Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/728 E. 2023/509 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/728
KARAR NO : 2023/509

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 20/02/2021
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil ile davalı şirket arasında 19/04/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Acentelik Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin 19/04/2011-28/12/2017 tarihleri arasında davalı sigorta şirketinin yetkili acentesi olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkilin bu güne kadar düzenli bir çalışma göstererek, basiretli tacir sıfatına uygun çalışmalarını sürdürdüğünü, davacının günden güne kesmiş olduğu poliçe sayısını Türkiye genelinde arttırdığını, davalının yükselişine katkı sağladığını, geniş bir portföye hitap ettiğini, davalı tarafından müvekkil şirkete kesmiş olduğu poliçe türüne göre komisyon ödendiğini, performansı yerinde olan üzerine düşen görevi layığıyla yerine getiren müvekkil şirkete davalının, acentelik sözleşmesini bildirimsiz olarak feshettiğini, gerekçe olarak da herhangi bir sebep gösterilmediğini, işbu fesihin … 47. Noterliği’nin …Tarihli, … yevmiye no’lu ihtarnamesi gönderilerek yapıldığını ve azilname çekildiğini, ayrıca haksız ve mesnetsiz iddialar ile acentelik sözleşmesini hukuka aykırı şekilde fesheden ve 3 aylık süreye uymayan davalının müvekkilde meydan gelen kazanç kayıplarından da sorumlu olduğunu belirterek, HMK’nın 107.maddesi uyarınca fazlaya ilişkin talep, artırım, dava ve tazminat hakkı saklı kalmak kaydıyla, 100,00.-TL (5684 sayılı yasanın 23/16 maddesi ve T.T.K. 122. mad. gereğince) denkleştirme tazminatı ile haksız fesih nedeniyle 100,00.-TL. (T.T.K. 121 ve B.K. 112 gereğince) 3 aylık kazanç kaybından oluşan maddi tazminatın 28/12/2017 haksız fesih tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile avukatlık ücretinin ve yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin acentelik sözleşmesinin 29.12.2017 tarihinde feshedildiği, davacının 1 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açmadığı, taraflar arasında tanzim edilen 2011 tarihli Acentelik Sözleşmesinin İhtilafların Halli başlıklı 26. Maddesi “İş bu sözleşmenin uygulanmasından dolayı, Acente ile …. Genel Sigorta arasında ortaya çıkabilecek ihtilafların çözümünde … Genel Sigorta’nın merkezi olan … adresini yetki alanı içine alan … Mahkemeleri ile İcra Müdürlükleri yetkilidir…” hükmünü içerdiğini, taraflar arasındaki yetki anlaşması gereği huzurdaki davada İstanbul İcra Müdürlükleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle dava konusu dosyada yetkisizlik karar verilerek dosyanın yetkili İstanbul Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini, TTK 122. madde uyarınca, denkleştirme tazminat ödenebilmesi için aranan koşullar oluşmadığından davanın reddi gerektiğini, tüm bunların yanında davacı acentenin münhasır bir acente olmadığını, acentenin yıllardır başka sigorta şirketlerinin de poliçelerini düzenlediğini, bu halde münhasır bir acente olmayan davacı acentenin portföyündeki müşterilerinin poliçesini diğer sigorta şirketlerinden yenilemesi pek tabi ki mümkün olup herhangi bir kar kaybının olmasının da mümkün olmadığını belirterek, davacının haksız ve hukuka aykırı olarak ikame ettiği huzurdaki davasının hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı için usulden reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması ve esasa girmesi halinde ise esastan reddine yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, acentelik sözleşmesi, ihtarname, ticari defter ve kayıtları ve bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
HMK’nın 266/1. maddesi gereği … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davacının defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapılması suretiyle dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar verilmiş, 27/09/2022 havale tarihli bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında; ilk sözleşmenin yapıldığı, 2011 yılını 66.519,99 TL zararla kapatmış, 2012 yılında, 29.581,13 TL, 2013 yılında, 23.458,62 TL, 2014 yılında, 4.529,12 TL, 2015 yılında, 8.881,30 TL, 2016 yılında, 33.882,66 TL, 2017 yılında 25.640,58 TL kar elde ettiği, şirket karlılığına bakıldığında, sözleşmenin imzalandığı 2011 yılını davacı şirketin zararla kapattığı, davalı ile olan ticari ilişki sırasında kar marjında önce düşüş ve 2016 yılından itibaren artış olduğu, sözleşmenin sonlandırıldığı 2017 yılından sonra, davacı şirketin uğradığı bir zarar bulunmadığı gibi net satışları ve karı yanında kar marjını da arttırdığının görüldüğü, 2011 yılında yapılan, İlk Sözleşmeye göre beş yıllık 2013-2014-2015-2016-2017 yılları kar ortalaması 23.458,62 + 4.529,12 + 8.881,30+ 33.882,66 + 25.640,58 = 96.392,28/ 5 = 19.278,46 TL,2013-2017 yılları 5 yıllık kar ortalamasının 19.278,46 TL olarak hesaplandığı, 2016 yılında yapılan sözleşmeye göre, 2016 – 2017 yılları iki yıllık kar ortalamasının 33.882,66+ 25.640,58 = 59.232,24/2 = 29.761,62 TL olarak hesaplandığı, sözleşmenin feshedildiği 2017 yılı 3 aylık kazanç kaybı 25.640,58 / 12×3+ 6.410,00 TL olarak hesaplandığı, sözleşmenin feshedildiği 2017 yılından sonraki yıllarda; 2018 yılında 39.694,43 TL, 2019 yılında 52.658,26 TL, 2020 yılında ise 67.515,92 TL kar ettiği, yıllara göre satışlarını ve karlılığını arttırdığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, acentelik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle 3 aylık mahrum kalınan kazanç kaybının tazmini istemine ilişkindir.
Dava 09/04/2020 tarihinde … Asliye Ticaret Mahkemeleri nezdinde açılmış, … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sırasına kaydedilen dava dosyasında 28/01/2021 tarihli celsede İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğundan bahisle davanın usulden reddine dair karar verilmiş, kararın 01/04/2021 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle ve dosyanın gönderilmesi nedeniyle dava dosyası mahkememizin iş bu esas sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacının dava dilekçesinde talep ettiği 3 aylık kazanç kaybından oluşan maddi tazminat talebinin HMK’nun 167/1. Maddesi gereğince tefriki ile mahkememizin iş bu esas sırasına kaydına dair mahkememizin 2021/326 esas sayılı dosyanın 04/11/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında karar verilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/7753 esas 2016/1978 karar sayılı içtihatında açıkça belirttiği üzere davacının aynı mahiyette bir işi ne kadar sürede bulabileceği gözetilerek kazanç (kar) kaybına hükmetmek gerekmektedir. Davacı ticari defter ve kayıtlarının bu yönde incelenmesi için mahal mahkemesine talimat yazılmış 20/09/2022 tarihli raporda bu yönde bir inceleme yapılmaması raporun 15. sayfasında açıkça düzenlenen poliçelere ilişkin kayıtların davacı tarafça sunulmadığının belirtilmiş olması ve ara kararda yer almayan kar ortalamasının hesaplanması nedeniyle 13/10/2022 tarihli celsede davacı vekiline HMK’nın 31. Maddesi uyarınca bu kapsamda açıklama dilekçesi ve ilgili kayıtları sunması için kesin süre verilmiş, davacı vekilinin 02/11/2022 tarihli dilekçesinde bu kapsamda bir açıklama veya belge sunmadığı anlaşılmış, daha sonra davalı ticari defter ve kayıtlarının aynı mahiyette incelenmesi için 24/11/2022 tarihli celsede karar verilmiş ise davacı taraf kesin süre içinde bilirkişi ücretine yönelik delil avansını ikmal etmemiş, HMK’nın 324/2. Maddesi uyarınca davalı tarafın da bilirkişi deliline cevap dilekçesinde dayanmış olması nedeniyle davalı tarafa kesin süre verilmiş, davalı tarafta bilirkişi ücretini ikmal etmemiştir. Bu nedenle de davlı ticari defter ve kayıtları incelenememiştir. TMK’nın 6. ve HMK’nın 190. maddesi uyarınca iddia edilen vakılardan kendi lehine hak çıkaran davacı tarafın üzerinden bulunan ispat yükünü yerine getiremediği ve davasının ispat edemediği anlaşıldığından sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/15068 esas 2018/3806 karar sayılı içtihatı ve dava dilekçesinin içeriği de dikkate alınarak davacı tarafın kısmi olarak açtığı davasındaki 30/09/2022 tarihli ıslah dilekçesi miktarı dikkate alınarak HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcından 110,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 69,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 6.410,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, dava miktarı itibariyle HMK m. 341/2. fıkrası uyarınca kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır