Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/840 E. 2023/693 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/840 Esas
KARAR NO : 2023/693

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 22/12/2021
KARAR TARİHİ : 12/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, internet sitelerine veya mobil uygulamalarına kampanya veya promosyon uygulamalarında kullanabileceği bulut tabanlı teknolojileri kullanıma açarak müşterilerine entegre edilen ürünlere ilişkin panel kullanım hizmeti sağlamakta olup, …’ne de bu hizmeti verdiğini, müvekkili şirket ve davalı şirketin, … Uygulamaları Sözleşmesini 01.01.2021 tarihinden itibaren 1 (bir) yıl geçerli olacak şekilde imzaladıklarını, sözleşmede, 1 yıl süreyle müvekkil şirketin, Insider Ürünlerini davalı şirketin kullanımına açacağını, davalı şirketin de bu süre boyunca kullanım bedellerini ödeyeceği hüküm altına alındığını ve bu hususu tarafların kabul, beyan ve taahhüt ettiklerini, sağlanan Insider Ürünleri karşılığında davalının aylık ödemesi gereken toplam tutarın 3.938,84 TL olduğunu, sözleşme süresinin 1 yıl olup davalının 1 yıl boyunca aylık olarak bu hizmet bedelini müvekkil şirkete ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkilinin üstüne düşen yükümlülüklerin hepsini sözleşmede belirtilen şekilde yerine getirdiğini, davalı şirketin, … 4. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesini müvekkil şirkete göndererek borcu ifa etmeyeceğini açıkça bildirerek sözleşmeyi feshettiğini haklı bir dayanağı olmaksızın belirttiğini, sözleşme dolayısıyla ödenmesi gereken Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ait toplam 8 aylık ürün bedeli ile ihtarname tarihinden itibaren işleyen ticari temerrüt faizinden oluşan 33.115,82 TL’nin davalı şirket tarafından hala ödenmediğini, bu sebeple müvekkili şirketin, davalı şirket aleyhine 08.09.2021 tarihinde … 9. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılmış olup davalının, 29.09.2021 tarihinde ödeme emrine haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak itiraz ettiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; davalı tarafından … 9.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından başlatılan ilamsız takipte ödeme emrine karşı yapılan haksız ve mesnetsiz itirazının iptal edilmesine ve takibin devamına, davalı/borçlunun takip tutarının %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin kuru yemiş, lokum, çikolata, kahve, baharat vb. ürünlerin çeşitli il ve ilçelerde bulunan 99 adet mağazasından perakende ve kendi internet sitesinden online olarak satışını yapan bir firma olduğunu, müvekkil şirketin amacının reklam yapmak olduğunu, satışını yaptığı gıda ürünlerinin farklı insan kitlelerine ulaşmasını arzu ettiğini, bunu sağlamak amacıyla online satış yaptığı internet sitesine ilgi çekici bir uygulama yaptırmak istediğini, müvekkilin online ürün satışı yaptığı internet sitesine giren kişilerin davacı şirketin hazırlayacağı bir çarkı çevirerek hediye ürün veya indirimler kazanacağı sistemi kurmak için müvekkil şirketin davacı şirket ile görüşmeler yaptığını, geniş insan kitlelerine ulaşmak ve aynı şahısların tekrar tekrar …’i kullanarak hediye veya indirimler kazanmaması için, …’i aynı IP’nin 3(üç) günde en fazla 1(bir) kez çevirebilmesini sağlayacak bir sistem oluşturmasını sözlü görüşmeler sırasında davacı şirketten istediğini, davacı şirketin bu talepleri kabul etmesi üzerine sözleşmede masaüstü bilgisayarlar için Desktop Web Suite ve cep telefonları için Mobil Web Suite ismiyle belirtilen … programını davacı şirketten satın aldığını, aynı IP’nin 3 gün dolmadan … çekilişine tekrar tekrar girebilmesi halinde müvekkil şirketin verdiği hediye ürünleri geniş kitlelerin hep aynı kişilere vermiş olacağını, dolayısıyla davacı şirketten satın alınan programın reklam yapma ve ürün tanıtma amacını yitirmiş olacağını, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında, müvekkil şirkete ait internet sitesinde hayata geçirilmek ve uygulanmak üzere çeşitli ürünlerin Insıder tarafından sağlanması (… Uygulaması), müvekkile ait internet sitesinde uygulanacak ürünler ile ilgili olarak Insıder tarafından gerekli raporlamaların yapılması ve sözleşme boyunca Insıder tarafından anılı konularda müvekkil şirkete operasyonel destek sağlanması amacıyla 20/12/2020 tarihinde imza altına alınan ve 01/01/2021 başlangıç tarihli sözleşme akdedildiğini, 18/01/2021 tarihinde aktif hale getirilen … ürünü ise hatalı ve kusurlu şekilde uygulanmış olup müvekkili şirket tarafından aynı IP üzerinden giriş yapan müşterinin aynı gün birden fazla kez …’i çevirmek suretiyle birden fazla çevrilebildiği tespit edildiğini, hatanın davacı şirkete derhal bildirilmesi akabinde … ürününün davacı şirket tarafından müvekkil ait internet sitesinden 18/01/2021 tarihinde kaldırıldığını, … davacı yanın kusurlu uygulaması nedeniyle hiç kullanılamadığını, … uygulamasının sözleşmenin esaslı unsuru olduğunu, davacı tarafın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşmenin haklı nedenle müvekkili tarafından 20/05/2021 tarihinde feshedilmesinin sonra davacı tarafından 08/09/2021 tarihinde icra takibine başlandığını ve müvekkil tarafından 29/09/2021 tarihinde icra takibine itiraz edildiğini, davacı şirket muhasebesi tarafından müvekkil şirket çalışanı ve davacı şirket ile tüm görüşmeleri gerçekleştirip sözleşmeyi imzalayan …’e 16/11/2021 ve 20/01/2022 tarihlerinde taraflar arasında borç olmadığına ilişkin e- mutabakat metni gönderildiğini, davacı şirket tarafından gönderilen anılı mutabakatların müvekkil şirket tarafından “mutabıkız” şeklinde cevaplandırıldığını, sözleşme boyunca müvekkil şirketin kusurlu davranmadığını, sözleşmenin, davacı yanın kusuru nedeniyle son çare olarak feshedildiğini belirterek hukuken yersiz ve haksız açılan davanın reddine, icra takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20 ‘sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının ınsıder uygulamaları sözleşmesi kapsamında sunulan hizmet nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, icra takibine itirazın haklı olup olmadığı, itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, tarafların İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca icra inkar ve kötüniyet tazminatı talep edip edemeyeceklerine ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, … 9. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, İTO kayıtları, whatsapp yazışmaları, … 20. Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi, faturalar, banka dekontları, bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş, mahkememizce toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; davalı vekilinin 24/10/2022 tarihli dilekçesinde bildirdiği adreste inceleme yapılması suretiyle davalı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerini olup olmadığı usulüne uygun tutulup tutulmadığı, icra takibindeki borcun sebebi sözleşme bedeli nedeniyle davalı defterlerinde kayıt olup olmadığı, kayıt var ise ne şekilde kayıt bulunduğu, davalının icra takibi öncesi, icra takibi sonrası veya dava sonrası ödemesi olup olmadığının, davalının ticari defterler ve kayıtlar itibariyle davacıya karşı icra takip tarihi ve dava tarihi itibariyle alacak-borç durumunun tespiti hususlarında … Asliye Ticaret Mahkemesi marifeti ile hazırlanan 10/04/2023 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; davalının 2021 yılı defterlerini E-Defter olarak tuttuğu, ilgili dönemlerine ait olan Yevmiye ve Defter-i kebir E-Defter Beratlarının Nisan 2021 dönemi hariç yasal süresi içinde gönderildiğinin görüldüğü, e-Defter tutma sürecinde hesap döneminin ilk ayına ait beratın alınması açılış onayı, son ayına ait beratın alınması kapanış onayı, diğer aylara ait beratların alınması ise ilgili aylara ait defterlerin noter onayı yerine geçeceği, yevmiye ve Defter-i Kebir defterleri 213 sayılı VUK’un 220.maddesi, 6102 sayılı TTK’nın ilgili 64.maddesine hükmüne göre açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığı, buna istinaden ilgili yılların yasal defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığı kanaatine varıldığı, davalı … Şti. yasal defterlerini Tekdüzen Muhasebe Sistemine uygun olarak tuttuğunun görüldüğü, davalı …Şti.’nin yasal defterlerinde … A.Ş. hesabının en son hareket tarihi olan 10.10.2021 tarihinde ve takip tarihi olan 08.09.2021 tarihinde de davacı …A.Ş.’ye borcu olmadığının görüldüğü bildirilmiştir.
HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş, mahkememizce toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; davacı vekilinin 11/10/2022 tarihli dilekçesinde bildirdiği adreste inceleme yapılması suretiyle davacı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerini olup olmadığı usulüne uygun tutulup tutulmadığı, icra takibindeki borcun sebebi sözleşme bedeli nedeniyle davacı defterlerinde kayıt olup olmadığı, kayıt var ise ne şekilde kayıt bulunduğu, davalının icra takibi öncesi, icra takibi sonrası veya dava sonrası ödemesi olup olmadığının, davacının ticari defterler ve kayıtlar itibariyle davalııya karşı icra takip tarihi ve dava tarihi itibariyle alacak-borç durumunun tespiti, davalı tarafın talimat mahkemesi yoluyla incelenen ticari defteleri ile davacı ticari defterleri arasında kayıtlar itibariyle farklılık bulunmakta ise sebebinin neyden kaynaklandığı hususlarında 14/08/2023 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; davacı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarınca davacı lehine delil niteliğinin bulunduğu, tarafların cari hesaplarının birbirleri ile tam uyumlu olduğu, dolayısıyla yapılan iade faturaları konusunda cari hesap mutabakatlarının bulunduğu, davalı tarafça beyan edilmiş olan taraflar arasındaki anlaşmazlığa sebep olan … uygulamasının sözleşmenin en başından itibaren geçen beş ayda hiçbir şekilde doğru çalışmamasından kaynaklandığı, davalı tarafça gönderilmiş olan ihtarnamelerde “sözleşme bedelinin 470 lik kısmını … uygulamasının karşıladığını” beyan etmiş olduğu, buna karşın da 5 aydır çalışmadığı iddia edilen … uygulaması sebebiyle; Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül-Ekim aylarına ait davacı tarafça kesilmiş olan hizmet faturalarının davalı tarafça iadelerinin yapılmış olduğu, bu 5 aylık iade faturalarının dosya içeriğinde aynen görüldüğü, taraflar arasındaki bahse konu sözleşme 01.01.2021tarihinden itibaren 1 yıl geçerli olacak şekilde imzalanmış olup, sözleşmenin 31.12.2022 tarihinde biteceği, bahse konu faturaların sözleşme tarihleri kapsamında kaldığı, … uygulamasının sözleşmenin en başından itibaren geçen beş ayda hiçbir şekilde doğru çalışıp çalışmadığı hususunda teknik inceleme gerekeceği, ancak taraf defterlerine göre iade faturalarının taraflarca kabul edilmiş olduğunun görüldüğü, bu durumda tarafların iade faturalarını kabul etmeleri ile birlikte tarafların yasal defter kayıtlarına göre davalı tarafın 08.09.2021 takip ve 22.12.2021 dava tarihi itibarı ile herhangi bir borcunun olmadığı bildirilmiştir.
İtiraz iptali davası 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67 maddesinde: “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4945/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren 1 sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığı ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik: 9/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.(2) İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.) Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra: 2/7/2012-6352/11 md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Borçlunun itirazı üzerine takibin durması ile birlikte alacaklı açtığı itirazın iptali davasında takip talebinde talep ettiği alacağının bulunduğunu ispat külfeti bizzat kendisindedir. Ancak davalı borçlunun İcra Dairesinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinin içeriği ya da cevap dilekçesinin içeriğine göre ispat külfeti yer değiştirebilecektir. İtirazın iptali davası icra takibinin uzantısıdır ve iki dosya bir birlik oluşturmaktadır.
“Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalının senetlerin ödenmiş senetler olduğunu iddia ederek ödemeye ilişkin belgeler ibraz etmiş ise de, ödemenin kanıtı olarak sunulan belgelere göre ödemenin …adlı şahsa yapıldığı ve bu şahsın (dosyadaki bilgilere göre) davacı şirket ile ilgisinin bulunmadığının anlaşıldığı, davalının senet bedellerini ödediğini ispat edemediği, 19.10.2015 tarihli bilirkişi raporunun denetime elverişli içeriği itibariyle doğru olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının … 7. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takibine yaptığı itirazın 3.600 TL ana para ve 5.356,27 TL işlemiş faiz yönünden iptaline, takibin takip tarihi itibariyle bu miktar üzerinden devamına, inkar tazminatının şartları bulunmadığından reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davacının temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede alacak belgeye dayanıp likit ve belirlenebilir mahiyette olup, İİK’nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken bu isteğin reddine karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 24/11/2016 tarih, 2016/4405 Esas 2016/15076 Karar sayılı ilamı)”
İcra inkar tazminatının düzenlenmesinin amacının, borçlunun ödeme emri üzerine icrada borcunu inkar etmesini önlemektir. Yüzde yirmilik oran en az tazminat miktarını ifade etmektedir. Mahkemece daha fazla tazminata da hükmedilebilir. İcra inkar tazminatı asıl alacak üzerinden hesaplanır ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi de şartlara bağlanmıştır. İcra inkar tazminatının şartları ise şunlardır:
1-Geçerli bir icra takibi bulunmalıdır.
2-Borçlu geçerli bir itirazda bulunmuş olmalıdır.
3-Süresi içerisinde açılmış olan bir itirazın iptali davası bulunmalıdır.
4-Alacaklı icra inkar tazminatını talep etmiş olmalıdır.
5-Borçlunun itirazının haksız olduğu kararı verilmelidir.
6-İtirazın iptali davasında alacak likit olmalıdır.
İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının kötü niyeti aranmaz. Sadece itiraz etmiş olması yeterlidir.
Yukarıda yer verilen ilkeler ve bilgiler ışığında dava dilekçesi, cevap dilekçesi, icra dosyası, yazı cevapları, dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf vekillerinin duruşmadaki beyanları, tarafların bildirdiği belgeler, … 9. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, İTO kayıtları, whatsapp yazışmaları, … 20. Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi, faturalar, banka dekontları ile mali müşavir bilirkişi tarafından tanzim edilen 14/08/2023 tarihli rapor ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; iş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davacı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarınca davacı lehine delil niteliğinin bulunduğu, tarafların cari hesaplarının birbirleri ile tam uyumlu olduğu, dolayısıyla yapılan iade faturaları konusunda cari hesap mutabakatlarının bulunduğu, davalı tarafça beyan edilmiş olan taraflar arasındaki anlaşmazlığa sebep olan … uygulamasının sözleşmenin en başından itibaren geçen beş ayda hiçbir şekilde doğru çalışmamasından kaynaklandığı, davalı tarafça gönderilmiş olan ihtarnamelerde “sözleşme bedelinin 470 lik kısmını … uygulamasının karşıladığını” beyan etmiş olduğu, buna karşın da 5 aydır çalışmadığı iddia edilen … uygulaması sebebiyle; Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül-Ekim aylarına ait davacı tarafça kesilmiş olan hizmet faturalarının davalı tarafça iadelerinin yapılmış olduğu, bu 5 aylık iade faturalarının dosya içeriğinde aynen görüldüğü, taraflar arasındaki bahse konu sözleşme 01.01.2021tarihinden itibaren 1 yıl geçerli olacak şekilde imzalanmış olup, sözleşmenin 31.12.2022 tarihinde biteceği, bahse konu faturaların sözleşme tarihleri kapsamında kaldığı, … uygulamasının sözleşmenin en başından itibaren geçen beş ayda hiçbir şekilde doğru çalışıp çalışmadığı hususunda teknik inceleme gerekeceği, ancak taraf defterlerine göre iade faturalarının taraflarca kabul edilmiş olduğunun görüldüğü, bu durumda tarafların iade faturalarını kabul etmeleri ile birlikte tarafların yasal defter kayıtlarına göre davalı tarafın 08.09.2021 takip ve 22.12.2021 dava tarihi itibarı ile herhangi bir borcunun olmadığı kanaatine varılmış ve 14/08/2023 tarihli rapor hükme esas alınarak davacının davalıdan alacağının bulunmadığı, davacı tarafın alacak iddiasını ispat edemediği sonucuna ulaşılmıştır. Bu kapsamda mali müşavir bilirkişi tarafından tanzim edilen 14/08/2023 tarihli raporun usul ve yasaya uygun olması ile hüküm kurmaya elverişli ve gerekçeli olması sebebiyle ilgili bilirkişi raporu hükme esas alınmış ve davanın reddine, davacının kötüniyetli olduğunu gösteren herhangi bir delil bulunmadığından yasal koşullarının oluşmaması nedeniyle davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin yasal koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 269,85-TL maktu karar ve ilam harcının, dava açılırken davacı taraftan peşin olarak alınan 565,54-TL harçtan mahsubu ile artan 295,69-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin, davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk tarife bedelinin, davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
8-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider/delil avansından artan avans olması halinde, hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.12/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*