Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/142 E. 2022/175 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/142 Esas
KARAR NO : 2022/175

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 28/02/2022
KARAR TARİHİ : 09/03/2022

Mahkememizde açılan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasında dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirket tarafından … plaka numaralı aracın şirket çalışanları tarafından şirket işlerinde kullanılması amacıyla satın alındığını, şirket tarafından satın alınan araçların şirket çalışanlarının kullanımlarına tahsis edildiğini, belirtilen aracın davalı … tarafından kullanıldığının tespit edildiğini, bunun üzerine … tarih … Yevmiye No’lu ihtarname ile aracın iadesinini talep edildiğini, davalının aracı teslim etmemesi üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, … Cumhuriyet Başsavcılığı Genel Soruşturma Bürosu tarafından … numarası ile yürütülen soruşturma kapsamında TCK m.155 kapsamında güveni kötüye kullanma suçundan dolayı davalı elinde bulunan müvekkiline ait araç hakkında yakalama kararı verildiğini, yakalama kararı kapsamında müvekkiline ait aracın … numaralı davalının arkadaşının villasının bahçesinde açık alanda park halindeyken müvekkil firma yetkilisi tarafından görüldüğünü, bunun üzerine kolluk ekiplerine haber verildiğini, … Cumhuriyet Başsavcılığı tlimatı üzerine aracın kolluk ekiplerince yakalandığını ve tutanak tutulduğunu, şirket yetkilisinin aracı teslim alırken yaptığı kontrollerde aracın birçok yerinde davalı tarafından kasıtlı olarak yapılmış ezik, çizik, delici kesici aletle yapılma çok ciddi zararlar tespit edildiğini, müvekkili firma yetkilisi, araçta meydana gelen zararları tespit ettirmek ve gidermek için 05.07.2021 tarihinde aracı yetkili servise götürdüğünü ve onarım işlemi yaptırdığını, hasar bedeline ilişkin olarak davalı aleyhine … 20. İcra Dairesi …E. Sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davanın kabulü ile davalının … 20. İcra Dairesi … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline,takibin devamına, kötü niyetli itirazı ile takibi durduran davalının itiraz tarihinde geçerli olan mevzuat gereği alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Dava henüz taraf teşkili aşamasında olup, davalı cevap vermemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; İ.İ.K.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, haksız fiile dayalı tazminat alacağının tahsili istemi ile başlatılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Davacı şirketin sicil kaydı kapsamından ortaklarıın … ve…, eski ortaklarının ise …, …, … ve … olduğu anlaşılmış, davalının davacı şirket olmadığı tespit edilmiştir.
Somut olayda hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle uyuşmazlığın vasıflandırılması gerekmektedir. Davacı tarafından, davacı şirkete ait olan … plakalı araca davalı tarafından kasten zarar verildiği, aracın davalı tarafından ezildiğini, çizildiği, araca delici aletle zarar verildiği, hasarın giderilmesi için yapılan masrafın tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan takibe, davalının haksız olarak itiraz ettiği iddilarına dayalı olarak eldeki itirazın iptali davası açılmıştır. Davalı gerçek kişi, davacı şirketin ortağı ya da yetkilisi olmadığından, uyuşmazlık şirket ile ortağı arasında, ya da şirket ile yetkilisi arasında çıkmış değildir. Talebin dayanağı doğrudan BK’nun 49 vd maddelerinde düzenlenen haksız fiil hükümleridir. Diğer değişle takibe konu edilen alacağın dayanağı haksız fiile dayalı tazminat istemidir. Haksız fiil nedeniyle tazminat istemi, TTK’nun 4/1 maddesinde sayılan ve bir davanın mutlak ticari dava sayılmasını gerektiren işlemlerden olmadığı gibi, aynı maddenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na atıfla mutlak ticari dava konusu kabul ettiği işlemlerden de değildir. Şu haliyle eldeki davanın mutlak ticari dava olmadığı açıktır. Öte yandan davalı gerçek kişidir. Bu haliyle her iki tarafın tacir sıfatını haiz olmadığı bir davanın ticari dava sayılmasına hukuken olanak bulunmadığından, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
HMK nun 1. Maddesi hükmüne göre; göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca, dava şartı olan bu husus, HMK nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinde araştırılır. Anılan gerekçelerle HMK’nun 114/1-(c) ve 115/2.maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM :Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, görevsizlik kararı verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/03/2022
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır