Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/291 E. 2023/826 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/291 Esas
KARAR NO : 2023/826

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2022
KARAR TARİHİ : 30/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 20/03/2018 tarihli Akaryakıt Satış Sözleşmesi ve 24/02/2020 tarihli Yemek Kartı Satış Sözleşmesi’nin imzalandığını, müvekkili şirket tarafından üye kuruluşlar vasıtası ile müşteri şirket personeline elektronik ödeme kartı ile yemek yeme ve akaryakıt alma olanağı sağladığı sistem, hizmet ve bu hizmetin bedelinin ödenmesine ilişkin şartların işbu sözleşmelerin konusunu oluşturduğunu, işbu davanın konusunu oluşturan alacağın yukarıda belirtilen sözleşmelerden doğan alacaklara ilişkin kesilmiş faturalardan kaynaklandığını, müvekkili şirketin tüm sözlü ve yazılı uyarılarına rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için … 21.İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu şirketin borca ve yetkiye itiraz ederek takibi durdurduğunu, işbu itiraz üzerine arabuluculuk sürecinin … dosya numarası ile tamamlandığını, taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesi ile İstanbul Mahkemeleri ve Müdürlüklerinin yetkili kılındığını, davalı şirketin borcu olmadığına dair beyanlarının kötü niyetli ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyanla davalının … 21.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazının asıl alacak yönünden iptaline, takibin 13.547,92-TL asıl alacak ve fer’ileri üzerinden devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 10/10/2022 tarihli dilekçesi ile; eldeki davanın 13.547,92-TL üzerinden açıldığını, huzurdaki davada takip öncesinde işleyen faiz yani vade farkının talep edilmediğini, nihai olarak huzurdaki davada netice-i taleplerinin icra dosyasına yapılan itirazın 13.547,92-TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin işbu tutar üzerinden devamına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalıya yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davayı takip etmediği gibi yazılı bildirimde de bulunmadığından, HMK’nın 128.maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
KANITLAR /
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, davacı şirketin İTO kaydı dosyamız arasına alınmış, davalı şirketin ticaret sicil kaydı celbedilmiş, davalı şirketin BA, davacı şirketin BS formları celbedilmiş, … 21.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası UYAP sisteminden celbedilmiş, tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizin 20/10/2022 tarihli duruşmasında; ”Davalı/borçlu vekilinin icra dairesine yetki itirazının, davanın bir miktar para alacağının tahsili talebine ilişkin başlatılmış icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin olması davalının davacı ile aralarında olan akdi ilişkiyi kabul etmiş olması HMK’nun 10. ve TBK’nun 89. maddeleri gereğince davacı alacaklının bulunduğu yer mahkemelerinin yetkili olması nedeniyle davacının yerleşim yerinin de İstanbul İli Sarıyer İlçesi olması ve yetki itirazında yetkili icra dairesinin de gösterilmemesi gözetilerek icra dairesinin yetkili olması nedenleriyle reddine” karar verilmiştir.
Mahkememizin 20/10/2022 tarihli duruşmasının (2) numaralı ara kararı ile; “… Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak;
-Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için davalının 2021 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde talimat mahkemesince re’sen seçilecek SMMM bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmasına” dair karar verilmiş ve işbu doğrultuda yazılan talimata …ara 3 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/01/2023 tarih ve … talimat sayılı yazısı ile “…davalı tarafa davaya konu tüm 2021 yılına ait ticari defterler ve belgeleri inceleme gün ve saatinde mahkememizde hazır etmesi konusunda ihtarlı davetiye çıkartıldığı, çıkarılan tebligatın tebliğ olunarak döndüğü, Ticari defter ve belgelerin mahkememize ibraz edilmediği anlaşılmakla; talimat evrakının bila ikmal mahal mahkemesine iadesine” karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 08/06/2023 tarihli duruşmasının (4) numaralı ara kararı ile; “Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için davacının 2021 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde Mahkememizce re’sen seçilecek bir SMMM bilirkişi vasıtası ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına” dair karar verilmiş ve işbu doğrultuda SMMM bilirkişisi… tarafından tanzim edilen 05/10/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
-Davacı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md.222) sahipleri lehine delil niteliklerinin bulunduğu,
Davacı yasal defter kayıtlarına göre 21/09/2021 takip tarihi itibari ile davacı asıl alacağının 13.547,85 TL’si olduğu,
-Sayın Mahkemenin ara kararına rağmen davalı tarafın defterlerini ibraz etmediği, nazara alındığında davacının alacak kayıtları içeren ticari defterlerinin lehine delil teşkil edebileceği,
-Davalının davacı taraf ile kurduğu ticari ilişki kapsamında tanzim edilen takibe konu edilen e-faturalar ile ilgili tarafların Ba Bs mutabakatının (5.000,00 TL Limitini aşanlar ve takibe konu edilenler) olduğu, Haziran ayına ilişkin olarak tüm faturalar sunulmadığından aradaki mutabakatsızlığın belirlenemediği ancak davalı tarafın itiraz dilekçesinde cari hesap ekstrası içeriği e-faturaların içeriği mal ve/veya hizmetleri almadığına dair bir itirazının bulunmadığı dikkate alındığında davalının takip dayanağı hesap ekstrelarında yer alan faturalar içeriği mal ve/veya hizmetleri aldığına dair kabulü olarak değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca inceleme gününde defter ve belge ibraz etmediği ve davacının sahibi lehine delil niteliği bulunan yasal defterlerinde takibe konu alacağın aynen kayıtlı olduğu dikkate alındığında 21.09.2021 takip tarihi itibari ile Davalı taraftan 13.547,85 TL’si asıl alacaklı olduğunun ispatlandığı,
Davalı tarafın TBK. m 117 uyarınca rapor içeriğinde ayrıntısı verildiği üzere 21.09.2021 Takip tarihi itibari ile mütemerrit olduğu nazara alındığında takip tarihi öncesinde işlemiş faiz tahakkukunun mümkün olmadığı,
21.09.2021 tarihli 14.410,30-TL’lik takip miktarı ile karşılaştırıldığında 853,45-TL’lik fark olduğu, bu farkın işlemiş faizden kaynaklandığı, davacının iş bu davada itirazın iptalini istediği tutarın 13.547,85 TL olduğu nazara alındığında iş bu dava ile birlikte faiz talebinden vazgeçmiş olabileceğinin dikkate alınması gerektiği,
Bu itibarla takibin 13.547,85-TL’si üzerinden devamı ile davalının mütemerrit olduğu nazara alınmak suretiyle 21.09.2021 takip tarihinden itibaren talep doğrultusunda davacı asıl alacağı 13.547,85-TL’sine davacı talebi doğrultusunda 3095 Sy.K.nun 4489 Sy.K.nun ile değişik 2.Maddesi gereğince T.C Merkez Bankası tarafından dönemde Kısa Vadeli Avans Kredilerine uygulanan faiz oranları (01.01.2021-31.12.2021 tarihleri arası %16,75; 01.01.2022-31.12.2022 arası %15,75; 01.01.2023-30.06.2023 arası %10,75; 01.07.2023 sonrası %16,75) üzerinden basit usulde(3095 Sy.K.m3)temerrüt faizi tahakkukunun uygun olacağı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu teknik açıdan yeterli, denetime açık ve bilimsel verilere dayalı görülerek Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE /
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
… 21.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyanın dosyamız arasına alındığı ve takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 14.401,30-TL alacağın ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalının yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İİK’nun 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
HMK’nun 320/2.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının, davaya konu ve icra takibine dayanak olan açık hesaba konu faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacağının varlığı ve miktarı, temerrüt, işlemiş faiz ve icra-inkar tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı ile davalının icra takibine vaki itirazının haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (MK m.6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m.190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasında TTK’nın 89.maddesinde tanımlandığı şekilde yazılı bir cari hesap sözleşmesi yapılmamıştır. Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından aradaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle de davacı taraf bu açık hesap ilişkisi nedeniyle alacağı talep edebilir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25/04/2018 tarihli, 2017/19-903 esa, 2018/974 karar, 28/03/2018 tarihli 2017/19-1634 esas, 2018/633 karar, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 30/10/2018 tarihli 2016/20574 esas, 2018/5306 karar, 18/04/2016 tarihli 2015/15462 esas, 2016/6686 karar sayılı ilamları da bu yöndedir.
Takibe konu cari hesap ekstresinin kaynağı ise fatura alacağıdır. Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle bu alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.
Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizce ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre usulüne uygun tutulmuş davacı tarafın ticari defter ve belgeleri itibariyle davacı, davalı taraftan takip tarihi itibariyle 13.547,85-TL alacaklıdır. Zira incelenen davacı şirketin ticari defterlerinden de anlaşılacağı üzere taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davalı şirketin tarafına düzenlenen faturaların davalı tarafa iletilmiş olduğu, davalı tarafın ilgili faturaları sistemde kabul etmiş olduğu, davalı şirketin tarafına düzenlenen faturalara 8 gün içerisinde itiraz etmediği ve bu faturaları iade etmediği, ayrıca işbu faturalara konu hizmeti ve/veya ürünleri almadığına yönelik bir beyanının da bulunmadığı tespit edilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında; davaya konu ve takibe dayanak olan faturaların davalı tarafa iletilmiş olması, davalı tarafın ilgili faturaları sistemde kabul etmiş olması başka bir deyişle iade edilmemiş olması, davalı şirketin tarafına düzenlenen faturalara 8 günlük yasal süre içerisinde itiraz etmemesi, yine işbu faturalara konu hizmeti ve/veya ürünleri almadığına yönelik bir beyanının da bulunmaması, yine işbu faturaların davacı şirketin BS formunda, davalı şirketin ise BA formunda yer alması ile Mahkememizce ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre HMK’nun 222/3.Maddesi de dikkate alınarak davacının üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getirdiği ve alacağın(13.547,85-TL) ispat edildiği anlaşılmıştır. Davalının bu durumda, bu bedele ilişkin varsa ödeme hususunu ispat etmesi gerekir. Davalının bu alacak yönünden ödeme savunması da bulunmamaktadır.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.İİK’nın 67/1.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının kayıtlara dayalı likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğu kanaati ile, İİK’nın 67/2.maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 13.547,85-TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalının … 21.İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 13.547,85-TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin 13.547,85-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek ticari avans faizi yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin ise reddine,
2-Hükmolunan 13.547,85-TL’nin %20’si oranında (2.709,59-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 925,45-TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 159,36-TL harcın mahsubu ile mahsubu ile bakiye 766,09-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Kabul edilen miktar yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 13.547,85-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı yargılamada kendisini bir vekil ile temsil ettirmediğinden davalı lehine vekalet ücreti hususunda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvuru harcı, 159,36-TL peşin harç, 3.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 411,00-TL posta masrafları olmak üzere toplam 3.651,06-TL yargılama giderinden kabul red oranına göre (%99) 3.614,54-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-… Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk tarife bedelinin kabul ve red oranına 1.544,4‬0-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
9-… Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk tarife bedelinin kabul ve red oranına 15,60-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
10-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin huzurunda, davalının yokluğunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/11/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸