Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/74 E. 2023/406 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/74 Esas
KARAR NO : 2023/406

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/12/2017
KARAR TARİHİ : 06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; taraflar arasında … ili, … ilçesi, … Köyü, … mevkiinde kain 3 pafta, 402 parselde kayıtlı 15.320 m2, … ili, … ilçesi, … Köyü, … mevkiinde kain 11 pafta, 571 parselde kayıtlı 11.869 m2 arsa vasıflı gayrimenkuller ile ilgili olarak düzenleme şeklinde hasılat paylaşımlı arsa payı karşılığı bina yapımı ve satış vaadi ön anlaşması yapıldığını, sözleşme gereği müvekkilinin davalı şirkete toplam 350.000,00 USD ödeme yaptığını, 10.000 USD’nin şirket muhasebe sorumlusu …’a belge karşılığı teslim edildiğini, bakiye 250.000 USD’nin banka aracılığı ile şirket hesabına gönderildiğini, davalının sözleşmeyi arsa sahibi sıfatıyla imzaladığını, ancak daha sonra arsa sahiplerinin… ve …Tic.AŞ olduğunun öğrenildiğini, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğunu, müvekkilinin … 40.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile durumu ihtar ettiğini, ancak davalının 350.000,00 USD’ni iade etmediğini, davalı hakkında … 21.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, davalının itirazınını haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacı şirketin ısrarı sonucu ve Davacı şirketin söz konusu arsalara inşaat yapacağı taahhüdüne güvenerek tüm projeler ve görüşmelere son verilerek iş davacı Şirkete verildiğini, davacı Şirketin de başlangıçta, samimi olarak işe girişip kısmi ödemeler yapmış ise de bilahare işi yavaşlatıp, taahhütlerini ihlal etmeye başladığını, davacının talebinin 818 sayılı BK’nın 126/4. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunun kabulü halinde dahi, ödeme ve sözleşmenin feshi üzerinden 5 yıldan çok daha uzun bir zaman geçtiğinden yine davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, davacının açtığı davada haksız olduğunu belirterek reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; İ.İ.K.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli olup olmadığı, davacının bu sözleşme kapsamında yaptığı ödemeyi geri isteyip isteyemeyeceği ve davalı yanın zamanaşımı def’inin yerinde olup olmadığına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … 21. İcra Müdürlüğü’nün …sayılı takip dosyası getirtilerek dosya içine alınmıştır.
… 21. İcra Müdürlüğü’nün …sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 1.744.836,43 -TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalının yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu icra takibinin İ.İ.K.nun 62. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran da, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
Dosyanın incelenmesi neticesinde taraf vekillerince dosyaya sureti ibraz edilen EK SÖZLEŞME NO.1 başlıklı belgenin birinci paragrafında, bu ek sözleşmenin taraflar arasında daha önce yapılmış Düzenleme Şeklinde Hasılat Paylaşımlı Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesi’nin 10. maddesine uygun olarak yapıldığının belirtildiği, oysa dosya içerisinde bu ek sözleşmenin dayanağını oluşturan Düzenleme Şeklinde Hasılat Paylaşımlı Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesi’nin bulunmadığı anlaşılmış, taraf vekillerince adi veya resmi yazılı şekilde yapılmış bir Düzenleme Şeklinde Hasılat Paylaşımlı Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesi bulunmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 17/11/2020 tarihli 2017/1150 esas 2020/686 karar sayılı kararı ile zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 13/12/2021 tarih 2021/1632 Esas 2021/3331 Karar sayılı ilamıyla” Somut olayda ,uygulanacak zamanaşımı süresi ve beşlangıcı yönünden taraflar arasındaki hukuki ilişkinin doğru şekilde nitelendirilmesi önemlidir.Zira ,bilindiği üzere eser sözleşmelerine uygulanacak zamanaşımı süresi 818 sayılı BK’nun 126/IV fıkrasında “…müteahhidin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiş ve bilhassa ayıplı malzeme kullanmış veya ayıplı bir iş meydana getirmiş olması sebebiyle açılacak davalar hariç olmak üzere istisna akdinden doğan bütün davalar 5 yıllık zamanaşımı süresine tâbidir.” hükmü bulunmaktadır. Geçersiz sözleşmelerde ise , 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanacaktır.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; taraf vekillerince dosyaya sureti ibraz edilen “Ek Sözleşme No.1” başlıklı belgenin birinci paragrafında, bu ek sözleşmenin taraflar arasında daha önce yapılmış Düzenleme Şeklinde Hasılat Paylaşımlı Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesi’nin 10. maddesine uygun olarak yapıldığının belirtildiği görülmüştür. Ancak, dosya içerisinde bu ek sözleşmenin dayanağını oluşturan Düzenleme Şeklinde Hasılat Paylaşımlı Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesi’nin bulunmadığı anlaşılmış, taraf vekillerince adi veya resmi yazılı şekilde yapılmış bir Düzenleme Şeklinde Hasılat Paylaşımlı Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesi bulunmadığı bildirilmiştir. Bu sözleşmenin daha sonra noterde yapılacağı protokolde belirtilmiştir.Dosyaya ibraz edilen protokol,yüklenicinin yerine getireceği şartlardan sonra noterde sözleşmenin imzalanacağı belirtilerek, ön koşulları düzenlemektedir.
Protokol’e konu taşınmazların, protokol tarihinde davalı adına kayıtlı olmadığı tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır.Bu sebeple, davalının maliki bulunmadığı taşınmazlar ile ilgili olarak yaptığı ön sözleşmenin, arsa maliki tarafından icazet verilmediğinden konusunun imkansız olduğu değerlendirilmiştir. Bu sebeple, somut olayda ; eser sözleşmesi ile ilgili zamanaşımı süresi değil, geçersiz sözleşmelere uygulanacak 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, dosyada mevcut avans ve kapora makbuzunun 11/07/2008, dekontun ise 21/08/2008 tarihli olduğu, buna göre davacının iade alacağı yönünden takip tarihi olan 27/07/2017 tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı değerlendirilmiştir.” gerekçesi ile mahkememizin kararı kaldırılmış, dosyamız yeni esas alarak 2022/74 esas ile yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı vekili 08/12/2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; müvekkili şirket personellerinde yıllar içinde çok sayıda personel değişikliği yaşanması ve davaya konu olayların da üzerinden uzun yıllar geçmesi nedeniyle kayıtlara zamanında ulaşılamadığını ve sonucunda müvekkili şirketin vekillerine dava ile ilgili yanlış-eksik bilgi verildiğini bu nedenle bu yanlış – eksik bilgilere dayalı olarak dosyadaki mübrez cevap ve beyanlarda bulunduğunu, müvekkili şirkette yeniden oluşturulan muhasebe ve arşiv departmanları vasıtasıyla yapılan araştırmalar neticesinde, aşamalarda önceki vekillerin beyanına dayanak olan davacı şirkete ait 3 adet çek bulunmuş olup bu çeklere ilişkin herhangi bir davacı yan ödemesi olmadığının anlaşıldığını, bankadan tahsil edilmiş bir çek olmadığı gibi çeklere ilişkin de herhangi bir ödeme alınmadığını, dosyaya sunulan çek fotokopilerinin incelemesinden de anlaşılacağı üzere çeklerin ne önünde ne de arkasında herhangi bir ödeme / kısmi ödeme şerhi ve/veya herhangi bu nitelikte başka kayıt olmadığının görüleceğini, davacı tarafından elden yapıldığı iddia edilen 100.000,00 Amerikan Dolarlık ödemenin ise şirket kayıtlarına hiç girmediği tespit edildiğini, söz konusu parayı şirket adına aldığı davacı yanca iddia edilen … isimli şahsın , müvekkil şirkette iddia olunan tarihte hiçbir imza yetkisi – Temsil ve ilzama yetkisi olmadığı gibi müvekkili şirket adına herhangi bir tahsilat almak yetkisi de bulunmadığını, bununla birlikte böyle bir parayı da şirket hesaplarına aktarmadığını, ifade edildiği üzere zaten … isimli şahsın söz konusu parayı şirket nam ve hesabına almasının mümkün olmadığını, davacı tarafından verildiği iddia olunan bu paranın istirdadının muhatabı müvekkili şirket değil … isimli şahıs olacağının ortada olduğunu, bu şahsın müvekkili şirkette çalıştığı kısa dönemde bazı usulsüzlükler yaptığı anlaşıldığını ve de iş akdi fesih edilmiş bir kişi olduğunun öğrenildiğini, müvekkil şirketi bir çok iş ve işlemi neticesinde zarara soktuğunu, bu şahsın şirket çalışanı olarak özen ve sadakat yükümlülüğü bir yana kasten sorunlara yol açan birisi olduğunu, müvekkili şirketle husumetli olduğunun bilindiğini, müvekkili şirkete yapıldığı iddia olunan bu havale TBK 102 kapsamında kabul edilmesi gerektiğini, davacı tarafın bu ödemeyi , taraflar arasında akdedildiği söylenen ama bir türlü Noter tasdiki şartı bir kenara imzalı bir örneği dahi dosyaya sunulamayan Arsa Payı Karşılığı Bina yapımı ve Satış vaadi sözleşmesine göre yapıldığı iddiasını tamamen ve kesin olarak red ettiklerini, müvekkili şirket kayıtlarının incelendiğinde böylesi bir borç / avans almak gibi bir işlemin kayıtlarda olmadığı sadece avans olarak çeklerin alındığı ve bu çeklerin de tek kuruşunun dahi tahsil edilmediğini, dosyadaki BA/BS evraklarının incelenmesinde de bu husus açıkça ortaya çıktığını, müvekkili şirkete böyle bir ödeme yapılmadığını, bu ödeme iddiasını da açık ve kesin bir ifade ile reddedildiğini, bu şahsın müvekkili şirkette hiç bir temsil ve ilzam yetkisi olmadığı gibi para tahsil etmek gibi bir yetkisinin de olmadığını, davacının dosyaya sunduğu yazının bir makbuz senedi niteliğinde olmadığını, tahsilat yapıldığına dayanak olan bu yazının mevzuata uygun nitelikte bir tahsilat makbuzu da olmadığını, müvekkilinin adı – ünvanı , vergi numarası , adresi vb hiç bir kayıt olmadığı gibi kıyasen değerlendirecek olursa TTK 834. Maddede yer alan Makbuz Senedinde bulunması gereken unsurları içermediğini, basiretli bir tacirin bu şekilde 100.000.Amerikan Doları ödediğini kabul etmenni hukuken olanaksız olduğunu belirterek, davanın reddi ile haksız olarak açılan dava sebebiyle müvekkili lehine %20 oranından az olmamak üzere İcra Tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişiler SMMM … ve Hukukçu Prof.Dr. …tarafından düzenlenen 15/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı tarafça inceleme gününde herhangi bir defter ve belge sunulmadığı gibi herhangi bir mazeret de bildîrilmediği, Bu durumda davacının davaya konu ettiği alacağın ispatı ile ilgili kendi defterlerini sunmaktan imtina ettiği, dava ve inceleme konusu yapılan davalıya ait 2008-2009 ve 2010 yılı ticari defterlerinin Yeni Türk Ticaret Kanunu öncesinde tanzim edildiği dikkate alındığında; Davacının Açılış tasdiklerinin TTK. m 69, 70, 70 son 72 ve VUK. m 220-226 uyarınca yasa! sürelerde yaptırıldığı, kayıt nizamının VUK. m 215-219 ve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri hükümleri ile usulüne uygun olduğu, defterlerin birbirini tamamladığı, teyit ettiği ve doğruladığı ancak envanter defterlerinin kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığı dikkate alındığında, Davalının yasal defterlerinin TTK. m 85 uyarınca sahibi lehine delil niteliğinin bulunmadığı, diğer taraftan, davalı tarafça ibraz edilen, sair vesaikin, muhasebe fişleri ve muhasebe kayıtları, muhasebe fişlerine ekli müsbit evrakların VUK. m 229, 230, 231, 232 hükümlerine uygun şekilde tanzim edildiği ve davalı lehine delil niteliklerinin bulunduğu, davalı defterleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda davacının iş bu davaya dayanak yaptığı çek ödemeleri ile ilgili herhangi bir kayda rastlanılmadığı, Yine inceleme sırasında sunulan ve incelemesi yapılan defterler ve ilgili dönem açılış ve kapanış fişlerine göre davacının alacağı ile ilgili 2010 yılı sonrasına devrolan herhangi bir kayda rastlanılmadığı, diğer bir ifade ile davalı tarafça sunulan kayıtlarda, hem elden (davalı şirket muhasebe sorumlusu …’a) verildiği iddia edilen 100.000,00 USD ile ilgili olarak, hem de davacı tarafça fotokopisi sunulan dekont kapsamında banka aracılığı ile 250.000,00 USD ödemesi ile ilgili herhangi bir tespitin yapılamadığı, davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu ödeme belgeleri ve davalının cevap dilekçesinde ve ikinci cevap dilekçesinde ödemeleri ikrar etmesi ile davacının 350.000 USD’yi davalıya ödediğinin ispat edildiği Mahkemece Kabul edildiği takdirde; davacının takip tarihi itibariyle 350.000 USD alacağı bulunacağı, takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faizi alacağının bulunmayacağı, davacı alacağının talep gibi takip tarihinden itibaren işleyecek “yasal döviz temerrüt faizi” (3065 Sayılı Kanun md.4/a) ile birlikte tahsili gerekeceği, yönünde sonuca varılabileceği; Eğer Mahkemece, davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu ödeme belgeleri ve davalının cevap dilekçesinde ve ikinci cevap dilekçesinde öödemeleri ikrar etmesinin, Raporumuzun Mali Kısmındaki tespitler karşısında 350.000 USD’nin davacı tarafından davalıya ödendiğini ispata yetmeyeceği kabul edildiği takdirde; davacının davalıdan takip tarihi itibariyle herhangi bir alacağı bulunmayacağı, yönünde sonuca varılabileceği belirtilmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları , ibraz edilen deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile ;
Taraflar arasında … ili, … ilçesi, … Köyü, … mevkiinde kain 3 pafta, 402 parselde kayıtlı 15.320 m2, … ili, … ilçesi, … Köyü,… mevkiinde kain 11 pafta, 571 parselde kayıtlı 11.869 m2 arsa vasıflı gayrimenkuller ile ilgili olarak düzenleme şeklinde hasılat paylaşımlı arsa payı karşılığı bina yapımı ve satış vaadi ön anlaşması yapıldığı ve davacı şirket (Yüklenici) ile davalı şirket (Arsa Sahibi) arasında 11.07.2008 tarihli EK SÖZLEŞME NO.l başlıklı Sözleşmenin 1 nolu maddesi ,Yüklenicinin (davacı şirketin) Arsa Sahibine (davalı şirkete) yapacağı ödemeler konusunda:
a- Yüklenici , sözleşmeyi imzalama esnasında kaparo olarak 100.000 USD Arsa Sahibine, hasılat paylarına mahsuben ödeyecektir.
b- Yüklenici, sözleşmeyi imzaladıktan sonra, Arsa Sahibine, müstakbel hasılat paylarına mahsuben, 900.000 USD bedelli 21 Ağustos 2008 vadeli teminat çeki verecektir. Teminat çeki vadesinden 2 gün önce, Yüklenici tarafından verilecek aynı tutarda bloke çek ile değiştirilecektir.
Yüklenici a ve b bendindeki yükümlülüklerini yerine getirdikten sonra, taraflar Düzenleme Şeklinde Hasılat Paylaşımlı Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesini noter huzurunda imzalayacaklardır.
Yüklenici, inşaat ruhsatı alındığında ya da en geç 5 ay içinde alıp Arsa Sahibine 1.000.000 USD daha avans karşılığı teminat çeki verecek ve vadesinde ödeme yaparak teminat çekini iade alacaktır.
Yüklenici (davacı şirket), en geç 1 sene içinde ya da konut satışlarına başlandığında Arsa Sahibine (davalı şirkete) 1.000.000 USD tutarlı teminat çeki verecek ve vadesinde nakden ödeyerek teminat çekini iade alacaktır. Arsa Sahibi Yükleniciye cem’an 3.000.000 USD avans ödeyecektir.” şeklinde düzenleme mevcut olduğu görülmüştür.
Davacı tarafça sözleşme gereği davalı şirkete toplam 350.000,00 USD ödeme yapıldığı, 100.000 USD’nin şirket muhasebe sorumlusu …’a belge karşılığı teslim edildiği, bakiye 250.000 USD’ nin ise banka aracılığı ile şirket hesabına gönderildiği iddia etmiş ve buna ilişkin 18/02/2009 Tarihli ödeme belgelerini ve imzası inkar edilmeyen davalı şirket muhasebe sorumlusu …’a verildiği iddia edilen 100.000,00 USD miktarlı 11/07/2008 tarihli avans ve kaparo makbuzu başlıklı belgeyi ibraz etmiş olup , ibraz edilen cevap ve 2. Cevap dilekçesi ile; Davacı tarafından davalıya yapılan davaya konu ödemeler kabul edilmekle beraber davacının sözleşme konusu inşaatın yapımına başlamaması nedeniyle işbu Ön Sözleşmenin hakiı olarak feshedildiği ve davacının yaptığı ödemelerin, davalının uğradığı zararın karşılığı olarak irat kaydedildiği ve davanın zamanaaşımına uğradığını beyan etmiştir.
Taraflar arasındaki Ön Sözleşmede belirtilen Asıl Sözleşmenin (Düzenleme Şeklinde Hasılat Paylaşımlı Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve Satış Vaadi Sözleşmesinin) taraflar arasında akdedilmediği ihtilaf konusu değildir. Asıl Sözleşme akdedilmediği için, davacı şirket (Yüklenici), Ön Sözleşme ve Asıl Sözleşmenin konusunu oluşturan İnşaatı yapma borcu altına girmemiştir.
Her ne kadar davacı tarafça taraflar arasında imzalanan sözleşmeyi davalının arsa sahibi sıfatıyla imzaladığı ancak daha sonra arsa sahiplerinin …Tic. A.Ş olduğunun öğrenildiği bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğu bu durumunda … 40.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile durumu ihtar edildiği ve sözleşmenini geçersiz olduğu iddia edilmiş ise de taraflar arasındaki sözleşme borçlandırıcı bir sözleşme olup davalı bu sözleşmeyle yükümlülük altına girmiştir. Bu nedenle, sözleşmenin geçerli olması için davalının sözleşme konusu arsanın maliki durumunda olması şart olmadığı gibi sözleşmenin akdedilmesinden sonra, taşınmazların maliki sözleşmenin uygulanmasına muvafakat etmediği yönünde bir iddia da söz konusu olmamıştır.
Davalı vekilince ibraz edilen 09.11.2022 tarihli ıslah dilekçesi ekinde, davacı şirket tarafından davalı şirket lehine düzenlenen 900.000 USD, 1.000.000 USD ve 1.000.000 tutarlı 3 adet, keşide tarihi kısmı boş bırakılmış çek örneği sunulmuş olup; çeklerin incelenmesi ile Keşidecisi davacı ve lehdarı davalı olan … Bankası … Şubesi muhataplı … no.lu 900.000,00 USD, … no.lu 1.000.000,00USD ve ….no.lu 1.000.000,00 USD olmak üzere toplam 2.900.000,00 USD tutarında çeklerin kendilerinde olduğuna dair yeni haberdar oldukları yönünde beyanda bulunulduğu, Söz konusu çeklerin arkalarında “iş bu çek 11.07.2008 tarihinde yapılan sözleşmeye istinaden teminat olarak verilmiş olup, hiçbir şekilde ciro edilemez.” İfadesinin yer aldığı hususu nazara alındığında bu çeklerin davacı şirket tarafından davalı şirkete Ön Sözleşmenin ödeme başlıklı hükümlerine istinaden Teminat Çeki olarak verilmiş oldukları anlaşılmış davalı tarafından davacının iş bu çeklere mahsup edilmek üzere davaya konu ödemelerin yapıldığı yönündeki iddiasının ispat edilemediği soncuna varılmıştır.
Anılan durum karşısında davacının işbu Ön sözleşmeye istinaden 350.000 USD ödeme yaptığının ispat edildiği ve Ön Sözleşmenin akdedilmesinden sonra, taraflar Asıl Sözleşmenin akdedilmesinden ve uygulanmasından yani davacının Ön Sözleşmede sözü edilen inşaatı yapmasından karşılıklı olarak vazgeçtikleri için davacı şirketin Ön Sözleşmeye istinaden davalı şirkete ödemiş olduğu 350.000 USD’nin iadesini davalı şirketten talebe hak kazandığı anlaşılmış takipten önce davacı tarafça temerrüt koşullarının oluşturulmaması nedeni ile takipten önceki faiz talebi yerinde görülmemiştir.
Davacı alacağı likit nitelikte olup, davalının itirazında haksız bulunduğu anlaşıldığından İ.İ.K.nun 67/2. maddesi hükmü gereğince takdiren tespit edilen miktarın % 20’si oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile … 21. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına yönelik itirazın iptali ile takibin 350.000 USD asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının USD de ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faiz yürütülmesine,
2-Takip tarihi itibarı ile talep edilen USD cinsi alacağın Türk Lirası Karşılığı 1.281.000 TL ‘nin %20 oranı olan 256.200 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 87.505,11-TL nispi karar ve ilam harcından 15.893,99-TL peşin alınan harcın mahsubuna, bakiye 71.611,12-TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 150.480,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 16.770,39-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avans kalmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/06/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI /
87.505,11-TL KARAR HARCI
15.893,99-TL PEŞİN HARÇ
71.611,12-TL KALAN HARÇ

DAVACI GİDERİ /
15.925,39-TL İLK GİDER
845,00-TL POSTA MAS.
16.770,39-TL TOPLAM