Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/215 E. 2023/594 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/215 Esas
KARAR NO : 2023/594

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2022
KARAR TARİHİ : 14/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirket tarafından, davalı şirket adına konaklama bedelleri için fatura düzenlendiğini, işbu fatura bedellerinin tahsili amacıyla … 14.İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibinin başlatıldığını, işbu icra takibine davalı şirket tarafından yasal süresi içerisinde 01.11.2021 tarihinde itiraz edildiğini ve icra takibinin durdurulduğunu, akabinde taraflarınca arabuluculuğa başvurulduğunu, … Büro Dosya Numarası ile karşı tarafla anlaşılmaya çalışıldığını, ancak davalı tarafın toplantılara katılmaması nedeniyle anlaşma sağlanamadığını, taraflarınca davalı şirket yetkilileriyle söz konusu borcun ödenmesi adına defalarca görüşmeler gerçekleştirildiğini, davalı taraf şirket yetkililerinin borcu ikrar ederek en kısa süre içerisinde ödeyeceklerini belirtmelerine rağmen ödemeyi gerçekleştirmediklerini, taraflarınca başlatılan icra takibine de haksız şekilde itiraz ederek takibi durdurduklarını beyanla borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın faiziyle tahsiline, takibe itirazın kötü niyetle ikame edildiğinin tespiti ile dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak şartıyla kötü niyet tazminatına (icra-inkar tazminatı) hükmedilmesine ve taraflarına ödenmesine karar verilmesine, davalı yanın, müvekkilinin vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekalet ücretini müvekkile ödemeye hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacı şirketin, cari hesap ilişkisinden kaynaklı olarak alacaklı olduğundan bahisle işbu davayı ikame ettiğini fakat taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunmadığını, davacı tarafından sunulan yazılı bir cari hesap sözleşmesinin de bulunmadığını, taraflardan birinin sadece fatura düzenlemesinin kesin alacak niteliği teşkil etmemekle bu verilen hizmetinde eksik ve kusursuz olarak verilmesi gerektiğini, davacı tarafın müvekkiline kesilen faturalardan kaynaklı hiç hizmet almadığını yada eksik ve kusurlu hizmetler aldığını, bundan dolayı davacı tarafın bu faturalardan herhangi bir ücret talep etmesinin hukuki bir dayanağının bulunmadığını, ayrıca davacı tarafından iddia olunan rakamında gerçeği yansıtmadığını beyanla davanın reddine, davacının yaptığı haksız ve hukuka aykırı icra takibi ve işbu dava ile alacaklının kötü niyeti sabit olduğundan takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra-inkar tazminatına/kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR /
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, taraf şirketlerin İTO kayıtları dosyamız arasına alınmış, … 14.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış, davacı şirketin BS formları, davalı şirketin BA formları celbedilmiş, tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizin 29/09/2022 tarihli duruşmasının (5) numaralı ara kararı ile; “Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için tarafların 2019, 2020 ve 2021 yılları Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde Mahkememizce re’sen seçilecek olan SMMM bilirkişi vasıtası ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına…” dair karar verilmiş ve işbu doğrultuda SMMM bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 09/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
– Davacı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md 222) sahipleri lehine delil niteliklerinin bulunduğu,
– Davacı yasal defter ve cari hesap kayıtlarına göre 20.09.2021 takip tarihi itibari ile davacı asıl alacağının 33.759,95 TL’si olduğu,
– Sayın Mahkemenin 20.09.2022 tarihli kararına rağmen davalı tarafın defterlerini ibraz etmediği nazara alındığında davacının alacak kayıtları içeren ticari defterlerinin lehine delil teşkil edebileceği,
– Davacı tarafça takibe konu hizmetlerin verildiği ayrıca takibe konu edilen mal ve hizmet teslim bedellerine ait faturaların davacı yasal defterlerinde aynen kayıtlı olduğu, davalının cari hesaptan kalan bakiyenin ödendiğine dair herhangi bir vesaik sunmadığı gibi dosya içeriğinde bulunan mutabakat mektubu ile tarafların davacının alacağı konusunda tam mutabakatlarının olduğu, Söz konusu mutabakat sonrasında davalı tarafça yapılan herhangi bir ödemenin dosya kapsamındaki vesaiklere göre tespit edilemediği nazara alındığında davacı tarafın 20.09.2021 takip tarihi itibari ile davalı taraftan 33.759,95-TL’si asıl alacaklı olduğunun ispatlandığı,
– Davalı tarafın TBK. m 117 uyarınca rapor içeriğinde ayrıntısı verildiği üzere, 20.09.2021 Takip tarihi itibari ile mütemerrit olduğu nazara alındığında takip tarihi öncesinde işlemiş faiz tahakkukunun mümkün olmadığı,
20.09.2021 tarihli 33.759,95 TL’lik takip miktarı ile karşılaştırıldığında fazla talebin olmadığı,
Hesaplanan davacı asıl alacağına 33.759,95 TL takip tarihinden itibaren 3095 Sy.K.nun 4489 Sy.K.nun ile değişik 2.Maddesi gereğince T.C Merkez Bankası tarafından dönemde Kısa Vadeli Avans Kredilerine uygulanan faiz oranları 01.01.2021-31.12.2021 arası %16,75; 01.01.2022 sonrası; %15,75 üzerinden basit usulde (3095 Sy.K.m3) temerrüt faizi tahakkukunun uygun olacağı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu teknik açıdan yeterli, denetime açık ve bilimsel verilere dayalı görülerek Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Mahkememizin 18/05/2023 tarihli duruşmasının (3) numaralı ara kararı ile; ”Davacı vekilinin 13/04/2022 teslim tarihli dilekçesinin EK-2’sinde yer alan Mutabakat mektubunun bir sureti eklenerek davalı tarafa isticvap davetiyesi celbine, davetiyeye “Ekli bakiye mutabakat mektubu sureti ile ilgili isticvap edileceksiniz. Belirtilen duruşma gün ve saatinde şirket yetkilinizin duruşmada hazır olması gerekmektedir. Mazeret bildirilmeksizin duruşmada hazır olunmaması halinde ekli bakiye mutabakat mektubu altındaki imzanın şirketiniz yetkilisine ait olduğunu ve bakiye mutabakat mektubunun içeriğini kabul etmiş sayılacağının hususu HMK’nun 171/1 fıkraları uyarınca ihtar olunur” şerhinin eklenilmesine,” karar verildiği, işbu doğrultuda isticvap davetiyesinin davalı şirkete 28/05/2023 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve fakat davalı şirket yetkilisinin 14/09/2023 tarihindeki duruşmaya iştirak etmediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE /
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
… 14.İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyanın dosyamız arasına alındığı ve takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 33.759,95-TL alacağın ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalının yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İİK’nun 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
HMK’nun 320/2 .maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının, davaya konu ve icra takibine dayanak olan açık hesaba konu faturalar nedeniyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacağının varlığı ve miktarı, temerrüt, işlemiş faiz ve icra-inkar tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı ile davalının icra takibine vaki itirazının haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (MK m.6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m.190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasında TTK’nın 89.maddesinde tanımlandığı şekilde yazılı bir cari hesap sözleşmesi yapılmamıştır. Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından aradaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle de davacı taraf bu açık hesap ilişkisi nedeniyle alacağı talep edebilir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25/04/2018 tarihli, 2017/19-903 esa, 2018/974 karar, 28/03/2018 tarihli 2017/19-1634 esas, 2018/633 karar, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 30/10/2018 tarihli 2016/20574 esas, 2018/5306 karar, 18/04/2016 tarihli 2015/15462 esas, 2016/6686 karar sayılı ilamları da bu yöndedir.
Takibe konu cari hesap ekstresinin kaynağı ise fatura alacağıdır. Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle bu alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.
Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizce ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre usulüne uygun tutulmuş davacı taraf, ticari defterleri itibariyle davalıdan takibe dayanak ve davaya konu faturalar nedeniyle 33.759,95-TL alacaklıdır. 7251 sayılı kanun ile değişik 6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesi uyarınca davalı tarafa ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunması aksi taktirde usulüne uygun tutulmuş davacı taraf defterlerine itibar edileceğine dair meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamıştır. Bununla birlikte davalı tarafından davaya konu ve takibe dayanak açık faturalara yasal süreler içerisinde itirazda bulunulduğunu ispatlayıcı mahiyette herhangi bir vesaikin dosyada yer almadığı, yine davaya konu ve takibe dayanak olan faturaların iade edildiğine ilişkin bir vesaikin de dosyada yer almadığı tespit edilmiştir. Ayrıca yukarıda ayrıntılı olarak yer verildiği üzere davalı tarafa çıkartılan isticvap davetiyesinin usulüne uygun tebliğ edildiği ve fakat davalı şirket yetkilisinin duruşmaya katılmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı vekili, 14/09/2023 tarihli duruşmada müvekkili şirket yetkilisinin uzun süredir Amerika’da olduğunu, bu nedenle Mahkemeye gelemediğini beyan etmişse de, işbu iddiayı 14/09/2023 tarihli duruşmaya kadar ileri sürmemesi ve buna ilişkin hiçbir bilgi/belgeyi dosyaya sunmaması nedenleriyle beyanına itibar edilmemiştir. Bu hususlar ile HMK’nun 222/3. Maddesi de dikkate alınarak davacının üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getirdiği ve alacağın ispat edildiği anlaşılmıştır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında; davaya konu ve takibe dayanak olan faturaların davalı tarafa iletilmiş olması, davalı tarafın ilgili faturaları sistemde kabul etmiş olması, davalı şirketin tarafına düzenlenen faturalara 8 günlük yasal süre içerisinde itiraz etmemesi/iade edilmemesi ile Mahkememizce ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre HMK’nun 222/3.maddesi de dikkate alınarak davacının üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getirdiği ve alacağın(33.759,95-TL) ispat edildiği anlaşılmıştır. Davalının bu durumda, bu bedele ilişkin varsa ödeme hususunu ispat etmesi gerekir. Davalının bu alacak yönünden ödeme savunması da bulunmamaktadır.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.İİK’nın 67/1.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının kayıtlara dayalı likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğu kanaati ile, İİK’nın 67/2.maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 33.759,95-TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın KABULÜ İLE, davalı tarafından … 14.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yapılan itirazın iptali ile takibin, takipteki diğer koşullarla birlikte devamına,
Davalının hükmolunan 33.759,95-TL’nin %20’si oranında (6.751,99-TL) icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, bu tutarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 2.306,14-TL nispi karar ve ilam harcından 407,74-TL peşin alınan harcın mahsubuna, bakiye 1.898,40-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstanbul Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk tarife bedelinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 407,74-TL peşin harç, 59,30-TL başvuru harcı, 2.100,00-TL bilirkişi ücreti ve 186,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 2.753,04‬-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-HMK.nun 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan miktarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin huzurunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/09/2023

Katip
¸

Hakim
¸