Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/732 E. 2021/730 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/732 Esas
KARAR NO : 2021/730

DAVA : İpoteğin paraya çevrilmesi
DAVA TARİHİ : 06/12/2019
KARAR TARİHİ : 15/11/2021

Mahkememizin 2019/672 esas sayılı dosyasından tefrik edilerek iş bu esasa kaydedilen, ipoteğin paraya çevrilmesi davasında yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili mahkememizin 2019/672 esas sayılı dava dosyasına sunduğu dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirket ile … Ltd. Şti arasında 20/10/2017 tarihinde Yetkili Satıcılık Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile yetkili satıcı şirketin, … tarafından dağıtımı yapılan ürünleri kendi nam ve hesabına bağımsız işletmeci sıfatıyla satışının yapılmasını üstlendiğini, böylece yetkili şirketin, müvekkili şirketin dağıtım ağına dâhil olduğunu, sözleşme kapsamında yetkili şirketin farklı tarihlerde açılan toplamda 11 farklı mağazada bayi sıfatıyla hizmet verdiğini, söz konusu mağazalardan beş tanesinde asıl kiracı konumunda müvekkili şirketin olduğunu, yetkili şirkete ekonomik olarak avantajlı bir durum yaratmak ve bayilik hizmetinin ifasını sağlamak adına farklı tarihlerde imzalanan alt kira sözleşmeleri ile mağazalar yetkili şirkete kiralandığını, beş mağazada yetkili şirket ile müvekkili şirket arasında bayilik ilişkisinin yanında alt kira ilişkisi de bulunduğunu, Yetkili Satıcılık Sözleşmesinin 2. maddesinde yetkili şirket bakımından rekabet yasağı öngörüldüğünü, ancak yetkili şirketin, rekabet etmeme yükümlülüğüne rağmen … adresinde işletmekte olduğu … mağazasını, bu sektörde faaliyet gösteren rakip firmalardan “…” mağazasına dönüştürdüğünü, böylece Sözleşmeyi ağır ve kötüniyetli bir şekilde kasten ihlal ettiğini, sözleşmenin ihlali üzerine yetkili Şirkete … 56. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide edildiğini, ancak şirketin aykırılığın giderilmesi yönünde hiçbir girişimde bulunmadığını belirterek davacı …Ş. ile Davalı … Tic. Ltd. Şti arasında akdedilen 20/10/2017 tarihli Yetkili Satıcılık Sözleşmesi’nin Müvekkil Şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğinin tespiti ile, şirketten; sözleşmenin 16. maddesi uyarınca müvekkili Şirket lehine doğan 1.658.672,32 TL cezai şartın 02/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile Müvekkil Şirkete ödenmesine, taraflar arasındaki alt kira sözleşmelerinin usulüne uygun feshine rağmen taşınmazları tahliye etmeyen Şirketin haksız işgali sebebiyle müvekkili şirket lehine doğan 32.763,00-TL haksız işgal tazminatının 30/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile müvekkil Şirkete ödenmesine, ipotek borçluları davalı …’den ipotek limiti olan 1.250.000 TL.’nın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla, …’den 3.750.000 TL bedelli ipotekli taşınmazların paraya çevrilmesi yoluyla tüm alacağın tahsiline ve ilamlı takip yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalılar vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacı … adına sunulan 02/10/2019 tarihli arabuluculuk başvuru dilekçesinde ipoteğin paraya çevrilmesi talebinden bahsedilmediğini, arabuluculuk görüşmeleri sırasında da ipoteğin paraya çevrilmesi konusunun hiç gündeme gelmediğini, … ile … arasındaki ticari ilişkiden doğduğu açık olan ipoteğin paraya çevrilmesi talebi ile ilgili uyuşmazlığın da ticari dava niteliğinde olduğunu, TTK m. 5/A hükmündeki dava şartı olarak arabuluculuk koşulunun ipoteğin paraya çevrilmesi talebi bakımından yerine getirilmediğini, bununla birlikte …’in dava açarken yalnızca cezai şart ve kira alacağı yönünden talep ettiği bedel üzerinden harç yatırdığını, ipoteğin paraya çevrilmesini de talep etmesine rağmen, buna ilişkin harç yatırılmadığını, …’in, ipoteğin paraya çevrilmesini talep etmese dahi, esas talebi olan cezai şart ve kira alacağına ilişkin verilecek kararın icrasını ancak farklı yöntemlerle yapabileceğini, dolayısıyla, cezai şart ve kira alacağı talebi ile müvekkillerinin ipoteğin paraya çevrilmesi taleplerinin ayrı ayrı da dava konusu yapılabilecek talepler olup, iki farklı davanın konusu olduğnu, bu sebeple …’e eksik harcı tamamlaması için süre verilmesini, aksi halde davanın usul yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek ipoteğin paraya çevrilmesi talebi bakımından “dava şartı olarak arabuluculuk” koşulu yerine getirilmediğinden, davanın müvekkiller … ve … yönünden tefriki ile akabinde dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, ipotek tesis edilen taşınmazların bulunduğu yer gereği, işbu davanın müvekkiller … ve … yönünden tefriki ile akabinde yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine, …’in ipoteğin paraya çevrilmesi talebine ilişkin harcı yatırmadığı anlaşıldığından, bu eksikliğin giderilmesi için Vestlel’e süre verilmesine, harcın yatırılmaması halinde davanın usul yönünden reddine, öncelikle haksız davanın reddine; aksi halde …’in …’ten alacaklı olduğuna karar verilecek olması halinde dahi, …’in lehine hükmedilecek miktarı aşan kısım için ipoteğin paraya çevrilmesi talebinin reddine, davacı lehine tesis edilmiş olan aşkın tutarlı ipoteklerin fekki karşılığında, talebi karşılayacak miktarda banka teminat mektubu verme konusundaki kısmi sulh teklifimizin öninceleme aşamasında dikkate alınmasına karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; davacının dava dışı … Ltd. Şti’den varlığını iddia ettiği ceza-i şart ve haksız işgal tazminatı alacaklarının tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2019/672 esas sayılı dosyasında, davalılar … ve …’e karşı açılan ipoteğin paraya çevrilmesi talepli davanın tefrikine karar verilmiş ve dava iş bu esasa kaydedilmiştir.
Dosya kapsamına alınan ipotek resmi senetleri kapsamında; davalı …’in maliki bulunduğu, … İli … Mah. 469 ada 112 parselde kain Zemin Kat.1 nolu bağımsız bölümü üzerinde, davacı lehine, davacının … Şti ile veya bizzat davalı ile akdedilmiş/akdedilecek yetkili satıcılık sözleşmeleri başta olmak üzere her türden sözleşmeler ve/veya sözleşme harici hukuki sorumluluk doğuracak her hangi bir hukuki fiil ile her türlü ticari ilişki, tazminat, ceza-i şart, icra inkar tazminatı, yargılama gideri, geri ödeme sorumluluğu, kanundan doğan sorumluluk, kefalet sorumluluğu ve cari, hesap hükümleri nedeniyle doğan alacakların, yine üçüncü kişilerin … şirketi veya davalıdan olan alacaklarının davacı tarafından temlik alınması halinde bu alacakların teminatını teşkil etmek üzere 2.750.000,00-TL limitli ipotek hakkı tesis edildiği; yine davalı …’in maliki bulunduğu, … İli …(…) Mah.301 ada 68 parselde kain Bodrum+Zemin Kat.1 nolu bağımsız bölümü üzerinde, davacı lehine, davacının Kaan … Şti ile veya bizzat davalı ile akdedilmiş/akdedilecek yetkili satıcılık sözleşmeleri başta olmak üzere her türden sözleşmeler ve/veya sözleşme harici hukuki sorumluluk doğuracak her hangi bir hukuki fiil ile her türlü ticari ilişki, tazminat, ceza-i şart, icra inkar tazminatı, yargılama gideri, geri ödeme sorumluluğu, kanundan doğan sorumluluk, kefalet sorumluluğu ve cari, hesap hükümleri nedeniyle doğan alacakların, yine üçüncü kişilerin … şirketi veya davalıdan olan alacaklarının davacı tarafından temlik alınması halinde bu alacakların teminatını teşkil etmek üzere 2.400.000,00-TL limitli ipotek hakkı tesis edildiği anlaşılmıştır.
Davacı işbu dosyanın tefrik edildiği davada; … Şti ile birlikte ipotek borçlusu sıfatıyla … ve …’e karşı da dava açmış, davacı ile davalı … şirketi arasındaki 20/10/2017 tarihli bayilik sözleşmesinin ve alt kira sözleşmelerinin haklı nedenle feshedildiği iddialarına dayalı olarak ceza-i şart ve haksız işgal tazminatı alacağının … Şikreti’nden tahsil edilmesini talep etmiştir. Ayrıca bu alacaklarının teminatı olan ve az yukarıda bahsedilen ipoteklerin paraya çevrilmesini dava yolu ile talep etmiş ve ipotek borçlularına karşı dava açmıştır.
Taşınmaz rehninin bir türü olan ipotek hakkının amacı, borcun vadesinde ödenmemesi yüzünden rehinle teminat altına alınan alacağın tahsil edilememesi halinde rehinli alacaklının teminat konusu taşınmazı paraya çevirterek, elde edilen meblağdan alacağını tahsil etmesini sağlamaktır. Ancak rehinli alacaklıya doğrudan taşınmazı paraya çevirme yetkisi tanınmamıştır. İpotek alacaklısı, taşınmazın paraya çevrilmesi hakkını İİK’nun 145 ila 153 maddeleri arasında düzenlenen rehnin(ilamlı veya ilmasız) paraya çevrilmesi yoluyla takip hükümlerine uyarak kullanabilir(bkz. Oğuzman/M. Kemal, Eşya Hukuku, 9. Bası, Filiz Kitabevi, İstanbul 2002,s. 700 vd) . İİK’nun 150/h fıkrası uyarınca alacağın veya rehin hakkının veya her ikisinin ilamla veya ilam mahiyetinde belge ile tespit edilmiş olması halinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ilamlı takip yapılabilir. Burada gözden kaçırılmaması gereken husus, alacağın ve/veya ipotek hakkının varlığının uyuşmazlık konusu olduğu durumlarda, alacağın ve/veya geçerli bir ipoteğin varlığının mahkemece tespit edilmiş olmasıdır. Yoksa mahkemenin, varlığı uyuşmazlık konusu olmayan ipoteğin paraya çevrilmesine karar verme yetki ve görevi bulunmamaktadır. Mahkeme sadece varlığı ve geçerliliği uyuşmazlık konusu olmayan ipoteğin temin ettiği alacağın doğup doğmadığına ve muaccel olup olmadığına ilişkin hüküm tesis eder. Başka ifade ile ipotek alacaklısının, varlığı ve geçerliliği uyuşmazlık konusu olmayan ipotekli taşınmazların paraya çevrilmesini doğrudan mahkemeden talep etmesine yasal olanak bulunmadığı gibi, böylesi bir talebin ileri sürülmesinde hukuki yararı da mevcut değildir. Yine İİK’nun 149 maddesi uyarınca alacak üçüncü kişiye ait taşınmaz üzerinde kurulan ipotek ile temin edilmişse ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılırken borçlu ve ipotek borçluları aleyhine birlikte takip başlatılmak durumundadır. Burada ipotekli takip için zorunlu takip arkadaşlığı söz konusudur. Davacı tarafça iş bu davanın tefrik edildiği 2019/672 esas sayılı dosyada İİK 149 hükmüne dayalı olarak zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan bahisle hem asıl borçlu olduğu iddia edilen şirket hem de ipotek borçluları yönünden birlikte dava ikame edilmiş ise de; elde bir ipotek takibi değil bir dava mevcuttur. Somut olayda davacı lehine tesis edilen ipoteklerin varlığı uyuşmazlık konusu da değildir. Uyuşmazlık, ipoteklerin temin ettiği ceza-i şart ve haksız işgal teminatı alacaklarının varlığı ve miktarına ilişkindir ve bu uyuşmazlık iş bu davanın tefrik edildiği dosya davalı şirket ile davacı arasındaki yetkili satıcılık ve alt kira sözleşmeleri çerçevesinde çözümlenecektir. Bu uyuşmazlık bakımından da ipotek borçlusu olan davalıların zorunlu dava arkadaşlığından bahsedilemez.
Somut olayda; ipoteğin varlığı uyuşmazlık konusu olmadığı için, davacının yetkili satıcılık sözleşmesi ile alt kira sözleşmelerinden doğduğunu iddia ettiği alacağının tahsili için mahkemeden ipoteğin paraya çevrilmesine karar verilmesini talep etmekte hukuki yararı bulunmamaktadır. Zira davacının, varlığı ve geçerliliği uyuşmazlık konusu olmayan ipoteğe dayalı olarak davalılar aleyhine İİK 145 ve devamı maddeleri kapsamında ilamsız ipotek takibi yapma, yahut İİK’nun 150/h maddesine dayalı olarak, ipoteğin temin ettiği ve doğduğu iddia olunan alacağın borçlusu … Şirketi aleyhine alacağı mahkeme ilamına dayalı olarak ilamlı ipotek takibi yapma imkanı mevcuttur. İzah edilen tüm bu gerekçeler ile davacının, davalılara karşı açtığı, ipoteğin paraya çevrilemesine karar verilmesi talepli davanın hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-h ve 115/2 fıkraları uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini bir vekil aracılığı ile temsil ettirdiklerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve yatırılan avans olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/11/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır