Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/544 E. 2022/941 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/544 Esas
KARAR NO : 2022/941

DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2022
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; dava dışı …Tic. Ltd. Şti.’nin borcundan dolayı … 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … değişik iş kararı ile ihtiyati haciz kararı alarak davalı tarafından … 13.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını ve işbu müdürlüğün talimatıyla … 3.İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası ile 3.Kişi olan müvekkillinin mallarının 23/11/2015 tarihinde haczedildiğini, davalının, müvekkilinin iş yerinde haciz uygulamasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin icra takip dosyasının borçlusu ve alacaklısıyla ticari ve/veya başka ad altında hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, dosya taraflarının müvekkilinden hiçbir hak ve alacakları bulunmadığından haciz işleminin haksız ve hukuka aykırı şekilde uygulandığını, haciz işlemine itiraz edilmesine rağmen işlemlerin durdurulmadığını, itiraz süreci içinde 10.06.2016 tarihinde, müvekkilinin makine ve ekipmanı muhafaza altına alındığını ve icra yoluyla satılarak paraya çevrildiğini, müvekkilinin mallarına el konulması ve satılmış olması nedeniyle müvekkilini telafisi imkansız zarara uğrattığını, yapılan haksız haciz nedeniyle müvekkilin ticari onurunun kırıldığını, tüm birikimini bu işe bağlayan müvekkilinin ve eşinin işyerini kapamak zorunda kaldıklarını beyanla davanın kabulüne, 250.000-TL manevi, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; şimdilik 100.00-TL maddi tazminatın, haksız haciz tarihinden itibaren başlayacak reeskont faizle davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacı tarafın ticari davalarda dava şartı olan arabuluculuk şartını yerine getirmeden dava açtığını, bu nedenle açılan davanın dava şartı yokluğundan usul ve esastan reddedilmesini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, İstanbul Mahkemelerinin bu davaya bakma yetkisinin bulunmadığını, bu nedenle yetkisizlik kararı verilerek dava şartı yokluğundan işbu davanın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının haksız ve yersiz olarak talep ettiği sözde alacakları eğer var ise de, bu alacakların da zamanaşımına uğradığını, bu hususların nazara alınmasını ve davanın reddine karar verilmesini, davacı …’in eşi olan …’in borçlu … Ltd. Şti’nin çalışanlarından biri olduğunu, davacı …’in ev hanımı olduğunu, haciz sırasında hazır bulunan kişinin davacı … değil, … Tic. Ltd. Şti’nin çalışanı ve davacının eşi … olduğunu, davacı …, davacı …’in eşi … ve asıl borçlu şirket arasında organik bağın kuvvetli bulunduğunu, müvekkili şirketin tüm bu süreçte yaptığı işlemlerin kanuna, usule ve icra dairesinin karar tutanaklarına uygun bir şekilde gerçekleştiğini, davacının aksi yöndeki beyanlarının hatalı, hukuki yönden eksik ve mesnetsiz iddialara dayandığını, davacı tarafın diğer tüm iddialarında olduğu gibi maddi zarar iddialarının da tamamen uydurmaca ve bilimsel olmaktan uzak olduğunu, davacı taraf, müvekkili şirketten manevi tazminat talep ettiyse de; bu talebin ne somut olay bakımından, ne de hukuki olarak mümkün olmadığını, davacının ne kişilik haklarının sarsıldığı ne de ticari itibarının zedelendiği iddiasının kabul edilemeyeceğini beyanla haksız ve hukuksuzca açılan işbu davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, davacı hakkında esnaf-tacir araştırması yapılmış, … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış, … 4.İcra Müdürlüğünün …Talimat sayılı (… Kapatılan 3.İcra Dairesi …Talimat) dosyası ve … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmıştır.
… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyanın dosyamız arasına alındığı ve takip dosyası kapsamından; davalı tarafın, dava dışı … Tic. Ltd. Şti. Hakkında toplam 294.633,91-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde bulunulduğu saptanmıştır.
HMK’nun 320 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davalının, davacıya karşı uyguladığı ihtiyati haciz işleminin haksız olup olmadığı, davalı tarafça yapılan ihtiyati haciz istemi haksız ise davacının alacağının oluşup oluşmadığı, davacının alacağı oluşmuş ise alacağının varlığı ve miktarı ile davacının manevi tazminat isteminin yerinde olup olmadığı ve davalının zaman aşımı def’isinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi uyarınca; “Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
Bu hüküm uyarınca 01/01/2019 tarihinden itibaren ticari uyuşmazlıklarla ilgili açılan davalarda, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurmuş olmak dava şartı haline getirilmiştir. Bu bağlamda, eldeki dava ticari dava niteliğindeki haksız ihtiyati hacizden kaynaklı tazminat davası anılan hüküm uyarınca arabulucuğa tabi davalardan olduğundan dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18-(A)-2 maddesindeki; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü gereğince arabuluculuğa tabi davalarda dava açılırken, arabulucuya başvurulması ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerekir. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir.
6100 sayılı HMK’nın 115-(2) maddesi uyarınca; “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Yine aynı Kanun’un 138. maddesi uyarınca mahkeme öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir.
6100 sayılı HMK’nın 115-(3) maddesi uyarınca; ”Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş; taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” şeklindedir.
Somut olayda; Mahkememizin 03/08/2022 tarihli tensip tutanağının (14) numaralı ara kararı ile; “Davacı vekiline Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(2).maddesi gereğince ”…arabulucuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini 1 haftalık kesin süre içerisinde dosyaya sunmasının, bu süre içerisinde anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyaya sunulmaması halinde davanın usulden reddedileceğinin kendisine işbu zaptın tebliği ile birlikte” ihtarına karar verildiği ve ilgili tensip zaptının davacı vekiline 17/08/2022 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, davacı vekilinin kendisine verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini Mahkememize sunmadığı, keza Mahkememizin 15/12/2022 tarihli duruşmasında davacı vekilinin “….biz davaya konu uyuşmazlığın arabuluculuk başvuru şartına tabi olmadığı kanaatindeyiz, bununla birlikte arabuluculuk tutanağını da dosyaya sunduk… ” şeklinde beyanda bulunduğu, bununla birlikte davacı vekilinin 05/10/2022 tarihli dilekçesi ile arabuluculuk son tutanağını Mahkememize sunduğu, arabuluculuk son tutanağı incelendiğinde arabuluculuk bürosuna başvuru tarihinin 25/08/2022, eldeki davanın ise açılış tarihinin 03/08/2022 olduğu, dolayısıyla eldeki davadan sonra arabuluculuk yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Yukarıdaki açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde; davacı yanın davalı tarafa karşı arabuluculuk yoluna başvurmadan doğrudan dava açtığı, Mahkememizce 03/08/2022 tarihli tensip tutanağı ile davacı tarafa arabuluculuk başvuru tutanağını sunması için kesin süre verildiği, dolayısıyla HMK md.115-(3) maddesi gözetilerek dava şartı noksanlığının Mahkemece davanın esasına girilmeden önce fark edildiği, yine davalı vekilinin de cevap dilekçesi ile bu hususa ilişkin itirazda bulunmuş olduğu, Mahkemece verilen kesin süre içerisinde davacı vekilince arabuluculuk tutanağının dosyaya sunulmadığı, eldeki davada zorunlu arabuluculuğun -dava tarihinin 03/08/2022 olduğu nazara alındığında- söz konusu olduğu (Bknz. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesinin 11/10/2021 tarih, 2021/1589 Esas ve 2021/1688 Karar sayılı ilamı), bu hususun dava şartı olup, dava şartlarının mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınacağı nazara alınarak Mahkememizce davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-7155 Sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 5.977,13-TL harçtan mahsubu ile artan 5.896,43-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi md.7/f.2 gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin huzurunda, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/12/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸