Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/818 E. 2023/443 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/818 Esas
KARAR NO : 2023/443

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında devam eden ticari ilişki bulunması sebebiyle davalı şirkete, dava dilekçesinin ekinde detayları bulunan Reklam Gösterim Hizmeti karşılığında farklı tarihlerde düzenlenmiş üç ayrı E-arşiv fatura ile toplamda 35.400,00-TL borcunun bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından söz konusu alacağın tahsili amacıyla davalı şirket aleyhine … 9.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını ve ödeme emrinin davalı tarafa tebliğ edildiğini, ödeme emrinin tebliği üzerine davalı şirketin takibe, takip konusu alacağa ve işlemiş faize haksız, kötü niyetli ve hukuki mesnetten yoksun bir şekilde itiraz ettiğini, davalı şirket tarafından haksız olarak yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğini, dava şartı olan arabuluculuğa müracaat edildiğini ancak davalı şirketin ilgili adreste tanınmaması ve davalı şirket ile telefonla irtibat kurulamaması sebebi ile arabuluculuk toplantısı yapılmaksızın anlaşamama ile sonlandığını, davalı şirket, müvekkili şirket tarafından gönderilen fatura ve içeriğine -8 gün içerisinde- itiraz etmemiş olup borçlu olduğunu açıkça kabul ve ikrar ettiğini, müvekkili şirketin, davalı şirketten alacaklı olduğu ve bu alacağın miktarının itiraz edilmemiş faturalarla sabit olduğunu, davalı şirketin kendisine gönderilen faturalara 8 gün içerisinde itiraz etmediğini, tüm bu hususların dava konusu alacağın varlığını ve dava konusu icra takibine yapılan itirazın zaman kazanmak amacıyla kötü niyetli olarak yapıldığını ortaya koyduğunu, likit borca yapılan kötüniyetli itiraz sebebiyle davalı şirket aleyhine icra-inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyanla fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla davalının … 9.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına haksız ve kötü niyetli olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itiraz ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; 6100 sayılı HMK’da dava dilekçesinin içeriğinde neler olması gerektiğinin yazdığı ancak dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK 119.Maddesine aykırı olarak hazırlandığını, dava dilekçesinin bu maddeye uygun hazırlanmaması nedeniyle reddi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, bahse konu dosyada arabuluculuk işleminin usule aykırı yapıldığını, müvekkili şirketin haberi olmadan arabulucu ile başvurucu kendi aralarında son tutanağı düzenleyip haksız olarak bu davayı açtığını, taraflar arasındaki sözleşme … ilinde yapılmış olup davalının ikametgah adresinin de … olduğunu, bu nedenlerle davanın yetkili yer … Mahkemelerinde açılmaması sebebi ile de davanın yetki yönünden reddi ile dosyanın yetkili yer mahkemesi olan … mahkemelerine gönderilmesini, davacı vekili dava dilekçesinde gerçeğe aykırı şekilde beyanda bulunmuşsa da bu hususun da taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, böyle bir borcun olmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında yapılan yazışmalar neticesinde 12 ay süreli 01.02.2020 başlangıç tarihli 31.01.2021 bitiş tarihli olarak 4 adet raket için 40.000,00-TL kiralama bedelli bir anlaşma gerçekleştiğini, bu anlaşma neticesinde müvekkili şirketin ilk ödemesini gerçekleştirdiğini, daha sonrasında davacı şirket temsilcileri ile görüşmeler neticesinde anlaşmanın sona erdirildiğini ve iade faturasının müvekkili şirketçe kesildiğini ve davacı şirkete gönderildiğini, Covid 19 salgını nedeniyle kapanmalar yaşandığını, bu kapanma sürecinde davaya konu firmalar aralarında iletişim sağlayarak kapalı olunan dönem zarfında haliyle reklam panolarının kullanılmamasından dolayı aralarındaki sözlü anlaşmaya binaen sinema sektörünün faaliyet göstermemesinden kaynaklı olarak aralarındaki borç ilişkisinin sona erdiğini, kaldı ki faturaların varlığı borcun varlığı anlamına gelmediği gibi davacı şirket temsilcileri ile yapılan mail yazışmaları ve telefon görüşmeleri borcun olmadığını ispatladığını, davacı şirketin bu hususları bilmesine rağmen inkar etmekte kötü niyet sergilediğini, işbu sebepten dolayı davacının haksız ve kötü niyetli davasının reddini talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu beyanla her türlü dava ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile, açılan davanın hukuki yarar yokluğundan ve Yargıtay kararları doğrultusunda açılan davanın öncelikle usulden reddine, Mahkeme aksi kanaatteyse açılan davanın esastan reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR /
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, davacı şirketin İTO kaydı dosyamız arasına alınmış, davalı şirketin ticaret sicil kaydı celbedilmiş, … 9.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış, davacı şirketin BS formu celbedilmiş, davalı şirketin BA formu celbedilmiş, tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizin 30/06/2022 tarihli duruşmasında; ”Davalı vekilinin yetki itirazının, cevap dilekçesinin süresinde sunulmaması ve davanın bir miktar para alacağının tahsili talebine ilişkin başlatılmış icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin olması davalının davacı ile aralarında olan akdi ilişkiyi kabul etmiş olması HMK’nun 10. ve TBK’nun 89. maddeleri gereğince davacı alacaklının bulunduğu yer mahkemelerinin yetkili olması nedeniyle davacının yerleşim yerinin de … İli … İlçesi olması gözetilerek Mahkememizin iş bu davaya bakmakla yetkili olması nedenleriyle reddine” karar verilmiştir.
Mahkememizin 30/06/2022 tarihli duruşmasının (5) numaralı ara kararı ile; ”Davalı tarafın tanık dinletme talebinin süresinde cevap dilekçesinin sunulmaması ve HMK md.200 gereğince reddine” karar verilmiştir.
Mahkememizin 30/06/2022 tarihli celsesinin (2) numaralı ara kararı ile; “Çorum Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak; Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için davalının 2020 ve 2021 yılları Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde talimat mahkemesince re’sen seçilecek bir SMMM bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmasına” dair karar verilmiş ve bu doğrultuda SMMM bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 06/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
-Dava dosyası ve ekinde bulunan tüm defter ve belgeler ile yapılan yerinde inceleme sonucunda … A.Ş. Tarafından … Ltd. Şti.’ne düzenlemiş olduğu, toplamı 35.400,00-TL olan 3 adet faturanın, … Ltd. Şti. tarafından ticari defterlere işlendiği, bu faturalara istinaden 30.04.2021 tarihinde 35.400,00-TL tutarında iade faturası düzenlediği ve bu bilgiler sonucunda davacı şirketin …Tic. Ltd. Şti. Ticari defter kayıtlarında 0,60 TL alacaklı göründüğü görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 15/12/2022 tarihli celsesinin (1) numaralı ara kararı ile; ”Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli ile davacı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmesi ve itirazlarını da karşılayacak mahiyette birleştirici rapor tanzimi için davacının 2020 ve 2021 yılları Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına” dair karar verilmiş ve bu doğrultuda SMMM bilirkişisi Filiz Çelik tarafından tanzim edilen 25/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
-İncelenen davacı şirkete ait 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik defterler ile envanter defterlerinin yasal süresinde onaylandığı ve davacı şirketin 2020 ve 2021 yılı ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutmuş olduğundan davacı şirketin 2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı,
-Talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunda da davalı şirketin tarafına düzenlenen üç adet faturayı ticari defterlerinde kayıt altına alındığına dair tespitlerin yapıldığı, davalı şirketin icra takip tarihi olan 27.01.2021 tarihinden sonra 30.04.2021 tarihinde davacı şirkete iade faturası düzenlediği, davalı şirket tarafından düzenlenen iade faturasının taraflar arasında ihtilafa neden olduğu,
-Davacı …A.Ş.’nin düzenlediği üç adet e-arşiv faturasından kaynaklı olarak icra takip tarihi olan 27.01.2022 tarihi itibariyle davalı … Ltd. Şti.’den 35.400,00-TL tutarında alacağının bulunduğu, davacı şirketin …3. Noterliği’nin… tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tarafına düzenlenen 35.400,00-TL tutarlı iade faturasını kabul etmeyerek tarafına düzenlenen faturayı ihtarname ekinde davalı yana iade ettiği,
-Davalı şirketin icra takip tarihi olan 27.01.2021 tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü, görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporları teknik açıdan yeterli, denetime açık ve bilimsel verilere dayalı görülerek Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE /
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
… 9.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyanın dosyamız arasına alındığı ve takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 35.400,00-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalının yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İİK’nun 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
HMK’nun 320 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının, davaya konu ve takibe dayanak faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacağının varlığı ve miktarı, işlemiş faiz, temerrüt, icra-inkar tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı ile davalının icra takibine vaki itirazının haklı olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (MK m.6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m.190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasında TTK’nın 89.maddesinde tanımlandığı şekilde yazılı bir cari hesap sözleşmesi yapılmamıştır. Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından aradaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle de davacı taraf bu açık hesap ilişkisi nedeniyle alacağı talep edebilir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25/04/2018 tarihli, 2017/19-903 esa, 2018/974 karar, 28/03/2018 tarihli 2017/19-1634 esas, 2018/633 karar, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 30/10/2018 tarihli 2016/20574 esas, 2018/5306 karar, 18/04/2016 tarihli 2015/15462 esas, 2016/6686 karar sayılı ilamları da bu yöndedir.
Takibe konu cari hesap ekstresinin kaynağı ise fatura alacağıdır. Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle bu alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.
Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizce ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre usulüne uygun tutulmuş davacı tarafın ticari defterleri itibariyle davacı, davalı taraftan takip ve dava tarihi itibariyle 35.400,00-TL alacaklıdır. Zira incelenen taraf şirketlerin ticari defterlerinden de anlaşılacağı üzere taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunda da davalı şirketin tarafına düzenlenen faturaların -31/01/2020 tarih, … numaralı ve 11.800,00-TL bedelli, 27/02/2020 tarih, … numaralı ve 11.800,00-TL bedelli ve 26/03/2020 tarih, … numaralı ve 11.800,00-TL bedelli- davalı tarafa iletilmiş olduğu, davalı tarafın ilgili faturaları sistemde kabul etmiş olduğu, davalı şirketin tarafına düzenlenen faturalara 8 gün içerisinde itiraz etmediği, tarafına düzenlenen faturaları kabul ederek 2020 yılı ticari defterlerinde kayıt altına alındığı tespit edilmiştir. Davalı şirketin tarafına düzenlenen faturalara karşılık olarak kanuni süre geçtikten sonra ve hatta icra takip tarihinden sonra yani son faturanın üzerinden 1 yıl sonra 30.04.2021 tarihli … numaralı 35.400,00-TL tutarlı iade faturasını davacı şirket unvanına düzenlediği, düzenlediği iade faturasını 05.05.2021 tarihinde posta yoluyla davacı şirkete gönderdiği tespit edilmiştir. Bununla birlikte davacı şirketin ise,… 3. Noterliği’nin …tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tarafına düzenlenen iade faturasını kabul etmeyerek tarafına düzenlenen faturayı ihtarname ekinde davalı yana iade ettiği görülmüştür. Yukarıdaki açıklamalar ışığında; davaya konu ve takibe dayanak olan üç faturanın da davalı tarafa iletilmiş olması, davalı tarafın ilgili faturaları sistemde kabul etmiş olması, davalı şirketin tarafına düzenlenen faturalara 8 günlük yasal süre içerisinde itiraz etmemesi, tarafına düzenlenen faturaları kabul ederek 2020 yılı ticari defterlerinde kayıt altına alması, yine işbu faturaların davacı şirketin BS formunda, davalı şirketin ise BA formunda yer alması ile Mahkememizce ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporlarına göre HMK’nun 222/3. Maddesi de dikkate alınarak davacının üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getirdiği ve alacağın(35.400,00-TL) ispat edildiği anlaşılmıştır. Davalının bu durumda, bu bedele ilişkin varsa ödeme hususunu ispat etmesi gerekir. Davalının bu alacak yönünden ödeme savunması da bulunmamaktadır.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının kayıtlara dayalı likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğu kanaati ile, İİK’nın 67/2.maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 35.400,00-TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının … 9.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 35.400,00-TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin 35.400,00-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık değişen oranlarda avans faiz yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına,
2-Hükmolunan 35.400,00-TL’nin %20’si oranında (7.080,00-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 2.418,17-TL maktu karar ve ilam harcından 427,55-TL peşin alınan harcın mahsubuna, bakiye 1.990,62‬-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstanbul Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk tarife bedelinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 427,55-TL peşin harç, 59,30-TL başvuru harcı, 4.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 233,85-TL posta gideri olmak üzere toplam 4.720,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-HMK.nun 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan miktarın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin huzurunda, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/06/2023

Katip
¸

Hakim
¸