Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/388 E. 2023/488 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/388
KARAR NO : 2023/488

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/06/2022
KARAR TARİHİ : 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların … Şirketi ve … Şirketi tarafından 14.06.2020 tarihinde … adresinde yapılan çalışma sırasında müvekkil şirkete ait tesislere hasar verdiğini, müvekkil şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve montaj gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 2.244,16-TL hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiğini, davalılar tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine 2.244,16-TL hasar bedeli ve 97,94-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 2.342,10-TL’nin tahsili amacıyla … 31. İcra Müdürlüğü …Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapılmış ve borçluya … ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini, borçlu vekillerinin itirazlarında, takibe konu borca, borç miktarına, faize, faiz orana ve ferilerine itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettiğini, borçlular borca itiraz ederek takibi durdurmuş ise de borçlunun itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, davalının her ne kadar borcunun bulunmadığını belirtmiş ise de icra takibine konu olan alacağa dayanak hasar bedeli olduğunu, söz konusu hasarlar sebebiyle borcun tahakkuku ve akabinde de icra takibine geçildiğini, borçluların haksız fiilden kaynaklı müvekkil kuruma vermiş oldukları zararı henüz tazmin etmediğini, hasar bedeli alacağına ilişkin icra takibine de kötü niyetle itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin uğradığı zararlar bakımından; zarar kalemlerinden şimdilik sadece malzeme ve montaj bedelleri ile bu bedellerin %18 oranında KDV’si toplamı olan 412,26-TL’ye hasar tarihi ile takip tarihi arasında işlemiş yasal faiz tutarı olan 17,99-TL’nin eklenmesi ile ulaşılacak 430,25-TL üzerinden, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, itirazın kısmen iptaline ve 430,25-TL üzerinden takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; hasar mahallinde müvekkili şirketçe herhangi bir çalışma yapılmadığın, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere iddia edildiği gibi bir hasarın varlığı halinde söz konusu hasarın muhatabının müvekkil şirket değil, diğer davalı …Şti olup, müvekkil şirketin hasarla bir ilgisi bulunmadığını, müvekkil şirketle diğer davalı ….Şti arasında 27.12.2018 tarihli sözleşme imzalanmış olup …Ltd.Şti ile müvekkil şirket arasındaki sözleşme kapsamında üçüncü kişilere verilecek zararlardan diğer davalı şirketin sorumlu olacağının açıkça düzenlendiğini, işbu davanın konusu hasar olup hasarın da haksız fiil niteliğinde davalardan olduğunu, haksız eylemde hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağının bir arada bulunmasının gerektiğini, haksız bir fiile başkasına zarar veren kimsenin ancak kusurluysa bu zararın tazminiyle yükümlü olacağını, ayrıca haksız fiil tazminat borcunun doğması için hukuka aykırı bir fiille zarar arasında illiyet bağının kurulması gerektiğini, somut olayda ise (kabul anlamına gelmemek kaydıyla) müvekkili şirketin iddia edilen hasarın meydana gelmesinde hiçbir kusuru olmayıp illiyet bağından da söz edilemeyeceğini, müvekkili şirkete husumet yöneltilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davacı şirket arasında konusu ve talepleri aynı onlarca dava görüldüğünü, bu nedenle müvekkil şirket tarafından yapılan ve davacı …’ın tesislerinde zarar meydana geldiği iddia edilen tüm kazılarda davacı kurumun ağır kusuru bulunduğunu, diğer bir ifade ile davacı şirketin yaptığı iş gereği, mevzuattan doğan ve uyulması gereken kurallara uymadığını, söz konusu kuralların, … Müdürlüğü’nün internet sitesinde de yer alan ve Proje Ve Tesis Dairesi Başkanlığı tarafından Kasım 2017 tarihinde hazırlanan “Elektrik Dağıtım Şebekeleri Enerji Kabloları Uygulama Usul Ve Esasları” kılavuzunda ayrıntılı şekilde açıklanmakta olduğunu, davacı kurum tarafından müvekkili şirket aleyhine … 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile açılan, konusu ve talebi aynı olan davada bilirkişi gözetiminde keşif kazısı yapıldığını ve yapılan kazıya istinaden bir rapor hazırlandığını, hazırlanan raporda “İlgili enerji nakil kablosunun asfalt yüzeyinden 24cm aşağıda çok yetersiz kabul edilemez derinlikte ve hiçbir koruma, işaret vb. olmadan döşendiği, bu şekildeki yerleşimin kurallara uymadığı gibi can, mal güvenliği yönünden de tehlikeli olduğu, bu durumda kusurun tamamının %100 …’a ait olduğu” şeklinde tespit yapıldığını, yapılan her kazıda, davacı kurumun usul ve kurallara uymadığı, müvekkili şirketin hiçbir şekilde kusurunun bulunmadığının son derece açık ve net olduğunu, yapılan her kazıda müvekkil şirket işçilerinin iş kazası tehlikesi yaşamaları nedeniyle asıl mağdur olan tarafın müvekkil şirket iken, davacı şirketin kötü niyetli ve haksız taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan tablolardan anlaşıldığı üzere davacı tarafın malzeme ve montaj bedeli dışında kalan tutarlar, araç ve işçilik bedeli, etüd koordinasyon bedeli, manevra bedeli, eşik kesinti süre aşım bedeli, dağıtılamayan enerji bedeli gibi bedelleri kapsadığını, ancak bu taleplerin de dayanaktan yoksun olduğunu, öncelikle araç ve personel bedeli açısından, montaj bedeli bakımından yapmış oldukları açıklamaların geçerli olduğunu, davacı tarafın hasar gideriminin kendi personeli tarafından giderildiğini açıkça kabul ettiği gibi bu bedeller bakımından ayrıca nasıl bir gider yapıldığına dair bir ödeme belgesi, fatura sunamadığını, etüd koordinasyon bedeli, davacının EPDK kararlarına ve teknik sanatlara uygun olarak yürütmesi için çalıştırılan uzman, mühendis, müdür ve bölge müdürünün çalışmasına yönelik bedel olduğunu, yine manevra bedelinin de elektrik geriliminin ayarlanması için davacının bünyesinde çalıştırmak zorunda olduğu personele ilişkin bedel olduğunu, bu bedellerin, davacının işin yürütülmesi için çalıştırdığı kendi personelinin ücretine ilişkin talepler olduğunu, bu nedenle de bu taleplerin genel idare gideri kapsamında kaldığının çok açık olduğunu, davacı tarafın müvekkilinin kusurunu ispat edici herhangi bir belge de sunamadığını, kusurun haksız fiilin bir unsuru olup davacı tarafın davalıların kusurunu da ispat etmesi gerektiğini, söz konusu adresteki kazı çalışmasının …A.Ş. tarafından kazı ruhsatının iletildiğini ve müvekkil şirketin usule uygun olarak ruhsatta belirtilen adreste kazı çalışması yapmaya başladığını, ancak davacıya ait elektrik tesisatının 15 cm kadar oldukça yetersiz bir derinlikte üzerinde herhangi bir ikaz işareti, tuğla, ikaz bandı vs. olmadığından burada hasar meydana geldiğini belirterek haksız ve mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesini ve davacının hukuka aykırı takip nedeni ile dava konusu miktarın %20’sinden az olmamak üzere haksız takip tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirilen belgeler, ticari sicil kayıtları, … A.Ş’nin yazı cevabı, Hasar Tespit Tutanağı Formu, fotoğraflar, ihtar üst yazısı, …’nın yazı cevabı ile ekinde Altyapı ruhsat fotokopisi, erişim şebekeleri yapım sözleşmesi, tanık beyanları ve bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair 26/01/2023 tarihli celsede karar verilmiş, bilirkişi …’nun mahkememize sunmuş olduğu 08/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu mahalde, alt yapının davacı tarafından yönetmeliklere uygun şekilde inşa edilmediği, davacının %30, davalıların %70 oranında kusurlu oldukları, meydana gelen gerçek zarar miktarına ilişkin yukarda yapılan hesaplamalar neticesinde; davacının gerçek zararın KDV dahil 412,26 TL ve 17,99 TL faiz olmak üzere toplam 430,25 TL hesaplandığı, davacının %30 oranında 430,25 TL x %30 =129,07 TL, davalıların da %70 oranında 0,25 TL x %70 = 301,17 TL tutarında sorumlu olduğunu mahkememize bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca kısmen iptali istemine ilişkindir.
… 31. İcra Dairesi’nin … esas sayılı genel haciz yoluyla ilamsız takip dosyasının incelemesinde, alacaklının dosyamız davacısı …Şirketi, borçlunun dosyamız davalıları … Şirketi, … Şirketi oldukları, alacak tutarının 2.244,16 TL hasar bedeli ve 97,94 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.342,10 TL olduğu, 08/01/2021 tarihli takibin hasar bedeline dayandığı, ödeme emrinin 21/01/2021 tarihinde … Şirketi’ne, 23/01/2021 tarihinde …Şirketi’ne ayrı ayrı tebliğ edildiği, … Şirketi vekilinin 24/01/2021, … Şirketi vekilinin ise 26/01/2021 tarihlerinde ayrı ayrı borca ve takibe itiraz ettikleri, 24/01/2021 ve 27/01/2021 tarihli tensip tutanakları ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
İcra takibindeki borca itiraz dilekçesinin takip alacaklısı vekiline tebliğ edilememesi ve dava tarihi dikkate alındığında iş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı şirket alt yapı tesislerinde meydana gelen iddia olunan hasar nedeniyle davacının davalılardan malzeme ve montaj bedelleri ile bu bedellerin %18 oranında KDV’si ve işlemiş faiz alacağının varlığı ve miktarı, gerçek hasar tutarının ne olduğu, davalı …’un pasif husumetinin bulunup bulunmadığı, hasar ile davalıların eylemleri arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise davacının hasarın meydana gelişinde kusurunun bulunup bulunmadığı, davalıların takibe vaki itirazlarının haklı olup olmadığı, itirazların kısmen iptalinin gerekip gerekmediği ve İİK’nın 67/2. Maddesi uyarınca davacının icra inkar, davalıların ise kötü niyet tazminatı talep edip edemeyecekleri hususlarına ilişkindir.
4721 sayılı TMK’nın 6. maddesi, 6100 sayılı HMK’nın 190/1. fıkrası ve 6098 sayılı TBK’nın 50/1. fıkrası uyarınca somut olayda ispat yükünün çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
14/06/2020 tarihinde … adresinde davalı … A.Ş. adına yüklenici olarak diğer davalı … Şirketi’nin kazı çalışmaları sırasında davacıya ait alt yapı tesislerinde bulunan kablolara zarar verildiği dosyada mevcut hasar tespit tutanağı ve tanık beyanları ile anlaşılmıştır.
Dava konusu hasarın kazı izni alınmadan yapılan çalışma neticesinde davalı … Şirketi tarafından meydana getirildiği ve haksız fiil hükümleri çerçevesinde sorumlu olduğu, diğer davalı …Şirketi’nin ise kazı konusu yerdeki işi sözleşme ile diğer davalıya verdiği anlaşılmakla davalı …Şirketi ile diğer davalı arasında, imzalanan sözleşme hükümleri uyarınca TBK’nın 66. maddesi anlamında adam çalıştıran ilişkisi vardır. Davalılar arasında yapılan sözleşmede, işin yapımı sırasında verilecek zararlardan … Şirketi’nin sorumlu olmadığı belirtilse dahi, sözleşme hükümlerinin taraflar arasında geçerli olacağı ve 3. kişi olan davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, bu hali ile, davalı …Şirketi’nin de hasara sebebiyet veren diğer davalı …Şirketi ile birlikte zarardan müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu hasara uğrayan yer altından geçen elektrik hattının izinsiz kazı neticesinde zarar görmemesi için dosya kapsamına göre davacıya atfedilebilecek müterafik kusurun bulunmadığı kanaatine varıldığından bu kabule aykırı mahkemenin görevi içerisinde bulunan müterafik kusur verilmesine bilirkişi raporundaki tespite itibar edilmemiştir. Bu nedenle davacının üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getirdiği anlaşılmıştır.
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesinin geçerli olduğu ve zarar görenin ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebileceği, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin, 2010/2636 Esas, 2010/4793 Karar sayılı kararında; Zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı isçilerine ödediği ücretler genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerden olduğu, hasarın giderilmesi için özel olarak işçi tutup çalıştırma veya harcama yapma söz konusu ise ve özel olarak işçi tutup çalıştırıldığının ve harcama yapıldığının kanıtlanması halinde işçilik bedelinin ödenebileceğinin belirtildiği, davacı tarafından hasarın giderilmesi için özel olarak işçi tutup çalıştırma veya harcama yapma söz konusu ise ve özel olarak işçi tutup çalıştırıldığının ve harcama yapıldığının kanıtlanması gerektiği, ancak bu hususta davacı tarafça herhangi bir delil ve belge ibraz edilmediğinden davacı tarafın araç ve işçilik bedeli talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda Tedaş birim fiyatlarına göre bilirkişi raporunun 6. sayfasında bulunan 65,19 TL malzeme bedeline %18 KDV eklenmek tutarı olan 11,73 TL eklenmek suretiyle davacının talep edebileceği malzeme bedeli olan 76,92 TL’ye yapılan tespit ve değerlendirmeler bakımından somut olaya uygun, sayısal verilere dayalı ve denetime elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
6098 sayılı TBK’nun 90. maddesi uyarınca ifa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur. Haksız fiile dayalı zararlarda borç haksız fiil tarihinde muaccel olup haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığından davacının icra takibinden önceki döneme ilişkin taleple bağlı kalınarak yasal faiz oranı üzerinden istenilebilecek faiz miktarının bu hali ile 76,92 TL için (14/06/2020 hasar tarihi ile 08/01/2021 takip tarihi arası %9 yasal faiz uygulanmak suretiyle) olmak üzere toplam 3,95 TL olduğu tespit edilmiştir.
Bu nedenlerle davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, … 31. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasında davalıların itirazlarının 76,92TL hasar bedeli ve 3,95 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 80,87 üzerinden iptaline, takibin takip talebindeki koşullarla devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunulmuş ise de, İİK’nun 67/2. maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit olması gerekmektedir. Haksız fiil neticesindeki davacının talep edilebileceği zarar bedelinin yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile ortaya çıkmış olması dikkate alındığında alacağın likit olmadığı kanaatine varılmakla koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş iseler de, davacının icra takibini haksız ve kötü niyetli olarak başlattığının dosya kapsamı itibariyle ispatlanamamış olması ve bu yönde herhangi bir delil bulunmaması nedenleriyle davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine dair karar vermek verilmiştir.
Dava şartı arabuluculuk yoluna iş bu itirazın iptali davasındaki icra dosyası da dahil olmak üzere toplam 11 ayrı icra dosyası yönünden de gidilmiş olması nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin dava konusu edilen icra takip dosyası ile ilgili kısmı yönünden arabuluculuk ücreti 1.600,00 TL’nin 1/11 oranı olan 145,45 TL üzerinden kabul/ret oranına göre hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılarak hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, … 31. İcra Dairesi’nin …esas sayılı icra takip dosyasında davalıların itirazlarının 76,92 TL hasar bedeli ve 3,95 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 80,87 TL üzerinden iptaline, takibin takip talebindeki koşullarla devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Davalıların kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 145,45 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) 27,64 TL’sinin davalılardan, bakiye 117,81 TL’sinin ise davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 161,40 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 514,25 TL tebligat ve posta masrafları olmak üzere toplam 2.514,25 TL yargılama giderinin davadaki kabul/ret oranına göre hesap edilen 477,71 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
10-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 80,87 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalı taraflar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’nin 13/3. maddesi uyarınca belirlenen 80,87 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı … A.Ş. vekili ve davalı … Ltd. Şti. vekilinin yüzlerine karşı, dava miktarı itibariyle HMK m. 341/2. fıkrası uyarınca kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/06/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır