Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/811 E. 2023/272 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/811 Esas
KARAR NO : 2023/272

DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/02/2018
KARAR TARİHİ : 11/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;davalının haksız haczi nedeniyle müvekkili şirketin tasfiye edilmek zorunda kaldığını belirterek davalı şirketin haksız ve hukuka aykırı yaptığı hacizler nedeniyle müvekkilince ödenen kira, tasfiye memuru ücreti, mali müşavir ücreti, 372.324,32 TL ve 22.260 USD maddi zararın, kar kaybı olarak şimdilik 60.000,00 TL belirsiz tazminatın ve kiralanan taşınmaza yapılan inşaat ve tadilat masrafı, KDV dahil 91.533,20 TL değer kaybından dolayı 20.000,00 TL olmak üzere şimdilik 101.533,20 TL belirsiz tazminatın, 10.791,12 TL ihbar tazminatı ile 22.260,00 kira bedeli tam maddi zararın ve 200.000,00 TL tam manevi zararın, ilk haksızhaczin uygulandığı 11/02/2016 tarihinden başlayarak kısa vadeli iskondto faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davalının görevsiz mahkemede açıldığını belirterek öncelikle davanın görevsizlik nedeniyle reddine, yasal süresi geçmiş olması nedeniyle davanın zaman aşımı nedeniyle reddine, haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; dava dışı asıl borçlu şirket hakkında yürütülen icra takibi sırasında davacı şirket hakkında uygulanan haksız haciz iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemenizin 04/12/2018 tarihli 2018/156 esas 2018/1209 karar sayılı kararı ile TTK’nun 4 ve 5 maddesi kapsamında ticari dava niteliğinde olmadığından davaya bakmanın Asliye Hukuk Mahkemesinin görevi kapsamında bulunduğu sonucuna varılarak görevsizlik kararı verilmiştir.
Mahkememizce verilen görevsizlik kararı sonrası dosyanın … 9.Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sırasına kaydının yapıldığı, … 9.Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/10/2020 tarihli … esas …karar sayılı kararı ile karşı görevsizlik kararı verildiği, verilen karar üzerine dosyanın İstinaf incelemesine gönderildiği, Bölge Adliye Mahkemesi 20/09/2021 tarihli 2021/455 esas 2021/1340 karar sayılı ilamı ile Mahkememizin görevli mahkeme olarak belirlenmesine karar verildiği, verilen karar üzerine dosya mahkememize gönderilerek 2021/811 esasa kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
HMK’nun 137 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacıın haksız haciz nedeniyle davalıdan maddi ve manevi tazminat alacağının varlığı ve miktarı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
21/06/2022 tarihli celsede mahkememizce davacı tanıkları dinlenilmiş olup;
Davacı tanığı …, yeminli ve imzalı beyanında; ” hacizlerin yapıldığı tarihte davacı şirkette sekreter olarak çalıştığını , o dönemde üç kez çalıştığı ofise hacze gelindiğini hatırladığını, avukatlar ve polisler eşliğinde hacze gelindiği, biz sorumlu müdüre haber erdik, haciz esnasında doktorların odalarına da girilerek bilgisayarlara haciz konulmak istendiği, bilgisayarların doktorların kişisel eşyası olduğunu söylediklerini, hacizlerden bir kısımda mesai saatleri içerisinde hasta muayeneleri yapılırken haciz gerçekleştirildi, hem doktorlar hem de hastaların bundan rahatsız olduklarını, doktorlarla birlikte çalışan diyetisyenlerin tartılarını haciz etmek istediği, bu hacizlerden doktorların rahatsız olarak başka hastanelere geçtikleri, bir süre sonra şirket kapandığı,doktorların ayrılmasını gerektirecek başka bir husus bulunmamasına rağmen doktorlar birer birer ayrıldılarını giden doktorların yerine yenisi gelmediğini, şirketin mali durumu nasıldı bilmediğini, şu an başka bir yerde çalıştğını, haciz sırasında bir taşkınlık olduğunu hatırlamadığını, bir tartışma yaşandığını ama avukatların polisle birlikte mi geldiğini, polisin sonradan mı geldiğini hatırlamadığını,
Davacı tanığı …-yeminli ve imzalı beyanında;” hacizlerin gerçekleştiği dönemde davacı şirketin avukatlarından olup şu anda vekalet ilişkisinin bulunmadığını, davalının birkaç kez hacze geldiğini, kendisinin borçlu vekili olarak ilk haciz haricinde tamamında orada bulunduğunu, ilk hacizde istikhak iddiasında bulunulmuş olup istikhak iddiası üzerine dosya icra hukuk mahkemesine gittiği, ve burada mahkemenin takibin devamı ve istikhak talebinin reddi kararı üzerine ikinci kez hacze gelindiği, kendisine haber verilince haciz mahalline gittiğini, burasının bir tıp merkezi olup , gittiğinde orada alacaklı vekili , icra memurları, yediemin, polisler ve hamalların olduğunu, haciz mahalli hasta muayenesinin devam ettiği saatlerde haciz sırasında kalabalık olup bekleme alanında hastaların bulunduğunu, haciz işlemi için doktorların odalarına ve muayene alanlarına girildiğini, birçok mal haczedilip, o an muayenesi olmayan bir doktorun odasına girilerek onun şahsi eşyaları, çekmeceleri karıştırılarak haciz işleminin yapıldığını, tüm bunlar tıp merkezi hastalarının ve doktorlarının önünde cereyan ettiğinden burada muhafaza yapılmaması için itirazı kayıt ile ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, 2, 3 gün sonra istikhak davası devam ederken başka bir dosyadan aynı alacaklı vekilinin aynı şekilde yeniden hacze geldiği ve yine aynı ortam oluştuğunu kendisinin istikhak iddiasında bulunması nedeniyle muhafaza yapılamadığını, müvekkile görüştüğümüzde bu şartlar altında faaliyete devam etmek mümkün görülmediğinden tıp merkezinin kapatılmasına karar verildiğini, haciz esnasında her ne kadar icra memuru bulunsa bile çok kalabalık bir ortam olup alacaklı vekili genç bir avukattı ve doğrudan kendisi de haciz edilecek mal bulunup bulunmadığının tespiti için odalara girip çıktığını, davacı şirkete ve o gün haciz mahallinde bulunalar terörize edildiğini”,
Davacı tanığı …yeminli beyanında;” ilk haczin gerçekleştiği tarihte davacı şirket vekili olup şu an vekalet ilişkisinin bulunmadığını, ilk haciz esnasında davacı şirket tıp merkezinde haciz işlemi yapıldığı haberi gelince haciz mahalline gittiğinde dışarıda kalabalık grup olduğu ancak hacizle ilgili olmadıklarını anlayıp içeri girdiğinde çok gürültülü bir ortamla karşılaştığını, polisler, haciz memuru, alacaklı vekili, bekleme alanında hastaların mevcut olup, doktorların muayenelerinin devam ettiğini, alacaklı vekilinin paranın ödenmesi aksi halde haciz işlemlerinin gerçekleştirileceği yönünde yüksek sesle beyanda bulunduğunu, kendisini toplantı odasına davet edip, haciz mahallinin bir tıp merkezi olduğunu, haciz yapılırken daha hassas davranılması gerektiğini, haciz mahallinde bulunan malların borçluya ait olmadıklarını ilettiğini, ayrıca icra memurundan da dosya ile ilgili bilgi istediğini, fakat alacaklı vekilinin talebini kabul etmeyerek doktorların odalarına da girerek haczedilecek mal bulunup bulunmadığını araştırmaya devam ettiğini, bu esnada hastaların bir kısmı tıp merkezinden ayrılmak zorunda kaldıklarını, yine doktorların bir kısmı da o an orayı terk ettikleri en sonunda istikhak iddiasında bulunması üzerine herhangi bir muhafaza işlemi yapılamayarak alacaklı vekili , polisler ve icra memurunun oradan ayrıldığını ancak o gün gün bitiminde içeride hiçbir müşteri kalmayıp herkesin moralinin bozulduğunu, daha sonra gerçekleşen hacizlerde bulunmadığını , haciz mahalline gittiğinde alacaklı vekilinin anlattığı şekilde davrandığını görünce önce icra memuruna yönelip sonra da kendisin durumun ne olduğunu anlayabilmek ve anlatabilmek için toplantı odasında konuşmayı teklif ettiğini, ancak davalı vekilinin bunu kabul etmeyip paramı verin deyip bağırmaya devam ettiği ve dosya borcunun ödenmemesi halinde muhafaza işlemi yapacağın tüm hastalar, doktorlar önünde bağırarak ifade ettiğini, haciz mahallinde icra memurunun alacaklı vekilinin baskıcı tutumla ileri sürdüğü taleplerine göre hareket ettiğini, alacaklı vekili bizzat kendisi de orada şirket çalışanlarıyla çok sert ve nezaketsiz bir biçimde iletişime girdiğini, kendisinin gittiğinde polis orada olup dolayısıyla haciz mahallinde polisin neden geldiğini bilmediğini ayrıca alacaklı vekilinin veya haciz memurlarının can güvenliğini tehdit edecek bur durum söz konusu bulunmadığını”,
04/10/2022 tarihli celsede davacı şirket temsilcisi …’un isticvabına karar verilerek …’un beyanına başvurulmuştur.
… imzalı beyanında; “Davacı şirketin, 3 adet doktorun oluşturduğu muayenehaneye danışmanlık hizmeti veren ve doktor muayenehanesi olarak kiralanan klinik mahiyetinde olduğunu, kendisinin de bu şirketin ortaklarından olup, mevcut davacı şirket bünyesinde 3 doktor kiralama yapmak suretiyle muayenehanesi mevcut olduğunu, haciz esnasında da sadece bu 3 doktor ve onların hastalarının mevcut olduğunu,her üç haciz esnasında ortalama 4 ya da 5 hastanın bulunup mevcut klinik kiralanmış halde bulunan 3 doktor odasından ibaret olduğunu, ruhsatlı özel doktor muayenehanesi kapsamında olup muayenehane dışında ayrıca bir labratuvar hizmeti verilmediğini, Bahse konu mahaldeki muayenehane kiralayan doktorlardan biri dahiliye uzmanı, biri fizyoterapist diğerinin de kardiyoloji uzmanı olduğunu, davaya konu edilen 11/02/2016 – 22/02/2016- 25/02/2016 tarihli 3 adet hacizde de haciz mahalinde bulunduğunu, 11/02/2016 tarihli ilk hacizde ilk etapta dışarıda olup, özel muayenehane de bulunan sekreterin araması üzerine derhal haciz mahaline geldiğini, içeride avukat beyle beraber bir adet polis memurunun bulunduğunu, konuyu anlamak üzere içerideki odaya davet etmek istediğini, polisle gelinmesine itiraz ettiğini ihtiyati hacize gelen alacaklı vekili çok yüksek sesle ve hastaları rahatsız eder mahiyette harekette bulunması ile hacizin gerçekleştirdiğini, içeride hastaların olduğu defaatle belirtilmesine rağmen haciz yapmaya devam edildiğini ve özellikle de muayene esnasında fizyoterapist doktorun odasına kapıyı çalmadan giriş yapıp ancak hasta olduğunu görmeleri üzerine herhangi bir işlem yapmadan çıktıklarını, Sonrasında da haczedilen menkullerin tarafına yedi emin olarak teslim edildiğini, kısa bir süre sonra 2.kez hacze gelinmesi üzerine esasen avukatım tarafından ödeme yapmamıza gerek olmadığı hususu beyan edilmiş olmasına rağmen ben hacze engel olmak amacıyla ihtirazi kayıtla dosya borcunu ödediklerini bu nedenle hacze devam edilmediğini, Alacaklı vekili tarafından tek bir dosyaya istinaden haciz yapıldığı beyan edilmiş olmasına rağmen kısa bir süre sonra başka bir dosyadan dolayı yeniden hacze gelindiği ve ilk haciz ile son haciz arasında geçen sürede sahibi bulunduğu şirketin kiracısı konumunda olan 3 uzman doktorunda muayenehanelerini boşaltarak terk ettileri çünkü bahse konu yerin bahsettiği şekilde 3 uzman doktorun ruhsatlı özel muayenehanesi kapsamında olup, ortağı olduğu … şirketi ise bu 3 doktora muayenehanelerini temin eden üst kiracı konumunda bulunduğunu bu muayenehanelerin tefrişatı ve eşyaları davacı şirket tarafından yapılmış olup doktorların sadece şahsi eşyaları ile burada bulunduklarını, bahse konu hacizler sonrasında ise şahsi eşyalarını alarak ayrıldıklarını, bu kapsamda da davacı şirketin ekonomik sıkıntıya girdiğini, Her bir doktor muayenehanesinin aylık kirasının hatırladığı kadarıyla haciz esnasında maximum 3 – 4 bin TL olup davacı şirketin aylık giderlerinin o tarih itibarıyla 30 – 40 bin TL civarında olduğunu, Bahse konu klinikte 3 doktor muayenehanesini alt kiracı ilişkisi yanında ayrıca sekreterya hizmeti davacı şirket tarafından verildiği gibi elektrik su faturalarının da davacı şirket tarafından karşılandığını, bu 3 doktorun hacizler sebebiyle ayrılmasından sonra başkaca bir kiralama ilişkisi de söz konusu olamadığını çünkü doktor bulmak çok zor olup bu kapsamda iş yeri boş kalarak sonrasında tasfiye aşamasına geçildiğini, şirketin karlılığına geçileceği esnada hacizler sebebiyle zor duruma düştüğünü” beyan etmiştir.
İş Mevzuatı Nitelikli Hes. Uzmanı …, Bağımsız Denetçi SMMM … tarafından düzenlenen 23/01/2023 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı lehine Kar Kaybı hesap edilecek mali veriye ulaşılamadığından, tarafımızdan hesaplama yapılamamıştır. Davacı taraf kiraladığı iş yerinden sözleşme süresi sonunda çıkması durumunda (Her halükarda kiracı olduğundan kira sözleşmeleri ile süre uzatılsa da sonuçta mal sahibi tarafından talep edilebilecek bir tarihte mevcut bir tahliye sebebi varsa kiralanan yeri boşaltmakla yükümlüdür.) işyerini teslim aldığı gibi bırakmakla yükümlü olduğundan bu davaya konu edilen kira ve tadilat onarım bedellerini ticari hayatın olağan akışı içerisinde, davacının kiraladığı taşınmazı kullandığı ve verdiği hasarı da karşılamak zorunda olduğundan her halükarda tadilat ve onarım yapmak zorunda kalacağından, davacı tarafından dava dışı Mal sahibine bırakılan 14.000.- USD (7.000.- USD Nisan 2016 Kirası — 7.000.- USD tadilat onarım bedeli) için davalının bir bedel ödemesi gerektiği kanaatinde olduklarını, davacının kanuni defterlerinde yer alan ve belgelerinde paylaştığı, sonraki süreçte “Hurda” değerden satışını yaptığı Demirbaşların il 1 / hurda değerinin çok düşük olacağı kuvvetle muhtemel olup Heyetimizde demirbaşların tasfiye tarihindeki değerini belirleyebilecek Teknik bilirkişi olmamakla birlikte davacının Kanuni Defter değerleri üzerinden tasfiye başlangıç süresindeki kalan NET defter değeri esas alındığında yaklaşık 8.000.- TL’a olabileceği, işçilik alacaklarına ilişkin olarak talep edilebilecek tutarın 9.450,27 TL olduğu, Mahkemenin davacının davasında haklı olduğu yönünde karar vermesi halinde, davacı tarafından davaya konu iş yerinin tadilatı için kiraya verilene bırakılan 7.000.- USD’nin 25.4.2016 tarihli TCMB döviz alış kurundan 19.919,90 TL fazladan ödemesi olabileceği, tespit, değerlendirme ve Kanaatine varılmış olmakla birlikte, Yapılan değerlendirmeler sadece usul ekonomisine hizmet etme amacı taşımaktadır, herhangi bir şekilde hukuki görüş beyanı içerdiği belirtilmiştir.
… tarafından düzenlenen 23/01/2023 havale tarihli bilirkişi ayrı raporunda; Yargıtay kararlarına göre, bir haczin haksız haciz olarak nitelendirilebilmesi için haciz işleminin borçlu olmadığı bilinen bir kişi veya borçluya ait olmadığı bilinen bir eşyaya yönelik yapılmış olması gerektiği, dava dışı … Ltd. Şti.’ye yöneltilen takipte haciz gerçekleştirilmek üzere davacı şirketin adresine gidildiği, evrak araması sırasında dava dışı … şirketine ait kredi kartı hesap bilgisi dökümü tespit edilmesi üzerine haciz gerçekleştirildiği, davacı şirketin istihkak iddiasında bulunması üzerine dosyanın İİK m.97, f.1 hükmüne göre icra mahkemesine tevdi edildiği, dosyayı inceleyen … 5. İcra Hukuk Mahkemesinin, davacı şirket yetkilisi ile dava dışı … şirketinin yetkilisinin aynı kişi olduğundan ve dava dışı Metropol şirketinin haciz gerçekleştirilen adresle fiilen ilgili olduğunun anlaşıldığından bahisle haczin borçlunun elinde bulunan mal hakkında uygulandığını kabul ederek takibin devamına karar verdiği, takibin devamına yönelik olarak verilen bu karar sonrasında yeniden davacı şirketin adresine hacze gidildiği, davacı şirketin dosya borcuna yeter parayı ihtirazi kayıtla ödemesi üzerine herhangi bir muhafaza işlemi yapılmadan haciz mahallindeki işlemlere son verildiği, 11.02.2016 tarihli haciz tutanağındaki ifadeler ile takibin devamına ilişkin … 5.İcra Hukuk Mahkemesinin 18/02/2016 tarih ve … E., … K. Sayılı kararı nazara alınarak, dava konusu edilen haciz işleminin, borçlu olmadığı bilinen bir kişi veya borçluya ait olmadığı bilinen bir eşyaya yönelik olarak yapılıp yapılmadığının değerlendirmesinin Sayın Mahkemenize bırakıldığı, davacı tarafından … 5. İcra Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasından ikame edilen istihkak davasında davacı lehine hüküm tesis edilmiş ve bu karar kesinleşmişse de; Yargıtay kararlarına göre, istihkak davasında verilen bu kararın huzurdaki haksız hacizden kaynaklı tazminat davasını bağlayıcı bir yönünün bulunmadığı, huzurdaki davanın TBK m.72’de öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı belirtilmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları , ibraz edilen deliller ,tanık anlatımları , bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde ;
Dava, haksız haciz nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup ,Davacı tarafça şirketin adresinde yapılan haczin haksız olduğu belirtilerek taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı, Davalı tarafından borçlusu hakkında yürütülen icra takibi aşamasında 3.kişi konumunda bulunan davacının iş yerinde haksız haciz uygulamasına bulunulduğu, haciz tehdidi altında ödeme yapılmak zorunda kalındığı ve bunun ayrı bir dosyada talep edildiği belirtilerek haksız haciz uygulanması nedeniyle uğranılan zararın talep edildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça zamanaşımı def’inde bulunulmuş olup davaya konu edilen hacizlerden ilki 11.02.2016 tarihinde gerçekleştirildiği İİK m.72 uyarınca işleyen 2 yıllık zamanaşımı süresinin 11.02.2018 tarihinde dolduğu ancak 11.02.2018 tarihi Pazar gününe denk gelmesi nedeni ile zamanaşımı süresinin bir sonraki iş günü olan 12.02.2018 tarihine uzadığı iş bu davanın da 12.02.2018 tarihinde açıldı görülmekle davanın zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı firmanın … 8. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında dava dışı …, … Şti., … Şti. ve …Ltd. Şti. aleyhine takibe geçtiği ve ihtiyati haciz kararı aldırdığı, … 8. İcra Müdürlüğü’nde başlatılan takip ile ilgili … 35. İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyasından davacı … firması hakkında fiili haciz başlattığı,11.02.2016 tarihinde davacı şirkete ait adreste haciz gerçekleştirildiği,haciz sırasında davacı şirketin istihkak iddiasında bulunması üzerine İcra Müdürünün, İİK m.97, f.1 uyarınca dosyayı İcra Mahkemesine tevdi ettiği, davacı firmanın haciz sırasında istihkak iddiasında bulunduğu ve bunu haciz tutanağına geçirttiği ve bilahare de istihkak iddiasının icra müdürlüğüne sunulduğu, … 5. İcra Hukuk Mahkemesince 18/02/2016 tarihinde tesis edilen … E., … K. sayılı kararda, “… 8. İcra Dairesinin … takip dosyasının tetkikinden haczin borçlunun adresinde uygulandığı, haciz tutanağına göre istihkak iddia eden şirket ile borçlu şirket yetkilisinin aynı kişi olduğu, borçlunun takip adresiyle fiilen ilgili olduğu, adres ve ilgililik itibari ile İİK’nun 97/A maddesi uyarınca alacaklı lehine karinenin varlığı, böylece haczin borçlu elinde bulunan mal hakkında uygulandığının kabulüyle karar verilmesi gerektiği kanaatiyle İstihkak konusu menkul yönünden Davanın Reddine, Takibin Devamına” karar verildiği , … 5. İcra Hukuk Mahkemesinin takibin devamına yönelik verdiği karar sonrasında 22/02/2016 tarihinde davacı şirkete ait adrese yeniden hacze gidildiği, bu haciz sırasında hamal ve nakliye aracı da hazır edildiği, ancak davacı şirketin icra memuru tarafından hesaplanan 61.500,00 TL’yi ihtirazi kayıtla icra dosyasına yatırması nedeniyle herhangi bir muhafaza işlemi uygulanmadığı görülmüştür.
11.02.2016 tarihinde gerçekleştirilen hacze ilişkin tutanakta “Verilen karar gereği yukarıda yazılı borçlu adresine gelindi. Çalışan … hazır. Geliş sebebi ve karar anlatıldı. Borçlu şirket yetkilisi … soruldu. Şu an kendisi yok, dedi. Telefonla, …arandı. Şu an adreste olmadığını söyledi. Haciz ve muhafaza işlemi yapılacağı hususu borçlu şirketin yetkilisi …’e iletildi. İstediğiniz işlemi yapabilirsiniz, dedi. Ayrıca … hanım söz aldı; Burası sadece …’e ait değildir, ortakları vardır, dedi. Devamla 155’ten polis arandı. Polis memurları hazır. Polis eşliğinde talep üzerine evrak araştırmasına geçildi. Bilgisayarda evrak araştırılması için arama motoruna borçlu şirket unvanı yazıldı. 1 adet Kredi Kart hesap bilgisi dökümü tespit edildi. Nüshası dosyaya alındı. Alacaklı vekili söz aldı; haciz ve muhafaza talep ediyorum, dedi. Talep üzerine hacze başlandı. (…) Yukarıda yazılı mallar tarafımca fiilen haczedilip kıymet takdiri resen yapılmış olup yedieminliğin hukuki ve cezai sorumlulukları anlatılarak 3. şahıs şirketin yetkilisi … ‘a bırakıldı. … hanım söz aldı; Anladım, kabul ediyorum, dedi. Devamla 3. Şahıs şirketi … Şti. Vekili Av. … söz aldı. Gelinen şirketin dosya borçluları ile herhangi bir ilişkisi olmadığı aşikardır. Dosyaya vergi levhasının suretini ibraz ediyorum, dosya borçlusu …ve … şirketleridir. Müvekkil şirketle herhangi bir bağ yoktur, haciz kabul etmiyoruz, dedi. Alacaklı vekili söz aldı; Gelinen adres borçlu … Şti. ve bu şirketin kurucusu ve yetkili ortağı …’ın gerek şirket gerekse şahsi ticari faaliyetlerini sürdürdüğü adrestir. İİK 80/3 mad. gereğince yapılan kıymetli evrak araştırmasında borçluya ait 3 adet evrak bulunmuştur, istihkak iddiasını kabul etmiyoruz, istihkak iddia eden şirket ile alacalılara zarara uğratma kastıyla muvazaalı işlemler gerçekleştirilmektedir. Bu durum TTK’nın basiretli iş yapma yükümlüğüne de aykırıdır. İstihkak iddiası süreci uzatmak amacıyla kötüniyetle yapılmaktadır. Zaten borçlu şirket yetkilisi şuanda bulunduğumuz haciz mahalinde istihkak iddia eden şirketin sabit telefonu ile görüşme yapılmıştır. Bulunan tüm evraklar ve emareler açıklanan durumu göz önüne sergilemektedir, haciz ve muhafaza talebimizi yineliyoruz,, dedi. 3. şahıs şirket yetkilisi vekili söz aldı; haciz ve muhafazasına itiraz eder, reddini talep ederiz, yapılan evrak araştırmasında tespit edilen evrakların ilgisi yoktur, müvekkil şirket ile dosyanız borçlusu şirketlerle herhangi bir organik bağ bulunmamaktadır. İstihkak iddiamızı tekrar ederiz, dedi. Alacaklı vekili söz aldı; 3. Şahıs şirketin vekilinin beyanlarını kabul etmiyoruz, borçlu şirket ile istihkak iddia eden şirket aynı işkolunda faaliyet göstermekte olup, aralarında hukuki, organik ve fiili bağ mevcuttur, dedi. İşleme son verildi. Tutanak birlikte imza altına alındı.” ifadelerinin yer aldığı görülmüştür.
Bir haczin haksız sayılabilmesi için; haciz işlemi borçlu olmadığı bilinen bir kişi veya borçluya ait olmadığı bilinen bir eşyaya yönelik yapılması durumunda haksız olarak nitelendirilir.
Somut olayda ;dava dışı … Ltd. Şti.’ye davalı …Ş tarafından yöneltilen takipte haciz gerçekleştirilmek üzere davacı şirketin adresine gidildiği, evrak araması sırasında dava dışı … şirketine ait kredi kartı hesap bilgisi dökümü tespit edilmesi üzerine haczin gerçekleştirildiği davacı tarafça ileri sürülen istihkak iddiasının … 5. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından ” davacı şirket yetkilisi ile dava dışı Metropol şirketinin yetkilisinin aynı kişi olduğu ve dava dışı Metropol şirketinin haciz gerçekleştirilen adresle fiilen ilgili olduğunun anlaşıldığından bahisle haczin borçlunun elinde bulunan mal hakkında uygulandığını kabul ederek takibin devamına karar verdiği,” takibin devamına yönelik olarak verilen bu karar sonrasında yeniden davacı şirketin adresine hacze gidilmiş, davacı şirketin dosya borcuna yeter parayı ihtirazi kayıtla ödemesi üzerine herhangi bir muhafaza işlemi yapılmaksızın haciz mahallindeki işlemlere son verildiği,
… 5. İcra Hukuk Mahkemesinin …E…. K. Sayılı 18.10.2016 tarihli kararda “… 8. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası işlemden kaldırılmış olmakla; tüm hacizler kaldırıldığından dava konusuz kalmıştır, bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının sunmuş olduğu faturaların hacizli mallarla örtüştüğü, defter kayıtlarına da işli olduğu anlaşılmış, borçlu şirket ile istihkak iddiacı şirketin ticaret sicil adresinin farklı olması göz önünde alındığında malların davacı şirkete ait olduğuna kanaat getirilmiş, organik bağ hususunda ise davacı şirketin ortağı ile borçlu şirketin ortağının aynı olması tek başına organik bağ kabul edilmemiştir., bu nedenle yargılama gideri ve vekalet ücreti davalı alacaklı üzerinde bırakılmış olup; aşağıdaki hüküm kurulmuştur. 1- Davanın konusuz kalması nedeniyle Karar verilmesine yer olmadığına” karar verildiği, verilen bu kararın … A.Ş. tarafından istinaf edildiği, istinaf incelemesini gerçekleştiren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 16/12/2016 tarihinde tesis ettiği 2016/168 E., 2016/148 K. sayılı kararla, istinaf başvurusunun kesin olmak üzere esastan reddine karar verdiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı tarafından davalı aleyhine açılan istihkak davasında davanın konusuz kaldığı belirtilmekle beraber davacının iddiaları haklı görülerek davalı …Ş. aleyhine yargılama giderine hükmedilmiş ise de istihkak davası sonucunda verilen kararların, haksız hacze dayalı olarak genel hükümler dairesinde açılan tazminat davaları bakımından bağlayıcı bir yönünün bulunmadığı bu kapsamda; … 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 18/02/2016 tarih ve … E., … K. sayılı kararı 11.02.2016 tarihli haciz tutanağındaki ifadeler mahkememizce dinlenilen tanık anlatımları bir arada değerlendirildiğinde dava konusu edilen haciz işleminin, borçlu olmadığı bilinen bir kişi veya borçluya ait olmadığı bilinen bir eşyaya yönelik olarak yapılmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça manevi tazminat isteminde de bulunulmuş olup Dava, haksız eylem iddiasına dayalı olup; sorumluluğun kaynağı konusunda da özel bir düzenleme bulunmadığı TBK.m.49 vd. hükümlerinin gözönünde bulundurulduğunda haksız haciz işlemi söz konusu olmadığı gibi kişilik haklarına saldırı oluşturacak şekilde bir haciz işlemi de bulundurulmadığından, sorumluluk koşullarından olan hukuka aykırılık unsuru gerçekleşmediği nazara alınarak manevi tazminat isteminin reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Zamanaşımı def’inin REDDİNE,
2-Maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerinin ayrı ayrı REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 7.810,30-TL harçtan mahsubu ile artan 7.630,40-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 67.028,18-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 11/04/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI /
7.810,30-TL PEŞİN HARÇ
179,90-TL KARAR HARCI
7.630,40-TL. TALEP HALİNDE İADE HARÇ