Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/822 E. 2023/732 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/822 Esas
KARAR NO : 2023/732

DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ : 28/11/2022
KARAR TARİHİ : 24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; dava dışı/temlik eden … A.Ş. ile davalı/borçlular arasında bankacılık sözleşmeleri imzalandığını, davalı/borçlunun borçlarını süresi içerisinde ödememesi üzerine, … 2. Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarıyla kredi hesabının kat edildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak borçların ödenmesi ihtar edilmiş ancak borç belirtilen sürede ödenmediğinden aleyhlerine dava dışı alacaklı … A.Ş. tarafından … 14. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, dava dışı temlik eden … A.Ş.’nin borçlulardan olan tüm hak ve alacaklarını müvekkili şirkete temlik edidiğini, alacaklı sıfatının müvekkili şirkete geçtiğini, müvekkili şirket tarafından davalı borçlular hakkında … 14. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından düzenlenen borç ödemeden aciz belgesi dayanak yapılarak borçlular aleyhine … 32. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ancak borçluların süresi içinde borca ve alacağın tüm ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek, davalı borçlular tarafından … 32. İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra dosyasına yapılan İtirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeni ile davalılar aleyhine dava konusu likit alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve özetle; icra takibine dayanak Borç Ödemenden Aciz Belgesinin geçersiz olduğunu, 28.11.2002 tarihinde düzenlenmiş olan belge üzerinde belirtilen alacak miktarının 769.264,00 YTL olarak düzenlendiğini, 5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanun Kapsamında 1.1.2005 yürürlük tarihi itibariyle Türk Lirası’ndan 6 sıfır atıldığını, ve para birimi YTL olarak düzenlendiğini, bu çerçevede henüz para birimi olarak YTL belirlenmemişken icra takibine dayanak 28.11.2002 tarihli Borç Ödemeden Aciz Belgesi üzerinde yer alan alacak miktarından 6 sıfırın atılmış olduğu ve para birimi olarak YTL’nin kullanıldığından belgenin geçersiz olduğunu, başlı başına bu durumun dahi haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini gerektiğini, davanın davalı müvekkili bakımından hiçbir bağlantısının bulunmadığını, davanın müvekkili bakımından husumet yokluğundan reddi gerektiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın hem hukuken geçersiz borç ödemeden aciz belgesine dayandığını hem de dava dışı … A.Ş. ile davalılar arasında akdedildiğini iddia ettiği bankacılık sözleşmesini ibraz edemediğini, Ayrıca hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı tarafın davalı müvekkilinin borçlu olduğu yönündeki iddiaları ile dava dilekçesinde sunmuş olduğu, ihtar edenin dava dışı … A.Ş. ve muhataplar arasında davalı müvekkilininde bulunduğu … 2. Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamede davalı müvekkilinin müşterek müteselsil kefil sıfatında olduğu iddiaları birbiriyle çelişmekte olup, davalı müvekkilinin müşterek müteselsil kefil olduğunu gösterir hiçbir belge veya bu doğrultuda yasal delil davacı tarafça ortaya koyulamadığını belirterek davacının haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun tüm beyan, iddia ve taleplerine itiraz ettiklerini, davanın davalı müvekkili bakımından öncelikle husumet ve zaman aşımı yönünden, Mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine, davacının haksız ve kötü niyetli takibinden ötürü %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davanın hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığı, davanın ve talebin zaman aşımına uğradığını, dosyaya sunulan aciz belgesinin 28.11.2002 tarihli olduğunu, 19 yıl civarında zaman geçtiğini, yapılan işlemlerden müvekkilinin kefil sıfatı ile takip olunduğu açıkça görüldüğünü, aciz belgesine bağlanan borcun -yirmi yıl- zamanaşımına tabi olmamasının sadece borçluya karşı kabul edildiğini, bu suretle de müşterek borçluların ,kefillerin, bu hükmün dışında bırakıldığını, davanın müvekkil bakımından ivedilikle zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesini gerektiğini, Aciz belgesinin yasal unsurları ihtiva etmemekle geçersiz ve yok hükmünde olduğunu, davacının mesnet gösterdiği belgelerin asıllarını ibraz etmediğini ve bu hali ile de iddiasını somutlaştıramadığını, ilgili temlik ve temlik belgesinin usul ve yasaya aykırı ve geçersiz olduğunu, kredi sözleşmesinin sunulmadığını, imzanın ve eğer vaki ise kefalet varlığının ve miktarının bilinmesi, kabulü ve ispatının da olanaksız olduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz davanın ivedilikle müvekkili yönünden zamanaşımı nedeni ile bu mümkün görülmez ise arz olunan diğer nedenlerle ve dahi esastan reddine, davacının %20 tazminat ödemesine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davaya konu icra takibinde takibe itiraz edildiğinden söz konusu dava dilekçesinin de kendilerne tebliğ edilmesi gerektiğini, bu nedenle usule aykırı yürütülen sürece itiraz ettiklerini, icra takibine ve davaya dayanak Borç Ödemenden Aciz Belgesinin geçersiz olduğunu, söz konusu belge 28.11.2002 tarihinde düzenlenmiş olan belge üzerinde belirtilen alacak miktarı 769.264,00 YTL olarak düzenlendiğini, para birimi hakkında yapılan kanun değişikliğinden sonra belgenin de revize edilmesi gerektiğini, davaya konu bankacılık sözleşmesinin dava dışı … A.Ş. ile dava dışı … LTD. ŞTİ. arasında akdedildiğini, davanın müvekkili bakımından husumet yokluğundan reddi gerektiğini, söz konusu kredinin müvekkili ile bir ilişkisi bulunmadığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte, alacağın zamanaşımına uğradığını ve dava 1 yıllık hak düşürücü sür geçtikten sonra açıldığını belirterek davacının haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan davasının öncelikle husumetten, hak düşürücü süre ve zaman aşımı yönünden, Mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine, HMK madde 329 uyarınca hiçbir hakkı olmadığı hâlde dava açan davacı tarafa müvekkilinin vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekâlet ücretinin AAÜT’ye göre yasal vekalet ücreti miktarınca tarafımıza ödenmesine mahkum edilmeye, Madde 329/2 uyarınca davacılar yanının beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezası ile mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’na yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davayı takip etmediği gibi, yazılı bildirimde de bulunmadığından, H.M.K nun 128. maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; İ.İ.K.nun 67. maddesi hükmüne göre genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın müteselsil kefillerden tahsili için başlatılan icra takibine dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
… 32. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 769.264,00-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalı tarafından yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İ.İ.K.nun 62. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran da, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; … ile dava dışı …ŞTİ arasında mevcut kredi sözleşmesi gereği borcun ödenmemesi nedeni ile … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin ..d.iş sayılı dosyası ile verilen ihtiyati haciz kararı sonrasında … 14. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosya ile icra takibine geçildiği borçlulardan … LTD ŞTİ ile …’ın borca itirazları üzerine … 6. Atm … E – … K sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı ve Kısmen Kabul kararı verildiği, ancak borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsil edilememesi nedeni ile … 14. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından aciz vesikası düzenlendiği ve T…. tarafından alacağın davacıya temlik edilmesi üzerine … 32.İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemi olup mahkememizin görevli olup olmadığı, geçerli bir temlik olup olmadığı, takibin zaman ve aşımı hak düşürücü süre içinde başlatılıp başlatılmadığı, geçerli bir kefalet ilişkisinin bulunup bulunmadığı, davalıların davacıya borçlu olup olmadığı, borçlu olmaları halinde miktarı noktasında toplandığı görüldü.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış,… 32. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının bir örneği dosya arasına alınmıştır.
Taraf iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde ;
Dava, genel kredi sözleşmesinden doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir.
Dava dışı/temlik eden … A.Ş ile dava dışı asıl borçlu …LTD ŞTİ ve davalı/borçlular arasında bankacılık sözleşmeleri imzalandığı, borçların süresi içerisinde ödememesi üzerine, … 2. Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarıyla kredi hesabının kat edilerek borcun ödenmesi ihtar edilmiş ancak borç belirtilen sürede ödenmediğinden aleyhlerine dava dışı alacaklı … A.Ş. tarafından … 14. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, dava dışı temlik eden … A.Ş.’nin borçlulardan olan tüm hak ve alacakların davacı şirkete temlik edilmesi nedeni ile alacaklı sıfatının davacı şirkete geçtiği ve davacı tarafından davalı borçlular hakkında … 14. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından düzenlenen borç ödemeden aciz belgesi dayanak yapılarak borçlular aleyhine … 32. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığı hususu dosya kapsamından anlaşılmakta olup ,davalılar vekilleri, davanın zamanaşının dolması sebebiyle usulden ve borçlu olmamaları sebebiyle esastan reddine karar verilmesinin talep etmişlerdir.
..32. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasında ; davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine toplam 769.264,00 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibin başlatılmış, borçluların takibe itiraz etmesi üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki temel uyuşmazlıklardan biri olan ve ilk önce çözüme kavuşturulması gereken husus dava konusu alacak yönünden zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin dolup dolmadığı takibe ve davaya konu kefaletnamenin geçerli olup olmadığı, takip tarihi itibariyle kefalet ilişkisinin sona erip ermediği noktasında toplanmaktadır.
Takip tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 598. maddesi hükmü uyarınca; hangi sebeple olursa olsun, asıl borç sona erince, kefil de borcundan kurtulur. Bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefalet, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkar. Kefalet, on yıldan fazla bir süre için verilmiş olsa bile, uzatılmış veya yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefil, ancak on yıllık süre doluncaya kadar takip edilebilir. Kefalet süresi, en erken kefaletin sona ermesinden bir yıl önce yapılmak kaydıyla, kefilin kefalet sözleşmesinin şekline uygun yazılı açıklamasıyla, azami on yıllık yeni bir dönem için uzatılabilir.
Söz konusu maddede öngörülen süre hak düşürücü süre olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/7503 Esas, 2022/4265 Karar sayılı, 31.05.2022 tarihli emsal kararı)
6101 sayılı TBK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 5. maddesi “Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri, eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam eder. Ancak, bu sürelerin henüz dolmamış kısmı, Türk Borçlar Kanunu’nda öngörülen süreden uzun ise, yürürlüğünden başlayarak Türk Borçlar Kanununda öngörülen sürenin geçmesiyle, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi dolmuş olur.
Türk Borçlar Kanunu ile hak düşürücü süre veya özel bir zamanaşımı süresi ilk defa öngörülmüş olup da başlangıç tarihi itibarıyla bu süre dolmuşsa, hak sahipleri Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıllık ek süreden yararlanırlar. Ancak, bu ek süre, Türk Borçlar Kanunu’nda öngörülen süreden daha uzun olamaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca, 6098 sayılı TBK’nın yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan hak düşürücü süre ve zamanaşımı süreleri eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam edecektir. Ancak bu sürelerin henüz dolmamış kısmı TBK’da öngörülen süreden uzun ise kanunun yürürlük tarihinden başlayarak TBK’da öngörülen sürenin geçmesiyle, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi dolmuş olacaktır. Buna karşın bu sürelerin henüz dolmamış kısmı, TBK’da öngörülen süreden kısa ise eski kanun hükümlerine tabi olmaya devam edecektir. TBK’da ilk kez öngörülen ve fakat yasanın yürürlük tarihi itibariyle dolmuş olan süre 1 yıldan kısa ise hak sahiplerinin yararlanabileceği ek süre TBK’da ilk kez öngörülen süre kadar olacaktır.
Somut davada; ihtilafa konu sürenin zamanaşımı süresi değil hak düşürücü süre olması sebebiyle, davacı hakkında 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nunda düzenlenen 20 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmasına gerek bulunmadığı, davacı bankanın fona devredilen bankalardan olmadığı, davacı banka tarafından dava ve icra takibine konu alacağın 08/01/2019 tarihinde temlik alan davacıya ve fona devredildiği, söz konusu alacağın bu tarihten itibaren fon alacağı olduğu, dava ve takibe konu alacağın fona devrinden önce genel zamanaşını süresi olan 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, dava ve icra takibi konusu alacağın banka tarafından davalı/borçlunun borçlarını süresi içerisinde ödememesi üzerine, … 2. Noterliğinin… tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarıyla kredi hesabının kat edildiği, borcun belirtilen sürede ödenmediğinden aleyhlerine dava dışı alacaklı … A.Ş. tarafından … 14. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, takibe dayanak kefalet sözleşmesinin 22.06.1997, 24.04.1995 ,21.10.1997, 02.09.1996 ve 08.05.1997 tarihli olduğu, 6098 sayılı TBK’nın yürürlüğe girdiği tarih itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, davacı tarafından davalıya karşı 2021 tarihinde icra takibine başlandığı ve takip tarihi itibariyle yasada düzenlenen 1 yıllık ek süre de dolduğundan kefalet kendiliğinden kalkmış olup, davalıların kefaletten dolayı bir sorumluluğunun bulunmadığı anılan durum karşısında ; dava konusu icra takip tarihi itibariyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu, alacağın temlik tarihi olan 08/01/2019 tarihi itibariyle de 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu anlaşılmakla ve ayrıca davanın esası hakkında karar verilmediğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine; ayrıca kötüniyetli olarak takip yapıldığı anlaşılamadığından ve yasal şartlar oluşmadığından davalıların kötüniyet tazminat hakları olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Hak düşürücü süre nedeni ile davanın REDDİNE,
2-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
4-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 24/10/2023

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır