Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/3 E. 2022/785 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/3
KARAR NO : 2022/785

DAVA : İtrazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/10/2020
KARAR TARİHİ : 03/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … tarafından, müvekkili banka nezdinde çek hesabı/hesapları açıldığını, bu hesaplar üzerine davalı-borçlular tarafından çekin/çeklerin keşide edildiği, işbu çeklerin muhtelif hamiller tarafından ibraz edildiğinde ise yeterli karşılığı bulunmaması sebebiyle; ilgili kanun hükümleri gereğince müvekkilinin hamillere ödemekle yükümlü olduğu sorumluluk bedellerinin müvekkili tarafından ödenmek durumunda kalındığı, davalı-borçlu ilgili kanun hükümleri ve müvekkili banka ile arasındaki sözleşme gereğince, müvekkilinin ödemesine sebebiyet verdiği sorumluluk bedellerinden sorumlu olduğunu, işbu hususun davalı tarafa ihtar edildiğini, ilgili sorumluluk bedelleri ile ilgili davalı tarafından müvekkile herhangi bir ödeme yapılmadığını, işbu ödenmeyen borç nedeniyle müvekkili tarafından alacağını tahsil etmek amacıyla davalı aleyhine … 28. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra dosyasına itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, müvekkili ile davalı arasında hukuki ihtilafın çözülmesi amacıyla arabuluculuk bürosuna başvurulduğu, taraflar arasına anlaşma sağlanamadığını iddia ve beyan ederek davanın kabulüne, davalının … 28. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptali ile duran icra takibinin kaldığı yerden devamına, davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava ön şartı olan arabuluculuk süresi ve arabuluculuk tutanağına itiraz ettiklerini, arabuluculuk sürecinin usulüne uygun olarak yapılmadığını ve tamamlanmadığını, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkiline arabuluculuk görüşmesi için usulüne uygun bir davet yapılmadığını ve müvekkilin arabuluculuk görüşmesinin yapılacağı gün ve saatten haber olmadığını, dosyaya ibraz edilen arabuluculuk son tutanağında; müvekkilinin arabulculuk görüşmesine katılmadığı, arabulculuk davetinin … nolu taahhütlü mektup ile müvekkile gönderildiğinin belirtildiğini, söz konusu gönderi barkodunun PTT sorgusu yapıldığında, müvekkile gönderildiği iddia edilen davet mektubunun tebliğ edilemediği ve iade edildiğinin görüldüğünü, müvekkilinin uzun yıllardır dava dilekçesinin tebliğ edildiği adreste yaşamakta olduğunu, barkod sorgusunda, davet mektubunun hangi adrese gönderildiğinin de anlaşılamadığını, icra emrinin, dava dilekçesinin, tebliğ edildiği adrese arabuluculuk davet mektubunun tebliğ edilmediğini ve müvekkilinin gıyabında arabuluculuk yapılmadığını, dolayısı ile müvekkiline usulüne uygun bir arabuluculuk davet mektubu tebliğ edilmediğini ve müvekkilinin yokluğunda arabuluculuk görüşmesi yapıldığını ve tutanak düzenlendiğini, arabuluculuk tutanağı ile huzurdaki davanın açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava ön şartının yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinden talep edilen alacağın, müvekkili aleyhinde 2019 yılında yapılan icra takibi ile talep edilmiş olduğunu, 2019 yılına kadar müvekkilinin temerrüde düşürecek herhangi bir işlem yapılmadığını, 2019 yılı itibari ile davacının alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının, gerek icra dosyasında, gerek dava dosyasında, müvekkilinden talep ettiği alacak ile ilgili olarak açık ve net bir bilgi vermediğini, sorumluluk bedeli ile ilgili olarak, talep ettiği bedelin, kaç adet ve hangi çeklere ait olduğunun belirtilmediğini, davacının, iddialarını ispata yönelik hiçbir delil sunmadığını, müvekkilinin, davacı bankadan almış olduğu çeklerle ilgili sorumluluk bedellerinin, müvekkilinin banka hesabında bulunduğunu ve/veya yatırıldığını, davacının, müvekkilinden herhangi bir alacağının bulunmadığını iddia ve beyan ederek davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, davacı tarafın ticaret sicil kaydı, banka kayıtları, genel kredi sözleşmesi, çek hesap kayıtları ve bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına dair 09/06/2022 tarihli celsede karar verilmiş, 02/09/2022 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; davacı banka ile davalı arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında davalıya 200.000,00 TL limit tahsis edildiği, bankanın 5941 sayılı Çek Kanunu çerçevesinde çek kullandırdıkları müşterilerinin keşide etmiş oldukları ancak karşılığı bulunmayan veya yetersiz kalan her bir çek yaprağı için, keşideci dışındaki hamile, bankanın TCMB tarafından belirlenen miktarlarda ödeme yapmak zorunda olduğu, bankaya ibraz edilen 18 adet çek yaprağı nedeniyle farklı tarih ve tutarlarda banka tarafından hamillere ödeme yapıldığı, banka tarafından yapılan ödemeler için ödeme tarihinden takip tarihine kadar işleyen faiz ve ferileri ile bankanın … 28. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında 22/07/2019 takip tarihi itibariyle 18.180,00 TL asıl alacak, 48,56 TL işlemiş faizi ve %5 BSMV toplamı 9,09 TL olmak üzere toplam 18.237,65 TL talep edildiği, yapılan inceleme neticesinde davacı bankanın 18.180,00 TL asıl alacak, 14.976,54 TL işlemiş faizi ve %5 BSMV toplamı 748,83 TL olmak üzere toplam 33.905,37 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, takip talebi ile bağlı kalındığında alacağın 18.237,65 TL olarak hesaplandığını, hesaplanan anapara tutarının, davacı banka tarafından sunulan hesap ekstreleri ve ödeme planlarına uyumlu olduğu, hesaplamanın, finans matematiği ile işleyen Kar – Anapara x Gün x Kar Oranı / 36.000 formülü ile yapıldığı, bankanın takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar takipte; yıllık %19,50 avans faizi ve faizin gider vergisini talep edebileceği, tarafların masraf, vekâlet ücreti, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin mahkememiz takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamındaki çek sorumluluk bedeli ödemelerinin tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin; 04/03/2021 tarih, 2020/581 Esas ve 2021/197 Karar sayılı davanın usulden reddine ilişkin verilen karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi’nin 04/11/2021 tarih, 2021/1138 Esas ve 2021/1304 Karar sayılı ilamıyla kararın kaldırılmasına dair karar verilmiş ve dosyanın mahkememizin 2022/3 Esas sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
… 28. İcra Dairesi’nin …Esas sayılı genel haciz yoluyla ilamsız takip dosyasının incelemesinde, alacaklının dosyamız davacısı Müflis … Bankası A.Ş. İflas İdaresi, borçlunun dosyamız davalısı … oldukları, alacak tutarının 18.180,00 TL asıl alacak, 48,56 TL Faiz ve 9,09 TL BSMV olmak üzere toplam 18.237,65 TL olduğu, ödeme emrinin 07/10/2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 15/10/2019 tarihinde borca ve takibe itiraz ettiği, 21/10/2019 tarihli tensip tutanağı ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
İcra takibindeki borca itiraz dilekçesinin takip alacaklısı vekiline tebliğ edilememesi ve dava tarihi dikkate alındığında iş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının çek sorumluluk bedeli ödemeleri nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının icra takibine vaki itirazını iptalinin gerekip gerekmediği, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, tarafların İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca ayrı ayrı tazminat talep edip edemeyecekleri hususlarına ilişkindir.
6098 sayılı TBK’nun 146. Maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresinin çek sorumluluk bedellerinin ödenme tarihlerinde icra takip tarihine kadar dolmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin cevap dilekçesinde ileri sürdüğü zamanaşımı defisinin reddine dair 03/11/2022 tarihli celsede karar verilmiştir.
Davacı bankanın … şubesi ile davalı … arasında 18/01/2012 tarihinde 200.000,00 TL tutarında genel kredi sözleşmesi akdedilmiş, davacı banka tarafından davacıya çek defteri verilmiş, bu çek defteri kapsamında davalı tarafça keşide edilen çeklerden 18 adedinin karşılığının bulunmaması nedeniyle davacı banka tarafından yasal çek sorumluluk tutarları ilgili taraflara ödenmiştir. Davalı taraf bu kapsamda ihtarname tebliğ edildiği bildirilmiş ise de davacı tarafça ihtarname evrakının tebliğine dair belgenin sunulmaması nedeniyle davalının takip tarihinde temerrüte düşürüldüğü anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 17. Maddesi ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/19-1650 Esas 2019/507 Karar sayılı içtihadı, çek sorumluluk tutarının bağlandığı hesaba ilişkin Merkez Bankası’nca belirlenen KMH akdi ve temerrüt faiz oranları ve bilirkişi tarafından belirlenen akdi faiz oranının ve temerrüt faiz oranının davacı talebinde yer alan %19,50 avans faiz oranından yüksek olması nedeniyle talep bağlı kalınarak davacı tarafın icra takibinde talep ettiği avans faiz oranının doğru olduğu kanaatine varılmıştır.
02/09/2022 tarihli itibar edilen bilirkişi raporuna göre de davacı bankanın takip tarihi itibariyle 18.180,00 TL asıl alacak, 48,56 TL Faiz ve 9,09 TL BSMV olmak üzere toplam 18.237,65 TL toplam alacağının bulunduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle, davanın kabulü ile, davalı tarafından … 28. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takibine yapılan itirazın iptali ile, takibin takip talebindeki koşullar ile devamına karar verilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının kayıtlara dayalı likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğu kanaati ile, İİK’nın 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 18.237,65 TL’nin takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir. Davanın kabul edilmiş olması bu nedenle de İK’nın 67/2. Maddesindeki yasal şartların oluşmamış olması dikkate alınarak davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kabulü ile, davalı tarafından … 28. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takibine yapılan itirazın iptali ile, takibin takip talebindeki koşullar ile devamına,
2-İİK’nın 67/2. maddesi gereği itirazın iptaline karar verilen 18.237,65 TL’nin takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 1.245,81 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. fıkrası ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan; 1.000,00 TL bilirkişi raporu masrafı, 133,00 TL tebligat gideri ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.133,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
9-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, davacı yönünden HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin, davalı yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/11/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*