Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/534 E. 2023/465 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/534 Esas
KARAR NO : 2023/465

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 28/07/2022
KARAR TARİHİ : 20/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;Borçlu şirket … Limited Şirketi tarafından müvekkili adına düzenlenen 16.09.2011 tanzim ve 30.01.2012 vade tarihli 5.000,00-TL bedelli bononun ve 16.09.2011 tanzim 28.02.2012 vade tarihli 5.873,00 TL bedelli bononun, vadesinde ödenmemesi üzerine icra takibine girişildiğini, 30.04.2013 tarihinde … 21. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile başlatılan takip kapsamında düzenlenen ödeme emri 30.01.2014 tarihinde borçlu şirkete TK 35’e göre tebliğ edildiğini ve takibin kesinleştiğini, takip dosyası kapsamında işlemler yürütülürken borçlu şirketin davalı … Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından ticaret sicilinden re’sen terkin edildiği fark edildiğini, icra takibinin henüz sonuçlandırılamamış ve müvekkilinin haklı alacağına ulaşamadığını belirterek müvekkilinin ihyası istenen … Limited Şirketi’nden olan alacağına istinaden derdest edilen … 21. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasının neticelendirilmesi için, davanın kabulüne, dava dışı … Limited Şirketi’nin ihyasına ve terkin kaydının iptali ile tesciline, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin, ihyası talep edilen dava dışı borçlu şirkete hukuka aykırı olarak re’sen terkin işlemi yaparak iş bu davanın açılmasına kendi kusuru ile sebebiyet veren davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğü, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yapıldığını, müvekkil Ticaret Sicil Müdürlüğünün resen terkin işlemi, 6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi ve 30.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” kapsamında olup, tesis edilen işlemde hukuka aykırılığının bulunmadığını, müvekkil Ticaret Sicil Müdürlüğünün, mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, davanın niteliği gereği ”Yasal hasım” konumunda bulunan müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini ve yargılıma giderleri vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; 6102 sayılı TTK nın 643 maddesi göstermesi ile aynı yasanın 547.maddesi hükmüne dayalı … Şirketi’nin ihyası istemine ilişkindir.
Davacı tarafça gösterilen deliller toplanmış, … Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan yazıya cevap verilmiş, … 20.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının bir örneği Uyap üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
İhyası istenilen … Şirketi’nin dava tarihi itibariyle Ticaret Sicilinde kayıtlı bulunan merkez adresinin mahkememizin yargı yetkisinin bulunduğu idari sınırlar içinde kaldığı saptandığından, uyuşmazlığın çözümünde HMK. 14/2. ve T.T.K.nun 547/1 . maddesi hükmü gereğince mahkememiz kesin yetkilidir.
İhyası istenen şirketin sicil kayıtları celbedilerek incelenmiş, şirket kaydının 18/02/2015 tarihinde terkin edildiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerde tasfiye ve ticaret sicilinden re’sen kayıtlarının silinmesinin düzenlendiği, aynı maddenin 4.fıkrasının “a” bendinde; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, aynı maddenin 11.bendinde ise; dördüncü fıkra uyarınca yapılan ihtar ve ilana rağmen süresi içerisinde cevap vermeyen veya tasfiye memuru bildirmeyen veyahut durumunu kanuna uygun hale getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtları ile birlikte bildirmeyen şirketin unvanının ticaret sicilinden re’sen silineceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamenin Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığı, ancak ihyası istenen şirket yetkilisine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi belgenin veya tebligatın dosyaya sunulmadığı gibi dosyaya sunulan ihyası istenen şirkete çıkartılan tebligatın ise adresin yanlış olması nedeniyle bila tebliğ iade edildiği anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 4/a bendi uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ya da şirketin yetkisine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesinde ilan suretiyle yapılan ihtar usule aykırıdır. Bu nedenle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı açıktır.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde; “01/07/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır” denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesi TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre tasfiye edileceği belirtilmiştir.
Öte yandan, 6102 Sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinin 15. fıkrası son cümlesi uyarınca, şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplerle dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde, şirkete ait tasfiye edilmemiş malvarlığının bulunması halinde ise 10 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı …’ın, ihyası istenen …Şirketi’nden olan alacağına istinaden derdest olan … 21. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasının neticelendirilmesi için şirketin sicil kaydının ihyası talebi istemine ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Tüzel kişiliği olan bir şirketinin Ticaret Sicilinden terkin işlemi yapıldıktan sonra, ortaklığın tüzel kişiliği sona erer. Bu terkinden sonra ortaklığın alacakları, borçları yada ortaklığın sorumluluğunu gerektiren bir durum ortaya çıkarsa, tasfiye memurları, ortaklığın pay sahipleri veya alacaklılar sicildeki terkin kaydının kaldırılmasını isteyebilirler.
Yukarıda açıklanan nedenlerle iflasın kapatılması nedeniyle tüzel kişiliği sona erdirilen şirket hakkında devam eden yargılamanın yürütülebilmesi için şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyası gerekmektedir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca davanın kabulü gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
Görülmekte olan davada, … Ticaret Sicil Memurluğu’nun yasal hasım konumunda bulunduğu, davanın açılmasına sebebiyet vermediği anlaşıldığından yargılama giderleri ile sorumlu tutulmaması gerekmektedir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile …. Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarası ile kayıtlı bulunan … Şti ‘nin … 21 İcra müdürlüğünün … E sayılı ( eski esas …) sayılı dosyası ve devamı işlemler için ihyasına ve terkin kaydının iptali ile tesciline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı … Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olup davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından dosya üzerinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve yatırılan gider avansı olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/06/2023

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır