Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/562 E. 2022/930 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/562
KARAR NO :2022/930

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:12/08/2022
KARAR TARİHİ:15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket nezdinde … numaralı “… Sigorta Poliçesi” ile sigortalı bulunan sigortalı …’nin “… Mah. 736. Sok. No:9 D:2 …” adresindeki konutunda 20/02/2021’de davalı …’ye ait rögar hattının tıkanması sebebiyle konuta sirayet eden su neticesinde hasar meydana geldiğini, söz konusu hasarın müvekkili şirkete ihbarı üzerine olay ile ilgili bilgi ve belgeler toplandığını ve Sigortacılık Kanunun 22. Maddesi gereğince kusur ve hasar ile ilgili bağımsız uzman eksper tayin edildiğini ve 11/03/2021 tarihli Ekspertiz raporu düzenlendiğini, anılan değerlendirmeler ve toplanan belgeler ışığında davacı müvekkili sigorta şirketi tarafından ilgisine 15/03/2021 tarihinde KDV hariç 3.450,00 TL hasar bedeli ödediğini, maddi hasardan %100 oranında davalının sorumlu olduğu ortaya çıktığını, müvekkili şirket tarafından davaya konu hasar sebebiyle ödenen bedelin davalıya rücusu kapsamında davalıya 21/03/2021 tarihli ihtarname gönderildiği ve 05/04/2021’de davalı tarafından verilen cevapta herhangi bir hizmet kusurlarının bulunmadığının belirtildiği, davaya konu sigorta hasarı müvekkili şirketçe ödendiğini anılan hasardan sorumlu olan davalı hakkında yasal süre içerisinde …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını ve borçlu tarafından takibe itiraz edildiğini, arabuluculuk işlemleri için başvurulduğunu ancak anlaşılamadığını, davalı tarafın vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalının haksız itirazından dolayı %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yargı yolu ve görev itirazlarının kabulü ile görevsizlik kararı verilmesini, İdari yargı yolunun görevli olduğunun tespitine, davanın usule aykırılık itirazları nedeniyle reddine, davacının davasının esastan ve faiz isteminin tümüyle reddine, yargılama masrafı ve avukatlık ücreti istemenin reddine, yargılama masraflarının davacı/karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, sigortalanan konutta su baskını sonucunda oluşan hasar nedeniyle sigortalıya yapılan ödemenin, 6102 Sayılı TTK’nın 1472 maddesi uyarınca rücuen tazmini amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın İİK’nun 67/1. Maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 1/1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” hükmü düzenlenmiştir.
Görev, belirli bir konudaki davaya o yerdeki mahkemelerden hangisinin bakabileceğini ifade eder. HMK’nun 115. Maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartıdır ve hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece de resen incelenir.
Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi ile dava dışı … arasında başlangıç tarihi 18/01/2021, bitiş tarihi 18/01/2024 olan … … Sigorta Poliçesi düzenlendiği, sel ve su baskınlarının da teminat kapsamına alındığı, 20/02/2021 tarihinde sigortalı konutta meydana gelen su baskını neticesinde oluşan hasar nedeniyle sigortalıya ödenen tazminatın davalıdan rücuen tazmini amacıyla iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların sıfatı, poliçenin niteliği, halefiyet ilkesinin özellikleri de göz önünde bulundurularak, öncelikle mahkemenin görevi ile ilgili dava şartının incelenmesi gerekmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22.03.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. Öte yandan, TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. Maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir. Bu durumda da, görevli mahkeme, sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.3.1944 Tarihli E.37, K.9 sayılı kararı, ” Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklindedir.
Somut olayda; sigortalı konutta meydana gelen hasarın, …’ye ait rögar hattının tıkanması sebebiyle oluştuğu iddia edilmiştir. Buna göre, davacının sigortalısı ile davalı arasındaki hukuki ilişki, davalı yapı malikinin haksız fiil hükümleri ile TBK’nın 69 maddesi uyarınca sorumluluğuna dayanmaktadır. O halde, sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığı gibi davacı sigortalının tacir sıfatı taşımadığından taraflar arasındaki uyuşmazlığın da ticari nitelikte bulunmadığı, sigorta poliçesi konu yerin mesken olduğu dolayısıyla da 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı, davaya bakmaya genel mahkemeler görevli olduğu olduğu kanaatine varılmıştır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 2018/1295 Esas 2018/1127 Karar ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nin 2022/873 Esas 2022/819 Karar sayılı ilamları da bu doğrultudadır.
HMK’nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK’nun 115/1. maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır. Tüm bu nedenlerle HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c). maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddi ile İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, dava miktarı itibariyle HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır