Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/749 E. 2023/358 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/749 Esas
KARAR NO : 2023/358

DAVA : Tazminat(Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/12/2014
KARAR TARİHİ : 18/05/2023

Mahkememizin 27/12/2018 tarih, 2014/1501 Esas ve 2018/1330 Karar sayılı ilamının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin 23/09/2021 tarih, 2019/1945 Esas ve 2021/1479 Karar sayılı ilamı ile kaldırılmakla Mahkememize tevzi edilmiş ve Mahkememizin 2021/749 esas numarasını almakla, Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin 10/04/2014 tarihinde karışmış olduğu trafik kazası neticesinde beden gücü kaybına uğradığını, kaza sonucunda … plakalı aracın kusurlu bulunduğunu ve kusurlu aracın kaza tarihinde trafik sigortasının (ZMSS) olmadığının tespit edildiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davalıya yapılan başvuru neticesinde eksik olduğu kanaatinde oldukları toplam 43.857,00-TL’lik ödeme yapıldığını, davalı tarafından yapılmış olan hesaplamada dikkate alınan kriterlerin hatalı olduğunu, müvekkilinin çalıştığı dönemdeki maaşının eksik olarak dikkate alındığını ve maluliyet oranının hatalı tespit edildiğini, anılan nedenlerle öncelikle müvekkilinin ATK’ya sevki ile sağlık durumuna ilişkin rapor alınmasını talep ettiklerini, müvekkilinin bu kaza sonucunda hem sakatlık yaşadığını hem de geçici olarak iş göremezlik halinin mevcut olduğunu ve Yargıtay kararları gereğince hem sürekli iş göremezlik hem de geçici iş göremezlik ile ilgili davalının sorumluluğunun devam ettiğini, müvekkilinin geçirdiği kaza nedeniyle beden gücü kayıp oranının %15 olarak belirlendiğini, adli tıp kurumu tarafından yapılacak inceleme neticesinde kalıcı ve geçici iş göremezlik durumunun ortaya çıkacağını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda PMF 1931 Yaşam Tablosu kullanılarak hesaplama yapılması gerekirken farklı bir hesaplama tablosuna dayanılarak ödeme yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle Yargıtay kararları uyarınca PMF 1931 tablosu kullanılarak hesaplama yapılmasını, müvekkilinin kazada herhangi bir kusuru bulunmayıp kusur durumunda ihtilaf bulunmaması nedeniyle delillerin toplanmasına müteakip dosyanın tazminat bilirkişisine gönderilmesini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere müvekkilinde oluşan cismani zarar, sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarı için 500,00-TL maddi tazminatın sigorta şirketinden temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile (sigortasız araç ticari araçtır) birlikte istenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Usule ilişkin; davacının dayandığı ve dosyaya giren tüm yazılı delil, dosya, belge örneklerinin taraflarına tebliğ edilmesini aksi halde dava şartı yokluğundan davanın reddedilmesini talep ettiklerini, davanın … plakalı aracın işleteni konumundaki …Tic. Ltd. Şti ve sürücüsü konumundaki …’e ihbarını talep ettiklerini, Esasa ilişkin; davacıya 17/10/2014 tarihinde yapılan 43.857,00-TL maluliyet tazminatı ödemesi kapsamında davacı tarafından imzalanan ibraname ile kurumun sorumluluğunun ortadan kalktığını, davacıya yapılan işbu ödemede davacının %15 oranında malul kaldığının dikkate alındığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili kurumun zorunlu mali mesuliyet sigortası teminat limitleri ve kusur oranı ile sınırlı sorumlu olduğunu, kazazedenin de olayın gerçekleşmesindeki kusuru oranında tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacının da kazanın gerçekleşmesinde kusurlu olduğunu, bu nedenle kusur yönünden ATK Trafik İhtisas Dairesi nezdinde inceleme yapılmasını talep ettiklerini, maluliyet oranının ATK’ya göre vücut fonksiyon kaybı ve meslekte kazanma gücü kaybı konusunda bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle görevli olan ATK 3.İhtisas Dairesi’nden alınacak raporla iş göremezlik oranının belirlenmesi ve zararın buna göre hesaplanması gerektiği Yargıtay tarafından kabul edildiğinden, bu konudaki Yargıtay kararına göre denetime elverişli ve doyurucu bir rapor temin etmek üzere dosyanın ilgili kuruma gönderilmesini talep ettiklerini, davacının maddi zararının ancak aktüeryal inceleme sonucu tespit edilebileceğini, bu hesabın Yerleşik Yargıtay uygulaması mucibince müvekkili kurum tarafından yapılan ödeme tarihindeki verilere göre yapılmalı, hesap edilen rakam ile ödenen arasında fahiş bir fark yoksa ibranamenin geçerli sayılması ve davanın reddedilmesi gerektiğini, ödeme tarihindeki verilere göre yeniden yapılan hesap sonucu bulunan rakam ile ödenen arasında fahiş bir fark varsa ödeme güncelleştirilmeli ve güncel rakamın hesaplanan tazminattan düşülmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik döneminin tazminat hesabına dahil edilmemesi gerektiğini, çünkü, ZMMS Genel Şartları’na göre dolaylı zararların teminat kapsamı dışında olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ancak ödeme tarihinden itibaren yasal temerrüt faizi işletilmesi gerektiğini beyanla davanın usul ve esasa ilişkin sunulan gerekçeler dikkate alınarak reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR /
Tedavi evrakları celbedilmiş, … plakalı araçların malik ve ruhsat bilgileri ile trafik tescil kayıtları, hasar dosyası, hastane evrakları, SGK hizmet dökümü, nüfus kayıt örnekleri, sosyal ekonomik durum araştırma tutanakları, soruşturma dosyası UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış, … 6.Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının sureti dosyamız arasına alınmış, taraflarca gösterilen diğer deliller toplanmış ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu ile ATK raporu alınmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 26/05/2017 tarih ve 9473 Karar sayılı raporunda özetle; Mevcut belge ve grafilere göre;
1. … oğlu 1981 doğumlu …’nin 10.04.2014 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı sol kalça eklem hareket kısıtlılığı arızası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak:
Gr1 XII(6a…..25)A %29 x 1/2 = 14.5 E cetveline göre %13.3(yüzdeonüçnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
2. İyilesme (isgöremezlik) süresinin 10.04.2014 tarihinden itibaren 9(dokuz) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 29/06/2017 tarihli ara kararının (1) numaralı ara kararı ile; ”Dosyanın … Kusur ve aktüer bilirkişisi heyetine tevdiine,…” karar verildiği ve işbu doğrultuda Kusur bilirkişisi …ve Aktüerya Uzmanı … tarafından tanzim edilen 14/09/2017 teslim tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Kusur yönünden; kazanın meydana gelmesinde geçerli ZMMS (Trafik) poliçesi bulunmayan … plakalı kamyonun dava dışı sürücüsü …’ün tam (%100) kusurlu, kazada malul kalacak şekilde yaralanan … plakalı kamyonetin sürücüsü davacı …’nin kusursuz olduğu, Aktüeryal yönden; 10/04/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu %13.3 oranında malul kalan davacı …’nin Nihai ve gerçek maddi zararının 26.790,16-TL’den ibaret olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili 03/10/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesi ile davacı açısından talep etmiş oldukları 500,00-TL geçici ve kalıcı sakatlığa ilişkin tazminat taleplerini 26.290,16-TL arttırarak 26.790,16-TL’ye yükselttiklerini, bu doğrultuda trafik kazasından kaynaklı geçici ve kalıcı sakatlığa ilişkin bakiye tazminat taleplerinin toplam 26.790,16-TL olarak kabulüne, söz konusu meblağa 18/09/2014 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 27/09/2018 tarih ve 3693 Karar sayılı raporunda özetle; Olayda;
A) Sürücü …’ün %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu,
B)Davacı sürücü …’nin %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 27/12/2018 tarih, 2014/1501 Esas ve 2018/1330 Karar sayılı ilamı ile; ”Davanın 04/10/2017 harçlandırma tarihli talep arttırım dilekçesinde talep edilen miktar üzerinden kısmen kabulü ile, 20.853,11 TL maddi tazminatın 18/09/2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verildiği, işbu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesi’nin 23/09/2021 tarih, 2019/1945 Esas ve 2021/1479 Karar sayılı ilamı ile; ”1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen ilk derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6.maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine…” karar verilerek dosyanın Mahkememize gönderildiği ve Mahkememizin 2021/749 Esas sayılı sırasına kaydedildiği tespit edilmiştir.
Mahkememizin 26/01/2023 tarihli celsesinin (1) numaralı ara kararı ile; “Dosyanın İstanbul BAM 9.Hukuk Dairesi’nin 23/09/2021 tarih, 2019/1945 Esas ve 2021/1479 Karar sayılı ilamı ile dosyadaki diğer deliller gözetilerek ek rapor tanzimi için dosyanın aktüerya bilirkişisine (Vedat Aykırı) tevdiine” karar verildiği ve işbu doğrultuda Aktüerya Uzmanı … tarafından tanzim edilen 09/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
-Yapılan ödemenin yerindeliğinin tespiti açısından ödeme tarihi esas alınarak yapılacak hesaplamada ödemenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan ZMMS Genel Şartları ve poliçe başlangıç tarihinin genel şartların yürürlüğü girdiği 01.06.2015 tarihinden ÖNCE ve Ödemenin de 17.10.2014 ‘de yani Anayasa Mahkemesi’nin İPTAL kararından ÖNCE gerçekleştiği dikkate alınarak PMF-1931 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı,
-Karayolları Trafik Kanunu’nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 tarihinde TBMM’de Kabul edilerek 19.06.2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından 04.12.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanarak yürürlüğe giren “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar” yürürlüğe girdiği 04.12.2021 tarihinden sonra düzenlenen poliçeleri kapsayacağından, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından olan T.C. Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 27/09/2021 tarihli, 2021/4391 E. ,2021/5518K. Sayılı ve benzer kararları da dikkate alınarak; ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı,
-Davalı … Hesabı tarafından davacı …’ye 17.10.2014 tarihinde 43.857,00 TL ödeme yapıldığı görülmüş olup, davacı tarafın dava dilekçesi ve diğer beyanları, davacı tarafın hasar Dosyası, dava dilekçesine cevap ve diğer beyanları incelenmiş olup yapılan ödemenin hangi zarar kalemine istinaden yapıldığına dair herhangi bir bilgiye rastlanamadığı, ödemenin Sürekli İş Göremezlik (Maluliyet) zararına istinaden yapıldığı varsayımıyla; yapılan ödeme, ödemenin tarihi itibariyle davacının hesaplanan Sürekli İş Göremezlik Zararı ile karşılaştırıldığı ve davacının rapor/hesap tarihi itibariyle hesaplanan Sürekli İş Göremezlik Zararından güncellenerek tenzil edildiği,
-Dava dışı SGK tarafından davacıya yapılan rücuya tabi herhangi bir geçici ve sürekli iş göremezlik ödemesinin olmadığı görüldüğünden, davacının zararından bu yönde herhangi bir indirim söz konusu olmadığı,
-Ödeme Tarihi Esas alınarak Yapılan Hesaplamada: Yapılan ödemenin yerindeliğinin takdiri Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, davacı kazazede…’nin;
Hesaplanan Geçici İş Göremezlik zararının 5.563,77 TL olduğu, ödeme tarihi itibariyle Kişi Başına Sağlık ve Tedavi Giderleri Teminatı Limiti kapsamında Geçici İş Göremezlik zararı yönünden ödeme yapılmadığı,
Hesaplanan Sürekli İş Göremezlik zararının 34.102,47-TL olduğu, davalı Güvence Hesabı tarafından Kişi Başı Ölüm ve Sakatlanma Tazminatı Limiti kapsamında yapılan 43.857,00 TL ödeme ile davacının Sürekli İş Göremezlik zararının %128,60 oranında aşarak karşılandığı,
-İlk Rapor/Hesap Tarihi (13/09/2017) esas alınarak yapılan hesaplamada: davacı kazazede …’nin;
Hesaplanan Geçici İş Göremezlik zararının 5.563,77 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle Geçici İş Göremezlik zararının karşılanacağı Kişi Başına Sağlık ve Tedavi Giderleri Teminat limitinin 268.000,00 TL olduğu, teminat limitini aşan zararının olmadığı,
-Hesaplanan Sürekli İş Göremezlik zararının 61.114,19 TL olduğu, yapılan ödemenin ödeme tarihi ile ilk rapor/hesap tarihi (13.09.2017) arasında geçen süre zarfında %9 yasal faiz oranında güncellenerek tenzili sonrası bakiye Sürekli İş Göremezlik zararının 5.772,67 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle Sürekli İş Göremezlik zararının karşılanacağı Kişi Başı Ölüm ve Sakatlanma Tazminatı Bakiye Limitinin 224.143,00 TL olduğu, bakiye teminat limitini aşan bakiye zararının olmadığı, görüş ve kanaati bildirmiştir.
Bilirkişi raporları ve -İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 26/05/2017 tarih ve 9473 Karar sayılı raporu, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 27/09/2018 tarih ve 3693 Karar sayılı raporu ve 09/02/2023 tarihli bilirkişi raporu- teknik anlamda yeterli ve denetime açık, dosya kapsamına uygun ve bilimsel verilere dayalı görülerek Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE /
Dava, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91 vd. maddeleri ile 97 maddesi ve 5634 Sayılı Kanun’un 14. maddesi kapsamında, zorunlu mali sorumluluk sigortacısına yönelik maddi tazminat talepli eda davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davaya konu kazada kusur durumu, davacının maluliyet oranı, ibranamenin geçerli olup olmadığı, temerrüt tarihi ve faizin türü noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85.maddesinde düzenlenen motorlu araç işleten ile araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğunun hukuki niteliği ise kural olarak tehlike sorumluluğudur. Mezkur Kanunun 85/1 maddesi uyarınca “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine aynı kanunun 58/son maddesi uyarınca “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Bu düzenlemeler kapsamında motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin, motorlu aracın işletilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumluluğu kusur(haksız fiil) sorumluluğu olmadığı gibi, objektif özen yükümlülüğünün ihlaline dayanan olağan sebep sorumluluğu niteliğinde de değildir. Tehlike sorumluluğu niteliğindeki bu sorumluluğun doğması için, motorlu aracın işletilmesine özgü tipik tehlikenin gerçekleşmesi yeterli olup motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin kusuru yahut objektif özen yükümlüğünü ihlali aranmaz. Motorlu taşıt işletenin olağan sebep sorumluluğu istisna olup 2918 Sayılı Kanun’un 85/3 fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre işletme haline olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir. Somut olayda meydana gelen trafik kazası aracın işletilmesi sırasında meydana geldiğinden, işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olduğunda şüphe yoktur. Bu sebeple işleten ancak kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesi ile motorlu araç işleten veya teşebbüs sahibine zorunlu mali sorumluluk sigortası yapma mecburiyeti getirilmiştir. Bu düzenleme ile sigortacının, motorlu taşıt işletenin veya teşebbüs sahibinin motorlu taşıtın işletilmesinden doğan sorumluluğunu teminat ile sınırlı olmak üzere karşılaması amaçlanmıştır. Aynı kanunun 92 maddesinde ise zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı tahdidi biçimde sayılmıştır. Maddeye göre; aşağıdaki hususlar zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu dışındadır:
“a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler.
g) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
i) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.”
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesinde; ” Bu Kanunun 13’üncü maddesi, 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10.7.2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21.12.1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı oluşturulur. Hesaba;
a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, …” başvurulabileceği öngörülmüştür.
Anılan düzenlemeler, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu kazada, sürücü …’ün %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’nin %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu, davacı …’nin 10/04/2014 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle tüm vücut engellilik oranının %13.3(yüzdeonüçnoktaüç) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Bununla birlikte davalı vekili davacı …’nin 17.10.2014 tarihinde 43.857,00-TL maluliyet tazminatı ödemesi kapsamında müvekkilinin sorumluluğunun ortadan kalktığını, ilaveten cevap dilekçelerinin ekinde sunulan Makbuz ve İbraname başlıklı evrakı gereğince de ibra edildiklerini savunması, davacının ise yetersizlik iddiasında bulunması nedeniyle taraf iddia ve savunmalarına göre, davacı tarafın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2.maddesindeki yetersizlik iddiasında bulunduğu gözetilmek suretiyle tazminat hesabının yapılması gerektiği, zarar sorumlusu davalı sigorta şirketi tarafından ödenen bedellerin ödeme tarihi itibariyle yeterli olup olmadığının belirlenmesi için öncelikle, ödeme tarihindeki verilere göre tazminat hesabının yapılması ve hesaplanan bu bedel ile davalı tarafından ödenen bedel arasında fahiş fark olup olmadığının saptanması, fahiş fark tespitinin yapılması halinde, hesap tarihindeki verilere göre hesaplanacak tazminattan, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davadan önce davalının ödediği bedellerin yasal faiziyle güncellenmiş değerleri düşülerek sonuç tazminatın belirlenmesi gerektiğinden (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2019/1454 E. ve 2020/4248 K.) Mahkememizce bu doğrultuda alınan bilirkişi ek raporundan da anlaşılacağı üzere Ödeme tarihi esas alınarak Yapılan Hesaplamada, Kazazede davacı …’nin hesaplanan Sürekli İş Göremezlik zararının 34.102,47-TL olduğu, davalı … Hesabı tarafından Kişi Başı Ölüm ve Sakatlanma Tazminatı Limiti kapsamında yapılan 43.857,00 TL ödeme ile davacının Sürekli İş Göremezlik zararının %128,60 oranında aşarak karşılandığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte burada şu hususa da değinmek gerekir: Her ne kadar Mahkememizce teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli görülerek hükme esas alınan 09/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafından davacıya yapılan 43.857,00-TL’lik ödemenin hangi zarar kalemine istinaden yapıldığına dair herhangi bir bilgiye rastlanamadığı belirtilmişse de, Mahkememizce davacının davalı kuruma başvuru dilekçesi nazara alınarak -bu başvuruda sürekli maluliyet tazminatı talep etmesi nedeni ile- yapılan ödemenin sürekli maluliyet tazminatına ilişkin olduğu kabul edilmiştir. Davacının işbu kaza nedeniyle uğradığı geçici iş göremezlik zararının ise 5.563,77-TL olduğu tespit edilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında; davacının maddi tazminat talepleri yönünden, ödeme tarihi itibariyle sürekli iş göremezlik zararının davalı şirketçe fazlasıyla karşılandığı, geçici iş göremezlik zararının ise 5.563,77-TL olduğu hususu nazara alınarak Mahkememizce davanın 04/10/2017 harçlandırma tarihli talep arttırım dilekçesinde talep edilen miktar üzerinden kısmen kabulü ile, 5.563,77-TL maddi tazminatın 18/09/2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin istemin ise reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın 04/10/2017 harçlandırma tarihli talep arttırım dilekçesinde talep edilen miktar üzerinden kısmen kabulü ile, 5.563,77-TL maddi tazminatın 18/09/2014 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin istemin ise reddine,
2-Karar ve ilam harcı alındığından bu konuda tekrar hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-Kabul edilen talep yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.563,77-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Red edilen talep yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.563,77-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 25,20 başvuru harcı, 25,20 peşin harç, 89,79-TL ıslah harcı, 3.300,00-TL bilirkişi ücreti ve 368,76-TL posta gideri olmak üzere toplam 3.808,95‬-TL yargılama giderinin davadaki kabul oranına göre (%21) 799,88-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından dosya üzerinde yapılan 138,00-TL yargılama giderinin red oranına göre (%79)’sinin 109,02-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan bakiyenin hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/05/2023

Katip
¸

Hakim
¸