh dosyasının tetkikinde; işletme hesabına göre defter tuttuğu ve esnaf işletme sınırını aşmadığının bildirildiği tespit edilmiştir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğünün… tarih ve …sayılı cevabi yazısında …’ın gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunamadığının bildirildiği tespit edilmiştir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı cevabi yazısında … hakkında yapılan tetkikler neticesinde 20/01/2021 ile 31/03/2022 tarihleri arasında gösteri, kongre, konferans, ticari fuar, vb. Etkinliklerin organizasyonu faaliyetleri sebebiyle mükellefiyetinin bulunduğu tespit edilmiş olup, mükellefin işletme defteri tuttuğunun bildirildiği tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE /
Dava, adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” hükmüne yer verilmiştir. Adi ortaklık TBK’nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ve davalı arasında Borçlar Kanunu 620.maddesinde düzenlenen adi ortaklık bulunduğu, Mahkememizce yapılan araştırmada tarafların tacir olmadığının tespit edildiği, adi ortaklığın TTK’da düzenlenmediğinden eldeki davanın mutlak ticari davalardan olmadığı ve tarafların da tacir olmadığından nispi nitelikteki ticari davalardan da olmadığı, malvarlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmıştır. (Bknz. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37.Hukuk Dairesinin 24/11/2022 tarih, 2022/398 Esas ve 2022/2938 Karar sayılı ilamı)
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-(c) maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olmakla resen dikkate alınırlar. İzah edilen nedenlerle, davanın, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; Davanın, HMK md.2, TBK md.620 ve HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen bendi uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20.maddesi gereğince taraflardan birinin, görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, tarafların huzurunda, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/07/2023
Katip …
¸
Hakim …
¸