Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/798 E. 2023/590 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/798 Esas
KARAR NO : 2023/590

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 17/11/2022
KARAR TARİHİ : 14/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket sigortalısı … Plaka sayılı aracını 09.08.2021 tarihinde … poliçe numarası ile kaskolandığını, kaza raporu ve ekspertiz raporu incelendiğinde hasarın 04.12.2021 tarihinde seyir halinde iken meydana geldiğinin anlaşıldığını, gerçekleşen hasar sonrası müvekkili şirketin, araçtaki hasar için onarımı yapan farklı şirketlere toplam 14.936,32 -TL hasar tazminatı ödediğini, ödenen bu miktarın tamamından davalının kusurlu olması sebebiyle ödeme tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiziyle birlikte sorumlu olduğunu, bunun üzerine sigortalıya ödenen meblağın tahsili amacıyla hasar meydana gelmesinde kusuru bulunan davalı/borçlu aleyhine … 33.İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyanın açıldığını, davalıya giden ödeme emri sonrası davalı tarafından haksız olarak takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, ekspertiz raporundan anlaşılacağı üzere davalının kusuru nedeni ile hasar meydana geldiğini, haksız ve mesnetsiz yapılan bu itirazın iptali için öncelikle arabuluculuk başvurusu yapıldığını ancak davalı taraf ile anlaşılamadığını belirterek davalının … 33. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin aynen devamına, yapılan itirazın haksız ve kötüniyetli olduğu sabit olduğundan, davalının % 20 icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, müvekkili şirketin üçüncü şahsa kiraladığı aracın karıştığı kazayla ilgili olarak müvekkil şirketten alacağına ilişkin taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davanın zamanaşımı yönünden reddini talep ettiklerini, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, süresi içerisinde açılmayan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddini talep ettiklerini, kazaya karışlığı iddia edilen …plakalı araç, müvekkil şirket tarafından üçüncü şahıs olan …’e kiralanan bir araç olduğunu, öncelikle davanın …’e ihbar edilmesini ve mevzuat gereğince, üçüncü şahsa kiralanan aracın karıştığı kaza ve sebep olduğu hasarlardan dolayı müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, KTK’nın 3. maddesi araç sahibinin işleten sıfatıyla sorumluluğunu düzenledikten sonra aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde işletenin sıfatının kiracı, ariyet veya rehin alan kişide olduğunu açıkladığını, kazaya karıştığı iddia edilen dava konusu … plakalı aracın, bireysel paylaşımlı araç kiralama konusu aracı, 01/12/2021 tarihinde 00:12 saatinde … lokasyonundan teslim aldığını, …’in araç üzerinde fiili tasarruflarda bulunduğu ve aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olarak işlettiğinin de şüphesiz olduğunu, bu husususun müvekkil şirket ile kiracı ve araç sürücüsü olan … arasında 08/11/2021 tarihinde imzalanan Bireysel Paylaşımlı Araç Kiralama Sözleşmesinde de açıkça belirtildiğini, dava konusu olayın oluşumuna sebep olan ve davaya taraf olması gereken kişinin…olduğunu belirterek davanın müvekkil şirket yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, Bireysel Araç Kiralama Sözleşmesi, araç teslim formu, … 33. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, … 30.İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyası, trafik tescil kayıtları, delil olarak değerlendirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı tarafça … 33. İcra Müdürlüğü’nün …takip sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi taleplerine ilişkindir.
Tarafların anlaşamadıkları hususların; davalı tarafın hak düşürücü süre itirazının yerinde olup olmadığı, davalıya husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği, davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, davacının sigortalısına ödediği tazminat bedelini 04/12/2021 tarihinde trafik kazasındaki kusur nedeniyle haksız fiil hükümlerine göre davalıdan rücuen talep edip edemeyeceği, davalının icra takibine itirazının iptalinin gerekip gerekmediği ve davacı tarafın İİK’nun 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatı talep edip edemeyeceği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Kural olarak bir hakkı dava etme yetkisi o hakkın sahibine ait olup, buna aktif husumet denilir. Bir hakkın kendisinden istenebilecek durumunda olan yani hakka uymakla yükümlü kişi ise borçlu kişi olup, buna da pasif husumet denilir. Bir davada gerek aktif ve gerekse pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve resen gözetilecek hususlardandır ve şayet husumet ehliyeti yok ise, dava bu sebep ile reddedilir.
Bilindiği üzere, kural olarak bir hakkı dava etme yetkisi o hakkın sahibine ait olup, buna aktif husumet denilir. Bir hakkın kendisinden istenebilecek durumunda olan yani hakka uymakla yükümlü kişi ise borçlu kişi olup, buna da pasif husumet denilir. Bir davada gerek aktif ve gerekse pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkemece öncelikle ve resen gözetilecek hususlardandır ve şayet husumet ehliyeti yok ise davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir.
İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüte göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüttür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçları sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Taraflar (davalı ve ihbar olunan) arasında araç kiralama sözleşmesinin bulunduğu, tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olduğu, aracın kiracıya teslim edildiği, davalı yönünden araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olmadığı, davalının işletenlik sıfatının devam etmediği anlaşılmakla davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 185,16-TL harçtan mahsubu ile bakiye 84,69-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 81,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. hükümlerine göre belirlenen 9.200,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi. 14/09/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*