Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/517 E. 2022/927 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/517
KARAR NO : 2022/927

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/10/2018
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/03/2013 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMM Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ın araç ile seyir halindeyken aracın devrilmesi ve yanması sonucu trafik kazasında vefat ettiğini, dava konusu kazadan önce sigortalı olarak … Tic. Ltd. Şti’den gelir elde eden …’ın vefatı ile eşinin onun desteğinden mahrum kalacağının aşikar olduğunu, müteveffanın gelirinden eşine ve çocuklarına ayıracağı payların dikkate alındığından Mahkememiz tarafından yaptırılacak bilirkişi hesaplanması ile müvekkilinin tüm maddi zararlarının tam olarak tespit edilebileceğini iddia ve beyan ederek tahkikat sonucunda müvekkilinin maddi zararının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere 5.000,00 TL destekten yoksunluk tazminatının, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan azami poliçe teminatı limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 07/11/2019 tarihli talep artırım dilekçesinde özetle; 06/09/2019 tarihli bilirkişi raporu ile müvekkili için toplam 194.751,12 TL destekten yoksunluk tazminatının hesaplandığını, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile talep edilen maddi tazminatı 194.751,12 TL – 5.000,00 TL = 189.751,12 TL artırdıklarını iddia ve beyan ederek, müvekkili için toplam 194.751,12 TL üzerinden davanın kabulü ile davalıdan temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 22/11/2022 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; 27/10/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda müvekkilinin teminat limiti kapsamında kalan zararının 247.394,84 TL olduğunun mütalaa olunduğunu, davayı 247.394,84 TL – 194.751,12 TL = 52.643,72 TL tutarında artırarak ıslah ettiklerini iddia ve beyan ederek toplamda 247.394,84 TL destekten yoksunluk tazminatının, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ibraz ettiği delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, taraflarına yalnızca dava dilekçesinin tebliğ edildiğini, kaza tarihi belirtilmediği için poliçe tespitinin sağlanamadığını, bu nedenle belge suretleri ve delillerin taraflarına tebliğ edildiğinde cevap verme ve karşı delil ibraz etme haklarını saklı tuttuklarını, Mahkememiz nezdinde görülen işbu dosya kapsamında, davalı araç işleteni ve sürücüsüne yöneltilen taleplerin, müvekkili şirketin sorumlu olduğu iddia edilen poliçe dava dilekçesinde belirtilmediğinden bilinmediğini, tebliğ edilen evraklarda bilgi bulunmadığını, dolayısıyla, taleplerin sigorta teminatı kapsamında olup olmadığının değerlendirilebilmesi ve savunma haklarının gereği gibi kullanılabilmesi için mahkememizden dava dilekçesi ve sunulan delillerin taraflarına tebliğini talep ettiklerini iddia ve beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, … plakalı aracın trafik kayıtları, hasar dosyası, ZMMS Poliçesi, davacının ve dava dışı müteveffa …’ın sosyal ekonomik durum araştırmaları, nüfus kayıt örneği, … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 17/10/2018 tarihli müzekkere cevabı, … Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 23/08/2022 tarihli müzekkere cevabı ile bilirkişi kök ve ek raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Dosyanın mevcut durumu ile iddia, savunma ve toplanan deliller kapsamında değerlendirilebilmesi açısından dava konusu destekten yoksun kalma nedeniyle tazminat istendiği anlaşılmakla ölenin kusurunun bulunup bulunmadığı, araçta kusur olup olmadığı vb. konularında teknik değerlendirme gerekmesi ile eğer şartları varsa talep edilebilecek tazminat miktarının hesaplanması bakımından HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın konusunda uzman özel ve teknik bilgi sahibi bir kusur ve aktüer bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar verilmiş, 06/09/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında; davalı şirkete sigortalı, … plaka numaralı çekici ve… plaka numaralı yarı römorktan oluşan tankerin ölen sürücüsü, davacının murisi …’ın hatalı sevk ve idaresinin, tam ve % 100 oranında etkili bulunduğu, davacı eş …’ın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı tutarının 194.751,12 TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce istinaf kararı doğrultusunda yargılama yapılması gerektiğinden HMK’nun 30. maddesi de dikkate alınarak HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, dava dosyasının daha önce rapor veren aktüerya/nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek, HMK’nun 273/1. maddesi gereği mahkememizce toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; davacının destekten yoksun kalma zararının TRH 2010 yaşam tablosuna prograsif rant yöntemi uygulanarak hesaplanması hususlarında ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, 27/10/2022 tarihli bilirkişi ek raporunun sonuç kısmında özetle; mahkememiz görevlendirmesi gereği ve de Karayolları Trafik Kanunu’nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 Tarihinde TBMM’de kabul edilerek 19.06.2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Kanun’un yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından 04.12.2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “KARAYOLLARI MOTORLU ARAÇLAR ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI GENEL ŞARTLARINDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR GENEL ŞARTLAR” yürürlüğe girdiği 04.12.2021 tarihinden sonra düzenlenen Poliçeleri kapsayacağından, rapor/hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından olan T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3089E., 2021/3441K., 2021/3834E., 2021/4568K., 2021/17154E., 2021/4325K. Sayılı ilamları da dikkate alınarak; ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı, dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde destekten yoksunluk yönünden; SGK tarafından davacı ve dava dışı paydaşlara rücuya tabi ölüm geliri bağlandığına dair herhangi bir belge ve bilgi görülmediği ve de davalı tarafından davacı ve dava dışı paydaşlara ödeme yapılmadığı, davacı ve dava dışı paydaşların zararından herhangi bir tenzil yapılmadığı, müteveffanın ve dava dışı paydaş …’ın payının hesaplanarak ayrıldığı, davacı paydaş eş …’ın hesaplanan zararının 472.800,33 TL olduğu, paydaşların toplam zararının teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, paydaş eş …’ın kaza tarihi itibariyle cari 250.000,00 TL teminat limiti kapsamında kalan zararının 247.394,84 TL teminat limitini aşan zararının 225.405,49 TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi gereğince destekten yoksun kalmaya dair maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin 18/06/2020 tarih, 2018/957 Esas ve 2020/345 Karar sayılı davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 23/06/2022 tarih, 2020/1669 Esas ve 2022/1346 Karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş ve dava dosyası mahkememizin işbu esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının desteğinin vefatı nedeniyle davalı sigorta şirketinin maddi tazminat kapsamında sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve davacının davalıdan destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat talep edip edemeyeceği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
27/05/2013 günü müteveffa …’ın … plakalı sevk ve idaresindeki çekici ile … ilçesinden … iline doğru seyir halinde iken araç hakimiyetine kaybederek yoldan çıktığı ve aracın devrilmesi sonucu vefat ettiği anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar., 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir. Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinde, zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan hususlar düzenlenmiş olup, araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri 92. madde kapsamında yer almamakla birlikte, uygulama ve yargı kararları ile sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir. Araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun, gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olduğundan, desteklerinin kusurunun olması davacıların hakkına, etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi mümkündür. Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K. 2015/13143 E. 2018/6627 K.) (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları)
Davaya konu trafik kazası 27/05/2013 tarihinde gerçekleşmiştir. Karayolları Trafik Kanununun 92. maddesinde değişiklik yapan 6704 sayılı Kanun 26/04/2016 tarihinde, yeni Genel Şartlar ise 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kaza tarihi ve poliçe tarihi Genel Şartlar ve sözü edilen Kanun değişikliğinden öncedir. Bu durumda kazanın meydana geldiği ve poliçenin tanzim edildiği tarihe göre 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Genel Şartlar’da yapılan değişikliklerin somut olaya uygulanması da mümkün bulunmadığından, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin, HGK kararlarıyla da örtüşen içtihatlarında da vurgulandığı üzere, davacıların sigortalı araç işleteninin mirasçısı olarak değil, destek alacaklısı 3. kişi olarak sürücünün ve işletenin kusuruyla sorumlu tutulmadan Bölge Adliye Mahkemesi kararı da dikkate alınarak talepte bulunabilecekleri sonucuna varılmıştır. Müteveffa …’ın kullandığı … plakalı çekicinin kaza tarihinde davalı şirket tarafından zmss poliçesi düzenlendiğinden davalının sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce aktüerya bilirkişisi tarafından müteveffanın desteği davacı yönünden destek çocuklara da pay ayrılmak suretiyle garameten yaptığı hesaplamaları içeren 27/10/2022 tarihli bilirkişi ek raporuna denetime açık olması nedeniyle itibar edilmiş, rapora karşı davalı vekilinin itirazlarına itibar edilmemiştir. Müteveffanın eşi olan davacı …’ın 247.394,84 TL miktarında destek zararının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davanın belirsiz alacak davası şeklinde açıldığı dikkate alındığında, davacı vekili 08/11/2019 tarihli talep arttırım dilekçesini sunmuş, talebini artırdığı miktara ilişkin harcı ikmal etmiş, davacı vekilince 22/11/2022 tarihinde de ayrıca ıslah dilekçesi sunulmuş, ıslah edilen miktara ilişkin harc ikmal edilmiş ve dilekçelerden birer suret davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde ticari avans faizi talep etmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/2404 E. 2017/9996 K. Sayılı içtihatı ve aynı mahiyetteki yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince avans faize hükmedilmek için davalı sigorta şirketince sigortalanan aracın trafik tescil kaydına göre aracın ticari nitelikte olması dikkate alındığında avans faize hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacı tarafın dava öncesi davalı sigorta şirketine 14/02/2018 tarihinde başvurulduğu 2918 Sayılı Kanunun 99. maddesindeki başvurunun iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü dikkate alındığında temerrüt tarihinin 27/02/2018 olduğu tespit edilmiş ve bu tarihten itibaren faize hükmedilmiştir.
Bu nedenlerle davanın kabulü ile, 247.394,84 TL destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminatın zmss poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak kaydıyla temerrüt tarihi olan 27/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kabulü ile, 247.394,84 TL destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminatın zmss poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak kaydıyla temerrüt tarihi olan 27/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 16.899,54 TL nispi karar ve ilam harcınından, davacı taraftan alınan (35,90 TL + 648,50 TL + 190,00 TL) toplam 874,40 TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 16.025,14 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL peşin harç, 648,50 TL tamamlama harcı, 190,00 TL ıslah harcı, 35,90 TL başvurma harcı, 1.950,00 TL bilirkişi kök ve ek raporu ücreti, 190,55 TL posta ve tebligat masrafları olmak üzere toplam 3.050,85 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 37.635,28 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*