Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/399 E. 2023/448 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/399
KARAR NO : 2023/448

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/07/2015
KARAR TARİHİ : 15/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/05/2015 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile … yönünde otobüs duraklarında geri geri hızlı bir şekilde gelerek yaya durağındaki müvekkile çarpmak suretiyle müvekkilin yaralanmasına neden olduğunu, davalılardan … kazaya neden olan … plaka sayılı aracın sürücüsü olduğunu davalılardan … Şirketi kazaya neden olan … plakalı aracın işleteni olduğunu, davalılardan … Sigorta A.Ş davaya neden aynı plakalı aracın sigortacısı olduğu, zarar neden olan olayda müvekkilinin her hangi bir kusur ve ihmali söz konusu olmadığını, davalı …’ın haksız fiili nedeniyle müvekkilin madden ve manen zarara uğradığı, diğer davalıların hukuki ve müteselsil sorumlu olduklarının, müvekkillerinin maddi ve manevi zararları bu güne kadar giderilmediğinden belirtilen zararın davalılardan talep etme zorunluluğu doğduğunu, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile müvekkillerin tedavi giderleri, işten yoksun kalmaları ve maddi zararları ancak yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilebileceğinden, maddi taleplerinin HMK 107. Md dayanağında belirsiz olarak ileri sürmek gerektiğini, müvekkillerinin duydukları şiddetli elem ve ızdırap nedeniyle ve özellikle uzun süre yürümekte güçlük çekmesi maddi ve manevi kat ve kat arttığını, bu hali ile müvekkili için 10.000 TL manevi ve yaplıacak bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilecek tazminatın müvekkile ödenmesi müvekkilinin bir nebze olsun hafifleteceğini, … plakalı aracın 3. Kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için aracın trafik kaydına tedbir konulmasına, müvekkilinin bedensel ve maddi zararları nedeniyle şimdilik 100 TL maddi tazminatın fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (Davalı sigorta şirketinden poliçe kapsamı dahilinde, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) tahsiline ve müvekkiline ödenmesini, müvekkilinin manevi zararları nedeniyle 10.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ile … Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsiline ve müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta Aş vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bahsi geçen … plaka sayılı araç, müvekkil şirkete 07/03/2015-2016 tarihleri arasında … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda kişi başına azami 290.000,00 TL ile sınırlı olduğunu teminat limitinin bildirilmesinin davayı kabul anlamına gelmediğini, manevi tazminat poliçe teminatına dahil olmadığını, tüm delillerin toplanmasnıı takiben dosyanın kusur tespiti için Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini, davacının maluliyet oranının belirlenebilmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesine sevkine karar verilmesini, sağlıklı ve gerçekçi bir tazminat hesaplaması yapılabilmesi için de “Sakatlıktan kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminat”na ilişkin talebin değerlendirilmesi amacıyla aktüer sıfatına sahip bir bilirkişi’nin görevlendirilmesini, tedavi giderlerine ilişkin davanın müvekkili şirket adına reddine karar verilmesi gerektiğini, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde ve kusuru oranında söz konusu olduğunu, davacının “Kalıcı İş Göremezlik ve Tedavi”talebinin reddine, tüm delillerin toplanması ve “Adli Tıp Kurumu, Trafik ihtisas Dairesi” tarafından kusur tespitinin yapılmasından sonra müvekkil şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; maluliyet oranının tespiti için davacının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne sevk edilmesine yine “Aktüer” sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile “sakatlıktan kaynaklanan sürekli iş göremezlik” tazminatının hesaplanmasına, müvekkil şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; sorumluluğun azami limit ile sınırlı olacağına, müvekkili şirket dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … Ltd. Şti ve … vekili cevap dilekçesinde ve özetle; müvekkillerinin davaya konu kazada hiçbir kusurları olmadığını, müvekkillerinden sürücü …’ın araç trafiğine açık yolda kurallara uygun bir şekilde manevra yapmaya çalışken, davacının dikkatsiz ve tedbirsiz davranışı sonucu kaza gerçekleştiğini, davacının trafik yasasına göre kaza yerinde ve özellikle araç yolunda bulunmaması gerekirken , orada bulunmasının dikkatsiz ve davranması nedeniyle kusurun tamamen kendisine ait olduğunu, davacının davayı belirsiz alacak davası olarak ikame etmesinin yasaya aykırı olduğunu, tedavi giderleri, maddi zarar, işten yoksun kalma gibi taleplerin belirsiz olması ve bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesinin istenmesi mümkün olmadığını, bu tür masraflar var ise somut bir şekilde belirli olarak talep edilmesi gerektiğini, belirsiz olarak talep edilmesinden ötürü davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının bağlı bulunduğu sosyal güvenlik kurumundan çalışmadığı süre için ödeme almış olması gerektiğini, sağlık yardımından da faydalanması gerektiğini, davacının talep ettiği manevi tazminat fahiş bir rakam olduğunu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak görülmemesi gerektiğinin Yargıtay içtihatları ile sabit olduğunu, Müvekkilinin aracının kasko poliçesi İhtiyari Mali Mesuliyeti de içerdiğini davanın … Sigorta A.Ş ‘ye bu poliçe açısından ihbarını talep ettiklerini davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … Sigorta vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ve özetle;İhbar dilekçesinin usulsüz olduğunu, şirketinin ihbar edilen olduğunu ve HMK uyarınca taraf olmadığından aleyhe doğrudan hüküm kurulamayacağını, dava konusu tazminata ilişkin müvekkil şirket nezdinde kasko poliçesi bulunduğunu, dava konusu tazminat Zorunlu Trafik Poliçesi kapsamında olduğundan müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, sigortalının kusur oranında maddi-bedeni ayrımsız azami 50.000 TL teminat ile sınırlı olduğunu, olay tarihi olan 19/05/2015 tarihinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinde, sakatlanma ve Ölüm azami teminat miktarı 290.000,00 TL olduğunu, dava dilekçesinde açıkça belirtildiği üzere davacının sigorta maddi tazminat talebi miktarı 100,00 TL olup mezkur meblağ Trafik Poliçesi teminatı içinde kaldığını, dava konusu olayla ilgili tüm delillerin HMK 180. Medde gereği taraflarına tebliğine dek diğer usule ve esasa ilişkin cevap ve itiraz haklarının saklı tutulmasına, davacıların tazminat talepleri, Trafik Sigorta Poliçesi teminat miktarları içinde kalmakta olup müvekkili şirketçe tanzim edilen ihtiyari Mali Mesuliyet Poliçesi Teminatlarına aktarılacak davacılar zararı mevcut olmadığından davanın reddine, müvekkili şirket davanın açılmasına sebebiyet vermediği için masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, kaza tespit tutanağı, hastane kayıtları, … 4.Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, hasar dosyası, sigorta şirketi eksper raporu, servis faturası, sigorta poliçeleri, tarafların Sed araştırmaları, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın davacının sut kapsamında olmayan tedavi gideri bulunup bulunmadığı, var ise miktarı hususlarında bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş,17/12/2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; dava konusu olayın (trafik kazasının) 19/05/2015 tarihinde yani 04/04/2015 tarihli 6645 sayılı kanun değişikliğinden sonra meydana gelmiş olduğu, söz konusu kanun değişikliğinin halen yürürlükte olduğu, bu nedenle söz konusu değişikliğe göre“Genel Sağlık Sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetleri “geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde”, başka bir ifadeyle –eğer … tarafından ödeme yükümlülüğü yerine getirilmemişse- Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) hükümleri doğrultusunda tebliğe ekli listelerde belirlenmiş olan resmi fiyatlar üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması gerekeceği, bu meblağı aşan miktardan kusurluların müştereken ve müteselsilen sorumlu
oldukları; davalı …’nın … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde gerçekleştirilen tedavilerle ilgili olarak üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmiş olduğu ve ayrıca ödeme yapmaması gerektiği, davalı …’nın …’nde gerçekleştirilen tedavilerle ilgili olarak üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmiş olduğu ve ayrıca ödeme yapmaması gerektiği, davacı hastanın FTR tedavisi ile ilgili olarak davalı … tarafından …’ne 30/06/2015 tarihinde 22,68 TL ve 06/07/2015 tarihinde 356,25 TL olmak üzere iki defa toplam 378,93 TL ödeme yapılmış olduğu, ancak bu ödemenin yanı sıra davacı hastadan da ilave olarak ücret alındığı ve … Şti.’nin farklı tarih ve seri numaralı 2 (iki) adet faturasının dosyaya sunulmuş olduğu, bu durumda; hem yasal mevzuat çerçevesinde …’dan hem de ilave ücret olarak hastadan para alındığı, olay tarihinde yürürlükte olan Sağlık Uygulama Tebliği’nin (SUT’un) “İlave Ücret” başlıklı 1.9. maddesinde “1.9. İlave Ücret- 1.9.1. (1) İlave ücret alınması uygulamasında a)Kurumla sözleşmeli; vakıf üniversiteleri ile özel sağlık kurum ve kuruluşlarınca; Kurumca belirlenen oranı geçmemek kaydıyla kişilerden ilave ücret alınabilir. … (2) İlave ücretler, genel sağlık sigortalıları veya bakmakla yükümlü olunan kişilerce ve/veya sağlık kurum/kuruluşlarınca Kurumdan talep edilemez.” hükmü bulunduğu, dolayısıyla hastadan alınan ilave ücretin … tarafından ödenmesinin mevzuata aykırı olacağı, bu durumda; davalı …’nın … Merkezinde gerçekleştirilen FTR tedavileriyle ilgili olarak üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmiş olduğu ve ayrıca ödeme yapmaması gerektiği, yapılan tetkik ve tedavilerin yaşanan trafik kazasıyla illiyet bağı bulunduğu; 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 02/10/2017 tarihli 21355 Karar No.lu kararında “… fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin 19/05/2015 tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceği, …” denildiği, bu kararda iş göremezlik süresinin 3 (üç) hafta olarak belirlendiği fakat hastanın Evde Bakıma İhtiyacı olduğuna dair karar verilmediği, yukarıda açıklandığı üzere İş Göremezlik Süresi ile Evde Bakım Süresinin birbirinden farklı kavramlar olup karıştırılmaması gerektiği, dolayısıyla Evde Bakım Hizmetleri Sağlık Harcamaları Toplamının %9 yasal faizi hariç 1.965,00 TL olduğu, Ulaşım Giderleri Toplamının Taksi Ücretlerine göre yasal faizi hariç 936,00 TL, Resmi (SUT) Fiyatlarına göre yasal faizi hariç 891,00 TL olduğu, %9 yasal faizlerinin yukarıda hesaplandığı, … ve … Sigorta Anonim Şirketi açısından faiz başlangıç tarihinin dava tarihi (29 / 07 / 2015), diğer davalılar açısından ise olay tarihi (19/05/2015) olduğu bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereğince maddi tazminat ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi gereğince manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkememizin 21/03/2019 tarih, 2015/761 esas ve 2019/291 karar sayılı kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 22/03/2022 tarih, 2022/48 esas ve 2022/514 karar sayılı ilamı ile kaldırılmasına karar verildiği ve dosyanın mahkememizin iş bu esas sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 22/03/2022 tarih, 2022/48 esas ve 2022/514 karar sayılı ilamında açıkça:” Mahkemece maddi tazminat taleplerinden iş göremezlik tazminatının hesaplanması için bilirkişi raporu alınmadan karar verilmesi mümkün olmadığından yasal ihtarat içerir ara karara rağmen davacı vekili tarafından aktüerya bilirkişi giderinin yatırılmadığından İlk Derece Mahkemesince bu talepler yönünden davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ne var ki davacı vekilinin tedavi giderleri talebi yönünden dosyaya sunduğu delillerin doktor bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerektiği ve bu nedenle davacı vekiline doktor bilirkişisinden rapor alınması için delil avansı yatırmak üzere kesin süre verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ara karar tesisi (tedavi giderleri bakımından bilirkişinin doktor olması gerektiği açıklanmaksızın) ile sonuç olarak ara karara uyulmadığından davanın reddine karar verilmesi eksik incelemeye dayalı olmuştur.
Davacı tarafça aynı olaya ilişkin davalı … hakkında … 4. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyası ve bilirkişi raporunun sunulmasına rağmen ilgili ceza dosyasının getirtilerek kusur durumunun ve manevi tazminat talebinin değerlendirilmemesi de eksik incelemeye dayalı olmuştur.” belirtilmiştir.
19/05/2015 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile Tem otoyolu Kavacık köprüsündaki otobüs duraklarında geri geri giderken davacı yaya …’a çarpması sonucu dava konusu trafik kazası meydana gelmiştir.
Dava konusu 19/05/2015 tarihli davaya konu trafik kazasında dava dışı …’in KTK’nun 47/1-d. bendindeki trafik güvenliğine ilişkin kurallara uymak ile 67/1-a. bendindeki manevra yapılmasına ilişkin şeklindeki kuralları ihlal ettiği ve KTK’nun 84/1-j. bendindeki manevraları düzenleyen genel şartları uymama fiilini gerçekleştirdiği ve bu nedenlerle de dikkatsizliği ve tedbirsizliği de gözetilerek davaya konu trafik kazasının oluşumunda asli kusurlu olduğu ve %100 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Davacının ise herhangi bir kural ihlali bulunmadığından trafik kazasının oluşumunda kusurunun bulunmadığı mahkememizce istinaf kararı uyarınca getirtilen … 4. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas ve …Karar sayılı dosyasındaki 01/06/2016 tarihli kesinleşen karar da dikkate alınarak tespit edilmiştir.
Davanın tüm davalılara yönelttiği istinaf kararında açıkça bildirilen kaldırılan kısma konu tedavi gideri zararına yönelik maddi tazminat talepleri yönünden kusur oranında davalı .. Sigorta A.Ş.’nin … plakalı aracın kaza tarihinde zmss poliçesinden dolayı teminat limiti kadar maddi tazminattan sorumlu olduğu, davalı …’ın trafik kazasına karışan aracın sürücüsü ve diğer davalı … Ltd. Şti.’nin ise bu aracın işleteni olması sebebiyle sorumluluklarının bulunduğu kanaatine varılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 22/03/2022 tarih, 2022/48 esas ve 2022/514 karar sayılı ilamı doğrultusunda davacı tarafa tedavi gideri zararına yönelik maddi tazminat talebi konusunda bilirkişi incelemesi için gerekli delil avansını yatırması süre verilmiş, süresi içinde delil avansının ikmal edilmesi nedeniyle dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, adli tıp uzmanı doktor bilirkişinin 17/12/2022 tarihli raporuna itibar edilmiş davacının 1.965,00 TL sağlık harcamaları ve 936,00 TL takis ücreti yönünden yapılan ulaşım giderleri olmak üzere toplam 2.901,00 TL tedavi gideri zararının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 11/04/2023 tarihli talep arttırım dilekçesi davalı taraflara ayrı ayrı tebliğ edilmiştir. Davacının davalılar …, …Şti. ve … Sigorta A.Ş. hakkındaki maddi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile; 2.901,00 TL miktarındaki tedavi gideri zararından oluşan maddi tazminatın davalılar …, … Ltd. Şti. yönünden haksız fiil tarihi olan 19/05/2015, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden ise dava tarihi olan 29/07/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’nin zmss teminat limiti ile sınırlı sorumlu olması kaydıyla davalılar …, …Şti. ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının davalı … hakkındaki maddi tazminat davasının ise sut kapsamında kalan davalı kurumun sorumluluğunu gerektiren bir tedavi gideri zararı bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
Davacının manevi tazminat davası yönünden ise; zaman itibarı ile somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’ nun 56/1. maddesinde “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir” hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca 22.06.1966 tarih ve 2/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’ nda manevi tazminat, bir ceza ya da gerçek anlamda bir tazminat olmayıp, zarara uğrayan kişinin manevi ıstırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araç olabileceğini belirtmiştir. Bu durumda TBK’ nun 56. maddesi hükmü ve İçtihadı Birleştirme Kararı da nazara alınarak, olayın meydana geliş şekli, kaza ile maluliyete ilişkin rapor, kusur durumları dikkate alınarak, davacının kaza nedeni ile duyduğu elem ve üzüntü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihine göre paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkeleri bir arada değerlendirilmek suretiyle davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, 7.000,00 TL miktarındaki manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 19/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Ltd. Şti.’den müştereken ve mütesilsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davalılar …, …Şti. ve … Sigorta A.Ş. hakkındaki maddi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile; 2.901,00 TL miktarındaki tedavi gideri zararından oluşan maddi tazminatın davalılar …,… Ltd. Şti. yönünden haksız fiil tarihi olan 19/05/2015, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden ise dava tarihi olan 29/07/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’nin zmss teminat limiti ile sınırlı sorumlu olması kaydıyla davalılar …, …Ltd. Şti. ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine,
2-Davacının davalı … hakkındaki maddi tazminat davasının reddine,
3-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, 7.000,00 TL miktarındaki manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 19/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Şti.’den müştereken ve mütesilsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince maddi tazminat yönünden alınması gereken 179,90 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 27,70 TL, 20/06/2016 tarihinde yatırılan peşin harç 55,71 ve tamamlama harcı 85,39 TL olmak üzere toplam 168,80 harçtan mahsubu ile Hazine’ye gelir kaydına, bakiye 11,10 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince manevi tazminat yönünden alınması gereken 478,17 TL nispi karar ve ilam harcın davalılar … ve … Ltd. Şti.’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan peşin olarak yatırılan 27,70 TL, 20/06/2016 tarihinde yatırılan peşin harç 55,71, tamamlama harcı 85,39 TL ve 27,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 196,50 TL’nin davalılar …, … Ltd. Şti. ve … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 1.040,75 TL tebligat ve posta masrafları olmak üzere toplam 2.040,75 TL yargılama giderinin davadaki kabul/ret oranına göre hesap edilen 1.346,90 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … tarafında yapılan posta masrafı 3,60 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine,
9-Diğer davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
11-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden, karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T hükümlerine göre belirlenen 2.901,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden, karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T hükümlerine göre belirlenen 7.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … Ltd. Şti’den alınarak davacıya verilmesine,
13-Davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … Ltd. Şti. kendilerini vekille temsil ettirdiğinden red edilen maddi tazminat miktarı üzerinden, karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T hükümlerine göre belirlenen 2.099,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, … ve … Ltd. Şti’ne verilmesine,
14-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen maddi tazminat miktarı üzerinden, karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’nin 3/2. maddesine göre belirlenen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine,
15-Davalılar … ve … Ltd. Şti kendilerini vekille temsil ettirdiğinden red edilen manevi tazminat miktarı üzerinden, karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T hükümlerine göre belirlenen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve … Ltd. Şti’ne verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalı vekillerinin yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK m. 341/1. fıkrası uyarınca 2 haftalık kesin süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/06/2023

Katip 96916
¸e-imzalıdır

Hakim 153103
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*