Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/860 E. 2022/628 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/860
KARAR NO : 2022/628

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 28/12/2021
KARAR TARİHİ : 15/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş ile müvekkili arasında ticari münasebet ve ticari alışveriş bulunduğunu, müvekkilinin satın alacağı … plakalı araç için satıcı (davalı) ile 143.000 TL peşin 36 ay vadeli taksitle anlaştığını ve 17/11/2020 tarihinde araç satış sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşme gereğince müvekkilinin satıcı (davalı) tarafından tanzim edilen sıra senetleri imzalayarak aracın satışını aldığını, müvekkilinin borç senetlerini ekim 2021 tarihine kadar düzenli ödediği halde satıcı (davalı) hiç bir ihtara ve bildirime gerek duymaksızın açıkça usul ve yasaya aykırı olarak …. 13. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyalarından müvekkili aleyhine takip başlattığını ve müvekkili adına kayıtlı … plakalı aracı müvekkilinin adresinden icra marifetiyle muhafazaya altına alarak müvekkilinin tasarruf hakkını kısıtladığını, bu konuda kanun koyucu Türk Borçlar Kanunu’nda ilgili hükümleri getirdiğini, satıcı (davalı) gerek yargıtay içtihatlarında bahsi geçen BK.259/son maddesi gereğince, gerekse süresinde müvekkiline keşide etmeyip icra takibinden sonra keşide etmiş olduğu … 27. Noterliği’nin … tarih … sayılı ihtarnamesinde müvekkiline yasal açıdan zorunlu olduğu 15 günlük süreyi tanımamış ve müvekkilinin aracını usul ve yasaya aykırı bir şekilde muhafaza altına alarak tasarruf hakkını kısıtladığını, satıcı (davalı) Türk Borçlar Kanunu’nun alıcı-satıcı arasındaki koşulları belirleyen kanun maddelerine açıkça aykırılık teşkil eden icra takiplerini müvekkile keşide etmiş olduğu yukarıda belirtilen ihtarname tarihinden önce işleme koyarak kanundan kaynaklanan haklarına halel getirdiğini icra takip dosyaları celp edildiğinde bu durumun açıkça görüleceğini, müvekkilinin kötü niyetli hareket eden davalıya hiç bir edim ve ifa borcu olmadığını senetlerin haksız yere davalının elinde olduğunu, müvekkilinin mevcut durumunda meydana gelebilecek bir değişik nedeniyle hak kaybına uğrayacağının açık olduğunu, bedelsiz kalan işbu senetler müvekkiline bila-bedel iade edilmediğinden kötü niyetli davalının ve emruhavalesinin hiçbir mezkur senetlerden dolayı alacaklı sıfatının bulunmadığı, işbu senetlere karşılık müvekkilinin borçlu bulunmadığı hususlarından tespiti ve tüm neticeleri ile senetlerin iptali için başvurulduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin dava konusu senetlerden dolayı davalıya borçlu olmadığın tespitine ve senetlerin tüm sonuçları ile iptaline, … 13. İcra Müdürlüğü’nün… Esas, … 35. İcra Müdürlüğü’nün … Esas, … 35. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyalarından müvekkili aleyhine başlatılan icra takiplerinin İİK. 72/2 Maddesi gereğince alacağının %15’den aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilerek dava nihayetine değin icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine, dava nihayetine değin usul ve yasaya aykırı bir şekilde müvekkiline yasanın öngördüğü müeyyideler tanınmaksızın adına kayıtlı 06 BMA 120 plakalı araç üzerine yukarıda bahsi geçen icra takip dosyalarından konan yakalama şerhi ve muhafaza işlemlerinin tedbire durdurulmasını, yargılama gideri ile vekalet ücretinin haksız davalıya yükletilerek karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …, davacı … ile 17/11/2020 tarihinde alım-satım ilişkisinden kaynaklanan Araç Satış Sözleşmesi imzaladığını, iş bu sözleşme uyarınca davacı, her bir taksit için bir senet olmak üzere 36 adet senet keşide ederek müvekkiline teslim ettiğini, müvekkili ile davacı arasındaki sözleşme uyarınca davacının ödemesi gereken senetleri vadesinde ödememesi üzerine sırasıyla; 04/11/2021 tarihinde … 13. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası, 30/11/2021 tarihinde … 35. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası, ve 22/12/2021 tarihinde … 35. İcra Dairesi’nin …E. Sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, akabinde davacının aracının sahte plaka ile yakalanması üzerine müvekkili tarafından 15/12/2021 tarihinde Beşiktaş 27. Noterliği’nin 57817 sayılı ihtarnamesi ile taraflar arasındaki sözleşme müvekkili tarafından haklı sebeple feshedildiğini, işbu fesih senetlerin ödenmesindeki gecikme sebebiyle değil, davacının sahtecilik yapması sebebiyle sözleşme’nin müvekkili tarafından çekilmez hale gelmesi sebebiyle gerçekleştirildiğini, davaya konu aracın plakasının değiştirerek sahte plaka kullanan ve tamamıyla kötü niyetli olan davacı hakkında müvekkili şirket tarafından … CBS’nın Resmi Belgede Sahtecilik suçunu işlemesi sebebiyle suç duyurusunda bulunulduğunu, davacının davası yalnızca yukarıda belirtilen kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takipleri sebebiyle borçlu olmadığın ilişkin olduğunu bu sebeple huzurdaki davada müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilen feshin haklı olup olmadığının tartışılması mümkün olmadığı gibi buna gerek de bulunulmadığını, davacı vekili de dava değeri kısmına yalnızca kambiyo senetlerine dayanılarak başlatılan takiplerdeki ana para miktarını (35.383,45 TL) yazmış ve harcını da bu miktar üzerinden ödendiğini, menfi tespit davaları borçlu olunmadığı iddia edilen miktar üzerinden nispi harca tabi olduğundan, davacının 13-36 numaralı senetlerden borcu olmadığının iddia edilmesi halinde bu miktar üzerinden harç yatırılması gerektiğini, bu nedenle davanın bu haliyle müvekkili … tarafından yapılan feshin geçerli olup olmadığı ve davacının 13-36 numaralı senetler sebebiyle borçlu olup olmadığının incelenmesi mümkün olmadığını, davacı bu dosyalardan borçlu olunmadığına ilişkin iddialarını yalnızca feshin geçersiz olduğu varsayımına dayandırdığı, ancak davaya konu icra dosyalarının vadesinde ödenmeyen kambiyo senetlerine dayanılarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takip dosyaları olup fesihle hiç bir ilgisi bulunmadığı, müvekkilinin ilgili icra dosyalarında alacaklı olduğu apaçık ortada olduğunu, dava kambiyo senedine dayalı takip sebebiyle borçlu olunmadığı iddiasına ilişkin olduğundan davacının senetten dolayı borçlu olmadığı yine senetle ispatlanması gerektiğini, davacının haksız davasının reddinin gerektiği, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, …’nin 03/02/2022 tarihli yazı cevabı, … 27. Noterliği’nin 12/08/2022 tarihli yazı cevabı ekinde sunulan … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, …Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 27/07/2022 tarihli yazı cevabı, delil olarak değerlendirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, icra takibinden sonra açılan satım sözleşmesi kapsamında verilen kıymetli evrak nedeniyle İİK’nun 72. Maddesi uyarınca borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
… 13. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinde yapılan incelemede, takip alacaklısı …A.Ş. tarafından takip borçlusu … aleyhine toplam 11.641,15 TL üzerinden keşidecisi …, lehdarı…A.Ş. olan, 17/11/2020 tanzim, 18/10/2020 ödeme tarihli, 10.242,00 TL bedelli bono dayanak yapılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile 04/11/2021 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
… 35. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası üzerinde yapılan incelemede, takip alacaklısı … A.Ş. tarafından takip borçlusu … aleyhine toplam 11.871,15 TL üzerinden keşidecisi …, lehdarı … A.Ş. olan, 17/11/2020 tanzim, 17/11/2020 ödeme tarihli, 10.242,00 TL bedelli bono dayanak yapılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile 30/11/2021 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
… 35. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinde yapılan incelemede, takip alacaklısı …A.Ş. tarafından takip borçlusu …aleyhine toplam 11.871,15 TL üzerinden keşidecisi …, lehdarı … A.Ş. olan, 17/11/2020 tanzim, 17/12/2020 ödeme tarihli, 10.242,00 TL bedelli bono dayanak yapılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile 22/12/2021 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık noktaları, taraflara arasındaki araç satım sözleşmesinin fesedilip edilmediği, … 13. İcra Dairesi’nin … esas, … 35. İcra Dairesi’nin … esas ve … 35. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyaları ve bu takip dosyalarının dayanağı bonolar davacının davalıya borçlu olup olmadığı, bonoların iptalinin gerekip gerekmediği hususlarına ilişkindir.
TMK’nun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” HMK’nun 190. maddesi gereğince de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Menfi tespit davalarında da, HMK’nın ispata ilişkin genel kuralları geçerlidir. Bu davalarda davacı taraf, borçlu olmadığını iddia ettiğine göre, olumsuz bir durumun ispatı mümkün olmadığından, kural olarak ispat yükü alacaklıya aittir. Başka bir ifade ile, menfi tespit davasında hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü alacaklıdadır. Bununla beraber, davacının iddiasına göre ispat yükünün yer değiştirmesi de mümkündür. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel ilişkiden doğan talep hakkına ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. (HGK’nun 2011/19-473 Esas 2011/607 Karar 2003/19-781 Esas 2003/768 Karar sayılı ilamları) Bu nedenle kambiyo senetleri hakkında açılan menfi tespit davalarında, senedin dayanağı olduğu ileri sürülen hukuki ilişki ile senet metnindeki borç sebebi karşılaştırılarak, ispat yükünün kime düşeceği belirlenir.
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki “kambiyo ilişkisi” ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdü”nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Kambiyo senedinin bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü kambiyo senedinin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (TMK m. 6 m.). İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir nedenle ortadan kalktığını ileri sürebilir. Borçlu borcun varlığını inkâr ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşer. Borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle sona erdiğini ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü kendisine düşecektir. Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira davacı borçlu, senedin varlığını kabul etmekle birlikte bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte; temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir. (Yargıtay HGK’nun 2017/19-821 E-2019/58 K sayılı kararı)
Davacı … ile davalı … A.Ş. Arasındaki iş bu davaya konu uyuşmazlık TTK’nın 4/1/a. bendi uyarınca mutlak ticari dava olan TTK’nın üçüncü kitabında yer alan kıymetli evrak hükümlerinden kaynaklanmakta ise de tarafların kabulünde olan araç satış sözleşmesi kapsamında alınan bonoların imzalanması sırasında davacı …’ün … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 27/07/2022 tarihli yazısı uyarınca esnaf olmasından dolayı tüketici olamayacağı dikkate alınarak iş bu mutlak ticari davaya bakmakla Tüketici Mahkemeleri’nin değil mahkememizin görevli olduğu kanaati ile açık yargılamaya devam olunmuştur.
Yukarıda yapılan genel açıklamalar dikkate alınarak iş bu davada ispat yükü icra takiplerine konu bonolar nedeniyle borçlu olmadığını iddia eden davacı taraf üzerindedir. … 13. İcra Müdürlüğü’nün …, … 35. İcra Müdürlüğü’nün … ve … 35. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyalarındaki bonoların ödeme tarihleri geçmiş olması nedeniyle takibe konuldukları anlaşılmıştır. Yani dava dilekçesinde ileri sürülen sözleşmenin feshinde TBK uyarınca taksitli satış sözleşmesi hükümlerine riayet edilmediği iddiasının bir önemi bulunmamaktadır. Davalı taraf vadesi gelmeyen ileri tarihli bonoları iş bu davaya konu takiplerde alacak konusu yapmadığından sözleşmenin feshinin haklı veya haksız olduğunun tartışılması da gerekmemektedir. Davacı tarafın satım sözleşmesi kapsamında verdiği vadesi geçmiş bonolardan dolayı davalı tarafça aleyhinde takip yapılmasında bir engel bulunmamaktadır. Satım sözleşmesine konu araçta davacı tarafça sözleşmenin feshi nedeniyle davalı tarafa iade de edilmemiştir. Bu nedenle de borçlu olmadığı yönündeki iddiasını ispat edememiştir. Dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmadığından davacı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılmamıştır. Tüm bu nedenlerle davacının sübut bulmayan davasının reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 604,27-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 523,57 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 135,00 TL posta ve tebligat masrafı yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/09/2022

Katip

Hakim