Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/770 E. 2021/837 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/770
KARAR NO : 2021/837

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/07/2019
KARAR TARİHİ : 10/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Ltd. Şti’ye ait …plakalı aracın müvekkili şirket tarafından Kara Araçları Genişletilmiş Kasko Poliçesi ile teminat altına alındığını, kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alınan aracın 04.08.2018 tarihinde, davalı …’un maliki ve diğer davalı…’nin de sürücüsü olduğu … plakalı aracın kendisine çarpması sonucu kazaya karıştığını, müvekkili şirket tarafından ilgili poliçe gereği, işbu trafik kazası sonucu zarara uğrayan sigortalıya 12.10.2018 tarihinde toplam 201.772,00.-TL hasar ödemesi yapıldığını, bu ödemenin 136.000,00.-TL’lik kısmının davalıya ait aracın Trafik sigortasından (… Sigorta AŞ.’den) karşılanıp tahsil edildiğini, kalan 65.772,00.-TL’lik tutarın ise davalılar aleyhine icra takibine konu edildiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile icra takibine yapılan haksız itirazın iptalini, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayla ilgili olarak davacı sigorta şirketince müvekkillerine ödeme ihtarı gönderilmesi üzerine; müvekkillerince dava konusu alacakla ilgili olarak davacı şirket aleyhine … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından menfi tespit davası açıldığını, iş bu davanın tarafları ile mahkememiz dava dosyasının taraflarının aynı kişiler olduğunu, dava konusu alacağın aynı alacak olduğunu, her iki dava dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan davaların birleştirilmesi gerektiğini, davaların birleştirilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
GEREKÇE: Dava, sigorta poliçesi kapsamında ödenen bedelin rücuen tazmini amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
…31. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05/01/2021 tarih, … Esas ve …Karar sayılı birleştirme kararı uyarınca işbu davanın Mahkememizin 2018/1187 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizin 2018/1187 Esas sayılı dava dosyasının 18/11/2021 tarihli duruşmasında; işbu davanın, Mahkememizin 2018/1187 Esas sayılı dosyasından tefriki ile Mahkememizin ayrı bir esasına kaydına karar verilmiş ve Mahkememizin 2021/770 Esasına kaydedilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun Davaların birleştirilmesi başlıklı 166. Maddesi ; “(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.
(2) Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.
(3) Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.
(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.
(5) İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır.
” şeklindedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25/05/2016 tarihli 2014/15-1024 E. 2016/630 K. Sayılı içtihatı:”…Bu durumda aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar (6100 sayılı HMK. m. 166/1).
Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise, bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır (6100 sayılı HMK. m.l66/2).
Bu itibarla, aynı yargı çevresinde yer alan, aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış olan davalarda birleştirme kararı, talep üzerine veya kendiliğinden davanın her aşamasında verilebilecektir. Fakat vurgulamakta yarar vardır ki, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılan davalarda re’sen birleştirme kararı verilemez.
Buradaki aynı düzey ve aynı sıfattaki mahkemelerden anlaşılması gereken; her iki davanın da görüldüğü mahkemenin, asliye hukuk mahkemesi veya sulh hukuk mahkemesi yahut iş mahkemesi yahut aile mahkemesi olmasıdır. Aynı düzey ve sıfatta olmayan mahkemeler arasında bu şekilde davaların birleştirilmesi söz konusu olmayacaktır (Hakan Pekcanıtez, Oğuz Atalay, Muhammet Özekes, Medeni Usul Hukuku, Ankara 2013, 14. Bası, s.636).
İkinci davanın açıldığı mahkemece verilen birleştirme kararı diğer mahkemeyi bağlayacaktır. İkinci davanın açıldığı mahkeme birleştirme kararı verdikten sonra, ilk mahkemenin bu konuda dosyayı iade etmesi, geri göndermesi mümkün değildir. Sadece bir mahkeme eğer yanlışlıkla aynı düzey ve sıfatta olmadığı halde başka bir mahkemedeki dosya ile birleştirme kararı vermişse, kendisine dosya gönderilen mahkeme, dosyayı iade edebilir. Bunun dışında, ilk mahkemenin birleştirme konusundaki kararı ikinci mahkemeyi bağlar. Fakat kendisine dosya gönderilen mahkeme, birleştirme kararının yerinde olmadığını düşünüyorsa, birleştirilmiş bu davada ayırma kararı verebilir, ancak ayırma kararı verdiğinde davaya bakmaya devam eder (Pekcanıtez, Atala, Özekes, a.g.e., s. 637).
5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un “Hukuk Mahkemeleri” başlıklı 4. maddesi ile de hukuk mahkemelerinin, sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri ile özel kanunlarla kurulan diğer hukuk mahkemeleri olduğu belirtilmiş durumdadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; eldeki davada kararı veren mahkeme … 5. Sulh Hukuk Mahkemesi olup, aynı eser sözleşmesinden kaynaklanan ve aralarında irtibat bulunduğu konusunda yerel Mahkeme ile Özel Daire arasında uyuşmazlık bulunmayan birleştirmeye konu diğer dava … 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında derdesttir.
Bu itibarla, … 5. Sulh Hukuk Mahkemesi ile … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi aynı yargı çevresinde bulunmalarına rağmen “aynı düzey ve sıfattaki” hukuk mahkemeleri olmadıklarından birisindeki davanın diğerindeki dava ile birleştirilmesine yasal olarak imkân bulunmamaktadır.
Hukuk Genel kurulundaki görüşmeler sırasında azınlıkta kalan bazı üyelerce, eldeki davanın 1086 sayılı HUMK döneminde açıldığı, bu nedenle HUMK’nın 45. maddesinin uygulanmasının gerektiği, anılan yasa hükmü uyarınca birleştirme kararı verilebilmesi için mahkemelerin aynı düzey ve sıfatta olmalarının gerekmediği belirtilmiş ise de çoğunluk tarafından bu görüş kabul edilmeyerek, 6100 sayılı HMK’nın 448. maddesindeki derhal uygulanırlılık kuralı uyarınca somut olayda 6100 sayılı HMK’nın 166. maddesinin uygulanmasının gerektiği, bu nedenle de aynı düzey ve sıfatta olmayan hukuk mahkemelerindeki davaların birleştirilemeyeceğine karar verilmiştir.
Hal böyle olunca; sulh hukuk mahkemesi ile asliye ticaret mahkemesi aynı düzey ve sıfatta hukuk mahkemesi olmadığından ilgili davaların birleştirilemeyeceğine ilişkin Yerel Mahkemece verilen direnme kararı yerindedir…” şeklindedir.
Yargıtay (Kapatılan) 23. Hukuk Dairesi’nin 2014/5031 E. 2015/546 K. Sayılı içtihatı:”…Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 5/3. maddesi uyarınca Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olup; bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanması gerekir. Dava, 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde 6098 sayılı TBK’na atıf yapılan sözleşmelerden birine ilişkin olmadığı, diğer anlatımla mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, davalının tacir sıfatı bulunmadığından, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası (nispi ticari dava) niteliğinde de değildir. Bu durumda davaya bakan Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Ne var ki, mahkemece davanın, başka bir yargı çevresi olan … 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasıyla birleştirilmesi kararı verilmiştir. Oysa, HMK’nın 166/2. maddesi uyarınca, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve vasıftaki hukuk mahkemelerine açılmış davaların bağlantı sebebiyle birleştirilmelerine karar verilebilir. Bu tür bir birleştirme kararının temyizi kabil olduğu, HMK’nın 168. madde hükmünün karşıt anlamı esas alınarak kabul edilmelidir. Yargıtay uygulaması bu yöndedir. Bu nedenle ayrı yargı çevresi dahilinde bulunan davayla eldeki mevcut davanın görüldüğü mahkemelerin aynı düzey ve vasıfta olmaması nedeniyle birleştirilmesi usulen mümkün değildir…” şeklindedir.
… 31. Asliye Hukuk Mahkemesi 05/01/2021 Tarih … Esas ve … Karar sayılı birleştirme kararı ile dava dosyasını mahkememize göndermiş ise de, birleştirme kararı veren Asliye Hukuk Mahkemesi ile Mahkememiz yukarıda yer alan içtihatlarda da açıkça belirtildiği gibi 6100 sayılı HMK’nun 166. Maddesi’nin 1. Fıkrası uyarınca aynı düzey ve sıfatta olmadığı gibi aynı yargı çevresinde bulunmamaktadır. Bu nedenle de 6100 sayılı HMK’nun 166/1. Maddesi uyarınca birleştirme kararı verilmesi mümkün değildir. 6100 sayılı HMK’nun 166. Maddesi’nin 2. Fıkrası uyarınca birleştirme kararı verilebilmesi için ise aynı yargı çevresinde bulunulması şart değil ise de, yine mahkemelerin aynı düzey ve sıfatta olması kanunun aradığı şartlar arasındadır. Ayrıca bu fıkra uyarınca verilecek birleştirme kararı kanun yoluna tabidir. …31. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Mahkememiz farklı yargı çevrelerinde olup bu nedenle de 6100 sayılı HMK’nun 166. Maddesi’nin 2. Fıkrası uyarınca birleştirme kararı verildiği kabul edilecek olması halinde dahi aralarında görev ilişkisi bulunan mahkemelerin aynı düzey ve sıfatta olmadıkları yukarıda yer alan içtihatlarda dikkate alınarak sabittir. Ayrıca …Hukuk Mahkemesi’nin farklı yargı çevresinden Mahkememiz dosyasına vermiş olduğu birleştirme kararı kanun yoluna tabi olmasına rağmen esas hükümle birlikte istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilmiş olması da doğru olmayıp HMK’nun 166/2. Maddesine aykırıdır. Tüm bu hususlar dikkate alındığında … 31. Asliye Hukuk Mahkemesi 05/01/2021 Tarih… Esas ve… Karar sayılı birleştirme kararının usul ve kanuna uygun olmadığı kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle Mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilen … 31. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı dosyasının Mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilen … 31. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı dosyasının mahkemesine iadesine,
2-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
3-İş bu iade kararından birer suretin taraflara ayrı ayrı tebliğine,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi. 10/12/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*