Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/206 E. 2023/507 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/206 Esas
KARAR NO : 2023/507

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/01/2020
KARAR TARİHİ : 05/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirket ile davalı taraf arasında 01/11/2016 tarihli Süresi Belirsiz İş Sözleşmesi akdedildiğini işbu sözleşme gereği 02/11/2016 tarihinde müvekkili şirket nezdinde davalının müvekkili şirket nezdinde satış yetkilisi olarak çalışmaya başladığını, davalının müvekkili şirket nezdinde satış yetkilisi/ihracat satış personeli olarak çalışmakta iken iş sözleşmesini 10/06/2019 tarihli istifa dilekçesi doğrultusunda, 14/06/2019 tarihinde evlilik gerekçesi ile istifaen sona erdirdiğini, davalının iş sözleşmesini, müvekkili şirket ile aynı konuda faaliyet gösteren … Şirketi isimli iş yerinde, ihracat satış personeli olarak çalışmaya başlamak üzere sonlandırmış olduğunun öğrenildiğini, bu hususun davalıya ait SGK dökümlerinin celbi ile ortaya çıkacağını, davalının müvekkili şirket ile aynı iştigal konusunu haiz rakip bir firma olduğunu, davalının dava dışı şirket nezdinde çalışmaya başlamasının akdedilen sözleşmenin 7.10.maddesine aykırılık teşkil ettiğini, davalının müvekkili şirket ile aynı iş alanında faaliyet gösteren firmada müvekkili şirketteki müşteri çevresi ve edindiği bilgisi ile faaliyette bulunduğunu, davalının müvekkili şirketin müşteri bilgilerine sahip olduğunu, sektördeki en önemli enstrümanlardan olan ve müvekkili şirketin ticari sırrını teşkil eden tedarik gücü ve fiyatlandırma politikalarını bildiğini, davalının rekabet hükmüne aykırı hareket ettiğini, müvekkili şirketin ticari sırlarını ve sair bilgilerini kullanarak müvekkili ile rekabet edici faaliyetler sürdürdüğünü, davalının aynı müşteri çevresine müvekkili ile aynı faaliyeti sunmak üzere kurduğu iş ilişkisi ile iş sözleşmesinde yer alan rekabet yasağı hükmünü ihlal ettiğini, davalının müvekkili şirketin müşteri çevresini, fiyatlandırma ve tedarik politikası hakkında bilgileri kullandığını iddia ve beyan ederek fazlaya ilişkin tüm talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla 149.000,00.-TL tutarındaki cezai şart alacağının, davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; kabul anlamına gelmemek kaydıyla işbu davaya konu alacakların zamanaşımına uğradığını, davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, müvekkilinin ikametinin Ankara olduğunu işbu nedenle davaya bakmakla yetkili Mahkemelerin Ankara Mahkemeleri olduğunu, davacının işbu davaya dayanak yaptığı taraflarca daha önce imzalanmış olan iş sözleşmesinin 7.10.maddesinin hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, rekabet yasağına aykırı hareket etmeyen müvekkili aleyhine açılan haksız davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin rekabet yasağına aykırı eylemlerde bulunmadığını, davacının iddia ettiği gibi bir zararı olmadığını, Türkiye’nin tüm illerinde faaliyet gösteren davacının söz konusu rekabet yasağı maddesinin müvekkilinin ekonomik geleceğini tehlikeye düşürmesi nedeniyle de geçerliliğinin bulunmadığını, davaya konu sözleşmede işin türünün belirlenmemiş olması bakımından da geçersiz kabul edilmesi gerektiğini, davaya konu iş sözleşmesinde rekabet yasağına bağlanan cezai şartın sadece işçi aleyhine olması nedeniyle geçersiz olduğunu, müvekkilinin rekabet yasağını ihlal etmediğini iddia ve beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, iş akdinin feshinden sonra işçinin rekabet etmeme yasağına aykırı davranışları iddiasına dayalı cezai şartın tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Mahkememizce verilen 12/01/2021 tarih 2020/61 E. 2021/11 K. sayılı görevsizlik kararı gereği dosya Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmiş olup, İstanbul 26. İş Mahkemesinin 12/04/2021 tarih 2021/92 esas 2021/69 karar sayılı karşı görevsizlik kararı ile dosya yargı yerinin belirlenmesi için Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 23/02/2022 tarih 2021/1542 esas 2022/428 sayılı kararı ile yargı yeri olarak mahkememiz belirlenerek Mahkememizin 2022/206 esas kaydına kaydı yapılıp incelenmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının İş Sözleşmesine, SGK İşe Giriş-Ayrılış Bildirgelerine, ücret Bordrosu-Kıdem Tazminatı Bordrosuna, İstifa Dilekçesi ve İbranameye, Personel Yönetmeliği ve sair İşyeri Kayıtlarına, müvekkil Şirket Sicil Kayıtları ve İnternet Sitesinde Yer Alan Tanıtıcı Bilgilere, dava Dışı “Ecza Deposu” Firması’na Yönelik Ticaret Sicil Kayıtları ve İnternet Sitesinde Yer Alan Tanıtıcı Bilgilere, davalının Müvekkil Müşterisi ile Yazıştığını Gösterir Yazışma ve Davalının Çalıştığı Firma Adına Müvekkil Şirket ile Rekabet Edici Faaliyetlerde Bulunduğunu Gösterir Diğer Tüm Delillere, 22.10.2019 Tarihli Arabuluculuk Son Tutanağına, bilirkişi İncelemesine ve gerektiğinde keşfe, tanığa, müvekkili Şirket ticari defter ve kayıtlarına, Yargıtay Kararlarına, Gerektiğinde yemin ve sair tüm yasal delilere delil olarak dayanmıştır .
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili ile … A.Ş. Arasında imzalanan iş sözleşmesine, ticaret sicil kayıtlarına, davacının faaliyet alan ve sınırını gösterir belgelere, bilirkişiye, tanığa, her türlü sair delillere delil olarak dayanmıştır.
Davacı tanığı Mahkememizce celbedilerek dinlenmiştir.
27/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda “Dosyada yer alan tüm bilgi, belge ve yukarıda yer alan değerlendirmeler sonucunda ve nihai takdirin Mahkememize ait olmak üzere taraflar arasında geçerli bir rekabet yasağı anlaşmasının bulunduğu, davalının rakip sayılabilecek bir firmada çalışarak rekabet yasağı anlaşmasını ihlal ettiği, rekabet yasağı anlaşmasının kapsamının TBK m. 445 kapsamında aşırı nitelikli olduğu ve sayın mahkemece sınırlandırılması gerektiği , gerek TBK m. 182/3 gerekse de TBK m.445/2 gözetilerek cezai şart miktarının taraflarca anlaşılan miktardan indirilmesi gerektiği, Mahkememizce Sözleşmenin 7.10 maddesi yer alan 24 aylık brüt ücret üzerinden cezai şart 150.377,04 TL hesaplanmış olup, davacı tarafından 149.000 TL talep edildiği, coğrafi bakımdan ve konu bakımından oldukça geniş olan bir rekabet yasağının süre bakımından 3 ilâ 6 ay arasında olabileceğinin değerlendirilmesi neticesine göre 3 ay için 18.797,13 TL ve 6 ay için 37.594,26 TL hesaplandığı” bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında süresiz iş sözleşmesi akdedildiği ve bu sözleşmenin 14/06/2019 tarihinde feshedildiği uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı şirkette çalışmış olan davalı ile davacı arasındaki rekabet yasağı taahhütnamesinin geçerli olup olmadığı, geçerli ise çalışma ilişkisinin devamı ve sona ermesinden sonraki döneme ilişkin ihlal edip etmediği ve bu bağlamda sözleşmede yer alan ceza koşulunu ödemekle yükümlü olup olmadığı noktalarında olduğu anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 444-447.maddeleri arasında yer almaktadır. Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 444/1. maddesinde,” fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebileceği, rekabet yasağı kaydı ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” hükmü düzenlenmiştir.
Taraflar arasında ki 01/11/2016 tarihli iş sözleşmesinin 7.10 rekabet yasağı başlıklı hükme göre “işgören, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, sona erme tarihinden itibaren başlayacak olan 2 (iki) yıllık dönem boyunca, İstanbul ve işverenin faaliyet gösterdiği diğer illerde, işveren ve/veya işverenin ortakları, Yönetim Kurulu üyeleri ve sair görev aldığı şirketler ve tüm bunların ticari ilişkide olduğu tüm şirketler ile rekabet eden ya da yeni kurulacak olan rakip şirketlerde kadrolu ya da sözleşmeli olarak çalışmamayı veya böyle bir müessesede ortak veya sair sıfatla ilgili olmamayı ve bu sıfatlarla her türlü haksız rekabet ortamı yaratacak çalışmalarda bulunmamayı kabul ve taahhüt eder. İşveren, işgörenin rekabet oluşturan faaliyetini durdurma ve meydana gelen zararlarının tazmini için tüm dava açma haklarını saklı tutar. İşgören, işbu madde altındaki rekabet etmeme yükümlülüğünü ihlal etmesi halinde, işgörene 2 (iki) yıllık brüt ücreti tutarında bir meblağı cezai şart olarak ödeyeceğini kabul ve taahhüt eder.
” düzenlemesinin yer aldığı anlaşılmıştır. Davalının davacı şirkette satış temsilcisi olarak 2 yıl 7 ay 13 gün çalıştığı, davacı şirketteki işinden ayrıldıktan sonra yeni işyerinde de ihracat satış temsilcisi olarak çalışmakta olduğu, bu bakımdan davalının her iki şirkette birbirinin aynı ya da birbirine çok yakın görev yaptığı anlaşılmıştır. Davalının davacı şirkette çalıştığı süre zarfında davacının müşteri çevresi ile yapılan işler hakkında bilgi sahibi olması ve bu alanlarda edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanması, davacı işverene önemli zarar verebilme ihtimalini taşımakta olup, zarar ihtimalinin varlığı da cezai şart talebi için yeterli olduğu kanaatine varılmıştır. Belirtilen nedenlerle, taraflar arasında geçerli bir rekabet yasağı anlaşmasının bulunduğu, davalının rakip sayılabilecek bir firmada çalışarak rekabet yasağı anlaşmasını ihlal ettiği, Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda, Sözleşmenin 7.10 maddesi yer alan 24 aylık brüt ücret üzerinden cezai şart 150.377,04 TL hesaplandığı, davacı tarafından 149.000 TL talep edildiği, coğrafi bakımdan ve konu bakımından oldukça geniş olan bir rekabet yasağının süre bakımından 3 ilâ 6 ay arasında olabileceğinin değerlendirilmesi neticesine göre 3 ay için 18.797,13 TL ve 6 ay için 37.594,26 TL hesaplandığı anlaşılmış bilirkişi raporu tespit ve değerlendirmeler bakımından somut olaya uygun ve denetime elverişli bulunmuştur. TBK’nın 182/3. fıkrasına göre hakim, fahiş gördüğü cezai şarttan re’sen indirim yapabilir. Cezai şartın fahiş olup olmadığı belirlenirken, tarafların ekonomik durumu, borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat ölçü alınarak tayin edilmelidir. İşten ayrıldığında 6.265,71-TL brüt ücret alan davalının 24 aylık brüt ücretine tekabül eden cezai şart isteği fahiş görülmüştür. Bu nedenle talep edilen cezai şarttan tenkis yapılarak takdiren 3 aylık brüt ücret olan 18.797,13-TL’ye indirilmesinin hak ve nesafet kurallarına uygun olacağı sonuç ve kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne; 18.797,13-TL cezai şartın dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir. Fazla istem tenkis nedeniyle reddolunduğundan davalı yararına vekalet ücreti ve yargı giderine hükmolunmamasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne; 18.797,13-TL cezai şartın dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.284,03-TL nispi karar ve ilam harcından, davacı taraftan peşin alınan 2.544,55.-TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 1.260,52.-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan ve (2) numaralı maddede mahsup edilen 2.544,55-TL harcın, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40.-TL başvurma harcı, 2500,00.-TL bilirkişi ücreti, 863,00.-TL posta giderleri ve diğer giderler olmak üzere toplam 3.417,40.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A….T.’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 -TL vekalet ücretinin, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davanın kısmen reddi tenkis nedeniyle olduğundan bu kısım nedeniyle davalı yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-Hukuk Muhakemeleri Yasasının 333. maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider/delil avansından artan avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
9-İstanbul Anadolu Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk tarife bedelinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.05/07/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır