Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/716 E. 2023/258 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/716 Esas
KARAR NO:2023/258

DAVA:Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ:20/10/2022
KARAR TARİHİ:06/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı asıl dava dilekçesinde ve özetle; … Kooperatifinin 31/07/2021 tarihli genel kurulunda yeniden kooperatif yönetim kuruluna seçilmiş olup, yönetim kurulu görev dağılımı kararı ile başkan seçilmiş olduğunu, görevi gereği yasal prosedürü tamamlayarak genel kurulun ve görev dağılımının tescili için 17/02/2022 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil İl Müdürlüğüne müracaat ettiğini, müdürlük kooperatifler yasası 65 maddeye göre genel kurulda, yönetim kurulu ve denetim kurulu asil üye kadar yedek üye seçilmesi söylenerek talebinin geri çevrildiğini, bunun üzerine 02/07/2022 tarihinde yapılan genel kurulda kooperatifler kanunun 65 maddesine göre işlem yapılarak yönetim kurulu ve denetim kurulunun oluşturulduğunu, 12/09/2022 tarihinde genel kurul kararı ve yönetim kurulu görev dağılımı kararının tescili için tekrardan başvuruda bulunulduğunu, bu seferde denetim kuruluna ana sözleşme gereği en az 2 asil 2 yedek atanması gerektiği söylenerek talebin geri çevrildiğini, 17/10/2022 tarihinde müdürlüğe tarafından yasal mevzuat açıklanarak tescil işleminin yapılmasının talep edildiğini, 19/10/2022 tarihinde adi posta ile gelen yazı ile talebinin geri çevrildiğini, bu işlemin hiçbir hukuki nedene dayanmadan yasalara ve yönetmeliklere aykırı olup genel kurul ve yönetim kurulu kararlarını mahkeme kararı olmadan ortadan kaldırdığını, seçilmiş yönetim kurulunu ve denetim kurulunu işlemez hale getirerek kooperatifi acze düşürdüğünü, bu durum kooperatifin sürmekte olan açıl ve zorunlu işlerini yapamaz hale getirmekte telafisi mümkün olmayan zarara yol açtığını beyanla yasalar ve yönetmelikler gereği tescilinin yapılması için mümkünse dosya üzerinden acilen karar verilmesini ve ilgili müdürlüğe gerekli emirlerin verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacının dava tarihinden sonraki tarihli ve konusu aynı olan tescil başvurusunun Müdürlüklerince dava evvel tescili engelleyen eksikliklerin tamamlanarak tescil başvurusunun mevzuata uygun hale getirilmesi üzerine müvekkili müdürlükçe tescil edilmiş olup, bu durumda huzurdaki davanın da konusuz kaldığını, bununla birlikte bir an için davanın konusuz kaldığının kabul edilmemesi halinde başka usuli eksikliklerin de bulunduğunu, öncelikle davaya konu şirket hakkında, Ticaret Sicil Yönetmeliği md.35 gereğince ve bu hükümde belirtildiği şekilde bir red kararı yazılmadığı bu bakımdan, davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, buna göre, dava konusu işlem ve taleple ile ilgili olarak müvekkili müdürlükçe verilmiş bir red kararı bulunmadığından davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili müdürlükçe, dava konusu tescil talebi TTK md.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği md.34 kapsamında incelenmiş ve saptanan eksikliklerin giderilerek tamamlanması için Ticaret Sicili Yönetmeliği md.34/2 gereğince iade edildiğini, ancak müvekkili müdürlükçe bahse konu tescil talebinin reddine dair verilmiş bir red kararının bulunmadığını, dolayısıyla huzurdaki dava her ne kadar iade işlemine karşı açılmış olup müvekkili müdürlük tarafından verilmiş bir red kararı bulunmadığından ve sırf bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekmekte ise de bir başka husus olarak da TTK md.34’e göre, ilgililerin Ticaret Sicil Müdürlüğünce verilecek kararlara karşı tebliğlerinden itirabaren 8 gün içinde itiraz edebileceğinin hüküm altına alındığından, bu itibarla da evrakın 21/09/2022 tarihinde iade alınmış olmasına rağmen huzurdaki davanın 20/10/2022 tarihinde açılmakla yani 8 günlük hak düşürücü süreden sonra ve süresi içinde ikame edilmemesinden dolayı da reddine karar verilmesi gerektiğini, bir an için huzurdaki dava konusu edilen başvurunun usulden reddedilmediği düşünüldüğü taktirde de, sicil müdürlüğünün yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı vermesi aksi halde tescil talebini gerekçe göstererek reddettiğini, dava konusu kooperatif de sicil müdürlüğünün iade sebeplerinin yerinde olduğuna kanaat getirmiş olduğunu ve sicil müdürlüğü tarafından dava konusu tescil başvurusundaki eksikliklerin ortadan kaldıran yeni bir tescil başvurusu yaparak ve bunun tescilini sağlayarak huzurdaki davayı konusuz bıraktığını, 20/11/2022 tarihli kooperatif genel kurulunda gündemin üçüncü maddesi gereğince yönetim kurulu asil üyeliklerine ve yedek üyeliklerine üçer kişinin ve denetim kurulu asil ve yedek üyeliklerine ikişer kişinin seçilmesi suretiyle dava konusu tescil başvurusundaki eksikliklerin giderilmiş ve buna mukabil müvekkil müdürlükçe tescil işleminin 30/11/2022 tarihinde gerçekleştiğini, müvekkil müdürlüğün davanın açılmasın sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden de sorumlu tutulamayacağını beyanla haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, TTK md.34 gereğince Ticaret Sicil Müdürlüğünün kararına itiraz davasıdır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, davacının nüfus kayıt örneği UYAP üzerinden dosymaız arasına alınmış, dava dışı … Kooperatifi’nin İTO kaydı dosyamız arasına alınmış, ilgili kooperatifin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları celbedilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 34/1 maddesinde, ilgililerin, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden itibaren sekiz gün içinde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilecekleri düzenlenmiştir. Kanunda özel olarak Ticaret Sicil Müdürlüğünün işleminin iptaline dair düzenlenen bulunmadığı hallerde Ticaret Sicil Müdürlüğü işlemine karşı açılacak davalarda genel hüküm olan TTK’nın 34.maddesi uygulanacaktır.
TTK’nın 34.maddesine göre sicil işlemin karşı itiraz davası açılmadan önce Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvuru yapılması zorunludur. Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından henüz işlem tesis edilmeden ve Ticaret Sicil Müdürlüğünü uyarıcı nitelikte bulunan başvurunun Kanunun aradığı anlamda bir başvuru niteliği olmadığı açıktır. Bunun gibi Ticaret Sicil Müdürlüğünün talebi reddedeceğinin düşünülmesinden hareketle, sicil memurluğuna hiç tescil başvurusu yapılmadan veya ret kararı olmadan doğrudan doğruya mahkemeye memurunca reddedilmiş bir istem dilekçesi olmalıdır.
Somut olayda; her ne kadar davacı tarafça henüz dava konusu tescil işlemi yapılmadan Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvuru yapılmış ise de Ticaret Sicil Müdürlüğünce talebin geri çevrildiği anlaşıldığından başka bir deyişle Ticaret Sicil Müdürlüğünce ortada reddedilmiş bir istem olmadığından Mahkememizce davacı tarafça açılan davanın, HMK 114/2 atfıyla TTK 34.maddesi ve HMK 115/2. maddeleri gereğince Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvuruya ilişkin dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Bknz. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43.Hukuk Dairesinin 23/12/2021 tarih, 2021/1661 Esas ve 2021/1603 Karar sayılı ilamı)
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davacı tarafça açılan davanın, HMK 114/2 atfıyla TTK 34.maddesi ve HMK 115/2. maddeleri gereğince Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvuruya ilişkin dava şartı noksanlığı sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 80,70-TL harçtan mahsubu ile bakiye 99,2‬0-TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalının kendisini bir vekil aracılığı ile temsil ettiği anlaşılmakla 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-HMK’nın 333.maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın talep halinde ve hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı asılın yüzünde, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/04/2023

Katip …

Hakim …