Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/611 E. 2023/544 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/611
KARAR NO : 2023/544

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/09/2022
KARAR TARİHİ : 13/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının … 2. İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyası ile aleyhine yürütülen 84.105,55 TL tutarındaki icra takibi nedeniyle düzenlenen alacağa itiraz ettiğini, borçlunun itirazında kötü niyetli olduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşılamadığını, davalı ile müvekkili şirket arasında takip alacağının dayanağını oluşturan akdedilmiş olan sözleşme, pek çok konuyu ve bu kapsamda taraflara düşen hak ve yükümlülükleri tafsilatlı olarak düzenleyen bir Acentelik Sözleşme olduğunu, davalı ile müvekkili şirket arasındaki sözleşme sona erdiğinde devir işlemleri gerçekleştiğini ve ilgili işyerinde yapılan kasa nakit, süspan ve diğer denetimlerinde davalı acentenin müvekkili şirket hesabına aktarması gereken bedellerde açık olduğunun tespit edildiği, müvekkili şirket tarafından yapılan incelemede müşterilerden tahsil edilmiş olunmasına rağmen tahsil kaydı düşülmemiş faturalar ve sorunlu durumdaki üye müşteri faturalar tespit edildiğini ve incelendiğinde 84.105,55 TL tutarında müvekkili şirkete aktarılması gerekip aktarılmayan açık olduğunun görüldüğü, ilgili tutarın müvekkili şirket hesaplarına gönderilmesi gerekirken davalının zimmet ve sorumluluğunda tutulduğunun tespit edildiği, bu nedenlerle 84.105,55 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek faizle davalıdan tahsiline ve faturaya davalı bu alacağın likit olması nedeniyle kötü niyetli davalının İcra İflas Kanunu m.67/2 uyarınca asıl alacak ve tüm ferileri üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davalı tarafça davaya herhangi bir cevap vermemiştir. Davalı tarafın HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacağı tespit edilmiştir.
GEREKÇE: Dava, ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. Maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 1/1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” hükmü düzenlenmiştir.
Görev, belirli bir konudaki davaya o yerdeki mahkemelerden hangisinin bakabileceğini ifade eder. HMK’nun 115. Maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartıdır ve hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece de resen incelenir.
6102 sayılı TTK”nun 4. maddesinde hangi davaların ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir tarafın ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda davanın ticari dava olup olmadığının tespiti için uyuşmazlığın vasıflandırılması gerekmektedir. İş bu itirazın iptali davasındaki dayanak icra takip dosyasında araç rehin sözleşmesi borcun sebebi yapılmıştır. Davacı ile davalı arasında dosyada mevcut SGK hizmet döküm cetveline göre belirli dönemde işçi işveren ilişkisi mevcuttur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 16/05/2023 tarihli 2023/979 esas 2023/765 karar sayılı kararından açıkça belirtildiği üzere:”Yargıtay 11. H.D.’nin gerekse İş Davalarına bakan Dairelerin istikrarlı şekilde emsal dosyalarda, kargo şirketlerinin kendi çalışanları ile yaptıkları acentelik sözleşmelerinin muvazaalı olduğunun kabul edildiği ” bu nedenle de dosyaya sunulan 01/01/2019 tarihli sözleşme acentelik sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceğinden mahkememizin 16/03/2023 tarihli celsesi (2) numaralı görev itirazının reddine dair ara kararın doğru olmadığı kanaatine varılmıştır. Uyuşmazlığın esası yönünden taraflar arasındaki ilişkinin işçi- işveren ilişkisine dayandığından iş bu itirazın iptali davası mutlak ticari dava niteliğinde değildir. Nisbi ticari dava yönünden yapılan incelemede ise, davalının takip konusu alacağa konu dönemde ticari işletmesi bulunan tacir olmadığı olmaması dikkate alındığında TTK’nun 4/1. Maddesi uyarınca iş bu davanın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmadığı ve nisbi ticari dava mahiyetinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Uyuşmazlığın çözümünde iş hukuku hükümlerinin uygulanması gerektiği ve yargılama görevinin iş mahkemesinin görev alanına girdiği kanaatine varılmıştır. HMK’nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK’nun 115/1. maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
Tüm bu nedenlerle HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c). maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddi ile İstanbul İş Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul İş Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/07/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır