Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/821 E. 2022/695 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/821 Esas
KARAR NO : 2022/695

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 13/06/2019
KARAR TARİHİ : 04/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;Avusturya’da mukim müvekkil şirket, Türkiye’de mukim davalı şirketten olan 55.815,13 Avro tutarlı ticari alacağının faizi ile tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Avusturya Wels Bölge Mahkemelerine başvurduğunu, … tarih ve …a sayılı kararıyla, müvekkil şirketin 55.815,13 Avro tutarlı alacağın, 13.02.2012 tarihinden itibaren bu alacak tutarı üzerinden işleyen %8 temerrüt faizinin ve ayrıca 4.645,98 Avro tutarındaki mahkeme masraflarının davalı şirket tarafından müvekkil şirkete ödenmesine karar verildiğini belirterek Avusturya Wels Mahkemesi’nin … tarihli ve …a sayılı ilamının Türkiye’de tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı tarafça … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/11/2020 tarihli … esas … karar sayılı dosyasında cevap dilekçesi verilmemiştir.
Davalı vekilince Mahkememize ibraz edilen 01/04/2022 tarihli cevap dilekçesinde ve özetle; tenfizi talep edilen dosyaya sunulan karar incelendiğinde; “gıyabi ve tanıma davasına ilişkin kısa hüküm karar:” şeklinde tanımlandığının görüldüğünü, bu tanımlamadan; davalının gıyabında karar verildiği, dayalının cevap ve savunma imkanını kullanıp kullanmadığının anlaşılamadığını, “kısa hüküm” ifadesi ile uzun ve gerekçeli ayrıca bir karar verilmiş olabileceğini, gerekçeli kararın dosyaya sunulması gerektiğini, kararda ihtilafa ilişkin alacak mesnedi ve temerrüt tarihi bakımından yine uygulanan faiz gerekçesi açısından da bilgi olmadığını, kararın …Tic. Ltd, Şti. aleyhine verildiğini, bu şirketin daha sonra ticaret ünvanının değiştiğini, daha sonra da tasfiyeye girdiğini, gelinen aşamada davalı tarafın “Tasfiye Halinde … Tic. Ltd. Şti.” olduğunu, bu ünvanla tasfiye sürecinde olduğunun tespiti gerektiğini belirterek davalı şirketin müflis olmadığına, ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye sokulduğunun tespitine, tasfiyenin iradi olarak Ortaklar kurulu kararı ile görevlendirilen tasfiye memuru vefat etmiş olmakla, ortaklar kurulunca yeni bir tasfiye memuru görevlendirilerek tasfiye memuru eliyle tasfiye sürecinin yürütülmesi gerektiğine, aksi takdirde somut olayda dava dışı … ilanına göre münferiden yetkili Süleyman Gürsoy’un tasfiye memuru olarak göreve devam etmesine, davacının ikame ettiği dava bakımından tanıma ve tenfizi talep edilen Avusturya mahkemesi kararının alınması sürecinde ve kararın kesinleşmesi sürecinde ayrı ayrı davalı şirkete tebligat yapılıp, savunma hakkı tanınıp tanınmadığının araştırılmasına, davalının yargılama zamanı 2012 yılı şartlarında davada ve kesinleşme sürecinde ayrı ayrı savunma hakkı kullandırılmamış ise mevcut dosya kapsamına göre davanın reddine, sair hususlarda alacak mesnedinin ticari alacak olduğu hususunun mahkemece gözetilmesine, ayrıca vekil avukat sayın …’e tebligat çıkarılarak, dosyada vekillikten istifa edip etmediğine, davaya devam edip etmeyeceğinin sorulması gerektiğine, gelecek cevaba göre davanın şirket adresine tebliğ edilmesine, mevcut dosya kapsamına göre ikame edilen tanıma tenfiz talepli davanın reddinine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 50 ve izleyen maddelerine dayalı olarak açılmış yabancı mahkeme kararının tenfizi davasıdır.
Türk mahkemelerinin tenfiz kararı verebilmesi için 5718 sayılı yasanın 50 ve devamı madddeleri gereğince; tenfize konu kararı veren mahkemenin bağlı bulunduğu ülke ile “karşılıklılık” esasının bulunması, ilamın Türk Mahkemelerinin kesin yetkisine girmeyen bi konuda verilmiş olması, Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması, tenfizi istenen tarafa o yer kanunları uyarınca usulüne uygun olarak savunma hakkı verilmiş olması, yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olması ve yabancı mahkeme kararının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı ve kararı veren Yargı organı tarafından onanmış örneği ile onanmış tercümesi, ilamın kesinleştiğini gösteren ve ülke makamlarınca usulün onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin tenfiz talebi ekinde yerel mahkemeye sunulmuş olması gerekir.
… 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/11/2020 tarihli … esas… karar sayılı kararının davalı tarafça istinaf edilmesi sonrası Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesinin 16/09/2021 tarihli 2021/647 esas 2021/1285 karar sayılı ilamıyla dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İncelenen davalı şirket sicil kayıtlarından davalı şirketin 19/04/2014 tarihinde tasfiye kararı aldığı, kararın 24/09/2014 tarihinde sicile tescil edildiği, tasfiye memuru olarak Bayram Ümit Bayramoğlu’nun atandığı, şirketin halen tasfiye halinde olduğu, tasfiye ilanlarının yapıldığı, ancak tasfiye tamamlanamadığından sicilden terkin işlemi yapılamadığı, davalı şirketin tasfiye memuru …’nun 16/03/2021 tarihinde vefat ettiğinin nüfus kayıt örneğinden anlaşıldığı, davalı şirket tarafından yeni bir tasfiye memuru da seçilmediği, şu halde davalı şirketin organsız kaldığı anlaşıldığından, mahkememizce şirkete re’sen ve iş bu yargılamada davalı şirketi temsil etmek üzere temsil kayyımı atanmasına karar verildiği, temsil kayyımınca beyan dilekçesinin sunulduğu, görevsizlikle mahkememize gelen dosyada görevsizlik kararı veren mahkemece ön incelemenin yapılmadığı anlaşıldı.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın,Avusturya Wels Mahkemesi’nin … tarih ve …a nolu mahkeme kararının tanınması ve tenfizi koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Davacı vekilince eksik harcın tamamlanmış olduğu; 12/04/2021 tarihli celse 2 nolu ara karar gereği; Türkiye Cumhuriyeti ile Avusturya Cumhuriyeti arasında imzalanan ve 3490 sayılı Kanunla onaylanan Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkında 23 Mayıs 1989 tarihi Sözleşme’nin 4/1,2 fıkraları ile ve 11 ve 12 maddeleri atfı ile 5718 Sayılı MÖHUK’un 54 maddesi uyarınca ve dosyaya sunulan kesinleşmiş kararda, davalıya yargılama sırasında savunma hakkını kısıtlamayacak şekilde tebligat yapıldığına dair bilgi yer almadığı gibi, ilamın davalıya tebliğ ediliğini gösterir bilgi de yer almadığı anlaşıldığından;
Davacı vekiline, tenfizi istenen ilamın davalıya tebliğ edildiğine, ayrıca yargılama sırasında davalının savunma hakkı kısıtlanmayacak şekilde davadan haberdar edildiğine dair tüm belgelerin, Avusturya yetkili makamlarınca onaylı örneğini dosyaya sunması için bir aylık kesin süre verildiği ve herhangi bir belgenini ibraz edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamından;Avusturya Cumhuriyeti arasında imzalanan ve 3490 sayılı Kanunla onaylanan Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkında 23 Mayıs 1989 tarihi Sözleşme’nin 4/1,2 fıkraları ile ve 11 ve 12 maddeleri atfı ile 5718 Sayılı MÖHUK’un 54 maddesi uyarınca ve dosyaya sunulan kesinleşmiş kararda, davalıya yargılama sırasında savunma hakkını kısıtlamayacak şekilde tebligat yapıldığına dair bilgi yer almadığı gibi, ilamın davalıya tebliğ ediliğini gösterir bilgi de yer almadığıgörülmüş anılan durum karşısında tenfiz koşulları oluşmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan TL harçtan mahsubu ile artan TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 58.875,38-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/10/2022

Başkan Üye Üye Katip
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI /
6.815,30-TL PEŞİN HARÇ
80,70-TL KARAR HARCI
6.734,60-TL. TALEP HALİNDE İADE HARÇ