Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/9 E. 2022/625 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/9
KARAR NO : 2022/625

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/08/2017
KARAR TARİHİ : 15/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının … adresindeki … nedeni ile … no ile abonesi olduğu tesisata ait bir kısım kaçak-usulsüz elektrik tüketim fatura bedellerini ödemediğini ve bu nedenle müvekkil şirket tarafından aboneliğine son verildiğini, davalı hakkında ödenmeyen bu tüketim tutarları ve gecikme zammı ve gecikme zammına ait KDV ile birlikte … 21. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borcun tamamına itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu iddia ve beyan ederek davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davalı taraf davaya herhangi bir cevap vermemiş ve mahkememizce yapılan açık duruşmalara da katılmamıştır. Davalı tarafın HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
DELİLLER: Dosyada davacı tarafın bildirdiği belgeler, Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi, Abonelik Sözleşmesi, fatura, … Vergi Dairesi’nin 03/12/2018 tarihli müzekkere cevabı, … Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün 04/12/2018 tarihli müzekkere cevabı, davalının 2018 yılına ait BA-BS formları, … Şirketi’nin 30/03/2022 havale tarihli müzekkere cevabı ve ekleri ile bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Tarafların ticari kayıtları ve defterleri üzerinde ayrıca teknik konu olan elektrik ile ilgili satış sözleşmesi gereğince dosyanın mevcut durumu ile iddia, savunma ve toplanan deliller kapsamında değerlendirilebilmesi açısından HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişi ile Elektrik Mühendisi bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar verilmiş, 28.05.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında özetle; dava konusu faturanın, davacı kurumca davalı adına sözleşmenin erken feshi gerekçe gösterilerek abonelik dönemi boyunca tahakkuk ettirilen en yüksek fatura bedelinin 2 katı tutarındaki ceza bedeli olduğunu, sözleşme başlangıç tarihinin 14.11.2014 olduğu, davacı tarafın serbest tüketici davalının elektrik ihtiyacını 01.01.2015 tarihinden itibaren karşılamaya başladığı, taraflardan herhangi birisinin sözleşme bitiş tarihinden en az 90 gün öncesinden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmenin fesh edilebileceğinin kararlaştırıldığı, davalı tarafça taahhüt sonu olan 14.11.2016 tarih öncesinde sözleşmenin feshine ilişkin davacı kuruma yapılmış müracaat bulunmadığı, dosya kapsamında yer alan Abone Detay Form içeriğinden; Aboneliğin 03.10.2016 tarihinde sözleşme süresi dolmadan sonlandırılmış olduğu, aboneliğin sonlandırılma gerekçesi hususunda dosya kapsamında belge-beyan bulunmadığı, takibe konu sözleşme ceza bedelinin hesap edilmesinde değerlendirmeye alınan davalı şirket adına tahakkuk ettirilen 2016/03 dönem faturasında davacı kurumca taahhüt edilen 5 indirimin sağlanmadığı, bu hususta nihai karar mahkememize ait olmak üzere, fatura her ne kadar sözleşme madde 9 ve 10 hükümlerine uygun tahakkuk ettirilmiş ise de, davacı tedarikçi şirketçe, davalı faturalarına indirim uygulanmamasının da sözleşme madde 5 şartlarına aykırılık arz ettiği, bu durumda davalının, davacı şirket portföyünde kalmasının menfaat sağlamayacağı, sözleşme madde 10 içeriğinde sözleşme iptali hususunda davalı adına haklı bir gerekçe şartının arandığı, açıklanan nedenlerle davalı tarafça takibe yapılan itirazın yerinde olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporuna davacı tarafın itirazı ile birlikte olumlu veya olumsuz beyanlar karşılanmak üzere önceki rapor düzenleyen bilirkişi heyetinden ek bilirkişi heyeti raporu alınmasına karar verilmiş, 14.10.2019 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunun sonuç kısmında özetle; gerek aktif birim fiyat gerekse dağıtım bedeli birim fiyatları üzerinden yapılan değerlendirmelerde aslında kayıp kaçak bedelinin aktif birim fiyat içerisine dahil olmadığı, dağıtım bedeli birim fiyatı içerisine dahil olduğu bu nedenle de kök rapordaki kanaatlerinin aynen devam ettiği bildirilmiştir.
HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın Elektrik Elektronik Mühendisi bilirkişi ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetine tevdii ile mahkememizce toplanan tüm deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle, istinaf kararında açıkça belirtilen önceki rapora itirazları giderici, hükme ve yargısal denetime elverişli HMK’nun 279/2. maddesine uygun olarak açıklamalı bilirkişi heyeti raporu alınmasına karar verilmiş, 23.05.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında özetle; davalı …’ın da imzasının yer aldığı, Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi’nin “Sözleşmenin Feshi ve Fesih Tazminatı Bedeli” 10. Maddesinde belirtilen “…tüketici, iki yıllık sözleşme süresi içerisinde her hangi bir zamanda haklı bir gerekçe olmadan sözleşmeyi sona erdirdiği takdirde sözleşme çerçevesinde tahakkuk ettirilecek en yüksek elektrik faturasının iki katı tutarında fesip tazminatı bedeli ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt eder…” hususundan ve dosya içeriğinde yer alan ve tüketiciye ait faturaların gösterildiği tablodaki en yüksek Fatura Bedelinin 2 (iki) katının Sözleşme Ceza Bedeli olarak düzenlenen 05.05.2017 tarihli faturadaki 37.647,70 TL bedeli aşmamasından ötürü davacı tarafından talep edilebileceği, dava konusu asıl alacak 37.647,70 TL, takip tarihine kadar olan gecikme faizi 720,33 TL, gecikme faizi KDV’si 129,66 TL olmak üzere toplam alacak 38.497,69 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, elektrik perakende satış sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle cezai şart alacağı kaynaklı alacak nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin; 18.06.2020 tarih, 2017/761 Esas ve 2020/342 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafça mahkememiz kararı istinaf edilmiş, T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin; 20/12/2021 tarih, 2020/1700 Esas ve 2021/3432 Karar sayılı ilamıyla mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve dosya mahkememizin 2022/9 Esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
… 21. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; ilamsız icra takibinde takip alacaklısının … Şirketi, takip borçlusunun ise … olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine toplam 38.497,69 TL üzerinden 15.06.2017 tarihinde icra takibine geçildiği, borçlu asilin 29.06.2017 tarihinde borca, faize ve takibe itiraz ettiği, 29.06.2017 tarihli karar tensip tutanağı ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Takip borçlusunun itiraz dilekçesinin takip alacaklısına tebliğ edilmemiş olması da dikkate alındığında iş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalıdan icra takibindekilektrik perakende satış sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle cezai şart kaynaklı alacağı olup olmadığı, davalının icra takibine itirazının iptalinin gerekip gerekmediği, davacı tarafın İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca icra inkar tazminatı talep edip edemeyeceği hususlarına ilişkindir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararında açıkça belirtildiği üzere dava dilekçesinde dava konusu alacağın kaçak/usulsüz elektrik kullanımından kaynak- landığı belirtilmiş ise de, davacı vekilinin 12/12/2018 tarihli dilekçesindeki beyanları ile ekli fatura örneğinden alacağın sözleşme ceza bedeline ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki 14/11/2014 tarihli iki yıl süreli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi’nin “sözleşmenin Feshi ve Fesih Tazminatı Bedeli” 10. Maddesinde ” tüketici, iki yıllık sözleşme süresi içerisinde her hangi bir zamanda haklı bir gerekçe olmadan sözleşmeyi sona erdirdiği takdirde sözleşme çerçevesinde tahakkuk ettirilecek en yüksek elektrik faturasının iki katı tutarında fesip tazminatı bedeli ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt eder. Tedarikçi teminat güncelleme talebinin tüketici tarafından yerine getirilmemesi ,tüketicinin sözleşme ve/veya ilgili mevzuata aykırı nitelikte eylem veya işlemlerde bulunması durumlarında sözleşmeyi tazminatsız olarak fesih etme yoluna gidebilir… ” hükmüne yer verilmiştir.
Dosya içeriğinden sözleşmenin 03/10/2016 tarihinde sözleşme süresi dolmadan sonlandırıldığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin davalı tarafından fesedildiği sabittir. Bu fesih hususunda davalı tarafça herhangi bir sebep ileri sürülmemiştir. Bu kapsamda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararı sonrası taraflara delilerini sunmaları için süreler verilmiş ise de sözleşmenin feshine ilişkin herhangi bir belge bilgi ve delil sunulmamış ve dosyaya ibraz edilmemiştir. Bu durumda da sözleşmenin davalı tarafça süresinde önce feshi haksızdır. Bu durumda davacı sözleşmenin yukarıda açıkça yer alan 10. Maddesi uyarınca cezai şart mahiyetinde tazminat talep edebilir. Bu kapsamda da İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararı da dikkate alınarak aldırılan 23/05/2022 tarihli önceki rapora itirazları giderici, hükme ve yargısal denetime elverişli bilirkişi raporuna asıl alacak yönünden itibar edilmiş en yüksek elektrik faturası olan 19.451,30 TL’nin 2 katı tutarından daha az miktardaki 37.647,70 TL’nin davacı tarafça talep edilebileceği kanaatine varılmıştır. Davacının davalı fazlaya ilişkin faiz ve KDV kalemleri yönünden takip öncesi TBK’nın 117/1. Maddesi uyarınca temerrütü gerçekleştirdiğini kanıtlayamadığından fazlaya ilişkin bu kalemler yönünden talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu nedenlerle kısmen kabulü kısmen reddi ile, … 21. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasında davalının itirazının 37.647,70 TL enerji bedeli (asıl alacak) üzerinden iptaline, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %16,80 oranında gecikme faizi ve takip sonrası işleyecek gecikme faizine %18 kdv yürütülmesine yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davanın kısmen kabulüne karar verilen miktarının sözleşmeye ve kayıtlara dayalı likit yani belirlenebilir bir alacak olduğu kanaati ile, İİK’nın 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 37.647,70 TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, … 21. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasında davalının itirazının 37.647,70 TL enerji bedeli (asıl alacak) üzerinden iptaline, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %16,80 oranında gecikme faizi ve takip sonrası işleyecek gecikme faizine %18 kdv yürütülmesine yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
2-İİK’nın 67/2. Maddesi gereği itirazın iptaline karar verilen 37.647,70 TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 2.571,71 TL karar ve ilam harcınından, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 657,45 TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 1.914,26 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 657,45 TL peşin harç, 31,40 TL başvurma harcı, 2.600,00 TL bilirkişi raporları ücreti, 339,95 TL tebligat gideri, posta masrafı ve diğer masraflar olmak üzere toplam 3.628,80 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve ret oranına göre hesap edilen; 3.548,68 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın, karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, davacı yönünden reddedilen kısım miktarı itibariyle HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin, davalı taraf yönünden kabul edilen kısım miktarı itibariyle gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/09/2022

Katip

Hakim