Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/185 E. 2023/664 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/185 Esas
KARAR NO : 2023/664

DAVA : 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 14/03/2022
KARAR TARİHİ : 03/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin müteselsil kefil ve borca teminat senedi veren konumunda olup, icra takibine konu senedin sözleşme teminatı için verilen bir senet olduğunu, senedin borç ödenmekle bedelsiz kaldığını, aynı borçla ilgili olarak … 36.icra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyasından da takibe geçildiğini, tadil edilen ödeme planından sonra; 21.12.2017 ve 21.12.2018 tarihli bonoların ödendiğini, 20.12.2019 (30.101,23 EURO+KDV), 21.12.2020 (30.101,23 EURO+KDV), 21.12.2021 (30.101,23 EURO+KDV) ve 22.12.2022 (319,50 EURO+KDV) tarihli senetlerin finansal kiralamaya konu emtianın kiralayana teslimi ve kiralayanca da 3.kişilere satışının gerçekleştirildiğini, sözleşmeye konu biçerdöverin piyasa fiyatının altında satılması nedeniyle de müvekkil inin zarara uğradığını, sözleşmenin kiralayanca feshi durumunda, kiralamaya konu biçerdöverin kiralayana tesliminden sonra kiracı tarafından kira borcu ödeme yükümlülüğünün kalmaması nedeniyle, kira bedelleri için verilmiş teminat senetlerinin de bedelsiz kaldığını ve ayrıca senet üzerinde kefil konumunda olan davacının eş muvafakatının da alınmadığından kefaletin geçersiz olduğunu belirterek menfi tespit davasının kabulü ile takibe dayanak 21.12.2018 vadeli 30.402,00 Euro bedelli senetten borçlu olunmadığına karar verilmesi, takip miktarının % 20’inden aşağı olmamak davalı tarafın üzere tazminata mahkum olması ve yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; müvekkili firmanın dava konusu alacağı … A.Ş.’den temlik aldığını, … şirketi ile dava dışı … ve davacı kefil arasında Finansal Kiralama Sözleşmesinin akdedilmiş olduğunu, 30.403 Euro’luk senedin ödenmemesi nedeniyle … 36.İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı dosyasından icra takibinin başlatıldığını, davacının takibe konu bononun ödendiğinden bahisle işbu davayı açtığını, ancak ödemeye ilişkin bir belge sunmadığını, davacının bononun bedelsiz kaldığını yazılı ve kesin delil ile kanıtlamasının gerektiğini belirterek davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi istenilmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava;menfi tespit istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın konusunun ; temlik alan davalı ile dava dışı 3. Kişi … arasında mevcut finansal kiralama sözleşmesinin davalı lehine müteselsil kefil olup ve borca karşılık teminat senedi verdiğini, Finansal kiralamaya konu borcun asıl borçlu tarafından ödenmesine rağmen davalının mükerrer ödemeye yol açacak şekilde bedelsiz kalan senede dayalı olarak … 36. İcra Müdürlüğü’ nün …esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığından bahisle ve finansal kiralama sözleşmesinde kefil sıfatıyla imza atan davacının eş muvafakati alınmadığından bahisle, davacının bahse konu takip nedeni ile borçlu olup olmadığı borçlu ise miktarı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … 18.İcra Müdürlüğünün …esas sayılı takip dosyası celp edilerek dosya arasına alınmış, dosya üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi raporları alınmıştır.
Bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen 07/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda; davacının “menfi tespit davasının kabulü ile takibe dayanak 21.12.2018 vadeli 30.402,00 Euro bedelli senetten borçlu olunmadığına karar verilmesi” talebinde bulunduğu, dava ile ilgili uyuşmazlık konusu Mahkemenin 08.11.2022 tarihli 1.no’lu celsesine ait duruşma tutanağında; “Temlik alan davalı ile dava dışı 3. Kişi … arasında mevcut finansal kiralama sözleşmesinin davalı lehine müteselsil kefil olup ve borca karşılık teminat senedi verdiğini, Finansal kiralamaya konu borcun asıl borçlu tarafından ödenmesine rağmen davalının mükerrer ödemeye yol açacak şekilde bedelsiz kalan senede dayalı olarak … 36. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı ve finansal kiralama sözleşmesinde kefil sıfatıyla imza atan davacının eş muvafakati alınmadığından bahisle, davacının bahse konu takip nedeni ile borçlu olup olmadığı borçlu ise miktarı noktasında toplandığı”, şeklinde belirtilmiştir. Dava konusu 26.09.2017 tanzim tarihli, … no.lu sözleşme ile ilişkilendirilmiş, 21.12.2018 vadeli 30.402,00 EURO tutarlı bonodur ve müteselsil kefil davacı … tarafından imzalanmıştır. Değinilen 30.402,00 EURO bedelli bono, tadil sözleşmesinde yer alan 21.12.2018 vadeli taksit tutarı olan kira bedeli 30.101,23 EURO+% 1 KDV’den oluşan taksit tutarı olup 21.12.2018 vadeli bono bedelinden kaynaklanan borç tutarı (Faizli) 37.516,93 Euro, buna karşılık yapılan tahsilat ise 22.200,23 EURO olduğundan, dava konusu bononun (37.516,93 – 22.200,33=) 15.316,60 Euro bölümünün ödenmemiş, ancak 22.200,33 Euro’luk kısmın ise ödenmiş olduğu sonucuna varılmaktadır. Buna göre dava konusu bononun 22.200,33 Euro’luk kısmın karşılıksız kaldığı kanısına varıldığı; davacının da kefaleti bulunan diğer davalı-kiralayanın ödenmemiş kira borçları devam ettiği. Dava konusu bononun diğer borçlarla birlikte değerlendirileceği kanaatine varılması halinde, bononun bir bölümünün karşılıksız kaldığı ya da tamamının ödenmemiş borcun teminatı olduğu için karşılıksız sayılamayacağı hususu, Mahkemeniz takdirlerindedir. Finansal Kiralama Sözleşmesi ve tadil sözleşmesinde, kiracı ve müteselsil Kefilin borçlandırıcı işlem yaptıklarını, yine kambiyo vasfına haiz senetler imzalandığını ve evli olmaları halinde kiracı ve müteselsil kefilin eşlerinin bu durumu bildiklerini içeren onay yazısı yer almamaktadır. Finansal kiralama sözleşmesi,…A.Ş. ile kiracı … ve müteselsil kefili … arasında 13.06.2016 tarihinde imzalanmıştır. Kiracı, şirket değil gerçek kişidir. Bu nedenle; sözleşmelerde 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren T. Borçlar Kanunu’nun 584.maddesi uyarınca alınması gereken kefaletlerde eşlerin yazılı rızaların alınmamış olduğu görülmektedir. Davalı taraf, İstanbul BAM 16. HD’nin 13.02.2020 tarihli 2020/191 E. Ve 2020/330 K. Sayılı ilamında yer alan; ” Sözleşmedeki kefaletten farklı olarak itiraz eden borçlular senede müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak aslında avalist olduklarından TBK değil TTK hükümlerine göre hukuki durumları değerlendirileceği için avalist açısından eş rızasına ilişkin bir geçerlik şartı TTK’nda bulunmamaktadır” hükmünü gerekçe göstererek eş rızası şartının gerekli olmadığını beyan etmiştir. Ancak, dava konusu senet, finansal kiralama sözleşmesi eki ödeme planında yazılmış kira bedeline KDV eklenmek suretiyle oluşturulmuş, sıkı sıkıya ödeme planına bağlı bir senettir. Senet üzerine eş rızasının alınmasının gerekmediği, fakat dava konusu senedin sözleşmeye derç edilerek, kira bedelinin ödenmesi teminatı olarak düzenlendiği dikkate alındığında, eş rızalarının da sözleşmelere alınmasının gerektiği belirtilmiştir.
SMM …ve Bankacı bilirkişi … tarafından düzenlenen 07/01/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacı yanın davalı yandan, 25.11.2019 tahsil tarihi itibarıyla 14.838,48 Euro, dava tarihi itibarıyla ise 23.494,26 Euro tutarında tahsile koyulan senet yönünden alacaklı olduğu, ayrıca takipte yer alan 606,00 TL İht.Hacîz Vek.Ücreti ve 124,90 TL Iht.Haciz Gideri alacağını da talep edebileceği belirtilmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları , ibraz edilen deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde ;
Dava dışı … A.Ş. ile dava dışı … ve davacı kefil arasında Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedilmiş olup 30.403 Euro’luk senedin finansal kiralamaya istinaden teminatı olarak alındığı,senedin ödenmemesi nedeniyle … 36.İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyasından icra takibinin başlatıldığı,davalının dava konusu alacağı …A.Ş.’den temlik aldığını, davacının takibe konu bononun ödendiğinden bahisle işbu davayı açtığı dosya kapsamından anlaşılmakta olup davacı tarafça senede kefil sıfatıyla imza atan davacı, senedi imzalarken eş muvafakati alınmadığından kefalatin geçersiz olduğunu ileri sürmektedir.
Dava konusu bono; … A.Ş. ile kiracı … ve müteselsil kefili … arasında 13.06.2016 tarihinde imzalanmış bulunan … no’lu Finansal Kiralama Sözleşmesi ile bu sözleşmeye dayanılarak düzenlenmiş olan 03.10.2017 Tarihli tadil sözleşmesinden kaynaklandığı, Asıl sözleşme ve tadil sözleşmeyi kefil … tarafından, TBK m 583. de belirtilen kefalet şartları yerine getirilmek (El yazısı ile kefalet türü, miktarı, adresi ve tarihi yazılmak) suretiyle imzalandığı görülmüştür.
Davacı, dava konusu bonoya kefil sıfatıyla imza atıldığını, kefaletin fer’i niteliğine ve TBK’nun kefalete ilişkin hükümlerine atıfla eş muvafakati alınmaması nedeni ile kefalet ilişkisinden bahsedilemeyeceğini ileri sürmüş ise de ; davacının dava konusu kambiyo senedine aval sıfatıyla imza attığı, diğer deyişle kefil değil aval veren konumunda olup, TTK’nun 778/3 maddesi atfı ile 701/3 fıkrası uyarınca, keşideci ve lehdarın imzaları haricinde, bono üzerine atılan her imza aval şerhi sayılmaktadır.
TTK’nun 700 ila 702 maddelerinde düzenlenen aval, kambiyo evrakından doğan bir borcun kıymetli evrak hukukuna göre teminat altına alınması anlamına gelmekte olup Aval verenin yükümlülüğü, kefilden farklı olarak fer’i nitelikte değildir. Aval veren, kıymetli evrak hukukuna özgü ve bağımsız bir yükümlülük altına girmektedir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 702/2 fıkrasında; aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebeple geçersiz olsa dahi, aval verenin taahhüdünün geçerli olacağı düzenlenmiştir. Başka ifade ile ilgili senet zorunlu unsurları taşımaması nedeniyle kambiyo senedi niteliğinde değilse, aval de hüküm ifade etmez. Bu istisna dışında; aval veren, teminat altına aldığı borca ilişkin herhangi bir sebeple taahhüdünün geçersiz olduğunu ileri süremez, kambiyo evrakının teminat senedi olduğu, bedelsiz kaldığı gibi savunmalara başvuramaz. Bu nedenle takip ve dava konusu bonoya aval veren davacının; TBK’nun, kefalet sözleşmesinde eş muvafakatı olmadığından borcundan kurtulduğu yönündeki savunması dinlenebilir olmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu 26.09.2017 tanzim tarihli, 122804 no.lu sözleşme 3 no.lu senet olarak ilişkilendirilmiş olan 21.2.2018 vadeli 30.402,00 EURO tutarlı bono olup , ibraz edilen bilirkişi raporu ile yapılan hesaplama neticesinde, müteselsil kefil davacı… tarafından imzalandığı , 30.402,00 EURO bedelli bono, tadil sözleşmesinde yer alan 21.12.2018 vadeli taksit tutarı olan kira bedeli 30.101,23 EURO % 1 KDV’den oluşan taksit tutarı olduğu , finansal kiralamaya konu ekipmanın 25.11.2019 tarihinde KDV dahil 151.000,00 TL’na satıldığı, % 8 KDV düşüldükten sonra borçlu hesabına net olarak 139.813,00 TL alacak kaydedildiği, 7.082,14 TL’nin serbest bakiye hesabından düşüldüğü, tahsilatın Euro karşılığı (Euro/TL 6,2979) olan 22.200,23 Euro’nun da anapara bakiyesinden indirildiği , 22.09.2019 takip tarihi itibarıyla kesinleşmiş Euro alacak tutarı, 30.402,00 Euro senet bedeli + 1.287.86 Euro işlemiş faiz toplamı 31.689,86 Euro olup, 25.11.2019 tahsil tarihine kadar bu tutar üzerinden TBK m. 100 kapsamında yapılan hesaplama davalının tahsilat tarihi itibarıyla davacıdan 14.838,48 Euro alacaklı olduğu,25.11.2019 tahsil tarihinden 14.03.2022 dava tarihine kadar işlemiş faiz hesabı yapıldığında davalının davacıdan, 25.11.2019 tahsil tarihi itibarıyla 14.838,48 Euro, dava tarihi itibarıyla ise 23.494,26 Euro tutarında tahsile konulan senet yönünden alacaklı olduğu anlaşılmış, bu nedenle davanın esasen 6.907,74 Euro yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği ancak dosya içerisindeki başka bir icra dosyasındaki alacak bedeli sehven nazara alınarak davanın reddine dair verilen kısa karar nedeni ile kısa karara uygun olarak hesaplanan hüküm fıkrasındaki yargılama giderleri gerekçeli karara geçirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 269,85-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 8.904,08-TL harçtan mahsubu ile artan 8.634,23-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 78.994,89-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/10/2023

Başkan Üye Üye Katip
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır e-imzalıdır

HARÇ BEYANI /
8.904,08-TL PEŞİN HARÇ
269,85-TL KARAR HARCI
8.634,23-TL. TALEP HALİNDE İADE HARÇ