Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/802 E. 2022/711 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/802
KARAR NO : 2022/711

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 07/12/2021
KARAR TARİHİ : 06/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Şirketi’nin 04/04/2001 yılında kurulduğunu, 19/09/2003 yılından itibaren … İli … İlçesi …Cad. No:… adresinde faaliyet gösterdiğini, 08/10/2020 tarihinde … Organize Sanayi Müdürlüğü …sayı numaralı kararı ile Organize Sanayi Bölgesi adres güncellemesi yapılarak müvekkili şirketin aynı faaliyet adresi … olarak revize edildiğini, fiili olarak herhangi bir adres değişikliği olmadığını, davalı tarafından dava dışı borçlu … Ltd. Şti aleyhine … 30. İcra Dairesi … E. Sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığı, 24/09/2021 tarihinde … İcra Dairesi … Talimat Numarası ile müvekkili şirketin adresinde fiili haciz yapıldığını, fiili haciz esnasında müvekkili şirketin borçlu firma ile hukuki yada fiili bağlantısı olmadığı bildirilmiş ise de davalı şirket vekili tarafından fiili haciz ve muhafaza talep edildiğini ve istihkaklı haciz işlemi yapıldığını, haczedilen menkullerin 3. Kişiye yediemin olarak teslim edilerek haciz mahallinde bırakıldığını, dava dışı borçlu … Ltd. Şti’nin 16/09/2013 tarihinde müvekkili şirketin faaliyet adresinde kiracısı olarak kurulduğunu 17/05/2017 tarihinde şirket hisselerinin tamamı kurucular dışında 3. Kişiye devredilerek şirket adresi… olarak değiştirildiğini, aynı şirket tekrar 26/02/2018 tarihinde faaliyet adresini … olarak değiştirildiğini, dosya borçlusu … Tic. Ltd. Şti’nin 2017 yılında faaliyet adresi değiştiğini ve müvekkili şirket ile hiç bir hukuki yada fiili bağlantısı kalmadığını, açıklanan bu durum ticaret sicil gazeteleri ve vergi levhaları ile de açıkça görüleceğini, müvekkilinden haksız ve hukuka aykırı şekilde ihtiyati haciz kayıtlı olarak tahsil edilen tutarın iadesi için her iki tarafı da taciz olduğundan arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak taraflar arasında herhangi bir anlaşma sağlanamadığını, davalının menkul ve gayrimenkulleri üzerine ihtiyati haciz/tedbir konulmasını, haciz baskısı altında ödenmek zorunda kalınan 127.219,80 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek reskont avans faizi ile birlikte alınarak müvekkili şirkete ödenmesine, davalı tarafın asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının icra dosyasında borçlu sıfatı bulunmadığından, İİK. Md. 72 gereğince icra dosya borcuna istinaden yapılan ödemelere ilişkin ancak dosya borçlusu tarafından istirdat davası açılabileceğinden, bu eksiklik aktif husumite yokluğu sebebi teşkil ettiğinden HMK. Md.115 gereğince açılan davanın usulden reddine, aksi halde işbu istirdat davası açısından “paranın tahsil edilmesine dayanak olan borcun gerçek bir borç olmaması vb sebeplere dayalı olarak” tahsil edilen paranın istirdatını haklı kılabilecek bir hukuki dayanak ileri sürülmesi ve ispatlanması gerektiğinden davasının işbu davada ileri sürdüğü iddialar ise, İcra Mahkemeleri nezdinde açılması gereken İstihkak davalarında ileri sürülebilecek ve değerlendirilecek hususlar olduğundan ve bu nedenle bu iddiaların işbu istirdat davasında ileri sürülmesinin usuli ve hukuki dayanağı bulunmadığından, davacı tarafından istihkak davası açılmadığından davacı tarafından istihkak davası açılsaydı dahi “borçluyla ilgisi olunmadığına ve dolayısıyla haczedilen malların borçluyla ilgisi bulunmadığına” dair ileri sürülen iddiaların ve dava sonucunda verilecek kararın, işbu istirdat davasının esasına hukuki dayanak olması mümkün olmadığından, … 15. İcra Hukuk Mahkemesi …E- … K. Sayılı dosyasından verilen takibin devamı yönündeki karar ile mülkiyet karinesi dosya borçlusu yararına ve dolayısıyla alacaklı müvekkili lehine kabul edildiğinden, icra işlemleri bu karara ve İİK’daki diğer müracaat haklarına dayalı olarak yürütülmek suretiyle gerçek bir alacağa dayalı olarak davaya konu para tahsil edildiğinden açılan davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, ticari sicil kayıtları, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 20/12/2021 tarihli yazı cevabı, … Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün 15/12/2021 tarihli yazı cevabı, … 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası uyap suretleri, … 30. İcra Müdürlüğü’nün …1 E. Sayılı takip dosyası uyap suretleri, … A.Ş Genel Müdürlüğü’nün 14/06/2022 tarihli yazı cevabı, davacı vekilince sunulan dekont delil olarak olarak değerlendirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, borçlu olunmayan tutarın icra baskısı altında ödendiği iddiasıyla açılan istirdat davasıdır.
… 30. İcra Dairesi’nin ..esas sayılı icra takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; alacaklısının … A.Ş., borçlularınun … Şti., …, …A.Ş. ve … Ltd. Şti. olduğu, alacaklı tarafından borçlular aleyhine toplam 8.198,96 USD üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine geçildiği, ödeme emirlerinin tebliğ edildiği, icra dairesinin 26/05/2022 tarihli yazısı ile birdirdiği üzere icra dosyasına 25/10/2021 tarihinde … Ltd. Şti. Tarafından 125.669,80 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, takip dosyasının tarafı olmayıp üçüncü kişi konumundadır. 2004 Sayılı İİK’nın 9. ve devamı maddeleri uyarınca icra dosyasına yapılan ödemeler borca mahsuben yapılmış sayılır. Buna göre takip dosyasının tarafı olmayan davacı üçüncü kişilerin ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre takip dosyası borçlusundan geri isteme hakkı bulunmakla birlikte, somut dava yönünden davalı takip alacaklısı sebepsiz zenginleşen konumunda değildir. Ayrıca İİK’nun 72. maddesi uyarınca istirdat davasını da ancak takip borçlusu açabilecektir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacının icra takip dosyasına ödediği bedeli davalıdan geri isteme hakkı bulunmamaktadır. (Yargıtay 4. HD 2015/16289 E. 2016/3744 K., Yargıtay 19. HD 2013/11618 E. 2014/8909 K. , Yargıtay 11. HD 2020/3425 E. 2020/5455 K.) Ayrıca icra dairesinin 26/05/2022 tarihli yazısı ile birdirdiği üzere icra dosyasına 25/10/2021 tarihinde Eyüpoğlu Uluslararası Kara ve … Şti. trafından 125.669,80 TL ödeme yapıldığının bildirildiği 27/10/2021 tarihli tahsilat makbuzunda da 125.669,80 TL’nin dava dışı … Ltd. Şti. Tarafından ödendiği bildirmiştir. Bu hususlar dikkate alındığında aktif ve pasif husumetin bulunmadığı kanaatine varıldığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 2.172,60 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 2.091,90 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nın 333/1. fıkrası gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/10/2022

Katip

Hakim