Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/478 E. 2023/607 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/478 Esas
KARAR NO : 2023/607

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2022
KARAR TARİHİ : 20/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davacının, davalı bankanın … Şubesinde … müşteri numarası ile TL ve EURO para cinslerinden hesapları bulunmaktadır. 2019 yılı Eylül ayı içerisinde davacıya, davalı banka tarafından kredili mevduat borcu olduğuna ilişkin bir sms gönderildiğini, banka yetkilileri ile yapılan görüşme sonucunda müvekkile ait … nolu kredili mevduat hesabından 30/07/2019 tarihinde 2.395,46 EURO para havalesi yapıldığı belirtildiğini, Banka yetkililerinin önerisi ile müvekkil tarafından … Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulmuştur. Yapılan soruşturma sonucunda; 30/07/2019 tarihinde müvekkilin kredili mevduat hesabı üzerinden tamamen davacının bilgisi ve izni dışında, herhangi bir onay alınmaksızın 2.395,46 EURO cinsinden para çekildiği ve müvekkilin tanımadığını, bilmediği ve rızasının olmadığı …adlı kişinin hesabına gönderildiği belirlendiğini, 15.01.2021 tarihinde müvekkil davacı tarafından … A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne zararının karşılanması için yazı yazılmış olup, 20.01.2021 tarihinde davalı tarafa tebliğ olduğunu, yapılan soruşturma sonucunda … 16. Asliye Ceza Mahkemesi …E. Sayılı dosya ile kamu dava açılmış olup, 2022/157K. Numaralı karar ile sanık …’nun TCK. 142/2-e maddesi uyarınca bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık suçunu işlediğine hükmedilerek 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini ve dosyanın kesinleştiğini, böylece müvekkili davacının herhangi bir kusuru olmadığı da kanıtlandığını, hukuki nitelemesi ile topladıkları mevduatları sahtecilere karşı özenle korumak zorunda olduklarını, hafif kusurlarından dahi sorumlu oldukları açıkça vurgulandığını, 10.06.2022 tarihinde arabuluculuk başvurusu yapılmış olup, yapılan görüşme sonucunda davalı taraf ile anlaşma sağlanamadığını beyan ederek istemlerinin kabulü ile; fazlasını ve başkaca zararlarını talep hakları saklı tutularak, 2.395,46 EUR tutarındaki paranın olay tarihinden itibaren ödeme tarihindeki kur üzerinden TL olarak ödenmek üzere avans faizi ile, avans faizi istemimiz yerinde görülmez ise, 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet (kamu) bankalarınca EUR cinsinden mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, Yargılama giderleri ile vekillik ücretinin davalıya yükletilmesini, fazlasına ilişkin talep ve her türlü zararı tazmin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini davacı adına talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
müvekkili bankaya husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, mahkememiz aksi kanaatte ise davanın, işlemden menfaat sağlayan kişiye/kişilere ihbarını talep ettiklerini, davacının bilgisi dışında gerçekleştirildiğini iddia ettiği işlemler internet bankacılığı yolu ile gerçekleştirildiğini, dava konusu bankacılık işlemlerinin gerçekleşmesinde, müvekkili banka’ya atfedilebilecek herhangi bir kusur bulunmamakla birlikte; bilişim sistemleri aracı kullanılarak yapılmakta olan dolandırıcılık işlemlerinde bankaya kusur atfedilemeyeceğini, müvekkili bankanın kişisel cep telefonları, bilgisayarlar üzerinde güvenlik kurması beklenemeyeceği gibi bundan doğan bir zarara katlanması gerektiği de iddia edilemeyeceğini, müvekkili bankanın basiretli tacir olmanın gereği olarak gerekli tüm özen yükümlülüğünü gösterdiği gibi gerekli tüm önlemleri de aldığını, davacının, internet bankacılığı şifrelerini kasıtlı olarak 3. şahıslara vererek 3.şahıslar ile işbirliği içinde olabileceği ya da işlemlerin kendi isteği ile yapıldığı ve davalı müvekkili bankadan haksız kazanç elde etme çabası içinde olabileceği de göz önünde bulundurulması gerektiğini, davaya konu işlemin yapılmasında müvekkili bankanın kusuru olmadığı gibi somut olayda haksız fiil sorumluluğunun şartları da oluşmadığını ayrıca kabul anlamına gelmemekle birlikte; zararın varlığı kabul edilse bile bu zarara davacının veya üçüncü kişinin ağır kusuru sebebiyet verdiğinden müvekkil bankanın sorumluluğu bulunmadığını beyan ederek davanın, zamanaşımı ve husumet itirazımız ile usulden reddini, aksi halde ihbar talebimizin kabulünü, haksız ve dayanaksız ikame edilen işbu davanın esastan reddini, arabuluculuk ücreti, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; davalı banka nezdinde bulunan davacıya ait hesaptaki paranın davacının bilgi ve izni dışında internet yolu ile üçüncü kişi hesabına yapılan havale işlemi sonucu uğranılan maddi zararın tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının davalı banka hesabındaki paranın davacının bilgisi ve izni dışında internet yolu ile üçüncü kişi hesabına yapılan havale işlemi nedeniyle davalı bankanın internet bankacılığı ile ilgili tüm önleyici tedbirleri alıp almadığı, tarafların kusur durumu, varılacak sonuca göre varsa zarar tutarının ne olduğu, bu bedelden davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde: Davalı Banka Nezdindeki hesap bilgilerine, banka kayıtlarına, … Asliye Ceza Mahkemesi…E. Sayılı dosyasına, Emsal Yargı kararlarına, tanığa, bilirkişi incelemesine, yemin ve her türlü kanıta delil olarak dayanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafından yapılan işlemlerine dair bilgi ve belgelere, davacı tarafından imzalanan Temel Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesine, Ticari Kart Sözleşmesine, yapılan işlemlere ilişkin IP Port Bilgisine, SMS Log Kayıtlarına, Güvelik …Bilgilerine, Hesap Hareketlerine, tanığa, keşfe ve bilirkişi incelemesine, banka defter ve kayıtları ile GSM Operatör kayıtları ve BTK kayıtlarına, Emsal mahkeme kararlarına, yemine, her türlü yasal delile delil olarak dayanmıştır.
… Asliye Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … E. Sayılı dosyasının bir örneği dosya kapsamına kazandırılmıştır.
… A.Ş.’ye müzekkere yazılarak dava konusu hesap bilgileri ve özetlerini içerir müzekkere cevabı ve ekleri dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Davacı tarafın esnaf-tacir araştırması bakımından ilgili kurumlara yazılan müzekkere cevapları ve ekleri dosya kapsamına kazandırılmıştır.
07/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda “Davacı …’nın hesabından internet yolu ile 14.900,00 TL. KMH kredisi kullandırılmış, kullandırılmış 14.900,00 TL. KMH. kredi karşılığı 2.395,46 EUR. satın alınmış ve de satın alınan 2.395,46 EURO’nun tamamı dava dışı …’ya havale yolu ile gönderilmiş olduğu, nihai hukuki taktiri sayın mahkemenize ait olmak üzere davacı …’nın haklı ve davalı bankadan işlem tarihi 30.07.2019 itibariyle 2.395,40 EUR karşılığı 14.900,00 TL alacaklı olduğuna kanaat getirilir ise; anapara tutarı olan 14.900,00 TL. üzerinden işlem 30.07.2019 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası tarafından belirlenmekte olan 3095 sayılı kanun 2./2. Maddesi gereğince (30.07.2019 tarihi itibariyle belirlenmiş olan yıllık %19,50) avans / ticari faiz oranının uygulanması gerektiğini, davacı ve davalı bankanın müterafik kusurlu olduğuna kanat getirilir ve bu yönde karar verilir ise sorumluluk oranları anapara tutarları üzerinden 30.09.2019 tarihinden itibaren yukarıda belirlenmiş olan aynı faiz oranlarının uygulanması gerektiği, dosya üzerinde yapılan teknik incelemede, dosyaya sunulan ve incelenebilir deliller ile yapılan araştırmada, bankanın yeterli güvenlik önlemi almadığı, bu sebeple güvenlik zafiyeti oluştuğu, tarafların vekalet ücreti ve benzeri diğer masraf taleplerinin mahkememizin taktirlerinde bulunduğu ” bildirilmiştir.
11/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda “Davacı …’nın hesabından internet yolu ile 14.900,00 TL. KMH kredisi kullandırılmış, dava dışı 3. Kişi kullandırılmış 14.900,00 TL. KMH. kredi karşılığı 2.395,46 EUR. satın alarak, satın alınan 2.395,46 EURO’nun tamamı dava dışı …’ya havale yolu ile gönderilmiş olduğu, nihai hukuki taktirin Mahkememize ait olmak üzere davacı …’nın haklı ve davalı bankadan işlem tarihi 30.07.2019 itibariyle 14.900,00 TL alacaklı olduğuna kanaat getirilir ise; anapara tutarı olan 14.900,00 TL. üzerinden işlem 30.07.2019 tarihinden itibaren (Her iki taraf da ticari olduğundan) T.C. Merkez Bankası tarafından belirlenmekte olan 3095 sayılı kanun 2./2. Maddesi gereğince (30.07.2019 tarihi itibariyle belirlenmiş olan yıllık %19,50) avans / ticari faiz oranının uygulanması gerektiği, davacı ve davalı bankanın müterafik kusurlu olduğuna kanat getirilir ve bu yönde karar verilir ise sorumluluk oranları anapara tutarları üzerinden 30.09.2019 tarihinden itibaren yukarıda belirlenmiş olan aynı faiz oranlarının uygulanması gerektiği, dosya üzerinde yapılan teknik incelemede, dosyaya sunulan ve incelenebilir deliller ile yapılan araştırmada, bankanın yeterli güvenlik önlemi almadığı, bu sebeple güvenlik zafiyeti oluştuğu, kök raporda belirtilen hususların geçerli olduğu, gerçekleşen 3 işlem için yalnızca 1 adet güvenlik smsi gönderildiği, davalı vekilince bahsedilen diğer güvenlik smsinin gerçekleşen işlemler için değil internet şubesine giriş için gönderildiği, tarafların vekalet ücreti ve benzeri diğer masraf taleplerinin mahkememizin taktirlerinde bulunduğu.” bildirilmiştir.
Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür. (4491 Sayılı Kanun ile değişik 4389 Sayılı Bankalar Kanunu’nun 10/4 ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61. maddesi ). Bu tanımlamaya göre, mevduat ödünç ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir. TBK’nın 386. ve 387. (818 sy. BK’nın 306 ve 307.) maddeleri uyarınca ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile iadeye mecburdur. Aynı Yasa’nın 570/1. maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın yararı ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Bu itibarla, müşterinin internet dolandırıcılığı eyleminin işlenmesinde ve kişisel bilgilerinin kötü niyetli üçüncü kişilerin eline geçmesinde kusuru var ise 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesi gereğince bu kusur, müterafik kusur olarak değerlendirilebilecektir. Bu durumda banka, sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirememesinde kusurlu olmadığını 6098 sayılı TBK’nın 112.maddesi gereğince ispat etmek durumunda olup, ayrıca müşterisinin müterafik kusurunu da ispat etmekle yükümlüdür. Bu bağlamda ayrıca, BDDK’nın 14.09.2007 tarihli 26643 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Bankalarda Bilgi Sistemleri Yönetiminde Esas Alınacak İlkelere İlişkin Tebliği’nin” 8.,14. Ve 15. Maddelerinde de bankaların müşteri bilgilerini ele geçirmeye yönelik saldırılarak karşı, olası tehditleri önceden belirlemeye ilişkin sistemsel ve yazılımsal önlemleri alma zorunluğunun bulunduğuna dair düzenlemenin yanı sıra aynı Tebliğin 26/2. maddesinde “Banka, internet bankacılığı faaliyetleri kapsamında gerçekleşen sıra dışı ve şüpheli işlemleri tespit etmek için takip mekanizmaları kurar” düzenlemelerine de yer verilmiştir.
Bankalar iş ve işlemlerinde TTK 18. maddesinin 2. fıkrası uyarınca basiretli bir iş adamının göstermesi gereken özeni göstermek zorundadırlar. Basiretli iş adamı ise, hafif kusurundan dahi sorumlu olup bu sorumluluğu kaldıracak sözleşmeler hukuk sistemimizde geçerli kabul edilmemektedir. Bankaların hafif kusurundan dahi sorumlu olmasının sebebi ise, güçlünün karşısında zayıfı koruma düşüncesi ve basiretli tacir olarak davranması gerekliliğinin bir sonucudur. Birer güven kurumları olan bankalar, aldıkları mevduatları sahtecilere karşı özenle korumak zorundadırlar. Bu nedenle de hafif kusurlarından dahi sorumludurlar. (Yargıtay 11.HD 2011/4104 Esas 2012/11588 Karar). İnternet bankacılığı faaliyeti de bankacılık faaliyeti olmasından dolayı bankalar basiretli bir iş adamı gibi davranmak zorunda olup, müşterilerinin bilgilerinin üçüncü kişilerin eline geçmesini önlemek ile yükümlüdürler. (Yargıtay 11.HD 2011/4104 Esas 2012/11588 Karar) .
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2005/4748 Esas- 2006/7341 Karar sayılı kararında açıkça vurgulandığı üzere; bilgisayar korsanlığı yöntemiyle usulsüz işlemler yapılmasını önleme yolunda ek güvenlik tedbirleri almayan bankanın kusurlu kabul edilmesi gerektiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2008/5369 Esas-2009/9715 Karar sayılı kararında ise; davacı müşterinin mütefarık kusurundan söz edilebilmesi için, davacıya ait kişisel bilgilerin davacı kanalı ile ele geçirildiğinin kanıtlanması gerekmektedir.
İnternet bankacılığı sistemini kurup hizmete sunan banka, mudinin kastı, kötüniyeti ve suç sayılır eylemini kanıtlayamadığı sürece kendisine emanet edilen paradan (ve diğer yatırım araçlarından) güven kuruluşu vasfı nedeniyle sorumludur. Davacının zararın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunu ispat yükü davalı bankadadır. (Yargıtay 11. H.D’nin 2014/13736 Esas -19841 karar sayılı ilamı).
İnternet veya telefon bankacılığını müşterilerine özendiren davalı bankanın kendisine emanet edilen mevduatı koruma özel yükümlülüğü gereğince; internet bankacılığı işlemlerinde işlem yapanın gerçek müşteri olup olmadığını belirleme yönünde, gelişen dolandırıcılık yöntemlerine karşı, bunları önleyici gerekli altyapının sağlayarak güvenlik önlemlerini almak zorundadır. (Y. 11. HD 2018/3563 Esas 2019/5115 Karar sayılı ilamı). İnternet bankacılığı ile yapılan işlemlerde şubeden yapılan işlemlerde olduğu gibi mevduat banka kontrol ve sorumluluğundadır.
…16. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosya ile kamu davası açılmış ve sanık …TCK 142/2-e maddesi uyarınca bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık suçunu işlediğine hükmedilerek 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ve dosya kesinleşmiştir. Yani davacının bir dolandırılma suçunun mağduru olduğu yargı kararı ile kesinleşmiştir.
Dosya kapsamında alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan bilirkişi raporu uyarınca gerçekleşen 3 işlemden sadece 70 TL havale işleminde SMS bildirimi yapıldığı, euro alış ve euro transfer işlemlerinde güvenlik SMS’i gönderilmediği anlaşılmıştır. Yukarıda anlatıldığı ve emsal kararlar ile de açıklandığı üzere hafif kusurundan dahi sorumlu olan bankanın dolandırıcılık eylemlerine karşı gerekli ve yeterli önlemi almamasının kusurlu davranıl olduğu kanaatine varıldığından ortaya çıkan zararı tazmin etmesi gerektiği anlaşılmıştır. Her ne kadar dava dilekçesinde internet bankacılığı üzerinden 2.395,46 Euro’nun 3. kişinin hesabına gönderilmesi nedeniyle bu miktar kadar alacağın tahsili talep edilmiş ise de gerçekleştirilen ilk işlemin 14.900 TL’nin kredili mevduat hesabından çekilerek euro alınması olduğu yani davacının euro hesabından çekilen paranın havale edilmesi işleminin somut olayda vuku bulmadığı anlaşıldığından davacının bu talebi yerinde görülmemiştir. Davacının bilgisi ve rızası dışında çekilen 14.900 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yıllık %19,50 avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi yönünde davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; 14.900,00 TL’nin 30/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısım yönünden davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1017,82-TL nispi karar ve ilam harcından, davacı taraftan peşin olarak alınan 719,59-TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 298,23-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan ve (2) numaralı maddede mahsup edilen 719,59-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan, 80,70 TL başvurma harcı, 3.000,00.-TL bilirkişi raporu masrafı, 440,00-TL posta giderleri ve diğer giderler olmak üzere toplam 3.520,70-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve ret oranına göre; 1244,96-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider/delil avansından artan avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan 55,00 TL yargılama giderinin davadaki kabul ve ret oranına göre; 19,44-TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yatırılan gider/delil avansından artan avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davalıya iadesine,
10-İstanbul Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk tarife bedelinin davadaki kabul ve ret oranına göre; 466,76-TL’sinin davalıdan, 853,24-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair taraf vekillerinin huzurunda, davalı yönünden kesin (katılma yolu ile İstinaf hakkı saklı kalmak kaydıyla) davacı yönünden kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı. 20/09/2023

Katip Hakim
e-imzalıdır e-imzalıdır