Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/129 E. 2022/548 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/129 Esas
KARAR NO : 2022/548

DAVA TARİHİ : 21/02/2022
KARAR TARİHİ : 30/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili adına davalı bankada bulunan … hesap numaralı ve … IBAN numaralı hesabından 31/08/2021 günü internet bankacılığı kullanılarak ismini banka dökümlerinden öğrendikleri …’ın … numaralı … bankası hesabına; defalarca kez para aktarımı gerçekleştirildiğini, müvekkilinin hesabının uzun süre açık kaldığını, bunun yanı sıra hesapta paranın bitmiş olmasından kaynaklı olarak davalı bankanın büyük zafiyetleri sonucunda birden fazla kez hesaptan kredi çekme işlemi yapılarak paranın diğer davalının hesabına aktarımı sağlandığını, burada davalı bankanın tam kusurlu olduğunu ve müvekkilinin zararını tazmin etmesi gerektiğini, şöyle ki; müvekkilinin 31/08/2021 günü iş yerinde çalışmakta iken ara verdiği sürede kendisine internet bankacılığından kredi onayı, onaylama şifreleri gibi SMS’lerin geldiğini gördüğünü ve bankayı arayarak işlemlerin bilgisi dışında gerçekleştiğini söylediğini, ancak banka tarafından herhangi bir önlem alınmadığını, müvekkilinin internet bankacılığı hesabından saat 10:26’da başlanarak saat 14:21’e kadar devam eden aralıklarla para çekilme işlemi gerçekleştiğini ve bu sürede internet bankacılığı hesabının sürekli açık kaldığını, işlemlerin hesaptaki paranın çekilmesi ile yetinilmediğni, kredi çekme işlemi de yapılarak para aktarımı gerçekleştirildiğini, müvekkilinin bankaya borçlu duruma geldiğini, müvekkilinin ilkokul mezunu olduğunu, kendi savunmasını yapamadığını, mağduriyetinin giderilmesi için banka ile görüştüğünde herhangi bir işlem yapamayacaklarını bildirdiğini, maddi durumu el vermediği için bu güne kadar da dava açamadığını, müvekkilinin asgari ücretle çalıştığını, kendisine ait internet bankacılığından bilgisi dışında aynı gün ve belirtilen saatler içerisinde hesapta bulunan eksi bakiyesinden 2.000,00-TL ve 2.500,00-TL olmak üzere toplam 4.500,00-TL para çekilerek diğer davalının hesabına aktarıldığını ve devamında da ayrı ayrı toplamda tam 3 defa ihtiyaç kredisi verildiğini, banka verilen kredilerin devamında işlemlerin hatalı olduğunu anlamış olacak ki yine aynı kişiye yapılan para aktarımında 5.500,00-TL’lik tutara blokaj koyduğunu, ancak daha sonra ne oldu ise blokajı kaldırıp yine aynı hesaba para aktardığını, ilgili kredi tutarlarının asgari ücretli çalışana verilebilecek tutarlar olmadığını, aynı gün müvekkilinin talebi olmamasına rağmen ve herhangi bir gelir belgesi sunmamasına rağmen hesabına kredi aktarımı sağlandığını, bunun büyük bir güvenlik zafiyeti olduğunu, müvekkilinin zararından davalı bankanın asli kusurlu olduğunu beyanla fazlaya ilişkin tüm dava ve hakları saklı kalmak kaydıyla 31/08/2021 tarihinden itibaren aktarılan paranın reeskont faiziyle birlikte müvekkilinin hesabına ödenmesine, ilgili tüm kredilerin iptaline, müştereken ve müteselsilen her iki davalıya ödetilmesine karar verilerek davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı … Bankası A.Ş vekili cevap dilekçesinde ve özetle; öncelikle dava dilekçesinde mahkeme adının eksik yazılmış olması nedeniyle davanın, dava şartı noksanlığından reddedilmesini, müvekkili bankanın, davacı tarafından iddia edilen vakıada taraf olmayıp davanın husumet yönünden reddedilmesini, ticari uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabulucuya başvurulmadan veya arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemeden dava şartı arabulucuk yolu tüketilmeden dava açıldığından davanın dava şartı-şartları yokluğu nedeniyle de reddini, dava dilekçesinde iddia olunan dolandırıcılık eylemine karşı açılmış varsa soruşturma veya dava dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının gerçekleştirdiği işlemler, davacının onayı neticesinde gerçekleşmiş olup müvekkiline kusur atfedilmesi mümkün olmadığını, ıp/port kayıtlarına bakıldığında işlemlerin sistem üzerinden davacıya ait bilgilerin doğru girilmesiyle yapıldığını, müvekkili banka tarafından alınması gereken bütün önlemler alınmış olup davacının kusuru sonucu oluşan zarara müvekkil bankanın katlanmasının mümkün olmayacağını beyanla öncelikle davanın usulden reddine, aksi kanaat halinde ise esas incelemesine geçilerek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davayı takip etmediği gibi yazılı bildirimde de bulunmadığından, H.M.K nun 128. maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE /
Davacı, davalı banka nezdinde bulunan hesabından dava dışı 3. bir kişiye bilgisi ve rızası dışında para havalesinin yapıldığını ve kredi çekildiğini iddia etmiştir.
28.05.2014’te yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1- k maddesinde “tüketici”, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, 3/1-l maddesinde ise “tüketici işlemi”, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak ifade edilmiştir.
Yine anılan yasanın 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, davacı ile davalı banka arasında akdedilen bankacılık hizmet sözleşmesi gereğince davacının davalı banka nezdinde mevduat hesabının bulunduğu ihtilafsız olup, sahte olarak oluşturulan eft talimatı uyarınca hesabından 3. bir kişinin hesabına rızası ve bilgisi dışında para gönderildiği ve kredi çekildiğinden dolayı zarara uğranıldığı iddia edilmiş olup, davanın 28.05.2014 tarihinden sonra açılmış bulunmasına ve davanın bankacılık işleminden doğan zararın tahsiline yönelik olduğu nazara alınarak Mahkememizce, Mahkememizin görevsizliğine ve görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir. (Bknz. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43.Hukuk Dairesinin 11/11/2021 tarih, 2021/1653 Esas ve 2021/1337 Karar sayılı ilamı) Bununla birlikte eldeki davada bir an için Mahkememizin görevli olduğu düşünülse dahi, davacı tarafa arabuluculuk tutanağının aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini sunması için tensip zaptı ile kesin süre verildiği, tensip zaptının 09/03/2022 tarihinde 05:52:28’de onaylandığı, arabuluculuk yoluna davacı tarafından 09/03/2022 tarihinde 14:39’da başvurulduğu dolayısıyla bir başka dava şartının da davacı tarafından yerine getirilmediğinden davanın dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmelidir.
Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olmakla resen dikkate alınırlar. İzah edilen nedenlerle, davanın, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2.maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin ve davalı …’ın yokluğunda, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/06/2022

Katip
¸

Hakim ¸