Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/416 E. 2022/476 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/416 Esas
KARAR NO : 2022/476

DAVA :İtirazın iptali
DAVA TARİHİ : 02/02/2022
KARAR TARİHİ : 14/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasında yapılan yargılama sonunda;
İSTEM:Davacı vekili 02/02/2022 tarihli dava dilekçesi ile: davalının müflis müvekkili bankanın kredi kartı müşterisi olduğunu, davalının kredi kartının birikmiş borcunu ödememesinden dolayı kendisine, örneği İcra Dosyası içerisinde bulunan, ihtarname gönderildiğini, davalıya tebliğ edilen ihtarnamede ilgili numaralı kredi kartı borcunun ödenmesi hususunda süre verildiğini ve ödeme yapılmaması halinde yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi işbu ihtara itiraz da edildiğini, müvekkili müflis banka tarafından alacağın tahsili amacıyla davalı borçlu aleyhine … 12. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının, alacaklı görünen tarafla herhangi bir alacak borç ilişkilerinin olmadığından bahisle icra takibine itiraz ettiğini, davalı tarafından icra takibini sürüncemede bırakmak, müvekkili bankanın alacağını tahsil etmesini engellemek kastıyla kötü niyetli olarak icra takibine hiç bir gerekçe gösterilmeksizin itirazda bulunulduğunu, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve … 12. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Dava henüz taraf teşkili aşamasındadır.
KANITLAR VE GEREKÇE: Dava İİK’nun 67 maddesine dayalı ilamsız icra takibine yapılan itir4azın iptali istemine ilişkindir.
UYAP üzerinden incelenen takip dosyası kapsamından; davacı tarafından davalı aleyhine bireysel kredi kartı borcunun tahsili amacıyla toplam 23.279,40-TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalının süresi içerisinde vaki itirazı sonucu takibin durduğu tespit edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri (HMK)’nın 1’inci maddesinde mahkemelerin görevinin, ancak kanunla düzenlenebileceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirtilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 3’üncü maddesinde tüketici; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi”, sağlayıcı; “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi”, tüketici işlemi ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 73/1 bendinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğan uyuşmazlıklarda da tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş olup, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engelleyemeyeceği 83/2 bendinde açıklanmıştır.
Yukarıda açıklanan hükümler karşısında; tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nun 4 ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Bu nedenle; 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’dan daha önce yürürlüğe giren, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 142. maddesinde yer alan“Fon, fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi’ nce bakılır. O yerde birden fazla Asliye Ticaret Mahkemesi bulunması halinde, bu davalar (1) ve (2) numaralı Asliye Ticaret Mahkemeleri’nde görülür.” düzenlemesi somut olayda uygulanamaz. Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 2021/3820 esas, 2021/8367 Karar sayılı ilamında 6502 Sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra ortaya çıkacak uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin 6502 Sayılı Kanunun3/1-k-j,4/3,73/1,83/2 ve geçici 1. maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenmesi gerektiği isabetli olarak belirtilmiştir. Anılan ilama konu uyuşmazlık 6502 Sayılı Kanunun yürürlük tarihinden önce çıkmış olduğundan Yüksek Mahkeme göreve ilişkin uyuşmazlığı, 4077 Sayılı mülga TKHK’nun 22,23; 5464 sayılı BKKKK’nun 44/2. Maddeleri çerçevesinde çözmüş ve genel mahkemeleri görevli bulmuş; ancak 6502 Sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonraki uyuşmazlıklarda; tüketici işlemi niteliğindeki sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda 6502 Sayılı Kanunun uygulanacağını açıkça belirtmiştir. İlamın ilgili kısmı aşağıdaki gibidir: ” …. Zira 6100 sayılı HMK’nun 2/1. maddesinde; “kanunlarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça” ifadesine yer verilmiştir. Aksine düzenleme, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 142/1 ve 5464 sayılı BKKKK’nun 43. maddesinde yer almaktadır.
Gerçekten 5464 sayılı BKKKK’nun 43. maddesinde; “Bu kanunun 8. maddesinin ikinci fıkrası, 9’uncu, 12’inci, 24’üncü, 25’inci, 26’ıncı ve 44’üncü maddesi hükümleri tacirlere verilen kurumsal kredi kartları hakkında uygulanmaz.” hükmü getirilmiştir. Görüldüğü gibi, kanun koyucu, tacirlere verilen kredi kartları ile tüketiciye verilen kredi kartları hakkındaki uyuşmazlıklarda görev yönünden farklı bir düzenlemeyi benimsemiş, tacirlere verilen kredi kartları bakımından 6762 sayılı TTK’nın 4/1-6 (6102 sayılı TTK’nun 4/1-f) maddesindeki ticari dava tanımına uygun olarak 5. madde uyarınca asliye ticaret mahkemelerinin görevli olacağı hususunu istisnai bir şekilde hükme bağlamıştır.
Belirtmek gerekir ki, kanun koyucu, 5464 sayılı BKKKK’nun 44/2. maddesi kapsamındaki davaların da asliye ticaret mahkemelerinde görülmesini amaçlamış olsaydı aynı kanunun 43. maddesine, tacirlere verilen kurumsal kredi kartları ile ilgili bu istisna hükmünü koymazdı.
İkinci bir istisna da, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 142/1. maddesi hükmüyle getirilmiştir. Buna göre “Fon, fon bankaları ve faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılacak hukuk davalarına asliye ticaret mahkemesi tarafından bakılır. O yerde, birden fazla asliye ticaret mahkemesi bulunması halinde bu davalar (1) ve (2) numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülür.” Belirtilen yasa hükmüne göre, kredi kartı uyuşmazlığından doğan dava, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 142/1. maddesinde öngörülen kurum, kuruluş ya da bankalar tarafından açılmışsa görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. O yerde birden fazla asliye ticaret mahkemesi varsa 1 ve 2 nolu asliye ticaret mahkemeleri görevlidir. Anılan yasa hükmündeki görev kamu düzenine ilişkin ve emredici nitelikte olduğundan mahkemece re’sen gözetilmelidir.
Sonuç olarak; 01.10.2011 tarihine kadar olan dönemde bankalarca kredi kartı hamilleri aleyhine açılan ve yukarıdaki istisnalar dışında kalan davalarda görevli mahkeme, dava değerine göre genel mahkemeler sıfatıyla sulh veya asliye hukuk, bu tarihten sonraki davalarda ise 6100 sayılı HMK’nun 2/1. maddesi uyarınca dava değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesidir. Nitekim yukarıda tarih ve numarası yazılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararında da bu husus açıkça belirtilmiştir.
Kuşkusuz, 28.11.2013 tarihli ve 28835 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra oluşacak banka kredi kartı uyuşmazlıklarında görevli mahkeme, anılan kanunun 3/1-k-j,4/3,73/1,83/2 ve geçici 1. maddelerinde yer alan hükümler çerçevesinde belirlenmelidir. “
Somut olayda; davanın açıldığı 14/02/2022 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davalının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işleminin de(davalıya kredi kartı verilmesine yönelik sözleşme) tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilerek HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
(benzer mahiyette bkz. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37 Hukuk Dairesi 2020/1559 esas, 2021/424 karar sayılı ilamı).
Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduklarından, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınırlar. Somut olayda uyuşmazlığa bakma görevi Tüketici Mahkemelerine ait olduğundan, davanın HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Dava dosyası … 5 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı gönderme kararı ile mahkememize gelmiş ise de; … 5 Asliye Ticaret Mahkemesi’ne … 4 Tüketici Mahkemesi’nin…. esas, …karar sayılı görevsizlik kararı ile gelmiştir. Mahkememizce uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemelerinin görevli olduğu tespit edildiğinden, ticaret ve tüketici mahkemeleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığı anlaşılmış ve karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c). maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nun 21/1-(c). maddesi gereğince iş bu kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde, İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı olması nedeniyle merci tayini için HMK’nun 22/2. Maddesi uyarınca dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nun 20/1. maddesi gereğince İstanbul 4 Tüketici Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine ilişkin merci tayini kararı verilmesi halinde, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini istemesi halinde dosyanın görevli … 4. Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini istememesi durumunda HMK’nun 331/2. maddesi gereğince talep halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK’nun 331/2. maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harç, vekalet ücreti ve yargılama giderinin görevli mahkemede değerlendirilerek hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi.14/06/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır