Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/432 E. 2023/782 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/432 Esas
KARAR NO : 2023/782

DAVA : 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/05/2022
KARAR TARİHİ : 08/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi… D.İŞ sayılı dosyasından almış olduğu ihtiyati haciz kararı nedeniyle, müvekkilinin … 27. İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyasına 06/03/2019 tarihinde ödemek zorunda kaldığı 265.948,27TL ‘nin 06/03/2019 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile müvekkili uğradığı munzam zararın arabuluculuk başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müvekkiline ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; taraf olmayan üçüncü şahıslar ile ilgili ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olup, hukuka aykırı olan bir kararın tarafımıza da tebliğ edilmemiş olmasına karşın, müvekkili bankanın çek borçluları ile ilgili başlattığı icra takibinin neticesinde anılan ihtiyati tedbir kararının varlığı nedeniyle sorumlu tutulması kabul edilemeyeceğini, davacı tarafın, menfi tespit davası kapsamında kendisine verilen sürede müvekkil banka aleyhine menfi tespit davası açmayarak, ihtiyati tedbir kararının hükümsüz hale gelmesine sebep olduğunu, dava dilekçesinden davacının icra takibi nedeniyle uğradığı zararın mı yoksa ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararın mı talep edildiği anlaşılamamakla birlikte, iptal edilen icra takibi nedeniyle uğranılan zararın talep edilmiş olması durumunda ortada bir kusur bulunmadığından dolayı davanın reddinin gerektiğini beyan ederek arz ve izah olunan nedenlerle ve sair tüm haklarının mahfuziyeti kaydıyla; haksız ve hukuka aykırı aleyhlerine açılan davanın reddini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde,
Dava; … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi …D.İŞ sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararı sonucu, davacının , ödediği 265.948,27TL ‘nin 06/03/2019 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile uğradığı iddia edilen munzam zararların tahsili talepli davadır.
Davanın; … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi …D.İŞ sayılı dosyasın verilen ihtiyati haciz kararı nedeniyle, bu kararın haksız olduğu iddiasıyla davalının yatırmış olduğu teminatın iade edilmemesi ve uğradığı zararın tazmini talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde Asliye Ticaret Mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda davacının talebine konu hukuki sebebin haksız ve kötü niyetli hacizden kaynaklı munzam zarar talebine yönelik olduğu, doğrudan çekten kaynaklı bir talep olmadığı anlaşılmaktadır. Dosya arasına alınan değişik iş dosyası ve icra dosyasının incelenmesi neticesinde davacının imzası taklit edilmek suretiyle anılı çeklerden dolayı takibe uğradığını iddia ettiği ve imzanın kendisine ait olmadığı tespit edildiğinden icra takibinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının ticari işletmesini ilgilendiren bir iş de söz konusu değildir, davanın mutlak ticari davalardan da olmadığı davanın mal varlığına ilişkin bir dava olduğu anlaşılmakla HMK’nın 2. Maddesi gereği genel mahkemelerin görevli olduğu, bu nedenle de Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmıştır. ilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’nin 2023/111 E.2023/2321 K. Sayılı kararında da emsal haksız ihtiyati hacze ilişkin tazminat davalarında Asliye hukuk mahkemelerinin görevli olacağı belirtilmişti bu nedenle Mahkememizin görevsizliğine aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 mad. uyarınca davanın usulden REDDİNE,
HMK.nun 20. mad. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden, karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin taraflara İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı.08/11/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır