Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/379 E. 2023/627 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/379
KARAR NO : 2023/627

DAVA : Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/05/2022
KARAR TARİHİ : 26/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili …’nun dava dışı … A.Ş.’den kesinleşen icra takip dosyaları nedeniyle alacaklı olduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğu icra dosyalarından İİK m. 120/2’ye istinaden yetki aldığını, müvekkilinin İİK m. 120/2 hükmü uyarınca dava takip yetkisi kazandığını, söz konusu yetkiye istinaden işbu davanın ikame edildiğini, dava dışı … şirketinin davalı bankanın … şubesinde hesabı bulunduğunu, borçlu şirketin … tarihli …’de yayınlanan ilana göre ilan tarihinden itibaren 3 yıl süreyle … ve…’un müşterek imzasıyla temsil edilmesi gerektiğini, davalı bankanın borçlu şirketi tek başına temsil yetkisi olmayan …’ın imzasıyla para transferleri gerçekleştirdiğini, söz konusu para transferleriyle borçlu şirketin 800.787,00 TL zarara uğratıldığını, zarara uğrayan borçlu şirketin zarar tutarı kadar davalı bankadan alacaklı hale geldiğini, borçlu şirketin zararının karşılanması için davalı bankaya gönderilen 15.09.2021 tarihli ihtarnamenin de sonuçsuz kaldığını belirterek davanın kabulüne, davalının müvekkilinin alacaklı olduğu … 1. İcra Müdürlüğünün…E., … 25. İcra Müdürlüğünün … E., … 14. İcra Müdürlüğünün … E. ve … 14. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyalarında kayıtlı borcun tamamını ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Müvekkili bankaya e-tebligat gönderilmesi gerekirken normal tebligat gönderildiği için savunma süresinin başlamadığını, davacının ikame ettiği davanın usul ve esas yönünden hatalı olduğunu, müvekkili bankanın genel müdürlük adresinin …’de bulunduğunu, işbu davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, uğranılan zarar ile müvekkili bankanın eylemi arasında illiyet bağı bulunmadığını, dava konusu işlemlerin 16.02.2017 ve 20.02.2017 tarihlerinde gerçekleştirildiğini, dava dışı …’ın borçlu şirketin A grubu imza yetkilisi; dava dışı …’un ise B grubu imza yetkilisi olduğunu, bahse konu isimlerden …’un 24.01.2017 tarihinde vefat ettiğini, borçlu şirketin 14.02.2017 tarihli genel kurul kararıyla yeni imza yetkilisi belirlenmiş olsa dahi bu hususun TTSG’de tescil edilmediğini, müvekkili bankaya herhangi bir kusur atfedilebilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu işlemle alakalı olarak müvekkili bankanın usulüne uygun bir şekilde ibra edildiğini, ilgili firma yapılan işlemden haberdar olduğunu belirtip müvekkili bankayı ibra ettiğini, borçlu şirketin herhangi bir zararı doğmadığını, dava konusu işlemin 2017 yılında yapıldığını, davacının borçlu şirketin hissedarı olduğunu, yapılan işlemden haberdar olmama ihtimali bulunmadığını, davacının 02.03.2017 tarihinde müvekkili bankaya ihtarname gönderdiğini, davacının en geç bu tarihte yapılan işlemden haberdar olduğunu, dava açma süresinin bu tarihte başlayıp zamanaşımına uğradığını, davacının yapılan işlemin geçersizliğini ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, işbu davanın yanlış kişiye yöneltildiğini, bu davanın pasif husumet yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunun; Davacının … 1. İcra Müdürlüğünün … E – … 25 İcra Müdürlüğünün …E – … 14 İcra Müdürlüğünün … E – … 14 İcra Müdürlüğünün …E sayılı dosyalarında dava dışı … A.Ş alacaklısı olup İİK 120/2 maddesi uyarınca alacağın tahsili için devrine dair almış olduğu yetkiye istinaden HMK 53 md uyarınca davayı takip yetkisi kazandığı, dava dışı … şirketinin geçersiz talimatını davalı bankanın bu talimatın geçersiz olduğunu bilmesine rağmen gerçekleştirerek usulsüz para transferleri yapılmasına yol açtığını ve dava dışı … şirketinin 16/02/2017 ve 20/02/2017 tarihinde olmak üzere toplamda 800.787,00 TL zarara uğrattığından bahisle bu bedelin bahse konu dosya borçlarının ödenmesi talebinde bulunmuş olup taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalıya usulünce tebligatın yapılıp yapılmadığı bu kapsamda sunulu cevabın süresinde olup olmadığı, cevap dilekçesi ile ileri sürülen yetki – zaman aşımı ve husumet itirazlarının yerinde olup olmadığı, dava dışı … şirketinin davalı bankayı 29/03/2017 tarihinde yapmış olduğu ibranın davayı ne şekilde etkilediği ve illiyet ilişkisini kesip kesmediği bu kapsamda davacının dava konusu alacaklar kapsamında davalıdan alacak hakkının bulunup bulunmadığı varsa miktarı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, …. 1.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, … 25.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası celp edilerek dosya arasında alınmış, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişiler Bankacı …, Öğretim Üyesi …, Öğretim Üyesi … tarafından düzenlenen 09/06/2023 tarihli bilirkişi raporunda; Borçlu şirketi zarara uğrattığı iddia edilen 16.02.2017 tarihli talimat yazılarında yalnızca …’a ait imza; 20.02.2017 tarihli talimat yazısında ise hem …’a hem de …’a ait olduğu değerlendirilen bir çift imza bulunduğu, 16.02.2017 tarihli talimat yazılarında imzası bulunan …’ın işlem tarihinde borçlu şirketi temsil etmeye münferiden yetkili olmadığı, dava dışı …’un borçlu şirketin yönetim kurulunda görev yapan …’un vefatı üzerine bu göreve aynı yetkilerle getirilen bir kişi olduğu, bu görevlendirmenin borçlu şirketin 14.02.2017 tarihli Yönetim Kurulu Kararına istinaden yapıldığı, ancak borçlu şirketin hissedarlarından dava dışı … tarafından dava dışı …’un görevlendirilmesine ilişkin 14.02.2017 tarihli Yönetim Kurulu Kararının hükümsüz olduğunun tespit edilmesi için … 8. Asliye Mahkemesinin …E. sayılı dosyası üzerinden dava ikame edildiği, ilgili yargılama sonucunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin önüne giden uyuşmazlıkta İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi tarafından (uyuşmazlığın esasına yönelik olarak) 14.02.2017 tarihli Yönetim Kurulu Kararının TTK m. 391 uyarınca batıl olduğuna karar verildiği, dava dışı …’un görevlendirilmesine ilişkin 14.02.2017 tarihli Yönetim Kurulu Kararının TTK m. 391 uyarınca batıl olduğuna karar verilmiş olması dolayısıyla dava dışı …’un imzalarının bulunduğu 20.02.2017 tarihli talimat yazısının ve davalı bankanın ibrasına ilişkin 29.03.2017 tarihli Yönetim Kurulu kararının geçerliliğinden söz edilemeyeceği, ancak dosya mevcudundan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi tarafından verilen 13.02.2020 tarih ve 2018/1695 E., 2020/168 K. sayılı kararının kesinleşip kesinleşmediği konusunda bir tespitte bulunulamadığı, bu kararın akıbetinin somut uyuşmazlıkla yapılacak değerlendirmeler için önem arz ettiği, zira 14.02.2017 tarihli Yönetim Kurulu Kararının batıl olduğunu tespit eden bu kararın Yargıtay tarafından bozulması halinde hem 20.02.2017 tarihli talimat yazısının hem de 16.02.2017 tarihli talimat yazılarının geçerliliğinin yeniden tartışmaya açılabileceği, bu tartışmanın davalı bankanın ibrasına ilişkin 29.03.2017 tarihli Yönetim Kurulu kararının yetkisiz bir işleme sonradan icazet verilmesi olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği noktasında olacağı, o halde, borçlu şirketin imza sirkülerine uygun olmayan talimatları işleme almak suretiyle yapılan para transferlerinden davalı bankanın sorumlu olup olmayacağının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi tarafından verilen 13.02.2020 tarih ve 2018/1695 E., 2020/168 K. sayılı kararının akıbetine bağlı olarak değişebileceği belirtilmiştir.
Bilirkişiler Bankacı …, Öğretim Üyesi …, Öğretim Üyesi … tarafından düzenlenen 25/08/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda; dava dışı …’un görevlendirilmesine ilişkin 14.02.2017 tarihli Yönetim Kurulu Kararının batıl olduğunun tespitine ilişkin kararın 01.07.2020 tarihinde kesinleştiği, davalı bankanın, dava dışı borçlu şirketin 16.02.2017 tarihli talimat yazılarını dava dışı borçlu şirketi temsil ve ilzama yetkili olmayan bir kişinin imzasına istinaden yerine getirdiğinin anlaşıldığı, zira bahsi geçen 16.02.2017 tarihli talimat yazılarında yalnızca dava dışı …’ın imzasının bulunduğu, bu talimatın verildiği tarihte dava dışı …’ın dava dışı borçlu şirketi tek başına temsil etmeye yetkili olmadığı, her ne kadar dava dışı borçlu şirket 29.03.2017 tarihli Yönetim Kurulu Kararıyla dava dışı …’ın imzaladığı 16.02.2017 tarihli talimat yazılarına sonradan icazet verilmiş gibi gözükse de bu adi yazılı belgenin altında dava dışı …’un da imzasının bulunduğu, dava dışı …’un yönetim kurulu üyeliği sıfatının hükümsüzlüğü kesinleşen bir mahkeme kararıyla tespit edilmiş durumda olduğundan, 29.03.2017 tarihli Yönetim Kurulu Kararının geçersiz bir işleme sonradan icazet verilmesi olarak kabul edilebilmesinin mümkün gözükmediği, davacı vekili tarafından 20.02.2017 tarihli talimat yazısı altındaki ikinci imzanın dava dışı …’a ait olmadığına yönelik de itirazda bulunulduğu, davacı vekilinin bu itirazına bağlı olarak ilgili talimatın geçerliliğinin yeniden tartışmaya açıldığı, zira 20.02.2017 tarihli talimatta iki ayrı imza bulunduğu, söz konusu talimatın altındaki imzalardan birinin borçlu şirketi müştereken temsile yetkili …’a ait olduğu anlaşılmasına karşın diğer imzanın kime ait olduğunun tespit edilemediği, ilgili talimatta …’a ait bir imza bulunması bu talimatın geçerli sayılması için tek başına yeterli olmadığından ve …’ın yanındaki imzanın borçlu şirketi temsile bir başka müşterek yetkili kişi tarafından atılıp atılmadığı belirsiz olduğundan 20.02.2017 tarihli talimatın geçerliliği noktasında herhangi bir tespitte bulunulamadığı, İİK m. 120/1 hükmündeki düzenlemenin, borçlunun üçüncü kişideki alacağının, ödeme yerine geçmek üzere alacaklılara veya içlerinden bir veya birkaçına devredilebilme imkanı verdiği, bu şekilde gerçekleşen bir devrin kanun gereğince gerçekleşen bir devir niteliğinde olduğu, alacağın ödeme yerine geçmek üzere devrinin, takip edilen alacağı sona erdirici etkisinden dolayı, bu şekildeki bir devrin daha çok çekişmesiz alacaklarda söz konusu olduğu, eğer alacak çekişmeli ise, başvurulacak yolun İİK m. 120/2’de öngörülen tahsil için devir yolu olduğu, anılan hüküm uyarınca, borçluya ait olan tahsilatı talep etme yetkisinin ve gerektiği takdirde dava veya takip yoluna başvurma hakkının kullanılmasının borçlunun alacaklısına/alacaklılarına devredilebildiği, bu durumda takip borçlusu halen alacak hakkının sahibi olmaya devam ederken, o alacağa ilişkin dava açma ve takip yapma yetkisini yitirdiği, davacının dava dışı borçlu… şirketinden alacaklı olduğu (… 25. İcra Müdürlüğünün… E. ve … 1. İcra Müdürlüğünün … E.) dosyalardan İİK m. 120/2 hükmü uyarınca, haciz koydurulan miktar kadar borçlu şirket adına …’ya karşı dava açma yetkisi aldığı, dolayısıyla somut olayda alacak hakkının sahibi olan kişinin halen dava dışı borçlu … şirketi olduğu, davacının yalnızca bu alacak hakkına dair dava açma ve takip yapma yetkisini kazandığı, davacının İİK m. 120/2 hükmü çerçevesinde almış olduğu dava takip yetkisiyle davanın sonucunda dava dışı borçlu şirket namına bir tahsilat sağlanırsa, sağlanan bu tahsilattan öncelikle … 25. İcra Müdürlüğünün … E. ve … 1. İcra Müdürlüğünün… E. sayılı dosyalarındaki alacağının ödenecek olması noktasında bir imtiyaz elde ettiği, dolayısıyla işbu davada dava dışı … şirketinin davalı bankadan yetkisiz kişilerce imzalanan talimatların karşılığı olan tutar kadar alacak hakkı elde edip etmediğinin tartışılması gerektiği, davalı bankanın, davacının İİK m. 120/2 hükmü uyarınca yetki aldığı dosyalara konu edilen alacağın muvazaalı olduğu iddiasında bulunduğu, ancak davalı bankanın davacının İİK m.120/2 hükmüne göre yetki belgesi aldığı icra dosyalarına konu alacakların muvazaalı olduğu iddiasını ayrı bir dava üzerinden ileri sürmesi gerektiği belirtilmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları ibraz edilen deliller, bilirkişi rapor ve ek raporu ile Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Davacı vekili tarafından davacının dava dışı … A.Ş.’den kesinleşen icra takip dosyaları nedeniyle alacaklı olduğunu ve alacaklı olduğu icra dosyalarından İİK m. 120/2’ye istinaden yetki alarak dava takip yetkisi kazandığını ve söz konusu yetkiye istinaden işbu davanın açıldığı, dava dışı … şirketinin davalı bankanın … şubesinde hesabı bulunduğu, borçlu şirketin 13.11.2014 tarihli TTSG’de yayınlanan ilana göre ilan tarihinden itibaren 3 yıl süreyle … ve …’un müşterek imzasıyla temsil edilmesi gerekmesine rağmen davalı bankanın borçlu şirketi tek başına temsil yetkisi olmayan …’ın imzasıyla para transferleri gerçekleştirdiği ve söz konusu para transferleriyle borçlu şirketin 800.787,00 TL zarara uğratıldığı zarara uğrayan borçlu şirketin zarar tutarı kadar davalı bankadan alacaklı hale geldiği borçlu şirketin zararının karşılanması için davalı bankaya gönderilen 15.09.2021 tarihli ihtarnamenin de sonuçsuz kaldığı belirterek davalının müvekkilinin alacaklı olduğu … 1. İcra Müdürlüğünün … E., … 25. İcra Müdürlüğünün … E., … 14. İcra Müdürlüğünün … E. ve … 14. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyalarında kayıtlı borcun tamamını ödemeye mahkum edilmesini talep ettiği dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Davanın dayanağını oluşturan; … 1. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı Dosyası ile; davacı dava dışı … A.Ş.’den alacak miktarı ve sebebi olarak ,
Asıl Alacak 30.731,00 TL
İşlemiş Faiz 7.797,25 TL
Yargılama Gideri 876,20 TL
İşlemiş Faiz 13,61 TL
Yargılama Gideri 895,90 TL
İşlemiş Faiz 13,92 TL
İlam Vekalet Ücreti 3.687,72 TL
% 0,30 Komisyon 57,29 TL
Toplam 44.072,89 TL“… 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.12.2019 tarih, … E. ve… K. sayılı ilamı”
… 25. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı Dosyası:
60.000,00 TL’ “cari hesap alacağı”
… 14. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı Dosyası:
Asıl Alacak 133.000,00 TL
İşlemiş Faiz 169.143,00 TL
Toplam 302.143,00 TL “cari hesap alacağı”
… 14. İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı Dosyası ile
Asıl Alacak 117.739,00 TL
İşlemiş Faiz 152.185,00 TL
Toplam 269.924,00 TL “Ekli harcama evrakları, makbuzlar ve tediye dekontları” olarak açıklandığı görülmüştür.
Davacı vekilince, borçlu şirketi zarara uğrattığı iddia edilen davalı bankanın ibrasına ilişkin 29.03.2017 tarihli Yönetim Kurulu kararının yetkisiz bir işleme dayandığı belirtilerek Şirket tarafından bankaya gönderilen 16.02.2017 tarihli talimat yazılarında yalnızca …’ın imzası, 20.02.2017 tarihli talimat yazısında ise hem …’ın hem de …’un imzası bulunduğu, 16.02.2017 tarihli talimat yazılarında imzası bulunan …’ın işlem tarihinde borçlu şirketi temsil etmeye münferiden yetkili olmadığı ileri sürülmüştür.
Dava konusu işlemlerin gerçekleştiği 16.02.2017 ve 20.02.2017 tarihlerinde, dava dışı …’ın borçlu şirketin A grubu imza yetkilisi; dava dışı …’un ise B grubu imza yetkilisi olduğu, bahse konu isimlerden …’un 24.01.2017 tarihinde vefat ettiği, borçlu şirketin 14.02.2017 tarihli genel kurul kararıyla yeni imza yetkililerinin belirlenerek dava dışı … borçlu şirketin yönetim kuruluna atandığı, gerek 20.02.2017 tarihli talimat yazısında gerekse davalı bankanın ibrasına ilişkin 29.03.2017 tarihli Yönetim Kurulu kararında dava dışı …’un imzasının bulunduğu , borçlu şirketin imza sirkülerine uygun olmayan talimatları işleme almak suretiyle yapılan para transferlerinden dolayı davalı bankanın sorumlu olup olmayacağı davanın dayanağını oluşturmaktadır.
Borçlu şirketin hissedarlarından dava dışı … tarafından dava dışı …’un görevlendirilmesine ilişkin 14.02.2017 tarihli Yönetim Kurulu Kararının hükümsüz olduğunun tespiti için açılan … 8. Asliye Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile yapılan yargılama neticesinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 13.02.2020 tarih ve 2018/1695 E., 2020/168 K. sayılı kararının Yönetim Kurulu Kararının TTK m. 391 uyarınca batıl olduğuna karar verildiği ve hükmün 01/07/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda Borçlu şirketi zarara uğrattığı iddia edilen 16.02.2017 tarihli talimat yazılarında yalnızca …’a ait imza; 20.02.2017 tarihli talimat yazısında ise hem …’a hem de …’a ait çift imza bulunduğu, 16.02.2017 tarihli talimat yazılarında imzası bulunan …’ın işlem tarihinde borçlu şirketi temsil etmeye münferiden yetkili olmadığı bu nedenle 20.02.2017 tarihli talimat yazısı gerekse davalı bankanın ibrasına ilişkin 29.03.2017 tarihli Yönetim Kurulu kararının batıl olduğu anlaşılmıştır.
İİK m. 120 maddesi uyarınca borçlunun üçüncü kişideki alacağı, ödeme yerine geçmek üzere alacaklılarından birine veya birkaçına devredilebilmektedir (İİK m.120/1). Bu devir, kanun gereğince gerçekleşen bir devir niteliğinde olup alacağın ödeme yerine geçmek üzere devrinin, takip edilen alacağı sona erdirici etkisinden dolayı, bu şekildeki bir devir daha çok çekişmesiz alacaklarda söz konusu olabilir. Eğer alacak çekişmeli ise, o zaman başvurulacak yol İİK m. 120/2’de öngörülen tahsil için devir yoludur . Anılan hüküm uyarınca, borçluya ait olan tahsilatı talep etme yetkisi ve gerektiğinde dava veya takip yoluna başvurma hakkının kullanılması, borçlunun alacaklısına/alacaklılarına devredilebilmektedir.
İİK m. 120/2 hükmü uyarınca alınan yetkiyle, takip borçlusu halen alacak hakkının sahibi olmaya devam ederken, o alacağa ilişkin dava takip yetkisini yitirmektedir. Burada hak sahibi takip borçlusu iken, kural olarak haciz işlemiyle tasarruf yetkisi ortadan kalkmayan borçlunun, bu tasarruf yetkisi ve buna bağlı olarak takip yetkisi takip alacaklıları tarafından kullanılmaktadır .
Davacının elinde bulunduğu bu yetki belgesi sayesinde elde etmiş olduğu imtiyaz, bu yetki belgesine dayalı olarak açtığı dava veya yaptığı bir takip sonucunda dava dışı borçlu şirket namına bir tahsilat sağlanırsa, sağlanan bu tahsilattan öncelikle … 25. İcra Müdürlüğünün… E. , … 1. İcra Müdürlüğünün … E. ,… 14. İcra Müdürlüğünün … E., … 14. İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyalarındaki alacağın ödenecek olmasıdır. Dolayısıyla, işbu davada tartışılması gereken esas mesele, dava dışı … A.Ş.’nin yetkisiz kişilerce imzalanan talimatları işleme alan davalı bankadan bu talimatların karşılığı olan tutar kadar alacak hakkı elde edip etmediği ve davacının kendi adına dava dışı … A.Ş.’nin davalı bankadan, yetkisiz kişilerce imzalanan talimatların işleme alınması dolayısıyla alacaklı olup olmadığı ve kendi adına dava açıp açamayacağıdır.
Davacının dava dışı borçlu … şirketinden alacaklı olduğu … 25. İcra Müdürlüğünün …E. , … 1. İcra Müdürlüğünün … E. ,… 14. İcra Müdürlüğünün …E., … 14. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyalardan İİK m. 120/2 hükmü uyarınca, haciz koydurulan miktar kadar borçlu şirket adına …’ya karşı dava açma yetkisi aldığı ancak somut olayda alacak hakkının sahibi olan kişinin halen dava dışı borçlu … şirketi olduğu, davacının yalnızca bu alacak hakkına dair dava açma ve takip yapma yetkisini kazandığı, davacının İİK m. 120/2 hükmü çerçevesinde almış olduğu dava takip yetkisiyle davanın sonucunda dava dışı borçlu şirket namına bir tahsilat sağlanırsa davacının alacaklı olduğu dosyalarındaki alacağının ödenecek olması noktasında bir imtiyaz elde etmiş olup, somut olayda davacının alacak talebinin dayanağını davalı bankanın dava dışı …’a ait talimatları yetkisiz temsilcinin imzasıyla yerine getirmiş olmasından kaynaklı olarak davalı bankanın dava dışı …’a tazmin borcu olduğu iddiasının oluşturduğu, dolayısıyla işbu davada dava dışı … şirketinin davalı bankadan özen yükümlülüğüne aykırı davranarak yetkisiz kişilerce imzalanan talimatların karşılığı olan tutar kadar alacak hakkı elde etme iddiasında olan davacının aktif dava ehliyetiinin bulunmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Aktif husumet yokluğu nedeni ile davanın REDDİNE,
2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 269,85-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 11.546,78-TL harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan 11.276,93-TLharcın davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 17.900,00TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-İstanbul Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk tarife bedelinin, davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/09/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI /
11.546,78-TL PEŞİN HARÇ
269,85-TL KARAR HARCI
11.276,93-TL TALEP HALİNDE İADE HARÇ