Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/718 E. 2023/541 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/718 Esas
KARAR NO : 2023/541

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 31/05/2022
KARAR TARİHİ : 13/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirketin, kendi işyerine alarm ve kapı, 2 adet dedektör bağlanması konusunda 11.01.2022 tarihli ”Güvenlik Sisteminin Temin Kurulum Montaj ve Kiralanması Sözleşmesi” ile davalı şirketle anlaştığını, akabinde 12.01.2022 tarihinde davalı şirket çalışanı tarafından servis montaj formu ile ilgili cihazların müvekkili şirketin işyerine takıldığını, cihazların bağlanmasından sonra sistem açıldığında, cihazların düzgün çalışmadığının, ayıplı olduğunun tespit edildiğini, zira 2 adet dedektör olması gerekirken 2 dedektörün de çalışmadığının sadece 1 kere 1 tanesinin çalıştığının tespit edildiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin 12.01.2022 tarihinde davalı şirkete başvurarak takılan cihazların ayıplı olduğunu, cihazların iade alınarak ödediği bedelin kendisine iadesini talep ettiğini, yapılan görüşmelerde ve mail yazışmalarında davalı şirketçe kapı dedektörünün çalışmadığının kabul edildiğini, fakat davalı tarafın müvekkilinin cihazların iade alınmasına ilişkin talebine olumlu yanıt vermediğini ve son olarak buna ilişkin yapılan arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşmazlıkla sonuçlandığını beyanla davanın kabulüne, ayıplı cihazların davalı tarafa iadesine, ayıplı cihazlar için ödemiş oldukları 799,00-TL’nin davalı taraftan tahsiline, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Usule ilişkin olarak, huzurdaki uyuşmazlık bakımından yetkili mahkemenin taraflar arasındaki yetki sözleşmesi uyarınca İstanbul Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın HMK md.194 hükmü uyarınca somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacı tarafın delillerini usul hukukuna uygun bir biçimde göstermediğini, Esasa ilişkin olarak, davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilen Güvenlik Sistemi Hizmet Sözleşmesi kapsamında belirtilen güvenlik teçhizatı ve tüm ürünlerin çalışır vaziyette, eksiksiz ve her türlü fiili ve hukuki ayıptan ari olarak davacıya teslim edildiğini, bu hususun davacının kendi el yazısıyla imzalamış olduğu teslim ve montaj formu ile de sabit olduğunu, tacir sıfatını haiz davacının imzaladığı sözleşmenin 2.Maddesinde: “Sözleşmenin MÜŞTERİ tarafından taahhüt süresi içinde tek taraflı veya … tarafından haklı feshi durumlarında …; Kampanya dâhilinde kurulum bedeli ve aylık kira bedellerinde uygulanan indirim tutarının toplamını MÜŞTERİ’ye fatura edebilir. …, herhangi bir haklı sebep söz konusu olmaksızın dilediği zaman 30 gün önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla Sözleşme’yi feshedebilir.” hükmünün yer aldığını, buna göre sözleşmeyi tek taraflı fesheden davacının, akdettiği sözleşmede de belirtilen 799,00-TL kurulum bedelini müvekkili şirkete ödemek durumunda olduğunu, ayrıca somut olayda davacı/müşterinin haklı nedenle sözleşmeyi feshetmesinin söz konusu olmadığını, bu durumun servis montaj formları ile sinyal raporlarında da görülmekte olduğunu, bunun yanı sıra, sözleşmenin ve aboneliğinin iptalini talep eden müşteri …’e başvurduğunda sistemin arızalı olduğunu bildirdiğini, mevcut arızayı tespit etmek ve gidermek isteyen müvekkili şirket yetkililerinin müşteriye ulaştığında davacı/müşterinin teknik servis istemediğini belirttiğini, bu durumda, müvekkili şirketin sistemi inceleyemeden müşterinin sözleşmeyi tek taraflı ve haksız bir şekilde feshettiğinin açıkça ortada olduğunu, zira eğer kurulan sistemde bir arıza varken müşterinin teknik servis incelemesine karşı çıkarak doğrudan sözleşmeyi feshetme yoluna gitmesinin, imza ettiği sözleşmeye ve de mevzuata göre haksız fesih teşkil ettiğini, davacı tarafın tacir sıfatına haiz olduğunu, TTK md.18/2 hükmü uyarınca davacı tarafın, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü kapsamında imza ettiği işbu sözleşme hükümlerine katlanmak durumunda olduğunu, davacının iddialarının aksine faturalama işlemleri sözleşmeye uygun şekilde yapılmış olup müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturaların davacı tarafından iade edilmediğini, faturalara itiraz edilmediğini beyanla davacının ikame ettiği haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR /
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 28/06/2022 tarih, … Esas ve …Karar sayılı ilamı ile; “1-Davacı tarafından açılan davanın mahkememizin yetkisizliği sebebi ile USULDEN REDDİNE, 2-MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİNE, 3-6100 sayılı HMK:nun 20/1 maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemenin İSTANBUL ASLİYE TİCARET MAHKEMELERİ OLDUĞUNA, 4- 6100 sayılı HMK.nun 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren İKİ HAFTA İÇİNDE kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın yetkili İSTANBUL ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,…” karar verilerek dosyanın Mahkememize tevzii edildiği ve Mahkememizin 2022/718 Esas sayılı sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, davalı şirketin İTO kaydı çıkartılarak dosyamız arasına alınmış, davacı şirketin ticaret sicil kaydı celbedilmiş, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizin 02/03/2023 tarihli duruşmasının (3) numaralı ara kararı gereğince; “…Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için dosya üzerinde günsüz olarak, mahkememizce re’sen seçilecek bir makine mühendisi, bir borçlar mevzuatından kaynaklı nitelikli hesaplama uzmanı ve bir güvenlik uzmanı bilirkişisi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına” dair karar verilmiş ve işbu doğrultuda Güvenlik Uzmanı bilirkişisi …, Makine Mühendisi … ve Hesap Uzmanı … tarafından tanzim edilen 22/05/2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle;
-Davalı …A.Ş’nin davacının işyerine kurulan sistemin arıza raporunun olmadığı, sistemin stabil çalıştığı, detektörlerin hareket algıladığında devreye girdiği tespiti ile takılan cihazların ayıplı olmadığının mütalaa edildiği,
-Cihazların ayıplı olmaması nedeniyle feshin haksız olduğu faturaya konu 799,00-TL’nin iadesinin istenemeyeceği, sayın mahkemenin feshi haklı olarak görmesi durumunda davacının iade isteminin haklı olarak görülebileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun ve bilimsel verilere dayalı görüldüğünden Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE /
Dava, istirdat davasıdır.
HMK’nun 320 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının, taraflar arasında akdedilen ”Güvenlik Sisteminin Temin Kurulum, Montaj ve Kiralanması Sözleşmesi” kapsamında davacı şirketin iş yerine 12/01/2022 tarihinde Servis Montaj Formu ile ilgili takılan cihazların ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın mahiyetinin ne olduğu, süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, ayıbın kullanım hatasından/kusurundan yada başkaca bir sebepten kaynaklanıp kaynaklanmadığı, ayıplı olduğunun tespiti halinde işbu cihazların davalıya iadesi ile ödenen 799,00-TL bedelin davalıdan istirdadı isteminin yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (MK m.6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m.190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Somut olayda; davacı tarafın, kendi işyerine alarm ve kapı, 2 adet dedektör bağlanması konusunda 11.01.2022 tarihli ”Güvenlik Sisteminin Temin Kurulum Montaj ve Kiralanması Sözleşmesi” ile davalı şirketle anlaştığı, akabinde 12.01.2022 tarihinde davalı şirket çalışanı tarafından servis montaj formu ile ilgili cihazların kendilerinin işyerine takıldığı, cihazların bağlanmasından sonra sistem açıldığında, cihazların düzgün çalışmadığının, ayıplı olduğunun tespit edildiği, zira 2 adet dedektör olması gerekirken 2 dedektörün de çalışmadığının sadece 1 kere 1 tanesinin çalıştığının tespit edildiği, bunun üzerine kendilerinin 12.01.2022 tarihinde davalı şirkete başvurarak takılan cihazların ayıplı olduğu, cihazların iade alınarak ödediği bedelin kendisine iadesini talep ettiği, yapılan görüşmelerde ve mail yazışmalarında davalı şirketçe kapı dedektörünün çalışmadığının kabul edildiği, fakat davalı tarafın kendilerinin cihazların iade alınmasına ilişkin talebine olumlu yanıt vermediği, ayıplı cihazların davalı tarafa iadesine, ayıplı cihazlar için ödemiş oldukları 799,00-TL’nin davalı taraftan tahsiline karar verilmesi iddiasıyla eldeki davayı açtığı, davalı tarafın ise, taraflar arasında akdedilen Güvenlik Sistemi Hizmet Sözleşmesi kapsamında belirtilen güvenlik teçhizatı ve tüm ürünlerin çalışır vaziyette, eksiksiz ve her türlü fiili ve hukuki ayıptan ari olarak davacıya teslim edildiği, bu hususun davacının kendi el yazısıyla imzalamış olduğu teslim ve montaj formu ile de sabit olduğu, tacir sıfatını haiz davacının imzaladığı sözleşmenin 2.Maddesine göre sözleşmeyi tek taraflı fesheden davacının, akdettiği sözleşmede de belirtilen 799,00-TL kurulum bedelini kendilerine ödemek durumunda olduğu, ayrıca somut olayda davacı/müşterinin haklı nedenle sözleşmeyi feshetmesinin söz konusu olmadığı, bu durumun servis montaj formları ile sinyal raporlarında da görülmekte olduğu iddiasıyla davanın reddini savunmuştur. Taraflar arasında 11.01.2022 tarihli ”Güvenlik Sisteminin Temin Kurulum Montaj ve Kiralanması Sözleşmesi” imzalandığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf ise, yukarıda detaylı olarak belirtilmiştir. Mahkememizce dosya kapsamına uygun, teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; davalı şirketin davacının işyerine kurulan sisteminin arıza raporunun olmadığı, sistemin stabil çalıştığı, detektörlerin hareket algıladığında devreye girdiği tespiti ile takılan cihazların ayıplı olmadığı, cihazların ayıplı olmaması nedeniyle feshin haksız olduğu faturaya konu 799,00-TL’nin iadesinin istenemeyeceği kanaatine Mahkememizce de varıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 269,85-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 80,70-TL harçtan mahsubu ile bakiye 189,15‬-TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 799,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-İstanbul Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk tarife bedelinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yatırılan gider avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların huzurunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/07/2023

Katip
¸

Hakim
¸