Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/419 E. 2022/855 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/419 Esas
KARAR NO : 2022/855

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/06/2022
KARAR TARİHİ : 24/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirketin, …’da faaliyet gösteren, çeşitli kurum, kuruluş ve sair müşterilerine iş güvenliği ekipmanları ve temizlik malzemeleri temin eden bir ticari şirket olduğunu ve faaliyet alanı kapsamında gördüğü lüzum üzerine davalıdan 50.000 adet medikal önlük temin etmek istediğini, bunun üzerine davalının müvekkili şirkete numune gönderdiğini ve müvekkilinin gönderilen numuneleri uygun bularak davalıya sipariş verdiğini, sipariş üzerine davalının, müvekkili şirketten 125.000,00-TL tutarında ön ödeme istediğini ve müvekkili şirketin de davalı adına kayıtlı … Bankası hesabına önlük siparişine istinaden ve 50.000 adet önlük siparişine istinaden açıklamalarıyla 16/10/2020 tarihinde 50.000,00-TL ve 25.000,00-TL, 17/10/2020 tarihinde de 50.000,00-TL olacak şekilde toplamda 125.000,00-TL gönderdiğini, ne varki 22/10/2020 tarihinde davalının iş yerinde üretilen önlüklerin, gönderilen numunelerden farklı olduğunu tespit eden müvekkilinin siparişini iptal ettiğini ve davalıya yaptığı ön ödemelerin iadesini talep ettiğini, müvekkili tarafından 22/10/2020 tarihinde önlüklerin numunelerden farklı olduğunun ve ihtiyaca uygun olmadığının tespiti akabinde davalıya, … 21.Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarının gönderildiğini, ön ödeme olarak davalıya ödenen 125.000,00-TL’nin iadesinin istendiğini, anılan ihtarın akabinde davalı tarafından müvekkili şirkete 100.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığını fakat 25.000,00 TL’lik kısmının gönderilmediğini, kalan bakiye 25.000,00-TL için davalı hakkında taraflarınca … 5.İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafından haksız ve kötü niyetle borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu beyanla davanın kabulüne, davalı tarafından … 5.İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacı tarafından müvekkili aleyhinde başlatılan icra takibine müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcunun olmadığından bahisle itiraz edildiğini, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığından huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın da reddi gerektiğini, öncelikle huzurdaki davanın görevsiz mahkemede ikame edildiğini, müvekkilinin tacir olmadığını ve eldeki davanın da mutlak ticari dava niteliğinde olmadığından huzurdaki davanın Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde ikame edilmesi gerektiğini, bu nedenle huzurdaki davanın öncelikle görev bakımından reddi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde somut gerçeklikten uzak, haksız ve dayanıksız bir takım iddialarla ve ya tutarsa mantığı ile huzurdaki davayı ikame ettiğini, zira müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davacı şirket tarafından verilen siparişe uygun olarak üretim yapıldığını ve davacı şirketin de bu hususu teyit ettiğini, buna rağmen davacı şirketin kötü niyetli olarak malların tesliminden kaçındığını, bu hususa ilişkin gerekli izahatların da davacı tarafça gönderilen ihtarnameye cevap olarak kendisine bildirilmiş olduğunu, kaldı ki, müvekkilinin, hukuki anlamda yükümlülüğü olmamasına rağmen yine de davacı şirkete sipariş ile ilgili olarak para iadesini gerçekleştirdiğini, buna rağmen davacı tarafından huzurdaki davanın ikame edilmesinin tamamen kötü niyet göstergesi olduğunu beyanla haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, kötü niyetli davacının tazminata mahkumiyetine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR /
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … 5.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası celbedilmiş, davacı şirketin İTO kaydı dosya arasına alınmış, davalı hakkında esnaf-tacir araştırması yapılmıştır.
… 5.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyanın dosyamız arasına alındığı ve takip dosyası kapsamından; davacı tarafın, davalı/borçlu hakkında toplam 25.000,00-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalının yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İİK’nun 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
… Ticaret Sicil Müdürlüğünün 29/06/2022 tarih ve … sayılı cevabi yazısında …’un gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunamadığının bildirildiği tespit edilmiştir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğünün … tarih … sayılı cevabi yazısında … adına herhangi bir mükellefiyet kaydına rastlanılmadığı, … kayıtlarının tetkikinde ise Yeşil Vergi Dairesi Müdürlüğü mükellefi olduğu anlaşıldığından; ilgi tarih ve sayılı yazının işlem yapılmak üzere … Vergi Dairesi Müdürlüğüne gönderildiği bildirilmiştir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı cevabi yazısında Ödevlinin 05/12/2006 – 31/12/2007 tarihleri arasında ”Kumaş ve Tekstil Ürünlerine Baskı Yapılması Hizmetleri (Giyim Eşyası Dahil)” işinden kayıtlı gerçek usulde gelir vergisi mükellefi olduğu ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 177.maddeleri uyarınca belirlenen hadleri aşmadığından işletme esasına göre defter tuttuğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE /
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1.maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1.bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1.maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Uyuşmazlığın çözümü bakımından somut olayda, davanın tarafları, konusu ve davacının talebinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Eldeki davada davacının talebi, davalıdan 50.000 adet medikal önlük temin etmek istemesi üzerine davalının kendisine numune gönderdiği ve kendisinin gönderilen numuneleri uygun bularak davalıya sipariş verdiği, sipariş üzerine davalının, kendisinden 125.000,00-TL tutarında ön ödeme istediği ve kendisinin de davalının hesabına önlük siparişine istinaden ve 50.000 adet önlük siparişine istinaden açıklamalarıyla toplamda 125.000,00-TL gönderdiği, ancak 22/10/2020 tarihinde davalının iş yerinde üretilen önlüklerin, gönderilen numunelerden farklı ve ihtiyaca uygun olmadığını tespit etmesi üzerine siparişini iptal ettiği ve davalıya yaptığı ön ödemelerin iadesini talep ettiği, akabinde davalıya, … 21.Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarının gönderildiği, anılan ihtarın akabinde davalı tarafından kendisine 100.000,00 TL tutarında ödeme yapıldığı fakat 25.000,00-TL’lik kısmının gönderilmediği, kalan bakiye 25.000,00-TL için davalı hakkında tarafınca … 5.İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız takibe davalıca yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra-inkar tazminatına hükmedilmesidir. Eldeki davanın konusu da, taraflar arasında sözlü olarak kurulan eser sözleşmesine binaen davalı tarafından üretilen önlüklerin davacı tarafından verilen siparişe uygun olarak üretilip üretilmediği, davalının ürettiği önlüklerin davacının ihtiyacına uygun olup olmadığı, davacı tarafından davalı tarafça üretilen önlüklerin tesliminden kaçınılıp kaçınılmadığı, davacının taraflar arasında kurulan eser sözleşmesine binaen ödediğini iddia ettiği 125.000,00-TL’den iadesini talep ettiği 25.000,00-TL’nin iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı, davacının icra-inkar tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı ile davalının icra takibine vaki itirazının haklı olup olmadığına ilişkin olduğu ve bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığı anlaşılmaktadır. Zira davalı tarafça, davacı tarafın ileri sürdüğü taraflar arasında önlük siparişine ilişkin kurulan akdi ilişki inkar edilmemekte ve kendisinin siparişe uygun olarak önlükleri ürettiği ve teslim ettiği, ancak davacının teslimden kaçındığını belirtmektedir. Bu durumda, eldeki davanın nisbi ticari dava olarak kabulü ile uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesi tarafından çözülebilmesi için, uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması ve her iki tarafında tacir olması zorunludur. Yukarıda detaylı olarak belirtilen ve dosyaya celbedilen cevabi yazılardan da anlaşılacağı üzere; davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, davanın nispi ticari dava sayılamayacağı, yine davanın TTK’nun 4. Maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı, aynı maddenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na atıfla mutlak ticari dava konusu kabul ettiği sözleşmelerden de kaynaklanmadığı anlaşılmıştır.
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-(c) maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olmakla resen dikkate alınırlar. İzah edilen nedenlerle, davanın, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; Davanın, HMK md. 114/1-(c) ve HMK’nun 115/2.maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, davacı vekilinin huzurunda, davalının yokluğunda, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/11/2022

Katip
¸

Hakim
¸